• Sonuç bulunamadı

I. TÜRK DEVLETLERİNDE YÖNETİM ŞEKLİ

I.III. Osmanlı Devletinde Devlet İdare Şekli

I.III.II. Ι.ve II Meşrutiyet Döneminde Devlet Yönetim Şekli

2.3. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ve Saltanat

2.3.8. Sultan Abdülmecit’in Halife Seçilmesi

Vahdettin’in hilafet makamından bir İngiliz gemisi ile yurdu terk etmesi Cuma sabahı Ankara’da duyulur duyulmaz, TBMM Başkanı olan Mustafa Kemal Paşa derhal bir toplantı düzenleyerek, halifenin hilafeti terk ile firarı ve hilafetten kendi kendini düşürmesi üzerine yeni halifenin seçilmesine Büyük Millet Meclisince karar vermiştir.

Bunun üzerine Büyük Millet Meclisi’nin şeriyye encümeniyle diğer konuyla alakadar encümenleri derhal toplanarak bu husustaki karanameleri hazırlamış ve heyet-i umumiyeye bırakmışlardır. Böylece Büyük Millet Meclisi heyet-i umumiyesi önceki gün öğleden önce toplantı yaparak yeni halifenin seçimi ile meşgul olmuştur.381

Halifelik makamı için en uygun görünen kişi Abdülmecit Efendidir. Mustafa Kemal Paşa çok önceden kendisini Milli mücadeleyi kuvvetlendireceği inancıyla Ankara’ya davet etmiş, fakat Abdülmecit kardeşler arasında bir husumet yaşanmaması amacıyla Anadolu’ya gitmemiştir. Bir yılın ardından sonra, 2. İnönü savaşından zaferle çıkıldığı için oğlu Ömer Faruk Efendi Anadolu'ya gitmek istemiş, fakat bu defa da Mustafa Kemal paşa herhangi bir husumet yaşanmaması adına kendisini İnebolu şehrinden İstanbul'a geri göndermiştir.382

Görüşmeler başlamış ve celsenin gidişatına göre icra vekilleri reisi Rauf Bey kürsüye çıkarak Vahdettin’in İngilizlere sığınarak bir İngiliz gemisiyle hilafeti

378 Paul Dumont, Mustafa Kemal, T.C Kültür Bakanlığı Yayınları, (Çev. Zeki ÇelikKol), Ankara, 1999, s. 126

379 Şaduman Halıcı; a.g.e, s. 279

380 Akşam Gazetesi, 18 Kasım, 1338-1341. 381 Tevhid-i Efkar Gazetesi, 20 K asım, 1338-1341.

382 Oğuz Aytepe, Yeni Belgelerin Işığında Halifeliğin Kaldırılması ve Hanedan Üyelerinin Yurt Dışına

Çıkarılmaları, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S. 29-30,

bıraktığını bildirmiş ve şer’en lazım gelen muamelenin yapılması lüzumundan bahsetmiştir.383 İlaveten; "Mademki eski sultan bütün ayıbı ile kâfirlere sığınmıştır, onu halifelikten indirmekten ve yerine bir diğerini koymaktan başka yapacak bir şey kalmamıştır. Onun yerine, Veliaht Prens Abdülmecid bu işi en iyi yapacak kişidir. Çünkü Abdülmecid, serbest fikirleriyle bilinen aydınlık kafalı bir insandır. Ayrıca Milli Hareket’e yatkınlığını da asla gizlememiştir.384" sözlerini de eklemiştir.

Bunun üzerine şer’iye vekili Konya mebusu Vehbi Efendi kürsüye çıkarak firari Vahdettin’in hilafetten ayrıldığını bildiren fetvayı okumuş ve Büyük Millet Meclisi de bu kararı onaylamıştır.

Vahdettin’in halifelikten men edilmesinin ardından Türkiye Büyük Millet Meclis’ince Abdülmecit ile görüşülmüş ve kendisinden halifelik makamına oturulması istenmiştir. Fakat diğer taraftan da ilerleyen dönemlerde şahsının saltanat talebinde bulunamayacağı uyarısı yapılmıştır.385 Üstelik hilafet makamındaki kişinin resmi sınırlarına açıklık getiren bir tebliğ yayınlanmış ve bu tebliğde, Abdülmecit Efendinin sadece Halife unvanını taşıyacağını, bu unvanın yanına başka hiçbir unvanın getirilmeyeceğini, İslam alemine halifeliğini ilan etmek için hazırlayacağı duyurunun öncelikle TBMM’ye bildirmesi gerektiğini ve tasdik edildikten sonra şahsına haber verilip ardından yayınlanacağı ifadeleri yer almıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu koşullarına karşın Abdülmecid Efendi de386 Vahdettin adına herhangi bir şey söylemeyeceğini bildirmiş, ayrıca387 mührünün üzerinde İslam aleminin Halifesi unvanının bulunmasının, Cuma selamlığı sırasında halifeliğe has hilat giyinme ve Fatih Sultan Mehmet’in sarık sarma hakkının olduğu gibi kendisinin de sarık sarma hakkının olmasını istemiştir. Akabinde bu isteklere, belirtilen unvanın kullanabileceği fakat Mehmet Han’ın giysilerine benzer şekilde giysi kullanamayacağı cevabı verilmiştir.388

Daha ilk günlerdeki bu karşılıklı öneriler ve dilekler, Abdülmecit Efendi’nin salt dinsel bir temsil olan Halifelikle yetinmeyip ona Saltanatı andırır bir görünüm de vermek istediğini göstermektedir. 389

383 Vakit Gazetesi, 20 Kasım, 1338-1341.

384 Paul Dumont, Mustafa Kemal, T.C Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1999, (Çev. Zeki Çelikkol), s. 127

385 Mahmut Akkor; a.g.e, s. 20 386 Şarika Gedikli Berber; a.g.e, s. 452

387 Şerafettin Turan, Mustafa Kemal Atatürk, Ankara, 2003, s. 358 388 Mahmut Akkor; a.g.e, s. 20

TBMM’ce büyük önem taşıyan bu unsurların belirtilmesinin ardından Abdülmecid Efendi, halifelik makamına oturmayı kabul etmiş ve beraberce bu önemli unsurların görüşülmesinin ardından390 hanedan-ı Ali Osman’dan ilmen ve ahlaken ıslah ve erşed olan Abdülmecit hazretleri391 kayda değer oranda bir oyla halife seçilmiştir. Kullanılan oyların içerisinde, iki kişi Abdülhamit Han’ın oğlu olan Abdürrahim’e, üç kişi Abdülhamit’in büyük oğlu olan Selim’e vermiş ve dokuz vekil de çekimser oy kullanmıştır.392

Halifelik makamına oturacak kişi belli olduktan sonra, 24 Kasım 1922 tarihinde Topkapı Saray’ında bulunan dairesinde Abdülmecit Efendinin halifeliğinin tanınması amacıyla merasim olmuştur. Bu merasimde, vekillerden oluşan ve içlerinde Refet Paşanın da bulunduğu bir heyet hazır bulunmuş ve ilk defa Arapça yerine Türkçe dua okunmuştur. Ayrıca Fatih Cami’inde Abdülmecit Efendi namına Müfit Efendi de ilk kez Türkçe hutbe okumuştur. "Ufak cihattan büyük cihat’a geri geldik" ifadesini ele alan hutbe de "büyük cihat" cahilliğe karşılık cenk şeklinde yorumlanmıştır. Ardından Abdülmecit Efendi tüm Müslüman halkına bir beyanname dağıtarak şahsını bu makama oturtan TBMM’ye minnettar olduğunu söylemiştir.393 Dağıtılan bu beyanname aşağıdaki gibidir:

Büyük Millet Meclisi Riyasetine

"Allahu Azimüşşanın iradeyi Süphanesiyle, inayeti kutsiyei Rabbaniye ve ruhaniyeti celilei Nebeviyeye dehalet ederek muamelâtı nase ve ihtiyacatı zamana muvafık mukarreratı musıbesiyle üç buçuk seneden beri rüşt ve kıyasetini ispat ve hakimiyetini temin eden Türkiye Büyük Millet Meclisinin intihap ve müzaheretine bilistinat Makamı muallayı Hilafeti İslamiyyeyi maaltazim işgal ediyorum. Cenabı Hakkın inayet ve sıyaneti ve Peygamberi Zişan Efendimizin imdadı ruhaniyeti ve gaza erleriyle din fedailerinin azim ve cesareti sayesinde Ümmeti Mübaşşereyi Muhammediye hakkında ahiren tecelli eden muzafferiyatı müşa’şaal Hudapesendaneden dolayı Kemalı huzu ve huşu ile secdeyi şükrana kapanarak asırlardan beri Hilafeti Celilei İslamiyyenin hadim ve müdafli olmakla müftehir ve mübahi bulunan Türk Millet Meclisinin ve hanedanı Osmaninin hidematı fedakaraneyi

390 Mahmut Akkor, a.g.e, s. 20

391 Vakit Gazetesi, 20 Kasım, 1338-1341. 392 Oğuz Aytepe; a.g.e, s. 19

393 Cevdet Küçük, Abdülmecid Efendi ( 1868-1944), İslam Ansiklopedisi, s. 263,

tebellen alemi İslamın haklarında daima ve bilhassa şu son elem ve imtihan devresinde bir an ibraz ve ibzalinden fariğ olmadığı muhazereti ulviyei uhuvvetkaraneyi bir hissi arnik ve iftihar ve mahmidetle yad ve tezkar ve uluvkadr ve necabetle mütenasiben ve herbâr mûtezayiden haili ri’fat ve saadet olmasını eltafı Celilei Şarmadaniyeden tazarru ve niyaz eylerim.

Ümmeti muazzamai İslamiyenin gayei âmâli, Kelâmı kutsiyet ittisamı ilahinin ve şeriatı garrayı Ahmediyenin ebrayı beşere vait ve tebşir buyurdukları tekemmülatı dünyeviye ve uhreviyei maneviyenin esbabı tecellisine mûttehiden bezli makderetten ibarettir. Bu itibarla Makamı MuallâyıHilafetin mahza vediatullah olan bu vezifei ulviyei imamet vedayiini hakkiyle idare edebilmek ve uğruna bitin ömrümün muhassalai istihzarat ve mesaisine vakfettiğim hizmeti Celilei İslamiyeye alâkaderli istitaa muvaffak olabilmek için Cumhuru Müslimin ve ulemayı dinimüslinin irşadı meşveret ve inzımamı muavenetine hassaten arz iftikar ve müracaat ederim.

Hemen Cenabı Kaadiri mutlak cümlemizi tevkifatı Rabbaniyesine mazhar ve sulh ve müsellimeti cihanın refahiyet ve saadeti umumiyenin idrakiyle kamyab ve müyesser bulunsun amin!"

Darûlhilâfetülaliyye 4 Rebiûlâhir 1341

Halifei Müslimin Hadimülharameynüşşerifeyn Abdülmecid Bini Abdülaziz Han394

Aldığımız malumata göre yeni halifeye büyük bir alay yapılacak ve yeni halifemizin seçilmesi şehrin belirli yerlerinde yüz pare top ile ilan edilecektir.395

Öyle ki, Büyük Millet Meclisi tarafından Abdülmecit hazretlerinin hemen halife seçilmesi şehrimizin bütün yerlerinde çok iyi bir etki yaratmıştır. Çünkü seçilmiş olan halife öteden beri herkesin hürmet ve muhabbetini kazanmış biridir. Dolayısıyla, Büyük Millet Meclisi’nin verdiği karar herkes tarafından büyük bir sevinç ve memnuniyetle karşılanmıştır. Bunu takiben dün, Abdülmecit hazretlerinin Dolmabahçe’deki daireleri onu, tebrik etmeye gelmiş olan yüzlerce kişi ile dolmuştur. Hanedan-ı Ali Osman azasından Mehmet, Selim, Ziyaeddin, Ömer Hilmi, Abdülhalim Efendiler, Ziya Paşa, Sefa, Tevfik Beyler, Şerif Nasır Bey, Süleyman Numan, Pertev Paşalar, şehremini

394 Kazım Öztürk, Türk Parlamento Tarihi TBMM-IΙ. Dönem (1923-1927), Türkiye Büyük Millet Meclisi Yayınları Vakfı, N. 1, C. 1, s. 294

Celal, sanayi’-i nefise mektebi müdürü Cemil Beyler, Piyanist Mösyö (Heke) bu kişilerden sadece bir kaçıdır.

Abdülmecit hazretleri tebrikata gelenleri büyük bir saygıyla karşılayıp herkese ayrı ayrı iltifatlarda bulunmuşlardır. Bununla beraber birçok kişi de açılan defter-i mahsusaya imzalarını atmışlar ve ardından Halife efendimiz, müverrih Ahmet Refik Bey’in tebrikatını kabul ettiği sırada kendisine şu beyanatta bulunmuşlardır:

"Tarihimi asıl bundan sonra yazacaksınız, muahezenize dü-çar olmamak için

nasıl çalışacağımı göreceksiniz" bu beyanattan da anlaşılacağı gibi Abdülmecit, Türkiye

Büyük Millet Meclisi ile yaptığı anlaşmada kararlı bir tavır sergileyeceğini ve kendine olan güvenini açıkça ortaya koymuştur.

Abdülmecit Efendi şimdilik eski dairelerinde ikamet etmektedir. Diğer taraftan Dolmabahçe Sarayı’nın kilimleri Vahdettin tarafından Yıldız’a gönderilmiş olduğundan sarayın hazırlıkları için çalışılmaktadır. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından halife hazretleri Dolmabahçe Sarayı’na yerleşecektir.396

Yeni halife Abdülmecit Efendinin makamına oturmasının akabinde Mustafa Kemal Paşa, onun ve çevresindekilerin faaliyetlerini yakinen takip ederek gerekli gördüğü zamanlarda bulunduğu mevkii ile yetinmesi ve sınırlarının farkında olması konusunda uyarılarını yinelemiştir.

Görüldüğü üzere Mustafa Kemal Paşa, var olan muhalefete karşın reformları gerçekleştirme konusunda hiçbir zaman karalı duruşunu değiştirmemiştir. Reformların gerçekleştirildiği esnada Mustafa Kemal Paşa’ya düşmanca tavır takınan kişiler ise Cumhuriyet devriminin gerçekleştirilmesine ve hilâfet kurumunun lağvedilmesine kadarki zaman diliminde ve sonrasında da tavırlarını yükselen bir ivme ile devam ettirmişlerdir.397

2.3.9. Vahdettin Hazretleri’nin Hilafetten ve Padişahlıktan Ayrılmak