• Sonuç bulunamadı

Su ve enerji kaynakları

Belgede PROJE EKİBİ (sayfa 182-189)

Kemalpaşa İlçesi, antik çağlardan başlayarak, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde yerleşim alanı olmuştur

2.3. Çevre ve Enerji Altyapısı

2.3.2. Su ve enerji kaynakları

İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yer alan yerleşim birimleri suyunun yaklaşık % 70’i yeraltı sularından sağlamaktadır. 2012-2014 verilerine göre İzmir kent merkezinde ise suların % 49’ı yeraltı suyundan,

% 51’i yüzeysel sulardan (Tahtalı, Gördes, Ürkmez ve Balçova Barajı) sağlanmaktadır (Şekil 2.3.6). Ancak, Gördes Barajı olarak belirtilen yüzeysel suyun önemli bir kısmı yeraltı suyundan sağlanmaktadır.

Şekil 2.3.7’de İzmir kent merkezinde bulunan suyun yıllara bağlı tüketimi verilmiş olup şekilden her geçen yıl su tüketiminin arttığı görülmektedir. Şekil 2.3.8’de ise, 2014 yılında İzmir kent merkezinde tüketilen toplam 198 x 106 m3 suyun hangi kaynaklardan sağlandığı gösterilmiştir.

198 Şekil 2.3.6.: İzmir kentine su sağlayan kaynaklar ve sağladığı miktar

Şekil 2.3.7. 2014 yılından İzmir kentine su sağlayan kaynaklar ve miktarları

198 Şekil 2.3.6.: İzmir kentine su sağlayan kaynaklar ve sağladığı miktar

Şekil 2.3.7. 2014 yılından İzmir kentine su sağlayan kaynaklar ve miktarları Şekil 2.3.6.: İzmir kentine su sağlayan kaynaklar ve sağladığı miktar

Şekil 2.3.7. İzmir kentinde yıllar bazında su tüketimi

İzmir Gediz-Bakırçay Havzalarının Yapısal Durumu Çevre ve Enerji Altyapısı

182

İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yer alan Gediz ve Bakırçay Havzaları’ndaki yerleşim yerleri sularının (içme, sulama, sanayi vb.) yaklaşık % 80’i yeraltı sularından sağlanmaktadır (Şekil 2.3.9). Menemen İlçesi merkez, merkeze bağlı olan ve Gediz Havzası içerisinde kalan toplam 29 yerleşim yerinde (köy/mahalle) 1374 adet kuyu tespit edilmiştir. Bu kuyuların büyük çoğunluğunun derinliği 10 m’den fazla olup sulama, kullanma, sanayi ve içme amaçlı sondaj kuyularıdır.

Kuyuların büyük çoğunluğu şahıs kuyulardır. Bu kuyular,

özellikle taneli

birimlerde açılmış ve sulama amaçlı kullanılmaktadır.

Bölgede açılan kuyulardan su çekimi dalgıç pompa, dinamo ve milli pompalar ile yapılmaktadır. Foça’da 240, Aliağa’da 220 ve Çiğli bölgesinde ise 29 adet sulama amaçlı kullanılan sondaj kuyusu belirlenmiştir. Menemen alt havzası içerisinde yer alan Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde önemli oranda sanayi tüketimi amaçlı kuyular yer almaktadır. Toplamda sadece Menemen ve çevresinde 1863 adet sondaj kuyusu bulunmaktadır (Şekil 2.3.10).

198 Şekil 2.3.6.: İzmir kentine su sağlayan kaynaklar ve sağladığı miktar

Şekil 2.3.7. 2014 yılından İzmir kentine su sağlayan kaynaklar ve miktarları Şekil 2.3.8. 2014 yılından İzmir kentine su sağlayan kaynaklar ve miktarları

Şekil 2.3.9 İzmir’de içme suyunun sağlandığı kuyular

199 Şekil 2.3.9 İzmir’de içme suyunun sağlandığı kuyular

Şekil 2.3.10. Menemen ve Çiğli sınırları içinde tespit edilen kuyular

183

İzmir Gediz-Bakırçay Havzası Sürdürülebilir Yerel Kalkınma Stratejisi

Menemen’de, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne (İZSU) ait 26 adet içme su kuyusu bulunmakta ve yüzeysel alüvyon akiferden yeraltı suyu sağlamaktadır. Bu kuyuların derinliği 70 ile 180 m arasında değişmektedir. Bu kuyular ile İzmir kent merkezi suyunun % 9 u sağlanmaktadır.

Ayrıca Büyükşehir sınırları içerisindeki sanayi suyunun

% 90’ı da yeraltı suyu kuyularından sağlanmaktadır (Şekil 2.3.11). DSİ İzmir sanayisi için 130 milyon m3 su tahsis etmiştir. Yapılan incelemelere göre Gediz ve Bakırçay Havzaları’ndaki yerleşimlerin geleceği ve markalaşmasında yeraltı suları önemli rol oynayacaktır.

Ancak, kontrolsüz su çekimi, bilinçsiz yapılaşma ve bilinçsiz tarım uygulamalarının su kaynaklarını olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir ve yeraltı suyu kaynakları doğal ve insan kaynaklı riskler altındadır. Örneğin, Foça ve Dikili bölgesinde altere volkanik birimlerde açılan kuyularda yüksek demir, mangan ve yer yer arsenik konsantrasyonları ölçülmüştür. Menemen Ovası’nda kuyular tuzlanma riski ile karşı karşıyadır. Ayrıca, bilinçsiz tarım uygulamaları yeraltı suyu kaynaklarının kalitesini etkilemektedir.

199 Şekil 2.3.9 İzmir’de içme suyunun sağlandığı kuyular

Şekil 2.3.10. Menemen ve Çiğli sınırları içinde tespit edilen kuyular Şekil 2.3.10. Menemen ve Çiğli sınırları içinde tespit edilen kuyular

Şekil 2.3.11.İzmir ili içindeki organize sanayi bölgeleri

200 Menemen’de, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne (İZSU) ait 26 adet içme su kuyusu bulunmakta ve yüzeysel alüvyon akiferden yeraltı suyu sağlamaktadır. Bu kuyuların derinliği 70 ile 180 m arasında değişmektedir. Bu kuyular ile İzmir kent merkezi suyunun % 9 u sağlanmaktadır. Ayrıca Büyükşehir sınırları içerisindeki sanayi suyunun % 90’ı da yeraltı suyu kuyularından sağlanmaktadır (Şekil 2.3.11). DSİ İzmir sanayisi için 130 milyon m3 su tahsis etmiştir. Yapılan incelemelere göre Gediz ve Bakırçay Havzaları’ndaki yerleşimlerin geleceği ve markalaşmasında yeraltı suları önemli rol oynayacaktır. Ancak, kontrolsüz su çekimi, bilinçsiz yapılaşma ve bilinçsiz tarım uygulamalarının su kaynaklarını olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir ve yeraltı suyu kaynakları doğal ve insan kaynaklı riskler altındadır. Örneğin, Foça ve Dikili bölgesinde altere volkanik birimlerde açılan kuyularda yüksek demir, mangan ve yer yer arsenik konsantrasyonları ölçülmüştür. Menemen Ovası’nda kuyular tuzlanma riski ile karşı karşıyadır. Ayrıca, bilinçsiz tarım uygulamaları yeraltı suyu kaynaklarının kalitesini etkilemektedir.

Şekil 2.3.11.İzmir ili içindeki organize sanayi bölgeleri

Gediz ve Bakırçay Havzaları’nda çok sayıda sulama ve içme suyu amaçlı kuyu açılmıştır. Bu havzalarda açılan kuyuların önemli bir bölümü ruhsatsızdır ve kontrolsüz bir şekilde su tüketmektedir.

Örneğin, 2014 yılında DSİ tarafından yapılan çalışmada Kemalpaşa İlçesi ve çevresinde 6730 adet kuyu saptanmıştır. Tespit edilen kuyuların % 87’si tarımsal sulama amaçlı kullanılmaktadır. Kuyuların

% 10,8’inin kullanma amaçlı su temini, % 1,8’inin ise içme amaçlı su temininde kullanıldığı belirlenmiştir (Şekil 2.3.12). Kuyuların tamamına yakını alüvyon ovalarında açılmıştır. Benzer bir durum Menemen için de geçerlidir. DSİ tarafından 2014 tarihinde yapılan çalışmalara göre Menemen

İzmir Gediz-Bakırçay Havzalarının Yapısal Durumu Çevre ve Enerji Altyapısı

184

Gediz ve Bakırçay Havzaları’nda çok sayıda sulama ve içme suyu amaçlı kuyu açılmıştır. Bu havzalarda açılan kuyuların önemli bir bölümü ruhsatsızdır ve kontrolsüz bir şekilde su tüketmektedir. Örneğin, 2014 yılında DSİ tarafından yapılan çalışmada Kemalpaşa İlçesi ve çevresinde 6730 adet kuyu saptanmıştır. Tespit edilen kuyuların % 87’si tarımsal sulama amaçlı kullanılmaktadır.

Kuyuların % 10,8’inin kullanma amaçlı su temini,

% 1,8’inin ise içme amaçlı su temininde kullanıldığı belirlenmiştir (Şekil 2.3.12). Kuyuların tamamına yakını alüvyon ovalarında açılmıştır. Benzer bir durum Menemen için de geçerlidir. DSİ tarafından 2014 tarihinde yapılan çalışmalara göre Menemen İlçesi ve çevresinde 1753 adet kuyu tespit edilmiştir (2.3.13). Bu kuyuların kullanım amaçları incelendiğinde; % 87’sinin tarımsal sulama, % 8’inin kullanma, % 5’inin ise içme amaçlı su temininde kullanıldığı belirtilmiştir.

İzmir ili yeraltı suyu kullanım oranı % 70 civarındadır.

Bu durum yeraltı suyu kaynaklarının korunmasının ve kirlenmesinin minimize edilmesinin İzmir için ne kadar

önemli olduğunu göstermektedir. İzmir kentinin su kaynaklarını sağlayan kesimler (Menemen Ovası gibi) ciddi anlamda risk altındadır. Aşırı kentleşme, bilinçsiz tarım uygulamaları ve kentteki sanayi atıkları su kalitesini gün geçtikçe bozmaktadır (Baba, 2013).

Enerji kaynakları açısından % 70 dışa bağımlı olan ülkemizde, artan enerji arz talebini karşılamak üzere bir yandan enerji alanlarında yatırımlar yapılırken diğer yandan da enerjideki dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik çözümlere yönelim artmaktadır. Jeotermal, rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretiminin, yaşanan teknolojik gelişmelere bağlı olarak ekonomik değer kazanması sadece enerji sektöründeki bağımsızlığa değil aynı zamanda ekolojik dengenin de bozulmadan korunmasına da olumlu katkı sağlayacak kapasitededir. İzmir kentinin kuzeyi yenilenebilir enerji kaynakları (jeotermal, rüzgar ve güneş) açısından son derece zengindir (Şekil 2.3.14).

Bölgede özellikle özel sektör tarafından jeotermal kaynaklar ile ilgili çalışmalar yoğunlaşmıştır.

Şekil 2.3.12 Kemalpaşa (üstte) ve Menemen (altta) civarı yeraltı suyu kuyu yerleri (DSİ, 2014)

202 Şekil 2.3.12 Kemalpaşa (üstte) ve Menemen (altta) civarı yeraltı suyu kuyu yerleri (DSİ, 2014)

Gediz ve Bakırçay Havzaları’nda çok sayıda sulama ve içme suyu amaçlı kuyu açılmıştır. Bu havzalarda açılan kuyuların önemli bir bölümü ruhsatsızdır ve kontrolsüz bir şekilde su tüketmektedir. 202 Şekil 2.3.12 Kemalpaşa (üstte) ve Menemen (altta) civarı yeraltı suyu kuyu yerleri (DSİ, 2014)

Gediz ve Bakırçay Havzaları’nda çok sayıda sulama ve içme suyu amaçlı kuyu açılmıştır. Bu havzalarda açılan kuyuların önemli bir bölümü ruhsatsızdır ve kontrolsüz bir şekilde su tüketmektedir.

185

İzmir Gediz-Bakırçay Havzası Sürdürülebilir Yerel Kalkınma Stratejisi

203 Örneğin, 2014 yılında DSİ tarafından yapılan çalışmada Kemalpaşa İlçesi ve çevresinde 6730 adet kuyu saptanmıştır. Tespit edilen kuyuların % 87’si tarımsal sulama amaçlı kullanılmaktadır. Kuyuların

% 10,8’inin kullanma amaçlı su temini, % 1,8’inin ise içme amaçlı su temininde kullanıldığı belirlenmiştir (Şekil 2.3.12). Kuyuların tamamına yakını alüvyon ovalarında açılmıştır. Benzer bir durum Menemen için de geçerlidir. DSİ tarafından 2014 tarihinde yapılan çalışmalara göre Menemen İlçesi ve çevresinde 1753 adet kuyu tespit edilmiştir (2.3.13). Bu kuyuların kullanım amaçları incelendiğinde; % 87’sinin tarımsal sulama, % 8’inin kullanma, % 5’inin ise içme amaçlı su temininde kullanıldığı belirtilmiştir.

Şekil 2.3.13. İzmir ili sınırlarında yenilenebilir enerji kaynaklarının bulunduğu yerler

İzmir ili ve çevresi, ince kabuk, yüksek ısı akısı, aktif tektonik ortam, genç magmatik/volkanik etkinlik ve litoloji-yapısal kontrollü rezervuar/örtü kaya ilişkisi nedeniyle düşük-orta-yüksek ısı yüklü jeotermal kaynak açısından önemli bir bölgede yer almaktadır (Baba ve ark., 2015; Sözbilir, 2015).

İzmir’in kuzeyindeki yerleşimlerde (Kınık dışında) çok sayıda jeotermal kaynak bulunmaktadır. İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’nın 2015 yılı verilerine göre, jeotermal enerji için işletme ruhsatı en fazla Bergama-Dikili bölgesine verilmiştir. Aynı zamanda bu alanda en fazla jeotermal kuyu açılmıştır (Şekil 2.3.14). Jeotermal kaynaklar ile ilgili faal işletme ruhsat sayısı yine bu bölgededir (Şekil 2.3.15). Buna ek olarak jeotermal kaynakların farklı sektörlerde kullanıldığı en önemli bölgelerden de birisidir (Şekil 2.3.16). Dikili-Bergama jeotermal alanları Dikili-Bergama graben sistemi içinde yer almakta olup İzmir il merkezine yaklaşık 120 km uzaklıktadır. Bölgedeki termal kaynaklar ve jeotermal kuyulardan elde edilen jeotermal akışkan, termal turizm, sera ve konut ısıtmacılığında kullanılmaktadır. Bölgedeki jeotermal alanlar, Dikili İlçesi’nde kuzeyden güneye Nebiler Kaplıcası, Kocaoba Ilıcası, Kaynarca mevkii, Çamur Kaplıcası ve Bademli Kaplıcası ve Bergama İlçesi’nde kuzeyden güneye Paşa Ilıcası, Güzellik Kaplıcası ve Dübek mevkiidir. Bu

Şekil 2.3.13. İzmir ili sınırlarında yenilenebilir enerji kaynaklarının bulunduğu yerler

Şekil 2.3.14. Jeotermal işletme ruhsatı ve kuyu sayısı

Şekil 2.3.15.Jeotermal işletme ruhsatı sayısı ve faal işletme ruhsatı

204 alanlardaki termal suların sıcaklıkları 24–145°C arasında değişmektedir. Dikili jeotermal sahasında Avrupa’nın en büyük ve Dünya’nın da üçüncü büyük serası kurulmuştur.

Şekil 2.3.14. Jeotermal işletme ruhsatı ve kuyu sayısı

Şekil 2.3.15.Jeotermal işletme ruhsatı sayısı ve faal işletme ruhsatı İşletme Ruhsat Sayısı

Faal İşletme Ruhsat Sayısı

İzmir Gediz-Bakırçay Havzalarının Yapısal Durumu Çevre ve Enerji Altyapısı

186

İzmir ili ve çevresi, ince kabuk, yüksek ısı akısı, aktif tektonik ortam, genç magmatik/volkanik etkinlik ve litoloji-yapısal kontrollü rezervuar/örtü kaya ilişkisi nedeniyle düşük-orta-yüksek ısı yüklü jeotermal kaynak açısından önemli bir bölgede yer almaktadır (Baba ve ark., 2015; Sözbilir, 2015). İzmir’in kuzeyindeki yerleşimlerde (Kınık dışında) çok sayıda jeotermal kaynak bulunmaktadır. İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’nın 2015 yılı verilerine göre, jeotermal enerji için işletme ruhsatı en fazla Bergama-Dikili bölgesine verilmiştir. Aynı zamanda bu alanda en fazla jeotermal kuyu açılmıştır (Şekil 2.3.14). Jeotermal kaynaklar ile ilgili faal işletme ruhsat sayısı yine bu bölgededir (Şekil 2.3.15). Buna ek olarak jeotermal kaynakların farklı sektörlerde kullanıldığı en önemli bölgelerden de birisidir (Şekil 2.3.16). Dikili-Bergama jeotermal alanları Dikili-Bergama graben sistemi içinde yer almakta olup İzmir il merkezine yaklaşık 120 km

uzaklıktadır. Bölgedeki termal kaynaklar ve jeotermal kuyulardan elde edilen jeotermal akışkan, termal turizm, sera ve konut ısıtmacılığında kullanılmaktadır. Bölgedeki jeotermal alanlar, Dikili İlçesi’nde kuzeyden güneye Nebiler Kaplıcası, Kocaoba Ilıcası, Kaynarca mevkii, Çamur Kaplıcası ve Bademli Kaplıcası ve Bergama İlçesi’nde kuzeyden güneye Paşa Ilıcası, Güzellik Kaplıcası ve Dübek mevkiidir. Bu alanlardaki termal suların sıcaklıkları 24–145°C arasında değişmektedir.

Dikili jeotermal sahasında Avrupa’nın en büyük ve Dünya’nın da üçüncü büyük serası kurulmuştur.

Türkiye’nin rüzgâr potansiyeli en yüksek alanlardan biride İzmir’in kuzey, kuzeydoğu kesimleridir (Şekil 2.3.17). Ekonomik RES yatırımı için 7 m/s veya üzerinde rüzgâr hızı gerekmektedir. Bergama, Kınık çevresinde bazı kesimlerde rüzgâr hızı 7m/s üzerindedir. Bu nedenle, Bergama ve çevresinde son yıllarda santral lisansı alınmış ve enerji üretimine başlanmıştır.

205 Şekil 2.3.16Jeotermal kaynakların kullanıldığı sektörler

Türkiye’nin rüzgâr potansiyeli en yüksek alanlardan biride İzmir’in kuzey, kuzeydoğu kesimleridir (Şekil 2.3.17). Ekonomik RES yatırımı için 7 m/s veya üzerinde rüzgâr hızı gerekmektedir. Bergama, Kınık çevresinde bazı kesimlerde rüzgâr hızı 7m/s üzerindedir. Bu nedenle, Bergama ve çevresinde son yıllarda santral lisansı alınmış ve enerji üretimine başlanmıştır.

Şekil 2.3.17.İzmir’in rüzgar haritası (YEGM, 2013)

Güneş enerjisinden elektrik üretiminde teknolojinin ilerlemesi ve fotovoltaik panellerin maliyeti düşmesi ile birlikte özellikle Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik'in de çıkmasıyla sektörde hızlı bir gelişme olacağı öngörülmektedir. Büyük ölçekli 'Fotovoltaik Güneş Santrali' kurmak yakın gelecekte ticari anlamda çekici hale gelecektir. Bu da özellikle kurulum yapılabilecek açık arazilerin yakın gelecekte bu sebeple değerlendirmeye alınacağı anlamına gelmektedir. Bununla

Şekil 2.3.16Jeotermal kaynakların kullanıldığı sektörler

Şekil 2.3.17.İzmir’in rüzgar haritası (YEGM, 2013)

187

İzmir Gediz-Bakırçay Havzası Sürdürülebilir Yerel Kalkınma Stratejisi

Güneş enerjisinden elektrik üretiminde teknolojinin ilerlemesi ve fotovoltaik panellerin maliyeti düşmesi ile birlikte özellikle Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik’in de çıkmasıyla sektörde hızlı bir gelişme olacağı öngörülmektedir. Büyük ölçekli ‘Fotovoltaik Güneş Santrali’ kurmak yakın gelecekte ticari anlamda çekici hale gelecektir. Bu da özellikle kurulum yapılabilecek açık arazilerin yakın gelecekte bu sebeple değerlendirmeye alınacağı anlamına gelmektedir. Bununla birlikte, daha küçük çapta ve hızlı ilerleyecek kısım ise ev ve otoparklarda kullanılacak çatı tipi sistemler olacaktır.

Türkiye’nin fotovoltaik sistem ile üretim gerçekleştirilebilir potansiyeli 450–500 GW olarak değerlendirilmekte, resmi bir hedef olmamakla birlikte 2020 yılında 10 GW’a kadar bir kurulum projeksiyonu öngörülmektedir [Oktik 2015]. Özellikle Menemen ve Çiğli çevresi güneş enerjisi açısından önemli bir potansiyele sahiptir (Şekil 2.3.18 ve Şekil 2.3.19). Gediz ve Bakırçay Havzaları’ndaki kırsal alanlarda güneş enerjisinden yararlanılabilir.

206 birlikte, daha küçük çapta ve hızlı ilerleyecek kısım ise ev ve otoparklarda kullanılacak çatı tipi sistemler olacaktır.

Türkiye'nin fotovoltaik sistem ile üretim gerçekleştirilebilir potansiyeli 450–500 GW olarak değerlendirilmekte, resmi bir hedef olmamakla birlikte 2020 yılında 10 GW'a kadar bir kurulum projeksiyonu öngörülmektedir [Oktik 2015]. Özellikle Menemen ve Çiğli çevresi güneş enerjisi açısından önemli bir potansiyele sahiptir (Şekil 2.3.18 ve Şekil 2.3.19). Gediz ve Bakırçay Havzaları’ndaki kırsal alanlarda güneş enerjisinden yararlanılabilir.

Şekil 2.3.18. Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası (www.eie.gov.tr)

Şekil 2.3.19. İzmir Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası (www.eie.gov.tr)

206 birlikte, daha küçük çapta ve hızlı ilerleyecek kısım ise ev ve otoparklarda kullanılacak çatı tipi sistemler olacaktır.

Türkiye'nin fotovoltaik sistem ile üretim gerçekleştirilebilir potansiyeli 450–500 GW olarak değerlendirilmekte, resmi bir hedef olmamakla birlikte 2020 yılında 10 GW'a kadar bir kurulum projeksiyonu öngörülmektedir [Oktik 2015]. Özellikle Menemen ve Çiğli çevresi güneş enerjisi açısından önemli bir potansiyele sahiptir (Şekil 2.3.18 ve Şekil 2.3.19). Gediz ve Bakırçay Havzaları’ndaki kırsal alanlarda güneş enerjisinden yararlanılabilir.

Şekil 2.3.18. Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası (www.eie.gov.tr)

Şekil 2.3.19. İzmir Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası (www.eie.gov.tr)

Şekil 2.3.18. Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası (www.eie.gov.tr)

Şekil 2.3.19. İzmir Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası (www.eie.gov.tr)

İzmir Gediz-Bakırçay Havzalarının Yapısal Durumu Çevre ve Enerji Altyapısı

188

Belgede PROJE EKİBİ (sayfa 182-189)