• Sonuç bulunamadı

A- Şikâyet Hakkını Kullanacak Olanlar

1- Suçtan Zarar Gören Kavramı

Suçtan zarar gören, suçla haklı bir yararı ihlal edilen kimsedir. 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK ve 5237 sayılı TCK ‘nın çeşitli hükümlerinde “suçtan zarar gören” terimine yer verilmiş olup CMK’nın 2/1-j.2 ile 253/22. maddeleri arasında toplam yirmiyedi kez yer alan suçtan zarar gören (szg) kavramı; 5237 sayılı TCK’ da “yabancı tarafından işlenen suçları” düzenleyen 12/2. maddesi ve şikâyet kurumunun düzenlendiği 73. maddesinin iki fıkrasında kavram olarak (TCK 73/4-7 md.) geçmekte ise de, suçtan zarar gören kavramının tanımı, ne TCK ne de CMK’ da yapılmamıştır.

229 YENĐSEY, Feridun, CMK’nın Genel Değerlendirilmesi, Ceza Hukuku Dergisi,Yıl:1, S. 1, Ekim 2006,s. 11.

230 ÖZBEK, (TCK Đzmir Şerhi), s. 636.; DÖNMEZER-ERMAN, C: 1, s. 369, No. 465, 231 YILDIZ, s. 6.

2- Tanım

Suçtan zarar gören kavramı, mevzuatımızda tanımlanmadığından, bu kavram doktrin ve yargı kararları tarafından açıklanmıştır; suçtan zarar gören kavramı, suç olayı içinde pasif süjeye ilişkindir233. Bu yüzden “suçun pasif süjesi”234, “suçun hukuki konusu”, “suç kurbanı” veya “suç mağduru” gibi terimlerle ifade edilmektedir. Mağdur, Türk Dil Kurumunun sözlüğünde; “haksızlığa uğramış (kimse)”, “kıygın” anlamına gelmekte235 ve “suçtan zarar gören kimse” yi ifade etmek için daha çok “mağdur” kavramı kullanılmaktadır. Ceza Hukuku anlamında, suçun mağduru, suçun konusunun ait olduğu kişidir.

Suçtan zarar gören kimse ise , suç teşkil eden fiil ile hak veya menfaati zarar gören kişidir. Kural olarak, mağdur, bir suçun işlenmesinden ötürü zarar gören kişidir. Mesela, hırsızlık suçunun mağduru, aynı zamanda bu suçun işlenmesi dolayısı ile zarar gören kişidir. Fakat, suçtan zarar gören kişi, her zaman bu suçun işlenmesi dolayısıyla mağdur edilen kişi değildir. Mesela, bir kurumun parasına ve sair malvarlığına vaziyet eden bir görevliye cebir veya tehdit tatbiki suretiyle, yağma suçunun işlenmesi halinde; bu suçun mağduru, kendisine cebir veya tehdit uygulanan, bu eylemlere maruz kalan görevlidir. Buna karşılık, suçtan zarar gören, bu suretle malvarlığında azalma meydana gelen kurumdur236.

Suçun mağduru, herkes olabilir. Ceza Hukukunda sadece gerçek kişiler bir suçun mağduru olabilir. Tüzel kişiler, ancak suçtan zarar gören olarak değerlendirilebilir237. Bu açıdan, suçtan zarar gören ile mağdur kavramı aynı şey olmayıp, suçtan zarar gören kavramı mağdura göre daha geniştir238.

Bazı suçlar açısından, mağdurun doğrudan doğruya devlet olduğu iddia edilmiştir239. Ancak, bu fikre göre, devlet, her suçun en üst, “birinci derecede pasif süjesidir” yani mağdurudur240. Bu görüşe sahip olan yazarlarca, 765 Sayılı TCK’nın Đkinci

233 YAĞCI, Adnan, Ceza Muhakemesinde Suçtan Zarar Görenin Görevi, D.E.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi- Đzmir/1993,s. 5.

234 EREM-DANIŞMAN-ARTUK; Suçun pasif sujesi: “Ceza kuralının koruduğu hak veya menfaatin maliki yada bunlar üzerinde tasarruf sahibi olan kişidir.” , s. 242

235 http://www.tdk.org.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF05A79F75456518CA (ET: 09.01.2007)

236 ÖZGENÇ, (Gazi Şerhi), s. 218.

237 KOCA, Mahmut-ÜZÜLMEZ, Đlhan, “Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukukunda Mağdurun Korunması ve Mağdura Tanınan Haklar”, in: HPD, 2006/7, s.141.- ÖZGENÇ, (Gazi Şerhi), s. 219. Aksi fikir için bkz. DÖNMEZER-ERMAN, C: II, No:1172; EREM-DANIŞMAN-ARTUK, s. 242; SOYASLAN, Doğan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Yetkin Yayınları, Ankara 2005, s. 209.

238 ÖZGENÇ, (Gazi Şerhi), s. 218-219.

239 DÖNMEZER-ERMAN, C: II, No:1175; SOYASLAN, (Ceza Genel Hükümler), s. 210,

240 SOYASLAN, (Ceza Genel Hükümler), s. 210¸ DÖNMEZER-ERMAN, C: II, No:1172.; EREM- DANIŞMAN-ARTUK: “Pasif suje, en geniş anlayış içinde, her suç için, “devlettir”. Zira suç devletin koyduğu bir kuralın ihlalidir. Koyduğu kurallara uyulması hususundaki çıkarın sahibi olarak devlet pasif

Kitabının, “Devletin Şahsiyetine Karşı Cürümler”, başlığını taşıyan Birinci Babındaki, “Devlet Đdaresi Aleyhine Cürümler” başlıklı, Üçüncü Babındaki, “Adliye Aleyhine Cürümler” başlıklı Dördüncü Babındaki suçların mağdurunun “Devlet” olduğu kabul edilmiştir241.

Devletin, suçun mağduru olabileceği görüşü, devleti bir hak süjesi olarak kabul eden anlayışın ürünüdür242. Hâlbuki hak süjesi, ancak bireylerdir243.

Suç tiplerini inceleyen Ceza Özel Hukuku kitaplarına bakıldığında, “zarar” kavramından değil, “suçla korunan hukuki yarar”dan söz edildiği görülür. Hukuki yarar, zarar kavramından daha geniştir; Ceza Hukukunda, bazen bir zararın değil bir zarar tehlikesinin bulunması dahi fiilin suç olarak kabulü için yeterlidir.Bu anlamda, her suç o suçla korunan hukuki yararı ihlal ederse de bazı hallerde bir zarar doğmamış olabilir. Ancak, bir zararın doğduğu hallerde, hukuki yarar zarar ile özdeşleşmektedir. Zira, hukuki yararın ihlali, kendini bir zarar şeklinde ortaya koyar. Ancak, burada kanunkoyucu bir hukuki yarardan bahsetmekle somut (aktüel), mağdurun sahip olduğu; hayat, vücut bütünlüğü, mal veyahut şeref, haysiyet gibi soyut değerlerden bahsetmektedir. Ceza hukuku anlamında zarar, bu değerlerin ihlalinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır244.

Ceza Hukukunda zarar, suçla korunan hukuki yararda somutlaşır. Dolayısıyla, zararın türü de hukuki yarara göre belirlenir. Maddi zararın, malvarlığında meydana gelen; “eksilme” veya “artmanın engellenmesi”, manevi zararın ise, kişilik haklarının koruması kapsamına giren değerlerin ihlalinden meydana gelen zarar olarak tanımlamak mümkündür. Doğrudan zarar, mutlak bir hak ihlali eyleminin doğrudan yol açtığı zararlar iken, dolayısı ile zarar ise, bir mutlak hakkın ihlal edilmiş olması sebebi ile uğranılan kazanç kaybı ve maruz kalınan mahrumiyetlerdir245.

Suçtan doğrudan doğruya zarar görme “dar”; dolayısı ile zarar görme ise “geniş” anlamda suçtan zarar görmeyi ifade eder246. Bir görüşe göre, suçtan zarar gören olmak için, suçtan doğrudan doğruya zarar gören, başka bir ifade ile suçun maddi unsurunun etkilediği hakkın sahibi olmak gerekli iken başka bir görüşe göre, suç ile korunan “hukuksal yararın zedelenmesi” dar, “haklı çıkarın zedelenmesi” ise geniş anlamda suçtan zarar göreni ifade

suje kabul edilir”, s. 242

241 SOYASLAN, (Ceza Genel Hükümler), s. 209.

242 ÖZEK, Çetin; Siyasi Đktidar Düzeni Ve Fonksiyonları Aleyhine Cürümler, Đstanbul 1967,s. 38. 243 ÖZGENÇ, (Gazi Şerhi), s. 219.

244 ÖZBEK, Veli Özer, Ceza Hukukunda Suçtan Doğan Mağduriyetin Giderilmesi (DEÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi), Đzmir 1996, s. 288.

245 ÖZBEK, (Suçtan Doğan Mağduriyetin Giderilmesi), s. 289-290. 246 ÖZTÜRK-ERDEM, (CMK…), s. 318.

eder247. Suçtan zarar gören, suçun üzerinde işlendiği kişi ile yakın kavramdır. Bu yakınlık, bazen aynı kişiyi anlatmak suretiyle çok yoğunlaşır. Örneğin, ırza geçme suçundan bu kavramlar aynı kişiyi anlatırken, öldürme suçundan suçun üzerinde işlendiği kişi kavramı öleni, suçtan zarar gören kavramı ise, ölenin yakınlarını anlatır. Ayrıca, suçtan zarar gören bir muhakeme hukuku kavramıdır. Oysa suçun üzerinde işlendiği kişi kavramı, Ceza Hukukuna ait bir kavramdır.

Suçtan zarar görenin, Ceza Muhakemesi Hukuku kavramı oluşu, muhakemede ki görevinden kaynaklanır. Eğer, suçun üzerinde işlendiği kişi de ceza muhakemesinde görev sahibi ise yani yetki ve / veya ödevleri varsa, aynı zamanda suçtan zarar görendir248. Suçtan zarar görenin, tanımı hususunda yukarıda belirttiğimiz üzere, dar ve geniş görüş olarak başlıca iki görüş bulunmaktadır. Bu görüşler, 1412 sayılı CMUK döneminde suçtan zarar gören kavramını açıklamada bir öneme sahip olmuştur. Ancak 5271 sayılı CMK kamu davasına katılacak kişiyi, suçtan zarar gören ile sınırlı tutmayıp; ayrıca mağdur, malen sorumlu, suçtan zarar gören tüzel kişilere de katılma hakkını tanıyarak 1412 sayılı CMUK’nın bu husustaki eksikliğini gidermiş olmaktadır.