• Sonuç bulunamadı

Şikâyetten Feragat, Mağdurun Rızası ve Şikâyetten Vazgeçme

A- Kavram

2- Şikâyetten Feragat, Mağdurun Rızası ve Şikâyetten Vazgeçme

Şikâyet hakkı, özel hukuktaki haklardan olmayıp, kamu hukuku yetkisidir. Ancak, hak sahibi sujenin yaptığı görev kamu görevi sayılmadığından “hak” denilmektedir. Bu hak, istenilirse kullanılmayabilecektir354. Tabiidir ki, bu konuda karar verme hakkı,

şikâyete yetkili olan suçtan zarar gören kimse ve de varsa suçtan zarar gören kimsenin yasal temsilcisidir.

Sözcük anlamından da anlaşılacağı üzere “şikâyetten vazgeçme”, daha önce yetkili kimse tarafından yapılmış olan şikâyetin geçersiz sayılmasının355 muhakeme makamlarından istenmesidir. Bir başka deyişle, fiil sebebi ile kovuşturma yapılmasını isteme iradesinin açıklanmasından sonra bu açıklanmış olan iradeden vazgeçilerek, fiil sebebi ile artık kovuşturma yapılmamasını istemektir.

Şikâyetten feragat ise, henüz yapılmamış bulunan bir şikâyetin, daha şikâyet süresi dolmamış olmasına rağmen artık şikâyet yapılmayacağının, şikâyete yetkili, suçtan zarar gören ve varsa yasal temsilcisi tarafından açıklanmasıdır. Yani, şikâyet hakkına sahip kimsenin, bu hakkını kullanmadan önce bu hakkı kullanmayacağına ilişkin irade beyanıdır. Yeni TCK’da, 765 sayılı TCK’da olduğu gibi, şikâyetten feragatten söz etmemiştir.

Şikâyet hakkına sahip olan kimsenin, bu hakkı kullanmaktan feragat etmesine bir engel bulunmamaktadır. Çünkü, şikâyet etmeye hakkı ve buna yetkili olan kimsenin bu hakkını kullanmadan önce artık bu hakkını kullanmayacağını bildirmeye hakkı vardır. Ancak, kişiye sıkı bir şekilde bağlı olan haklardan olan şikâyet hakkı doğmadan önce bu haktan vazgeçilemez, böyle bir vazgeçme, vazgeçme taahhüdü geçerli değildir. Zira, 4721 Sayılı TMK’nun 23. maddesi uyarınca; ”Kimse, hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemez. Kimse özgürlüklerinden vazgeçemez veya onları hukuka ya da ahlaka aykırı olarak sınırlayamaz”.

Rızanın, fiilin haksızlığını (hukuka aykırılığını) ortadan kaldırması için, hukuksal değer taşıyıcısının ahlaka, adaba aykırı olmayan iradesinin yani, hukuksal korumadan vazgeçmesinin varlığı da bir koşuldur356. Bireysel olmayan, toplumsal hukuksal değerler olarak adlandırılan konularda münferit bireyin hukuken etkili bir rıza açıklamasında

354

NUHOĞLU-YENĐSEY-KUNTER, s. 86.

355 DEMĐRBAŞ, (Ceza Hukuku Genel Hükümler), s. 197; HAKERĐ, (Ceza Hukuku), s. 92. 356 ÜNVER, s. 973.

bulunabilmesi olanağı kabul edilmemektedir. Çünkü, bireyin bu hususta bir tasarruf yetkisi bulunmamaktadır. Rıza, yalnızca tehdit edilen hukuksal değerin tüm kapsamıyla hukuksal değer sahibinin tasarruf yetkisi alanında bulunması durumunda muteberdir357.

Mağdurun rızasının hukuki niteliği, hukuki işlem olarak açıklanmaktadır. Hukuki işlem, hukukun kendisine sonuç bağladığı irade açıklamasıdır. Mağdurun rızasına da sonuç bağlandığına göre, rıza açıklaması da bir hukuki işlemdir. Ancak, bu rıza açıklaması hareketi hukuka uygun hale getirdiğinde önem taşır. Ancak, hukuka aykırılığı etkilemediği durumlarda mağdurun rıza açıklaması önemsiz bir hukuki işlem olmaktan öte geçemez358.

Rıza açıklamasının rızayı bozan nedenlerden biri ile sakatlanmamış bulunması da gereklidir359. Şaka, hata, hile ve zorlama gibi hallerin bulunması durumunda rıza yok sayılır. Ancak failin rızanın bu nedenlerden biri ile sakatlanmış olduğunu bilinmemesi durumunda hukuka uygunluk nedeninde yanılgıdan söz edilir ve sorun Yeni TCK’nın 30’uncu maddesi hükmü uyarınca çözümlenir360

Feragat, şikâyet hakkı doğduktan sonra kullanılabilen ve şikâyet hakkı doğduktan sonra sonuç doğuran, bir irade beyanıdır361. Buna karşılık, bir suçu işlenmesine rıza göstermek feragat niteliğinde değildir. Böyle bir irade açıklamasının varlığı halinde, konu mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni bağlamında değerlendirilip, bu hukuka uygunluk nedeninin koşulları varsa eylemin hukuka uygun olduğu ve dolayısıyla bir suç oluşturmadığı kabul edilecek; bunun doğal sonucu olarak da şikâyet hakkından söz edilemeyecektir362.

Yeni TCK’nın 26/2. maddesinde düzenlenen ve ceza sorumluluğunu kaldıran bir hukuka uygunluk sebebi olan “rıza” ile “şikâyetten feragat” kurumları karıştırılmamalıdır. Rızanın yokluğu, ilgili suçun maddi unsurları bağlamında mütalaa edilmesi gereken bir olumsuz unsuru oluşturmaktadır363. Suç mağdurunun rızasının muteber kabul edildiği suçlarda, söz konusu suç henüz işlenmeden veya en geç işlendiği sırada “rıza”nın bulunması halinde, suçun unsurlarından hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmez. Bu

357

ÜNVER, s. 973-982.

358 MERAN, Necati, “Yeni Türk Ceza Kanununda Hakkın Kullanılması ve Đlgilinin Rızası”, Adalet Dergisi, Yıl: 97, Sayı: 28; Adalet Bakanlığı Yayın Đşleri Dairesi Başkanlığı Yayınları, Ankara 2006, s. 93. 359 TOROSLU, Nevzat, Ceza Hukuku Genel Kısım, Savaş Yayınevi, Ankara 2005, s.167.

360 ERDOĞDU, Ahmet, “Mağdurun Suçun Đşlenmesine Muvafakati”, Adalet Dergisi, Sayı: 9; Adalet Bakanlığı Yayın Đşleri Dairesi Başkanlığı Yayınları, Ankara 1950, s. 1157.

361 MALKOÇ, Đsmail-GÜLER, Mahmut, Uygulamada Türk Ceza Kanunu, Genel Hükümler, Adil Yayınevi, Ankara 1999, C: 1, s. 723.

362 ĐÇEL, Kayıhan-AKINCI, Füsun Sokullu-ÖZGENÇ, Đzzet-SÖZÜER, Adem- MAHMUTOĞLU, Fatih S.- ÜNVER, Yener, s. 320.

durumda suç oluşmazken; şikâyetten feragat halinde, suç tüm unsurları ile birlikte gerçekleşmiştir, fakat suçtan zarar gören kimse, fiilden yani suç geçekleştikten sonra,

şikâyet süresi içerisinde, muhakeme şartı olarak kabul ettiğimiz şikâyet hakkını kullanmayacağı yönündeki iradesini açıklamaktadır.

Feragatin geçerliliği, esasta şikâyet hakkının doğmuş olmasına bağlıdır. Bu nedenle, daha henüz suç işlenmeden, işlenecek suçta şikâyet hakkından feragat etmenin hukuki etkisi yoktur (5. CD: 10.01.1990 T, 1989/5461 E, 1990/109 K, YKD, 1990, S: 6, s. 921.)364. Suçtan zarar gören, şikâyet hakkından açık bir biçimde yani bu hakkı kullanmayacağı yönündeki bir açıklaması ile ya da örtülü biçimde yani bu hakkını kullanmayarak feragat edebilir365.

Aşağıda açıklayacağımız üzere şikâyetten vazgeçme iki taraflı bir işlem olup, ancak, kabul eden sanık hakkında etki doğurur. Feragat ise, tek taraflı bir irade beyanı olması nedeniyle, karşı tarafın kabulüne bağlı değildir366. Feragatin, vazgeçmeden ayrıldığı iki temel husus yukarıda da belirttiğimiz üzere şikâyet hakkı doğduktan sonra, bu hakkın kullanılmayacağının suçtan zarar gören kimse tarafından şikâyet süresi içerisinde açıklanmasıdır.