• Sonuç bulunamadı

SUÇ KORKUSU PENCERESİNDEN ERGEN İNTİHARLARINA BİR BAKIŞ; OLGU SUNUMU

Elif ÜNVER KORĞALI1, Meriç KAYMAK CİHAN1, Mesut ARSLAN1, Ömer CEVİT1, Dilara İÇAĞASIOĞLU1

GİRİŞ

İntihar (özkıyım), ölmek amacıyla planlı ve kasıtlı bir girişimde bu- lunmak olarak tanımlanmaktadır. Ergenlik döneminde görülen intihar- lar hem ülkemizde hem de dünyada gün geçtikçe yoğunluğu artan bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de ise intihar girişiminde bulunanların ve intiharı gerçekleştirenlerin oranı Avrupa ülkelerine göre daha düşük olmakla birlikte intihar girişiminde bulunanların büyük ço- ğunluğunu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi 15-19 yaş arasındaki gençler oluşturmaktadır .

Amerika’da yapılan çalışmaların aksine Türkiye’de yapılan çeşitli ça- lışmalrda kız ergenlerin intihar girişimlerinin erkek ergenlere göre daha fazla olduğu gösterilmiştir. Ergenlik döneminde en sık karşılaşılan intihar yöntemi yüksek dozda ilaç içme (%70) ve ateşli silah kullanmadır (%63)

OLGU

16 yaşında kız çocuk, akşam saat;20;30 da bilinci kapalı halde, yolda bulunarak 112 Acil ekibi tarafından Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakülte- si Hastanesi’ne getirildi. 112 çalışanlarından alınan anamnezinde hastanın aynı gün saat16;30 da evden nereye çıktığını söylemeden ayrıldığı ve 2 saat boyunca eve geri gelmeyince ailenin polise haber verdiği öğrenildi. Fizik muayenesinde genel durum kötü, bilinç kapalı, yüzde siyanoz (+), alt dudakta ekimoz (+), her iki dizde ekimozlar, sağ spina iliaka anterior süperior üzerinde ekimoz, sağ kol iç yüzde çok sayıda tereddüt kesile- 1 Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatri Anabilim Dalı, Sivas

159 ri saptandı. Vücut ısısı;37,1 C, vücut ağırlığı;50 kg (10-25 p), boy;158 cm (25-50 p) saptandı. Nörolojik sistem muayenesinde; deserebre postürde , bilateral ışık refl eksi alınamıyor, pupiller anizokorik, derin tendon ref- leksleri bilateral alınıyor, bilateral babinski (+), alt ekstremitelerde yüze- yel tremorlar ve Glaskow Koma Puanı;4 olarak saptandı. Solunum sistemi muayenesinde, takipneik, solunum sayısı;94/dakika, her iki akciğerde ral veya ronkus duyulmadı. Kardiyovasküler sistem muayenesinde; taşikar- dik, KTA;167/dakika, kalp sesleri dinlemekle normal olarak değerlendi- rildi. TA; 167/118 mmHg,(>99. p) Sp02;%97 ölçüldü. Diğer sistem muaye- nelerinde herhangi bir patoloji saptanmadı.

Hasta bilinç kaybı ve solunum yetmezliği tablosu ile Cumhuriyet Üni- versitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Yoğun Bakım Ünitesi’ne yatırıldı. Kan gazı değerleri; Ph;7,26, p02;34,4, pCO2;53,9, HCO3;23,5 ölçülünce ve solunum sıkıntısı artınca entübe edilerek SIMV modunda ventilatöre bağlandı.

Hastaneye gelen hasta yakınlarından, hasta evden ayrıldıktan son- ra yatak odasında boş ilaç kutuları buldukları öğrenildi. Bunun üzerine hastanın evden çıkmadan önce, lamotrijin etken maddeli 50 mg’lık anti- epileptik ilaçtan 60 adet, sertralin etken maddeli 25 mg’lık antidepresan tabletten 28 adet, essitalopram oksalat etken maddeli 15 mg’lık antidepre- san ilaçtan 14 adet ve diklofenak etken maddeli 20 mg’lık antienfl amatuar ilaçtan da 4 adet içtiği öğrenildi. Hastanın kilo başına aldığı ilaç miktarları hesaplandığında, lamotrijin etken maddeli antiepileptikten 60mg/kg doz ile letal dozda aldığı görüldü. Hasta için Zehir Danışma Merkezi aranarak, ilk acil müdahalesi yapıldı. İlaçlara bağlı gelişebilecek; santral sinir sistemi depresyonu, konvülzyon, hiperrefl eksi, solunum depresyonu, bradikardi, taşikardi, disritmi, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu, kardiyak ar- rest, ensefalopati açısından takibine devam edildi.

Hastanın hemogramında, biyokimyasal değerlerinde, kanama para- metrelerinde herhangi bir anormallik saptanmadı. Çekilen beyin tomog- rafi sinde ve EKG’sinde patoloji görülmedi. Takibinde genel durumu dü- zelen, bilinci açılan hasta yaklaşık 9 saat entübe izlendikten sonra solu- num cihazından ayrıldı. 2 gün boyunca pediatrik yoğun bakım ünitesinde izlenen hasta sonrasında servise alındı.

Hastanın kendisinden alınan ayrıntılı anamnezinde, ilaç içtiği gün, ken- disinden 3 yaş büyük olan ve üniversitede okuyan ağabeyinin hastamızı erkek arkadaşıyla birlikte gördüğü öğrenildi. Eve geldiğinde ağabeyinin kendisine çok kızdığını ve gidip erkek arkadaşına zarar vermekle korkut- tuğunu anlattı. Ağabeyiyle iyi geçinemediklerini, zaman zaman (kendi ifadesiyle ‘hak ettiğinde’) şiddet gördüğünü söyledi. Kardeşiyle arasın-

160

da yaşanan bu tip olaylara anne ve babasının ilgisiz kaldığını, tepki gös- termediklerini, babasının çalıştığı için evle fazla ilgilenmediğini söyledi. Özellikle son 1 yıldır canı sıkıldığında kendisine zarar vermek istediğini, kolundaki kesileri son 3 ay içinde jiletle yapmaya başladığını anlattı. 1 ay- dır psikiyatri doktoru tarafından başlanan antidepresan ilaç kullandığını ancak ilacın etkisinin giderek azaldığını ifade etti. Hastamız ailenin 3 ço- cuğundan ortanca olanıydı ve 35 yaşındaki annesi de son 10 yıldır ‘major depresyon’ tanısı ile tedavi almaktaydı.

Hastamız özkıyım girişimi, kendine zarar verme davranışları, antidep- resan ilaç kullanımı nedeniyle hastanemiz Psikiyatri Kliniği’ne konsülte edildi. Aile içindeki şiddet görme durumu, kendine zarar verme davranış- larının tekrarlama olasılığı ve hastamızın hayati riski olabileceği düşünül- düğünden hastanemizin Sosyal Hizmetler Bölümü ile iletişime geçildi.

Hastamız Pediatri kliniğindeki 7 günlük takibi sonrası, vital bulgu- ları ve tetkiklerinde herhangi bir anormallik olmadığından, hastanemiz Psikiyatri Kliniği’ne devredildi. Ancak hastanın ve ailesinin Psikiyatri Kliniği’ne devrinin ertesi günü, Sosyal hizmet uzmanı ile görüşmeden ve tetkik-tedavisi tamamlanmadan imza vererek hastaneden ayrıldığı öğre- nildi. Hastanın ve ailesinin durumu Sivas İl Sağlık Müdürlüğü’ne resmi yazı ile bildirilerek, tarafl arınca takibinin uygun olacağı ifade edildi.

TARTIŞMA

Ergen intiharlarındaki en önemli risk faktörleri; daha önceden intihar girişimi olması, ergenin psikiyatrik bozukluğu olması (en sık depresyon ve madde kullanımı), ailesel risk faktörleri olması (aile bireylerindeki me- dikal veya psikiyatrik rahatsızlıklar, ekonomik sıkıntı, aile içinde çatışma, ayrı ebeveynler) olarak belirlenmiştir. Ayrıca tek başına intihar nedeni sa- yılmamakla beraber diğer risk faktörleri ile birleşince daha kolay intiha- ra sebep olan durumsal faktörler de ergenlik özkıyımlarında risk faktörü olarak karşımıza çıkar. Bunlar sıklıkla; reddedilme, istenmeyen gebelik, okul başarısında düşüklük, kavga etme, sevgiliden ayrılma ve aile ile ilgili sorunlardır.

Hastamız, daha önceden kendine zarar verme davranışlarının olması, son 1 aydır depresyon tanısı ile tedavi görmesi, annede psikiyatrik hasta- lık varlığı, aile içi şiddet, kardeş geçimsizliği ve aile ilgisizliği olması ne- deniyle ergen intiharları için öngörülen tüm risk faktörlerini taşımaktadır. Ailesinden birinin suça karışması ve sevdiği birinin zarar görmesi kor- kusu ise hastamızda umutsuzluk ve çaresizlik duygularına neden olarak, intiharı tetikleyen durumsal bir faktör olarak rol oynamıştır.

161 Suç korkusunun ergenler üzerindeki travmatik etkisini göstermek amacıyla bu vakayı sunmayı uygun bulduk.

SONUÇ

Öncelikle riski olan ergenlerin yakın takibe alınması, ailelerin ve okul- larda görev yapan psikolojik danışman ile öğretmenlerin farkındalıkları- nın artırılması ve gençlere çocukluklarından itibaren sorunun çözümüne odaklanmaları konusunda eğitim verilmesi ülkemizde giderek artan er- gen intiharlarının önlenmesinde etkili olacaktır.

162

MAĞDUR OLMA RİSKİ VE PSİKOLOJİK TACİZİN