• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL BİLGİLER VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.11. Stres Kaynakları

Stres üzerine yapmış olduğu araştırmaları ile tanınan Lazarus (2006), stresin kişi algısıyla çok yakından ilişkili olduğunu ifade etmiştir. Stres, bireyin bilişsel değerlendirmesine göre tehdit edici unsurun birey tarafından ne kadar büyük görüldüğü ile ilgilidir. Bilişsel değerlendirmede bireyin yetkinlik konuları, inançları, kontrol noktaları, öğrendikleri, sosyal hayatı, yaşam bilgileri gibi durumları bulunmaktadır. Dolayısıyla algılanan stres düzeyi bu unsurlara bağlıdır (David ve Suls, 1999). Anand (2013)’e göre stresin nedeni çoğu zaman bilinmemesine karşın genellikle bireyin yaşadığı ve biriktirdiği ilgili ya da ilgisiz olayların birikimi sonucu gerçekleşmektedir. Bireyin olumsuz gördüğü olaylar strese neden olurken olumlu gördüğü olaylar da strese neden olabilmektedir. Ayrıca yaşam boyu meydana gelen hızlı değişimler de bireylerde uyum problemleri ortaya çıkarıp strese neden olabilmektedir. Altıntaş (2014) stres kaynaklarını aileden, iş yerinden, arkadaşlardan, devletten kaynaklanan “dış stres kaynakları” ve bireyin kendi içindeki baskı ile beklentilerden kaynaklanan “iç stres kaynakları” olarak açıklamaktadır.

Cohen ve Williamson (1988) yapmış oldukları araştırmada, stresin yaş, sosyo- ekonomik düzey, eğitim seviyesi ile ters orantılı olduğunu ifade etmişlerdir (Akt. Ramirez ve Hernandez, 2007). Benzer şekilde Ranchor ve Sanderman (2000) yapmış olduğu araştırmada eğitim seviyesi ile stresin ters orantılı olduğunu bulmuştur. Corneil (1998) stresi azaltmada sosyal desteğin doğrudan bir etkiye sahip olduğunu belirtmiştir. Düşük benlik saygısı, dış ortama adaptasyon eksikliği ve sosyal destek eksikliği stresi etkileyen unsurlar arasında yer almaktadır (Goff, 2011). Ayrıca kişiliğin nevrotik boyutu, kişinin olayları algılama biçimi, olumsuz olaylara takılıp kalma gibi durumlar stresi tetiklemektedir. Bunlarla birlikte bireyin sosyal hayatındaki gerginlikleri, depresif durumları, fizyolojik rahatsızlıkları stres düzeyini artırmaktadır (Cohen, Kamarck ve Mermelstein, 1983). Stresin nedenlerini ele almanın daha iyi bir yolu, işlem modeli olarak bilinen şeydir. Bu modele göre stres, birey ve çevresi arasındaki etkileşime bağlıdır. Daha spesifik olarak, bir durumun algılanan talepleri, bireyin bu talepleri yerine getirme konusundaki algıladığı yeteneğini aştığı zaman ortaya çıkar. Şoför adayları için araç

sürüşü streslidir çünkü trafikte bir aracı kullanma gereksinimlerini karşılamak için sınırlı bir yetenekleri vardır. Deneyimli sürücüler için stresli değildir, çünkü onlar sürüş yeteneklerinin araç kullanma ve trafikle başa çıkmalarına yeteceğinden emindirler (Eysenck, 2002).

Krohne (2002)’nin “Stres ve Başa Çıkma Kuramları” adlı çalışmasında kuramcılardan aktardığına göre, şimdiye kadar ele alınan yaklaşımlardan farklı olarak, stres kaynak teorileri, öncelikle stres oluşturan faktörlerle ilgili değil, stresli durumlar karşısında kişinin sağlığını koruyan kaynaklarla ilgilidir. Çalışmada bu duruma karşı daha önce çeşitli araştırmacıların ortaya koyduğu sosyal destek (Schwarzer Leppin, 1991), tutarlılık duygusu (Antonovsky, 1979), sağlamlık (Kobasa, 1979), öz yeterlik (Bandura, 1977) ve iyimserlik (Scheier ve Carver, 1992) gibi çeşitli sosyal ve kişisel yapılar önerilmiştir.

Yakın zamanda Hobfoll (1989) ile Hobfoll ve diğ., (1996) tarafından sunulan kaynakların korunması (COR) teorisi, stresin üç bağlamdan herhangi birinde gerçekleştiğini varsaymaktadır. Stres, insanlar kaynak kaybını tecrübe ettiklerinde, kaynak tehdit edildiğinde veya insanlar kaynaklarına sonradan ortaya çıkan bir kazanç olmaksızın yatırım yaptığında oluşmaktadır. Kaynaklar dört kategoride değerlendirilebilir. Birincisi nesne kaynakları (Ev, giyim veya ulaşım gibi fiziksel nesneler), ikincisi durum kaynakları (İstihdam, kişisel ilişkiler gibi), üçüncüsü kişisel kaynaklar (beceri veya öz-yeterlik gibi) ve son olarak enerji kaynakları (diğer kaynaklara ulaşmayı kolaylaştıran araçlar, örneğin para, kredi veya bilgi gibi). Hobfoll ve Lilly (1993) ile Hobfoll ve arkadaşları (1996) COR'un temel varsayımlarından türetilmiş bir dizi test edilebilir hipotezi (ilkeleri) açıklamışlardır. Kaynakların kaybı stresin birincil nedenidir. Bu ilke, her ne zaman bireyler pozitif (örneğin, evlilik) veya negatif (sevilen bir insanın kaybı) olabilen durumsal koşullara kendilerini ayarlamaya zorlandıklarında, stresi meydana getiren kritik varsayımlar ile çelişmektedir. Hobfoll ve Leiberman (1987) diğer kaynakları korumak ve saklamak için eldeki kaynakların harekete geçirildiğini ve benlik saygısının, diğer kaynaklar için yararlı olabilecek önemli bir kaynak olduğunu belirtmişlerdir. Hobfoll ve Leiberman benlik saygısı yüksek kadınların stresle karşı karşıya kaldıklarında sosyal desteğini iyi kullandıklarını, benlik saygısına sahip olmayanların ise sosyal desteği kişisel yetersizlik belirtisi ve yanlış kullanılmış destek olarak değerlendirdiklerini gözlemlemişlerdir. Stresli koşulların ardından bireyler, stresle

daha fazla mücadele etmek için giderek tükenen bir kaynak havuzuna sahiptir. Bu tükenme, kişilerin stresle daha fazla baş edebilme kabiliyetlerini bozar, böylece bir kayıp sarmalına neden olur. Bu durum, sadece kaynakların sonuç üzerindeki etkisini değil aynı zamanda kaynaklar üzerindeki sonucu araştırmanın da önemli olduğunu göstermektedir (Akt. Krohne, 2002).

Parker (2007) insanların yaşamlarında yaygın stres oluşturan genel kaynaklar olarak parlak ışık, yüksek ses, olaylar (doğumlar, ölümler, yeniden birleşme, evlilik, boşanma, hareket etme), sorumluluklar (ödenmemiş faturalar, para eksikliği), iş/eğitim (sınavlar, trafik yoğunluğu, proje teslim tarihleri), kişisel ilişkiler (çatışma, aldatma, yaşam tarzı) unsurlarını saymıştır. Ayrıca yaş ve beslenme tarzı, yaşamın erken dönemlerinde strese maruz kalmanın (örneğin, istismar edilen çocuklar) strese neden olduğunu belirtmiştir.

Robbins ve Judge (2013) ise stres kaynaklarını çevresel, örgütsel ve kişisel stres kaynakları olarak üçe ayırmıştır.

Tablo 4

Stres Modeli, Potansiyel Kaynaklar

Çevresel Faktörler Kişisel Faktörler Örgütsel Faktörler Ekonomik belirsizlik Ailevî problemler Görev talepleri Politik belirsizlik Ekonomik problemler Rol talepleri

Teknolojik değişim Kişilik Kişiler arası talepler

Bir örgütte strese neden olan pek çok faktör vardır. Çevresel belirsizlik örgüt yapısınının tasarımını etkileyerek örgüt çalışanlarının stres düzeyini etkiler. Örgütsel değişikliklerde en büyük sorun belirsizliktir. Bu belirsizliğin ekonomik, politik ve teknolojik olmak üzere üç ana türü vardır. Ekonomideki daralma, iş güvenliği anlamında istikrarsızlık, politik sistemlerde değişimin düzensiz olması ve yeniliklerin bilgi ve beceriler açısından insanları tehdit etmesi stres seviyesinde etkili durumlardır. Hatalardan kaçınmak, görevleri bitirmek için kısıtlı süre ve baskı, aşırı iş yükü, uyumsuz bir yönetici ve iş arkadaşları bu duruma örnek olarak verilebilir. Bu faktörler görev, rol ve bireyler arası talepler olarak sınıflandırılmıştır. Kişinin işi ile ilgili özerklik, görev çeşitliliği, çalışma koşulları gibi görev talepleri, rol çatışmaları, aşırı rol yükü, rol belirsizliği, rol

talepleri açısından ve meslektaşlar arası sosyal destek azlığı, ilişkilerin zayıflığı, çalışanların oluşturdukları baskılar, bireyler arası talepler olarak stres yaratan faktörlerdir. Bireysel stres yaratan faktörler ise kişilerin aile sorunları, ekonomik sorunlar ve doğal kişilik özellikleridir. Kişinin iş hayatı dışında karşılaştığı problemler ve deneyimler de işine yansır (Robbins ve Judge, 2013).