• Sonuç bulunamadı

1.1. Sporcu Giyim Özellikleri

1.1.6. Sporcu Giysilerinin Vücutla Uyumu

Tüketiciler giysi alırken giysinin rengine, modeline, kumaşına ve modaya uygun olmasına dikkat eder. Fakat kişi bu özelliklere sahip giysiyi denediğinde içerisinde kendini rahat hissetmiyorsa giysiyi satın almamaktadır. Bu nedenle giysi konforu önemli bir konudur. İnsanlar sürekli hareket halindedir. İnsan derisi hareketle birlikte esner, hareket bittiğinde eski haline döner. Hareketler sırasında giysilerin vücuda uyumlu olması istenir. Giysi konforunun sağlanabilmesi için giysilerin kişinin vücut ölçülerine uygun olarak tasarlanması gerekir.

Ulrich (1981), kadın ve erkekler üzerinde 12 ölçüm noktası belirleyerek vücut hareketleriyle ölçüm noktalarında ortaya çıkan boyut değişimlerini incelemiştir. Erkeklerde kadınlara göre daha fazla vücut değişimi olduğu ve bu değişimin vücut hareketinin şekline göre %2-%50 arasında olduğu görülmüştür. Giysiler vücut hareketleri nedeniyle çekme kuvvetine maruz kalır. Bu kuvvetler hareket uzunluğuna ve kumaşın esneme özelliklerine göre giysiyi yıpratabilmektedir. Hiç esnemeyen dar, normal ve geniş kesimli gömlekler hazırlanarak yetişkinlere giydirilmiştir. Gömlek genişledikçe hareket serbestliğinin arttığı saptanmıştır. Hareket serbestliğinin yaşa, cinsiyete, giysi türüne göre subjektif olarak değerlendirildiği de ortaya çıkmıştır. Araştırmaya göre yetişkinlerin giysilerdeki daralmayı kalça ve baldır bölgelerinde hissettiği, pijama ve eşofman gibi giysilerde hissetmediği anlaşılmıştır. Vücut hareketleri nedeniyle giysilerde meydana gelen dikiş bozulmaları ve sökülmeleri de incelenmiştir. Dikiş bozulmaları daha çok pantolonların arka dikişlerinde görülmüştür.

Kirk ve Ibrahim (1966), çömelme hareketinden 6 farklı ölçüm noktası belirleyerek hareket sırasında insan derisindeki boyutsal değişimleri incelemişlerdir.

Tablo 1: Giysi Türüne ve Dikiş Yerine Göre Dikişlerdeki Bozulma Oranları

Giysi Türü Dikişler

Pantolon % 68.3 Pantolon arka orta dikişi % 59.1 Gömlek, bluz % 9.4 Kol takma dikişi % 27.1 Ceket % 8.9 Yan dikişler % 9.0 Etek % 8.4 Üst giysi arka orta dikişi % 3.9 Elbise % 5.0 Diğer dikişler % 0.9

Kirk ve Ibrahim, kumaş ve vücut esnemesi arasındaki ilişkiyi araştırarak Vücut Esnemesi= Giysi Uyumu + Giysi Serbestliği + Kumaş Esnemesi eşitliğini elde etmişlerdir. Giysi uyumu ve serbestliğine; beden ve giysi arasındaki ilişki, kumaş sürtünme katsayısı, giysi tasarımının doğallığı, giysinin vücuda teması ve kumaş etki etmektedir. Kalça ve diz çevresinde bulunan sonuçlara göre, giysi uyumu ve serbestliği hususları göz önüne alınmış bir kumaşın esnemesinin %25 civarında olduğu ve bu esnemenin bazı hareketlerde yeterli olmadığı saptanmıştır. Diz bölgesindeki hareketlerin giysiyi yıprattığı ve bunu önlemek için esnekliği fazla olan kumaşların tercih edildiği anlaşılmıştır (Yeşilpınar, 1997: 30-41).

Giysi türüne ve işlevine göre, vücut ölçülerine eklemeler yapmak gerekir. Aynı giysi modelinin farklı kumaşlardan yapılması, giysinin kalıbı üzerinde de değişiklikler gerektirir (Öndoğan, 1999: 54).

Crowther (1985), Kirk ve Ibrahim’in araştırma sonuçlarını kabul etmiştir. Ancak bazı hareketler için giysi serbestliğinin yeterli olmadığını, giysi kalıbı üzerindeki bazı uzunlukların artması gerektiğini belirtmiştir. Esneyen ve esnemeyen kumaşlardan üretilen pantolonların vücut-giysi uyumu incelenmiştir. Kumaşlar vücuda uygun olarak kesilmiştir. Kumaşların bedeni, kalçayı ve bacağı sarması sağlanmıştır. Pantolonların ağ eğrisi üzerinde çalışılmıştır. Giysi-vücut uyumunu sağlamak için pantolonların arka ağ yüksekliklerinin azaltılması ve ağ eğrisinin ayarlanması gerekir. Giyim denemeleri sırasında ağ eğrisi verevliğinin fazla olduğu pantolonların vücutla uyumlu olmadığı tespit edilmiştir. Esnekliği fazla olan kumaşlar seçildiğinde, giysi uyumunun ve konforunun daha yüksek olduğu saptanmıştır.

Bozkurt (1995), giysilerin vücut hareketlerini engelleyip engellemediğini araştırmıştır. Araştırmada bolluk ilavesiz kalıplar ve esneme özelliği düşük kumaşlar kullanılmıştır. Vücut ölçüleri kullanılarak çeşitli hareketlerle ortaya çıkan deri esneme oranları hesaplanmıştır. Hareket serbestliğini kısıtlayan bir giysinin, dikiş sıyrılmalarına ve sökülmelerine sebep olduğu saptanmıştır. Bu nedenle kumaşların dikiş mukavemetini tespit etmek için farklı kumaş ve dikiş kombinasyonlarıyla standartlara uygun testler yapılmıştır. Testler sonucunda 5 iplikli overloğun dikiş mukavemetinin en yüksek değerde, 5 iplikli overlok + çıma dikişinin ise en düşük değerde olduğu saptanmıştır. Vücut hareketlerinin engellenmeden yapılabilmesi için giysi kalıplarına minimum hareket payları ilave edilmelidir (Yeşilpınar, 1997: 30-41).

Giysilerin vücuda uyum ve kalıp özellikleri estetik ve fonksiyonel özelliklerini de doğrudan etkilemektedir. İnsan vücudu çok çeşitli boyut ve şekillerde olduğundan kullanılmakta olan kalıp çizim sistemlerinin vücuda daha iyi uyum göstermesi ve vücudu sarması için geliştirilmesi gerekmektedir. Vücuda iyi oturan bir giysi estetik bir görüntü sergilemekle birlikte giyen kişiye yüksek düzeyde konfor ve hareket serbestliği sağlar. Giysinin vücuda iyi oturmasını sağlayan pek çok unsur vardır. Bunların başında 2 boyutlu kalıpların vücudun 3 boyutlu formunu doğru yansıtması gelmektedir. İnsanların farklı anatomik yapıları dikkate alınarak ara bedenlerin oluşturulması gerekir. İnsan vücudunun eklem hareketlerini engellemeyecek ölçüler giysi kalıbına yansıtılmalıdır. Giysinin ergonomik olması yırtılma, patlama, sökülme gibi problemleri de engeller (Eray, Aras ve Öztürk, 1999: 447-455). Kalıp çizim sistemlerinde karşılaşılan sorunlardan dolayı farklı vücutlara uygulanabilecek, direkt olarak vücut üzerinden alınan ölçülere dayalı, verimli ve etkili bir kalıp hazırlama yönteminin geliştirilmesi gerekmektedir (Mete, 2001: 69-82).

Günümüzde tasarımcılar yeni ürünler için çeşitli materyalleri temin etmeye çalışırlar. Yeteneklerini ön plana çıkararak ürünler üzerinde güvenlik uygulamaları yaparlar. Ekipman ve giysi tasarımı yapılırken, sportif faaliyetlerde performans oluşumu için etkili olabilecek ergonomik faktörler dikkate alınır. Tekstil ve konfeksiyon endüstrisi kötü koku ve bakteri tehdidine karşı cildi tahriş etmeyen iç giysiler, kimyasal katkılı özel ayakkabı tabanları vb. üretmektedir. Sporcu giysilerinin içine yerleştirilen gümüş iyonları bakterilerin çoğalmasını önlemektedir. Bazı spor dallarında kullanılan eldivenlerde antibakteriyel doku sayesinde küf mantarının oluşumu da engellenmiştir. Gümüş iyonu katkılı pantolon, eşofman veya kaşkol gibi giysilerde koku oluşumu söz konusu değildir. Bu sayede koku ve bakterilerin neden olduğu kaşıntı, kızarıklık ve şişlikler de önlenmektedir. Yeni kumaşların üretiminde ilave karışımların yapılması çoğu kez gereksizdir. Giysileri yıkamak, kurutmak ve havalandırmak yeterlidir (Anonim 23, 2005:7).

Genellikle sporcu giysilerinde kullanılan aksesuar ve malzemeler çok sert olmayıp, kumaşın esneklik derecesine göre uygulanmaktadır. Çok büyük ve sert bir yüzey oluşturan estetik unsurlar hem cildin tahriş olmasına hem de giysinin rahat kullanılmamasına neden olmaktadır. Bu nedenle çok yüksek ısılarda eritme yöntemleri kullanılmamalıdır. Sporcular için üretilen giysiler vücut hareketlerini, kan dolaşımını engellemeyecek şekilde üretilmelidir. Ünlü markaların modelleri her bedene göre rahatlık unsuru göz önünde

bulundurularak üretilmektedir. Kol boyu, ön ve arka genişlikleri, ön ve arka uzunlukları, omuz düşüklükleri, yaka oyuntuları, kol oyuntuları vb. istenen rahatlığı sağlamaktadır. Kısaca söylemek gerekirse bütün sporcular istedikleri özellikleri kaliteli ürünlerde bulmaktadırlar (Anonim 8, 1994: 83).