• Sonuç bulunamadı

Sosyo-Kültürel yapı kavramsal olarak hem toplum yapısının sosyal boyutunu hem de kültürel boyutunu içermektedir. Sosyal boyut, toplumun yapısı ve iç dinamikleri arasındaki ilişkilerdir. Sosyal yapı, toplumun fiziki ve kültürel boyunu içermektedir. Bu

49 Anthony Giddens, a.g.e. s. 402-403.

50 Milton Myron Gordon, Assimilation in American Life: The Role of Race, Religion, and National Origins, Oxford University Press, New York 1970, s.71.

51 Arnold M. Rose, Sociology: The Study of Human Relations, Alfred A. Knopf, New York 1956, s.557-558.

52 James W. Vander Zanden, American Minority Relations, Alfred A. Knopf, New York 1983, s. 306.

yapı içerisinde, toplumun yerleşim biçimi, nüfus özellikleri, aile tipleri, ilişki tipleri, değer yargıları ve dil, din, gelenek-görenek gibi kültürel bileşenler yer alır.

Pozitivizmin önemli temsilcilerinden Auguste Comte organik bir bütün olan toplumun hayati ihtiyaçlarının karşılanması için tüm parçaların organik olarak birbirine bağlı olması gerektiğinden bahseder. Sosyal statikleri, sosyal dinamiklerden ayıran Comte, sosyal statiklerin bir sosyal sistemin parçalarının (yapılarının) birbirleriyle etkileşime girme biçimleri ve parçalarla toplumsal sistem arasındaki işlevsel ilişkilerin bütünü ile ilişkili olduğunu belirtir. Bu nedenle sosyal statiği bireysel olduğu kadar, aile, din, dil ve iş bölümü gibi kolektif olaylara odaklar. Comte, sosyal dinamiklerin kurumsal gelişim ve sosyal değişim ile ilgili yaşam süreçlerine atıfta bulunduğunu belirtir.53

Yapısal işlevselciliğin temsilcilerinden Robert K. Merton ise sosyal yapının sosyal ilişkiler ve kurumları kapsayan bir bütün olduğunu ve birey ve grup ilişkilerini kurumlaştırdığını vurgular.54

Parsons sosyal yapıyı toplumdaki aktörlerin karşılıklı eylem bağımlılıkları olarak tanımlamaktadır.55 Ozankaya da, benzer şekilde, sosyal yapıyı, toplumdaki başlıca işlevleri yerine getiren unsurlar arasında düzenlilik ve zorunluluk gösteren, bu nedenle uyumlu bir bütünlük oluşturan karşılıklı ilişkiler olarak tanımlar.56

Sosyo-kültürel yapı sosyal ve kültürel gerçekliği kendi içinde sentezleyen kurumsal yapıdır. Sosyal ve kültürel gerçeklikler sosyo-kültürel yapı kavramını zorunlu kılmaktadır.57 Her ne kadar kavramsal olarak zorunluluk olarak görülse de, aslında sosyo-kültürel yapının bileşenleri kavramın kendisinden çok daha önemlidir. Bu

53 Auguste Comte, The Positive Philosophy, (Çev. H. Martineau), Cambridge University Press, New York 1972, s. 498-499.

54 Mustafa Erkal, Sosyoloji, Der Yayınları, İstanbul 1983, s. 186.

55 Enver Özkalp, Sosyolojiye Giriş Dersleri, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir 1986, s.59-60.

56 Özer Ozankaya, “Ulusal Toplumun ve Ulusal Kültürün Kurucu Ögeleri”

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/45/813/10326.pdf , (13-4-2017), s.213-215.

57 Serkan Güzel, “‘Sosyal Yapı’ ve ‘Toplumsal Yapı’ Bileşkesinde Sosyo Kültürel Yapı Kavramı”, http://dergipark.gov.tr/download/article-file/100960, (13-4-2017), s.89.

bağlamda, sosyal yapı ve kültürel yapı öne çıkarken bunların dinamikleri ve toplumsal hayata kattıkları değer dikkate alınmalıdır.

Parsons kültürel yapıyı değerlerin, normların ve sembollerin örgütlenmiş biçimi olarak tanımlar ve bu yapıya “eylem sistemi” çerçevesinde bakar. 58 Hall ise toplumsal yaşamın kurumsallaşmış kalıpları olarak kültürel yapıların, birden fazla somut yapıya dönüştürülebileceğinden bahseder. Kültür, kısmen semboller ve anlamlar ile ilgilidir, bu nedenle kültürü kuramsallaştırmak zordur. Çözümü ise bir yanda kültürel tarih ve yapılar ile diğer yanda sosyal, ekonomik ve politik yapılar arasında etkin bir iş bölümü yapmaktır. 59

2.1. Kültür

Sosyo-kültürel yapının kültür boyutu, kültürel kodların, değerlerin sonraki nesillere aktarımını sağladığı ve sadece birey değil toplumun bütününü kapsadığı için oldukça önem arz etmektedir.

İngiliz antropolog Edward Tylor kültürün biyolojik bir özellik olmanın aksine edinildiğini ve öğrenildiğini belirtmiştir. Tylor, ayrıca kültürü ‘insanın, toplumun bir üyesi olarak kazandığı bilgi, inanç, sanat, ahlaki değerler, hukuk kuralları, gelenekler, alışkanlık ve yeteneklerin karmaşık bir bütünü’ şeklinde tanımlamıştır.60

Malinowski kültürün bir araç olduğunu ve ihtiyaçların giderilmesi, özel, somut problemlerin çözülmesinde yardımcı olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, kültürün bir nesneler, eylemler ve zihniyetler sistemi olduğunu ve kurumlar halinde örgütlendiğini ifade eder.61

58 Margaret Poloma, Çağdaş Sosyoloji Kuramları, (Çev. Hayriye Erbaş) Palme Yayıncılık, Ankara 2017.

59 John R. Hall, “Cultural Meanings and Cultural Structures in Historical Explanation”, History and Theory, Vol. 39, No. 3, Oct., 2000, s. 331.

60 Fatih Aman, “Bronislaw Malinowski’nin Kültür Teorisi”, T.C. Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 21, Sayı: 1, 2012, http://dergipark.gov.tr/download/article-file/143625, (11.2.2017), s. 135-151.

61 Bronislaw Malinowski, Bilimsel Bir Kültür Teorisi, (Çev. Hüseyin Portakal), Kabalcı Yayınları, İstanbul 1992, s.22-23.

Ziya Gökalp “Türkçülüğün Esasları” kitabında kültürü: “Hars, yalnız bir milletin dinî, ahlâkî, hukukî, muakalevî, bediî, lisanî, iktisadî ve fennî hayatlarının Ahenktar bir mecmuasıdır” şeklinde tanımlamaktadır.62 Meriç ise “Umrandan Uygarlığa” isimli eserinde kültür üzerine yoğunlaşmış ve kültürün Türk diline Fransızcadan geçtiğini belirterek anlamlarını açıklamıştır. Buna göre; kültürün, birinci anlamı beden ve zihin melekelerinin geliştirilmesi; İkinci anlamı okumuş ve muhakeme yeteneğini geliştirmiş insan; Üçüncü anlamı ise medeniyettir.63

Erkal kültürü, Tylor ve Gökalp ile benzer şekilde tanımlamıştır. Erkal’ın tanımında, bilgi, sanat, ahlak, hukuk, örf ve adetler kültürün kapsamını oluşturmaktadır.

Ayrıca, insanın toplumsal bir varlık olarak kazandığı diğer yetenek ve alışkanlıkları da bu kapsamda değerlendirmektedir. Kültürü belirli bir dönem ile sınırlandırmaz ve insanlık devam ettiği sürece varlığını sürdüreceğini belirtir. Kültürün bir bilinç düzeyi olduğunu düşünen Erkal, onu elitlerin ürettiği, topladığı, koruduğu eserlerin ve bilginin birikiminden ibaret saymanın hata olacağını da belirtir.64

2.2. Kimlik

Kimlik birey ve yaşadığı toplum arasındaki bağdır. Kişinin kendini nasıl algıladığı ve toplum tarafından nasıl algılandığı ile ilişkilidir. Öznel ve dahili olduğu kadar haricidir. Sadece bireyin kendisi değil, toplum tarafından da tanınan sosyal bir statüdür.65 Sosyo-psikolojik kimlik ve sosyolojik kimlik literatürü, kolektif kimlikler olarak da adlandırılan kişisel ve toplumsal kimlikler ile tezat teşkil eder. 66

Tajfel sosyal kimliklerin, bireyin bir grubun üyesi olduğu, bireyin grup üyeliği konusundaki duyguları ve diğer gruplarla karşılaştırıldığında grubun rütbe veya statüsü

62 Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, Ekin Basımevi, İstanbul 1968, s. 27.

63 Cemil Meriç, Umrandan Uygarlığa, İletişim Yayınları, İstanbul 2002, S. 87 (Dipnot).

64 Mustafa Erkal, a.g.e. s.131-133.

65 Kathryn Woodward (Ed), Questioning Identity: Gender, Class, Nation, Routhledge, London & New York 2004, s. 7.

66 Marilynn B. Brewer & Sonia Roccas, “Individual values, social identity, and optimal distinctiveness”, Individual self, relative self, collective self, Constantine Sedikides & Marilynn B. Brewer (Eds.), Routledge, Philadelphia 2001 s.219-237; Michael A. Hogg, “Social identity”, Handbook of self and identity, Mark R. Leary & June Price Tangney (Eds.), Guilford Press, New York 2003, s. 462-479.

gibi bilgileri içerdiğini belirtir.67 Stryker kimlik konusunda çok farklı görüşler olduğunu belirtir ve kimliğin bir grup ya da topluluğun fikirleri, inançları ve uygulamalarını temsil ettiği yönünde, kültürel ve kolektif görüşten bahseder.68

Yapısal sembolik etkileşimden doğan kimlik teorisi ise iki farklı noktayı vurgulamaktadır. Birincisi toplumsal yapının kişinin kimliğini nasıl etkilediği ve bunun nasıl bir davranışa dönüştüğü, diğer nokta ise davranışı etkileyen iç dinamiklerdir.69 Erikson kimliği, psiko-sosyal boyutuyla ele alır ve fertteki ego sentezi ile gruptaki rolünün tamamlanmasına dayandırır. “Psiko-sosyal anlamda kimlik kavramı, sosyal psikolojide sosyal kimlik olarak, gruplar arası davranışlar sonucu ortaya çıkan bir kavram olma özelliği gösterir.” 70

Sosyal kimlik, bir başka deyişle toplumsal ya da grup kimliği “aynılık”

duygusundan kaynaklanmaktadır. Aynı etnik, dini, dilsel ya da ulusal gruba ait olmak sosyal kimlik belirteçleri olarak kabul edilebilir. Parekh, sosyal kimliğin karmaşık bir yapı olduğunu belirtirken, kimliğin tüm bileşenlerinin içe içe geçtiğini ve sosyal kimliği oluşturduğunu söylemektedir. Din, kültür, etnisite, rol, statü kimliğin bileşenlerinin bazılarıdır. Bu bileşenlerin birinin ya da birden fazlasının kişi tarafından öne çıkartılabileceğini, bunun önem derecesi ile ilgili olduğunu ve eğitim, kişilik özellikleri ve çevre gibi etkenlerle şekillendirildiğini vurgular. 71

Yıldız kimlik kavramının sosyal sistemin temeli olduğunu vurgular, bireylerin kültürel ve sosyal çevrelerindeki konum ve statüleri ile ilişkilendirir. İnanç, tutum, değer yargıları gibi pek çok boyutu olduğunun altını çizer.72

67 Henri Tajfel, Human groups and social categories, Cambridge 1981, s.229.

68 Sheldon Stryker “Identity competition: Key to differential social movement involvement”, Identity, self, and social movements, Sheldon Stryker, T. Owens, & R. White (Eds.), Minneapolis 2000, s. 21-40.

69 Jan E. Stets and Peter J. Burke, “A Sociological Approach to Self and Identity”,Handbook of self and identity, Mark R. Leary & June Price Tangney (Eds.), Guilford Press, New York 2003, s. 128-152.

70 Edibe Sözen, “Sosyal Kimlik Kavramı’nın Sosyolojik ve Sosyal Psikolojik Bir İncelemesi”, http://dergipark.gov.tr/download/article-file/101252 , (8.6.2016), s. 94.

71 Bhikhu Parekh, A New Politics of Identity, Palgrave, New York 2008, s. 8-9.

72 Süleyman Yıldız, “Kimlik ve Ulusal Kimlik Kavramlarının Toplumsal Niteliği”, http://www.millifolklor.com/PdfViewer.aspx?Sayi=74&Sayfa=6 , (8.6.2016), s. 8.

Aşkın ise “Kimlik ve Giydirilmiş Kimlikler” isimli makalesinde kimliği farklı boyutlarıyla değerlendirmiştir. Kimliğin bireyin tüm özelliklerini kapsadığını, bir özellik ve bir nitelik belirtisi olduğunu, öznel bir bütünlük, tutarlılık ve süreklilik gösterdiğini belirtmektedir. Kimliği sınıflandıran Aşkın, insan olmanın getirdiği özelliğin dışında, genlerden kaynaklanan ırk kimliği, kimliği şekillendiren en önemli etken olması sebebiyle kültürel kimlik, ulusal kimlik ve modern çağda kimliğin diğer boyutlarını da etkileyen, statü belirten ekonomik kimlikten bahseder. Aşkın giydirilmiş kimliklerin çatışma içerisinde olduğunu da ifade eder.73

Şekil 1: Kimlik Şeması

Alexander Wendt kimliği çıkar ile ilişkilendirmektedir. Kolektif eylem sorunlarının üstesinden gelme yeteneği, kısmen aktörlerin sosyal kimliklerinin kişisel çıkarlar veya kolektif çıkarlar yaratıp yaratmadığına bağlı olduğunu belirtir. Bireysel-çıkar ve kolektif Bireysel-çıkarların, sosyal kimliklerin, ötekinin kaderiyle özdeşliği içerdiği ve bundan etkilendiğini ifade eder. Bu bağlamda bir azınlık toplumu kendini aynı kökten gelen akraba devleti ile özdeştirebilir, kendini, akraba devletinin bir uzantısı olarak algılayabilir ve bu şekilde algılanmak isteyebilir. Bunu Batı Trakya Türk Azınlığı özelinde değerlendirmek gerekirse, azınlık Yunanistan sınırları içerisinde yaşamakla

73 Muhittin Aşkın, “Kimlik ve Giydirilmiş Kimlikler”, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 10, Sayı 2, 2007,

http://e-dergi.atauni.edu.tr/ataunisosbil/article/view/1020000431/1020000425 , (8.7.2016), s. 213-220.

birlikte, bireysel ve kolektif çıkarları Türkiye ile özdeştir ve kendini Türk milletinin bir uzantısı olarak görmek ve kabul etmek en doğal hakkıdır.74

Livesey kimliklerin, kimlik ve toplum arasındaki kesişimin görsel bir temsili olan bir kimlik ağına gömülü olduğunu belirtmektedir.

Şekil 2: Kimlik Ağı75

Livesey’in kimlik ağı incelendiğinde, kimliğin tüm bileşenlerinin birbirleriyle bağlantılı olduğu görülmektedir. Kimlik dairesel çerçevede ele alınırsa etnisite, cinsiyet, yaş, sınıf ve bölge boyutu birincil dairede, kültür, roller, değerler, normlar, alt-kültür, statü ve sosyalleşme boyutu ikincil dairede, eğitim, aile, medya, iş, politika, din, arkadaş ise üçüncül dairede yer almaktadır. Bireysel kimlik merkezdedir. Bireysel kimlik76 çeşitli anlamları olan “benlik” (self) kavramının altında tartışılmaktadır. “Benlik” bazen bireyi ifade ederken, bazen bilincin manevi boyutunu ele almaktadır. Bireysel kimlik kişinin kendini nasıl tanımladığı ile ilgilidir. Kimliğin boyutları arasında geçişkenlik söz konusu olduğu için birincil, ikincil veya üçüncül olmasının ötesinde tüm boyutların birbirlerini etkiledikleri, bireyin bütünsel kimliğinin oluşumunda önemli birer etken oldukları görülmektedir.

74 Alexander Wendt, “Collective Identity Formation and the International State”, The American Political Science Review, Vol.88, No.2, June 1994, s. 386.

75 Kimlik ağı şekil olarak Chris Livesey’in “The Web of Identity” şeması temel alınarak çizilmiş ve İngilizce’den tercüme edilmiştir.

https://www.kent.ac.uk/cewl/documents/external/talking-

cultures/W2/Talking%20Cultures%20Week%202%20Unit%201%20-%20Cultural%20Identity1%20-%20handout.pdf, (12.2.2016), s.4.

76 Eric T. Olson, "Personal Identity", The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Summer 2017 Edition), Edward N. Zalta (Ed.), https://plato.stanford.edu/entries/identity-personal/ (12.2.2016).

2.2.1. Kültürel ve Milli Kimlik

Kültürel kimlik, belli bir sosyal grubun üyeliğini gerektiren kimliktir. Bu grup, ulusal, etnik, cinsiyet gibi özelliklerine göre belirlenebilir. Yapısalcı görüşün temsilcilerinden Simmel’e göre, ait olunan grupların üyelikleri kimliğin kaynaklarından birini oluşturmaktadır.77

Mills, “ne bir bireyin hayatı, ne de bir toplumun tarihi, her ikisini de anlamadan anlaşılabilir” demektedir.78 Dolayısıyla, birey ve toplum iç içedir. Bu da kimliklerin geçişkenliğini göstermektedir. Giddens ise birey ve toplum arasında ikili ilişkiye vurgu yaparak, bireylerin toplumu, toplumun da bireyleri etkilediğini belirtmektedir.79

Kültürel kimlik kavramı, kimliğin kültürel boyutlarını belirtir, kimliğin nasıl algılandığı önemlidir, hem bireyin kendini hem de başkalarının bireyi nasıl algıladığı kültürel kimliğin ifadesi açısından belirleyici rol oynamaktadır. Erkal kültürel kimliği, kültürel unsurları içeren organik bir yapı olarak değerlendirmektedir. Tek başına dil, din, örf ve adet, değerler veya bir anlayışı değil, bunların tamamını kapsamaktadır.80

Kültürel kimlik, edinilmiş bir kimliktir. Doğuştan gelen, genetik yapıyla bağlantısı olan bir kimlik değildir. Dolayısıyla bireyin içine doğduğu aile, çevresel faktörler kültürel kimliğin ediniminde temel kabul edilebilir. Bireyin doğduğu ve büyüdüğü çevredeki kültürel kodlar kültürel kimliğin gelişimini sağlamaktadır.

Smith her neslin ortak geçmişinin öznel algı ve anlayışının kültürel kimlik kavramında belirleyici bir unsur olduğunu vurgulamaktadır, ayrıca bunun milli kimlik konusunda da geçerli olduğunu söylemektedir. 81 Milli kimlik kavramı karmaşık olduğu

77 David Ashley and David Michael Orenstein, Sociological Theory: Classical Statements, Pearson, Boston 1990, s. 312.

78 Wright C. Mills, The Sociological Imagination, Oxford University Press, London 1959, s. 3.

79 Anthony Giddens, The Constitution of Society: Outline of the Theory of Structuration, University of California Press, The USA 1984, s. 162.

80 Cahit Gelekçi, “Prof. Dr. Mustafa E. Erkal’ın Çalışmalarında Kültür, Kültürel Kimlik ve Etniklik Kavramları”, http://dergipark.gov.tr/download/article-file/101273, (13.12.2016), s. 157-158.

81 Anthony D. Smith, “National Identity and the Idea of European Unity”, International Affairs (Royal Institute of International Affairs 1944-), Vol. 68, No. 1 (Jan., 1992), s. 58.

kadar soyuttur da. Kültürel kimliğin farklı boyutları “milliyet” kavramının anlaşılmasında geçmişte olduğu kadar bugün de etkili olmaktadır. Bu boyutlar arasında

“ana vatan” kavramı, kendi ana vatanlarında kültürel toplulukların bölgesel sınırlılıkları;

toplumun tarihi hatıraları, köken mitlerinin ortak doğası; ortak bağ ve standartlaşmış kültür yer almaktadır.82

Milli kimlik kavramı, tarihi, kültürel, dini motiflerin yanı sıra siyasi temelleri olan bir kavramdır. Fransız ihtilalinden sonra yoğunlaşan “milli” homojenlik anlayışı bir noktada milli kimlik olgusunu da ortaya çıkarmıştır. Milli kimlikte ait olunan milliyet başattır. Milli kimliği vatandaşlık kimliğinden ayırt etmek gerekir. Bu da azınlıklıkların durumunda önemlidir. Örneğin Türk Milletinin bir parçası olan Batı Trakya Türk Azınlığı üyeleri Yunanistan vatandaşıdırlar. Fakat akraba devletleri, ana vatanları Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Sonuç olarak; kimlik kavramı pek çok boyut ve parametresi olan bir kavramdır. Castels “sosyolojik açıdan bakıldığında, tüm kimliklerin inşa edildiği gerçeğini kabul etmek kolaydır” demektedir.83 Kroskrity kimliğin yekpare olmadığına ve çok yönlülüğüne değinirken bunu “kimlik repertuarları” olarak adlandırmaktadır.84 Duszak ise kimliğin, her bireyin farklı pozisyonlarda üstlenebileceği bir “grup-içi” ya da

“grup-dışı” kavramını oluşturduğunu ve her bireyin çeşitli kimlikleri bir araya getirme yeteneğinin olduğunu vurgular.85 Kültürel ve milli kimlik kişinin öz-kimliğinin farklı boyutları olarak içselleştirdiği ve temelde kendini ifade biçimidir.

82 Anthony D. Smith, a.g.m., s. 60.

83 Manuel Castels, The Power of Identity, Oxford 2001, s. 7.

84 Paul V. Kroskrity, “Identity”, Journal of Linguistic Anthropology 9 (1-2), 1999, s. 111- 114.

85 Anna Duszak, “Us and others: an introduction”, Us and Others Social identities across languages, discourses and cultures, Anna Duszak (Ed.), John Benjamins Publishing Co, Amsterdam 2002, s. 1-28.