• Sonuç bulunamadı

B. KURAMSAL ÇERÇEVE

1. Asimilasyon Teorileri

Asimilasyon bir toplum ya da kültürün parçası olma sürecidir.86 Farklı kültürel grupların bir birine benzediği bu süreç tamamlandığında, gruplar arasında eskiden var olan fark ayır edilemez hale gelir. Asimilasyon, kişiler ve grupların, diğer kişilerin veya grupların anılarını, duygularını ve tutumlarını edindikleri bir yorumlama ve kaynaştırma sürecidir ve onların deneyimlerini ve tarihlerini paylaşarak, ortak bir kültürel yaşama dahil edilirler.87 Asimilasyon, yaşadıkları toplumda, çoğunluk ya da hakim kültürden farklı olan, fakat zamanla hakim kültürü benimsemeye başlayan, değerler ve davranış bakımından hakim kültüre benzeyen azınlıklar ya da göçmenler için geçerli olan bir süreçtir. Asimilasyon bazen zorunlu bazen de doğal bir süreçtir. Asimilasyon hem birey hem de grubun başka bir kültür içerisinde emilimi ve o kültürle birleşmesidir. Bu nedenle bazen kültürleşme ile karıştırılabilmektedir. Kültürleşme, farklı kültürlerin etkileşimi sonucunda ortaya çıkan kültürel değişimdir. Asimilasyon ise azınlık kültürünün hakim olan kültür içerisinde eriyerek yok olmasıdır.

Asimilasyon teorisi temelde Avrupa’dan 20. yüzyılın başlarında Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) gelen göçmenler üzerine yapılan çalışmalara dayanmaktadır. Bu çalışmalarda savunulan asimilasyonun bir süreç olduğu ve tamamlanması için bir kaç nesil geçmesi gerektiğidir. Guibernau asimilasyonun göçmenlerin kendi kültürlerini, dillerini ve kimliklerini bırakmaları ve bunları ev sahibi ülkeninkiyle değiştirmeleri gerektiğini varsaydığını ve devlet tarafından kolaylaştırılması gereken tek yönlü bir uyum süreci olduğunu belirtmektedir.88

Anglo-Uyum Teorisi: 17. Yüzyıldan itibaren kuzey-batı Avrupa’dan ABD’ye göç eden ve diğer topluluklar üzerine kendi egemenliğini kurmayı başaran İngilizler

86 Macmillan English Dictionary for Advanced Learners, Oxford 2002, s. 71.

87 Robert E. Park and Ernest W. Burgess, Introduction to the Science of Sociology, Chicago 1921, s. 735 (Aktaran: Milton Myron Gordon, a.g.e., s. 62).

88 Maria Montserrat Guibernau, The Identity of Nations, Polity Press, Cambridge 2007, s. 138-158.

tarafından geliştirilmiştir. Bütün göçmenler arasında çoğunluk olmaları, siyasi ve ekonomik gücü ellerinde bulundurmaları nedeniyle kendi kültürel geleneklerini standart olarak kabul etmişlerdir.

Anglo-uyum teorisi, göçmenlerin Anglo-Amerikan ve daha geniş çerçevede Anglo-Sakson çoğunluğa dahil olabilmek için İngilizce öğrenmeleri, normlara, değerlere ve kurumlara uyum sağlamaları gerektiği fikrini içermektedir. Gordon'a göre asimilasyon, hem genişlemeyi hem de yapısal asimilasyonu içerir, burada gruplar daha geniş bir topluma tam olarak dahil edilmektedir. Bununla birlikte, kültürel asimilasyon ya da kültürleşme, ya bir eritme potası ya da Anglo-uyum düzeninde ilerleyebilir.

Anglo-uyum tezini Stewart Cole'a bağlayan Gordon, göçmenlerin Anglo-Sakson kültürü lehine kendi kültürel mirasını tamamen terk etmelerini gerektirdiğini belirtmektedir.

Gordon, ayrıca, asimilasyonun farklı değişkenleri olduğunu ifade etmektedir. Bunlar aşağıdaki gibidir:

1- Kültürel kalıpların, hakim toplumun kültürel kalıplarına doğru yönelmesi, 2- Birincil grup düzeyinde, hakim kültürün kurum, topluluk ve kulüplerine

geniş çapta katılım, 3- Karışık evlilikler,

4- Hakim toplumun üyesi olma bilincinin gelişmesi, 5- Ön yargıların kaybolması,

6- Ayrımcılığın kaybolması,

7- Değerler ve güç çatışmasının kaybolması.89

Gordon Amerikan toplumundaki asimilasyonu incelerken geliştirdiği modelde asimilasyonu ölçen yedi farklı değişkeni ortaya koymuş ve bu değişkenleri tablodaki gibi sıralanmıştır:

89 Milton Myron Gordon, a.g.e., s. 71.

Tablo 1. Asimilasyon Değişkenleri90

Alt-süreç ya da durum Asimilasyonun türü ya da evresi Özel terim Kültürel kalıpların, hakim toplumun

kültürel kalıplarına doğru yönelmesi

Kültürel ya da davranışsal asimilasyon Kültürleşme Birincil grup düzeyinde, hakim kültürün

kurum, topluluk ve kulüplerine geniş çapta katılım

Yapısal asimilasyon Yok

Karışık evlilikler Evlilik asimilasyonu Karışım

(Amalgamasyon) Hakim toplumun üyesi olma bilincinin

gelişmesi

Özdeşim asimilasyonu Yok

Ön yargıların kaybolması Tutum kabul asimilasyonu Yok

Ayrımcılığın kaybolması Davranış kabul asimilasyonu Yok

Değerler ve güç çatışmasının kaybolması

Sosyal asimilasyon Yok

Ancak, asimilasyon her zaman Anglo-uyum teorisinde belirtildiği gibi olmaz.

Farklı gruplar yeni, homojen bir kültüre karışabilirler. Bu, ABD’yi tanımlamak için sıklıkla kullanılan eritme kabı metaforunun özüdür ve asimilasyon genellikle zaman içinde doğrusal bir değişim süreci olarak düşünülür.

Eritme Potası Teorisi: Farklı kültürlerin bir araya gelerek tek kültür olarak harmanlanması fikridir. Bu teoride bazı gruplar - özellikle azınlıklar - eritme sürecinden büyük ölçüde dışlanmışlardır. Onlardan kültürlerinin istenmeyen ve alışılmamış yönlerini bırakmaları beklenir. Göçmenlerin ve azınlık gruplarının geleneklerinden vazgeçmeleri ve daha önceden var olan Anglo-Amerikan kültürüne uymaları beklenirken, ABD'de asimilasyon, kültürlerin eşit bir şekilde harmanlanmasından ziyade büyük oranda tek taraflıdır. Sonuç olarak, kültürel kimliklerini yavaş yavaş kaybederler.91

90 Milton Myron Gordon , a.g.e., s. 71.

91 Alfredo H. Benavides & Eva Midobuche, “Melting-Pot Theory”, Encyclopedia of Bilingual Education, Josué M. González (Ed.), http://dx.doi.org/10.4135/9781412963985.n202, (13.11.2017).

Park’ın Irk İlişkileri Döngüsü: Amerikan sosyolog Robert E. Park tarafından tasarlanan ırk ilişkileri döngüsü, 20. yüzyılın başlarında, Avrupalı göçmenlerin ABD'ye gelişleri ve Afrikalı göçmenlerin kırsal bölgelerden şehirlere gelişinin sonuçlarına ışık tutmayı amaçlayan bir toplumsal değişim modelidir. Bu döngü, entegrasyonun, gruplar arasındaki ilişkilerin, özellikle de politika, sosyal yapı ve kültür alanlarındaki ilk temasından sonra birbirlerine karşı olan öznel tutumlarının sonucu olduğunu ileri sürmektedir. Asimilasyon ise, ırk ilişkileri döngüsünün son aşamasıdır. Döngünün dört aşaması vardır: temas, çatışma, barınma ve asimilasyon. İlk adım temastır, ardından çatışma, daha sonra barınma ve sonunda asimilasyon gelmektedir. 92

Kültürel Çoğulculuk: Kültürel çoğulculuk 20. Yüzyılın ikinci yarısında yeni bir eğilim olarak ortaya çıkmış, temelde farklı etnik unsurların eşit koşullarda hak ve uygulamalara tabi olmalarını öngörmektedir93. Kültürel çoğulculuk asimilasyon teorisinin aksini savunmaktadır. Kültürel çoğulculuk, farklı kültürel grupların toplum içerisindeki varlığını teşvik eder. Fakat benzer bir kavram olan çok kültürlülük gibi farklı kültürel, etnik ve diğer gruplara tek bir statü kazandırmaya çalışmaz. Çok kültürlülük, bir kurum veya toplumda, tüm farklı grupların varlığının kabul edildiği ve saygı gördüğü bir inanç ve davranış sistemidir.94 Azınlık ya da göçmen gruplarının hâkim kültür içerisinde asimile edilmesinin beklendiği “eritme potası” teorisinin aksine azınlık gruplarının üyelerinin kendine özgü kolektif kimliklerini ve kültürlerini koruyabilmeleri gerekliliğini ifade eder.

92 Stanford M. Lyman, “Civilization, Culture, and Color: Changing Foundations of Robert E. Park's Sociology of Race Relations”, International Journal of Politics, Culture and Society, Vol. 4, No. 3, 1991, s. 285.

93 Nimmi Hutnik, Ethnic Minority Identity A Social Psychological Perspective, New York 1991, s. 33.

94 Caleb Rosado, “Toward a Definition of Multiculturalism” (Aktaran: Benedict Binebai,National Consciousness and Multiculturalism in Ododo’s Dramaturgy”, Africology: The Journal of Pan African Studies, vol.9, no.6, August 2016, s. 105.