• Sonuç bulunamadı

Aslı Sude KARPUZ1

İnsanı incelediğimiz zaman, bir topluluk ile etkileşim halinde yaşayan bir canlı olduğunu görürüz. Her insan bir başkasına ihtiyaç duyar ve bu şekilde yaşamını sürdürür. Bundan dolayı insana, sosyal bir canlı deriz. Sosyallik, Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne baktığımız zaman “toplumsallık” anlamına gelmektedir. Yani toplum ile iç içe olmak demektir.

Günümüzün en büyük sorunu COVID-19 (koronavirüs) olarak bildiğimiz hastalığın etkeni, ilk olarak Çin’in Wuhan Eyaleti’nde Aralık ayının sonlarında solunum yolu belirtileri (ateş, öksürük, nefes darlığı) gelişen bir grup hastada yapılan araştırmalar sonucunda 13 Ocak 2020’de tanımlanan bir virüstür (Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, 2020). Bu hastalık, insandan insana bulaşmaktadır. Aynı grip (flu) gibi öksürük, hapşırma, tükürük, aynı havayı soluma yolları ile bulaşan bir hastalıktır. Fakat bunun yanında temas ile de bulaşabilmektedir. O yüzden bu günlerde herkesin “sosyal mesafe” kavramını kullandığını görmekteyiz. Buradan hareketle “Sosyal mesafeyi koruyalım” gibi söylemleri sıklıkla duymaktayız.

Sosyal mesafe veya sosyal alan, kişisel alan ile kamusal alan arasında kalan, bir kişinin kendisinden 120 ile 200 santimetre arasında değişen uzaklıktır. Az tanınan ya da yeni tanışılan kişiler veya görece resmi görüşmelerde insanlar arasında bu mesafe bulunur. Herhangi bir olay veya gereklilik üzerine bu mesafenin korunması durumuna ise sosyal uzaklaşma adı verilir (Vikipedi, 2017).

Fakat günümüzde teknoloji sayesinde birçok şekilde sosyalleşebilmekteyiz. Bu yüzden internet üzerinden kullanılan birçok uygulamayı “sosyal medya” olarak isimlendirmekteyiz. Günümüzde internet sayesinde arkadaşlarımız, akrabalarımız, ailemiz, hatta tanımadığımız insanlar ile iletişime geçmekteyiz. Onlar ile hayatımızdan bazı kesitlerimizi, duygularımızı, düşüncelerimizi paylaşabilmekteyiz. Yani sosyalleşmekteyiz.

Sosyalleşme kavramına baktığımız zaman insan sadece başka bir insan ile değil, başka canlılar ile de sosyalleşebilmektedir. Bu bir köpek, kedi, balık, kuş vb. hayvanlarla olabildiği gibi bir ağaç, bir çiçek, evde yetiştirdiğimiz bir bitki ile de olabilir. Duygularımızı, düşüncelerimizi paylaşarak ve onlar ile konuşarak da sosyalleşmekteyiz.

1 Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi

110 Buradan yola çıktığımız zaman aslında bir kavram karmaşası içinde olduğumuzu görmekteyiz. “Sosyal mesafe” kavramı yerine “Fiziksel mesafe” kavramını kullanmamız gerekmektedir. Çünkü insan sosyal bir canlı olduğu ve günümüz teknolojisi sayesinde ve etrafındaki diğer canlılar ile bu sosyalleşme ihtiyacını giderebildiği için fiziksel mesafe kavramı şu anki durum için daha doğru bir tanımdır.

Gerçekten “kelimeler bu kadar önemli mi” diye düşünen kişiler olabilir. Fakat kelimelerin insan hayatında etkisi çoktur. Bunu atasözlerimizin içinde de görebilmekteyiz. Örneğin “Bir şeyi kırk kere dersen olurmuş” gibi atasözünde de kelimelerin etkisini görmekteyiz. Çünkü şu anda yaşadığımız olay sadece fiziksel etkileşimi kısıtlamakta ve uzaklaştırmaktadır. Yani tüm dünya insanlarının yaşadığı olay, bireylerin birbirleri ile temastan uzaklaşması ve mesafe koymasıdır. Eğer insan başka bir kişi/ bir canlı ile etkileşim haline girmez veya giremez ise duygularını, düşüncelerini, fikirlerini paylaşabileceği kimse olmadığı için, içe dönük bir yapısı olacaktır ve birçok birey ilerleyen zamanlarda psikolojik problemler yaşayacaktır. Teknolojinin bize sağladığı imkanlar çerçevesinde şu anda biz, yaptıklarımızı, hissettiklerimizi anlık olarak binlerce hatta milyonlarca insan ile paylaşabiliyoruz. Bu da göstermektedir ki hiçbir şekilde sosyalleşmemizi engellemedik ve hatta kısıtlamadık. Yani hiçbir zaman sosyalleşmeyi engellemedik ve sosyal mesafe uygulamadık. Sadece insanlar ile temas etmeyi (tokalaşmak, sarılmak, öpüşmek, 1,5 metreden daha yakın ilişkiler kurmak gibi) engelleyerek fiziksel mesafe oluşturduk.

Bugünlerde sadece kendi hayatımız için değil, başkalarının da can güvenliği için fiziksel mesafeyi koruyalım.

Kaynakça

Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı. (2020). Yeni Koronavirüs Hastalığı.

Erişim:https://covid19bilgi.saglik.gov.tr/tr/covid-19-yeni-koronavirus-hastaligi-nedir.html Vikipedi. (2017). Sosyal Mesafe. Erişim: https://tr.wikipedia.org/wiki/Sosyal_mesafe)

111 COVID-19'UN SOSYAL BOYUTU; KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ SOSYAL HİZMET

Nur Banu ŞEN1

Sosyal hizmet disiplini içerisinde Türkiye'de koruyucu ve önleyici sosyal hizmet opsiyonu pek kullanılmıyor. Türkiye şartlarında genelde sosyal sorunlar meydana geldikten sonra problem çözme odaklı bir yol izleniyor. Sosyal bilimlerin çoğunda durum böyle işliyor. Hal böyle olunca sosyal sorunların kökenine inilmeden sosyal sorunlar yüzeysel çözümlenmeye çalışılıyor. Bundan dolayı durum bir paradoksa dönüşüyor.

Sosyal hizmet disiplinine genel anlamda bakacak olursak, bireyin çevresi ile etkileşimde olduğu her noktada kendini göstermektedir. Bireyin çevresiyle olan etkileşiminde bir problem oluştuğunda ya da oluşması öngörüldüğünde planlı müdahale gerçekleştirmektedir.

Sosyal hizmeti sosyal problemlere yaklaşımı bakımından iki boyutta ele alabiliriz. Bunlardan birincisi koruyucu önleyici sosyal hizmet, ikicisi ise problem çözmeye dayalı sosyal hizmettir. Ama literatürde daha çok problem çözmeye dayalı yönüyle var olmuştur. Ancak, bu tek boyutlu bir disiplin olduğu anlamını taşımamaktadır. Aynı zamanda sosyal risklere karşı bireyleri, aileleri ve toplumu koruma ve oluşacak sosyal sorunları önlemeye çalışma gibi bir yönü de bulunmaktadır.

Koruyucu ve önleyici sosyal hizmet modeli, günümüzde daha çok farkındalık çalışmalarıyla yapılmaktadır. Bu bağlamda koruyucu ve önleyici sosyal hizmet, bireyleri, grupları, toplumu koruyucu ve sosyal problem ortaya çıkmadan, onun oluşmasını önleyici çalışmalar yürütmek anlamına gelmektedir. Sadece problem çözmeye dayalı yaklaşım toplumun iyilik halini artırmak için yeterli olmamaktadır. Sosyal hizmet çalışmaları iki boyutlu yürütülürse, toplumun refah düzeyi üst seviyelere daha kolay ulaşacaktır.

Gündemimizdeki olayları değerlendirecek olursak; pandemi sürecinde sağlık çalışmaları ile koruyucu ve önleyici sosyal hizmet çalışmalarını koordineli yürütmek; toplumun sosyal sağlığı ve sağlık çalışanlarının iş yükünü hafifletmesi açısından olumlu geri bildirimler verecektir. Aynı zamanda bilim kurullarının içerisine sosyal hizmet disiplinin dahil edilmesi salgının yayılma hızını azaltıcı etki gösterecektir. Bu süreçte toplumdaki insanların bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu süreci de en iyi şekilde sosyal hizmet disiplini yürütebilir. Aynı zamanda toplumun sosyal sağlığının göz ardı edilmesi salgından sonraki süreçte derin toplumsal yaralar oluşturulabilir. Bu nedenle sosyal hizmet mesleğinin sürece dahil edilmesi salgının yayılım hızını azaltırken salgından sonraki oluşması muhtemel sosyal sorunların da önüne geçilmesini sağlayacaktır.

1 Yalova Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencisi

112 Sosyal hizmetin koruyucu ve önleyici rolüyle problem çözmeye dayalı rolü birlikte kullanıldığında şu an içinde bulunduğumuz, bizi sağlığımız ve sosyal yaşantımız üzerinden tehdit eden sosyal soruna çözüm üretmek daha kolaylaşacaktır. Çünkü insanların sosyal olarak bir birleriyle etkileşimi yayılım hızını artırmaktadır. Bu nedenle sosyal hizmet toplumla çalışma perspektifiyle çalışmalar yürütürse ortaya çıkan sosyal tehdit azalacaktır.

113 PAYDAŞ VE HİZMET ALANLAR KÖŞESİ: