• Sonuç bulunamadı

Bedirhan AVCI1

Dünya’yı büyük bir sınav etkisi altına almaktadır. Çin’in Wuhan kentinden başlayarak küresel bir salgın boyutunu alan ve ölümcül risk barındıran Covid-19 virüsü, bireyleri toplumsal ve psikolojik yönden etkilemektedir. Virüsün gözle görünür etkisi, özellikle kalp-damar rahatsızlığı, hipertansiyon, şeker hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları ile beraber yaşlı grubu olumsuz etkilemektedir (Aktoz 2020: 2).

Covid-19 virüsünün gençlere göre vücut direnci daha güçsüz olan yaşlı bireyler üzerindeki ölümcül etkisi ile beraber çoğunlukla yoğun bakım ve solunum cihazına bağlı durumlar söz konusu olmaktadır (Işık 2020: 1-2). Covid-19 nedeni ile yoğun bakım ünitelerinde kalan hastalar üzerinde yapılan bir araştırmada, 60 yaş ve üstü bireylerin ölüm oranının bu yaş seviyesinin altındakilere oranla anlamlı derecede yüksek olduğu görülmektedir (Liu ve Diğerleri 2020: 15-16). Virüsün damlacıklar yolu ile bulaş riskinin beraberinde getirdiği fiziksel mesafenin bir yaşam biçimi haline gelmesi ile birlikte bağışıklık sistemi zayıf olan yaşlı bireyler; bu süreçte beden sağlıklarının yanında ruhsal açıdan da olumsuz sonuçlar ile karşılaşmaktadır. National Academies of Sciences’ın yaptığı bir araştırmada, fiziksel mesafe ile hissedilen yalnızlık duygusunun yaşlı bireylerde %43 dolaylarında seyrettiği görülmektedir (Yılmaz ve Akyazıcı 2020). Virüsün olumsuz etkilerinden korumak adına alınan birtakım önlemler, yaşlı bireylerin evde geçirdikleri zaman diliminde kendi yaş grupları ve diğer bireyler ile oluşan mesafeleri sonucunda hareketsizlik ile birlikte fiziksel ve ruhsal birtakım sağlık problemlerine yol açmaktadır. Ülkelerin sağlık ve sosyal politikaları sonucunda, evinde izole bir şekilde bekleyen yaşlı bireylerin temel ihtiyaçları karşılanmakla beraber yaşanan bu zihinsel bunalıma çözümler üretilmesi kaçınılmaz bir gerçektir (Armitage ve Nellums 2020). Yaşlı bireylerin duygusal tepkilerinin bu noktada daha hassas olması ile birlikte, kendisini toplum içinde aşağılık ve yetersizlik duyguları etrafında görmesi olasıdır. Ölüm korkusuna bağlı olarak gelişim dönemleri içerisinde görülmesi beklenen benlik bütünlüğü ve buna karşın umutsuzluk düşünceleri arasındaki sorgulamalar hız kazanmaktadır. Erikson, dönemin beklenen özelliğinde yaşamı boyunca ürettiği ve hayata anlam kattığı şeyler ile mutlu ve kendini yeterli gören yaşlı bireylerin ölümü kabullenme süreçlerinin kolay olduğunu ve psikolojik sağlamlığının güçlü olduğunu; yaşamda bir anlam bulamayan, kendi yaşam dilimini olumsuzluklar içinde sorgulayan bireylerin de psikolojik sağlamlığının zayıf olduğunu belirtir (Gürses ve Kılavuz 2020: 159). Bu noktada yaşlı bireylerin psikolojik dayanıklılığını güçlü tutmak, kriz müdahalelerinde çevrimiçi danışmanlık noktasında bu bireylere öncelikli sırada yer vermek, salgının neden olduğu kişisel zararları azaltma konusunda katkı sağlayacaktır (Meng ve Diğerleri 2020: 10-11).

1 Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi

106 Pandemi döneminde, fiziksel izolasyonun sosyal izolasyon olarak ifade edilmesi ile bağlantılı olan yalnızlık ilişkisini incelemek gerekir. Yaşlı bireylerin yaşadığı yalnızlığa bağlı olarak ülkeler konuya yönelik birtakım çalışmalar geliştirmiştir. Yeni Zelanda’da olumlu yaşlanma konusunda vizyonunu hükümet programına ekleyerek sosyal izolasyondan yaşlıların etkilenmesinin önüne geçmeye çalışmıştır (Brooke ve Jackson 2020: 1-4). Bu hizmetler, pandemi sürecinde yaşlı bireylere yönelik sosyal politikaları incelemede değer kazanmaktadır. Belirsizlikler ile dolu bir sürecin içerisinde yaşlıların evlerinde kalmaları yalnızlık duygularının artması ile sonuçlanmaktadır. Risk taşıdıkları için, ailelerinin ve sevdiklerinin kendileri ile temaslarında sınırlandırmalar getirilmesi, ihtiyaç duyacakları temas ilişkilerinin kısıtlanması söz konusudur. Bu durum, yaşlı bireylerin başkalarına olan fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarında eksikliğe sebep olmaktadır. Medyaya yansıyan haberlerde; bayramlar, doğum günleri, evlilik yıldönümleri gibi özel günlerde bireylerin bir araya gelememesi ile birlikte, yaşlı bireylerin dışarıya çıkamamakta duyduğu rahatsızlık yansımaktadır. Çoğu ülkeye göre genç nüfusu daha fazla olan Türkiye’de, kültürel özelliklerin farklılığı ile yaşlıların yaşadığı kriz durumları da ayrışmaktadır.

Batı ülkelerine göre topluluklar ile birlikte yaşama ve dayanışmanın etkisi ile aile kültürünün daha güçlü olduğu Türkiye’de risk grubunda olan ve evlerinde kalan yaşlı bireylerin ihtiyaçları için il valilikleri ve ilçe kaymakamlıklarının organizasyonu ile Vefa Sosyal Destek Grupları oluşturulmuştur. Bu grupların içerisinde; emniyet ve belediye personelleri, sosyal hizmet uzmanları, eğitimciler, din adamları, sivil toplum kuruluşları ve bireysel gönüllüler yer almaktadır. 65 yaş ve üzeri ile kronik rahatsızlığı bulunan vatandaşlar 112, 155 ve 156 numaralı hatlardan Vefa Sosyal Destek hattına ulaşabilmekte, temel ihtiyaçları karşılanabilmektedir. Bunun yanında Sağlık Bakanlığı aracılığı ile yaşlı bireylere yönelik çevrimiçi danışma hizmeti ücretsiz bir şekilde yürütülmektedir. Risk grubundaki bireylerin sağlığını korumak ve yaşlı bireylerin çevrelerine bulaş riskini önlemek adına bu süreçte yapılan hizmetler son derece önemlidir. Hizmetlerin, birey odaklı olması ve atfedilen değer bakımından yaşlı grupların bağımlı olmaktan çok güçlü yönlerini ön planda tutmayı sağlaması toplumun sağlıklı ilişkiler içerisinde bulunmasına katkı sağlamaktadır.

Covid-19 virüsünün risk grubunu oluşturan yaşlı bireyler, toplum içerisinde damgalanmaktadır.

Damgalandığını hisseden bireyler; bu durumun yarattığı sarsıcı etki ile bağlı bulundukları topluluğa ait olmadığını düşünmekte, yalnızlığın getirdiği içe kapanma davranışları ile karamsarlık, çaresizlik, depresyon duygularına kapılma, kendisinin toplum nezdinde günah keçisi ilan edilmesi ile suçluluk, korku, kaygı ve yoğun öfke davranışları gibi belirtiler göstermektedir. Bunların getirisi sonucunda, virüsün etkisini taşıyan yaşlı bireylerde hastalığı ifade etmeme ya da kabullenmeme, kontrol edilemeyen kaygı ile birlikte sağlık hizmetlerine ulaşma problemleri yaşama, geleceğe dair umudunun olmaması ile tedaviyi kabul etmeme durumları ile karşılaşılmakta, buna karşın damgalayan bireylerde de yaşlı bireylerin kurallara uymamasına yönelik öfke, onları çeşitli şekillerde alay konusu haline getirme, risk grubunda olmama düşüncesi ile rehavete kapılma gözlenmektedir (Başterzi ve Diğerleri 2020:1-3).

Oysaki yaşlı bireyleri damgalamakta olanların, virüsü taşıyıcı olma ihtimalleri olası bir durumdur.

107 Covid-19 virüsünün devletler açısından getirdiği maliyet ile birlikte yaşlı bireylere yönelik yapılan harcamalara bakıldığında, ekonomik sistemde olumsuz sonuçların doğduğu görülmektedir. Salgından en çok etkilenen ülkelerin başında yer alan İtalya’da yaşlı nüfus oranının genel nüfusa oranla yüksek olması bakımından bağımlı nüfusun yoğun olduğu, krizden etkilenen gruba yönelik harcamaların bu nedenle yüksek olduğu görülmektedir. İtalya’da huzurevlerinde barınan yaşlıların iki yüz sene yaşamaları varsayımından hareketle yapılan harcamalar kıyaslandığında bu durumun Covid-19 virüsünün getirdiği harcamaların oldukça altında olduğunu göstermektedir (Acar 2020). Yapılan tüm bu harcamaların, ülkeleri sarsması ile birlikte bazı politikacılar yaşlı bireylere yönelik söylemlerinde damgalayan, ötekileştiren hatta değer atfetmemeye varan bir dil kullanmıştır. Donald Trump, Jair Bolsonaro ve Boris Johnson gibi devlet başkanları, iklim krizinden itibaren yaşlı nüfusu azaltmaya yönelik ifadelerini salgın döneminde sürdürmekte ve sorumluluğu bu grup üzerinden değerlendirmeye çalışmaktadır (Dirim ve Diğerleri 2020: 3). Dünya genelinde ciddi krizlere yol açan bağımlı nüfus içerisindeki yaşlı gruplar pandemi sürecinde ve sonrasında da farklı söylemlere maruz kalmaları olasıdır.

Pandeminin getireceği sonuçlar düşünüldüğünde, dünya genelinde yaşlı nüfusun büyük ölçüde azalacağı ya da bağımlı nüfus haline geleceği ön görülmektedir. Bu noktada aktif ya da olumlu yaşlanma konusunun gündeme gelmesi, ülkelerin bu noktada üreten ve sağlıklı bir yaşlılığa yönelik politikaları uygulaması gerekmektedir. Aynı zamanda yaşlı bireylerin kendilerini ifade edebilecekleri ortamlar yaratmak, ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirme sağlamak, pandeminin getirdiği yalnızlık duygusu ile duygusal ihtiyaçlarını karşılamak önemlidir. Bireylerin yaşlı gruplara yönelik olumsuz söylemleri düşünüldüğünde her bireyin bir gün yaşlılık döneminden geçme ihtimali söz konusu olduğu hatırlanmalıdır. Bu noktada, yaşlı bireylere empati ile yaklaşmak ve duygularını anlamaya çalışmak, var olan kriz durumunu yönetmede etkili olacaktır.

Kaynakça

Acar, E. (2020). Covid-19: Modern Devletin Dirilişi mi Yoksa Krizi mi?. Erişim Tarihi: 17.05.2020, https://www.birikimdergisi.com/guncel/10081/covid-19-modern-devletin-dirilisi-mi-yoksa-krizi-mi Aktoz M. (2020) “Türk Kardiyoloji Derneği Uzlaşı Raporu: Covid-19 Pandemisi ve Kardiyovasküler Hastalıklar

Konusunda Bilinmesi Gerekenler”. Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi, 2.

Armitage R., Nellums L. (2020) “Covid-19 and the Consequences of Isolating The Elderly”. The Lancet Public Health.

Başterzi AD., Cesur E., Güvenç R., Taşdelen R., Yılmaz T. (2020) “Covid-19 ve Damgalama”. Türkiye Psikiyatri Derneği, 1-3.

Brooke J., Jackson D. (2020) “Older People and COVID-19: Isolation, Risk and Ageism”. Journal of Clinical Nursing, 1-4.

Dirim A., Özinanır CI., Şahin C., Dönmez G., Sevim F., Karakaş Ş., Emren T. (2020) “Salgın Günlerinde Sosyalizm Mücadelesi”. Enternasyonal Sosyalizm, 3.

Gürses İ., Kılavuz MA. (2020) “Erikson’un Psiko-Sosyal Gelişim Dönemleri Teorisi Açısından Kuşaklararası Din Eğitimi ve İletişiminin Önemi”. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 20(2), 159.

Işık AT. (2020) “Geriatrik Olgularda Covid-19: Göz Ardı Edilmemesi Gereken Konular”. Geriatrik Bilimler Dergisi. 3(1), 1-2.

108 Liu K., Chen Y., Lin R., Han K. (2020) “Clinical Features Of Covid-19 in Elderly Patients: A Comparison with

Young and Middle-Aged Patients”. Journal of Infection, 15-16.

Meng H., Xu Y., Dai J., Zhang Y., Liu B., Yang H., (2020) “The Psychological Effect of COVID-19 on the Elderly in China”. Psychiatry Research, 10-11.

Yılmaz B., Akyazıcı, E. (2020). Koronavirüs Krizi ve Sosyal İzolasyon Bizi Nasıl Etkiliyor?, Erişim Tarihi:

17.05.2020, https://yakiniliskiler.com/2020/03/14/koronavirus-bizi-nasil-etkiliyor/

109 ÖĞRENCİ KÖŞESİ: