• Sonuç bulunamadı

3. ŞARTLI NAKİT TRANSFERLERİNİN SOSYAL KORUMADAKİ ROLÜ 137 

3.1. Sosyal Koruma: Kavramsal Çerçeve 137 

Sosyal koruma tedbirlerinin toplumun yoksul kesimlerine ulaşması hiçbir zaman kolay olmamıştır. Hükümetlerin ve sivil toplum kuruluşlarının yoksul bölgelerde temel sosyal hizmetlere erişim konusunda önemli adımlar atmış olmalarına rağmen, birçok ihtiyaç sahibi aileye ulaşma konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. Okul üniformaları, araç-gereçleri, ulaşım masrafları gibi bireylerin kendi başlarına karşılamak zorunda olduğu giderlerin yanı sıra, davranışsal ve uzun zamandır süregelen toplumsal engeller, çok sayıda yoksul bireyi sosyal hizmetlerin ulaşılabilir olduğu anlarda bile, onlardan yeterince faydalanmaktan alıkoymaktadır. Dolayısıyla sosyal hizmet arzı ve talebi arasındaki bu boşluğu gidermek üzere, etkili bir sosyal koruma ağı oluşturmak ve erişim kolaylıkları sağlamak, insana yaraşır bir yaşam sürmek için şarttır.

Sosyal koruma farklı tanımları olan bir kavramdır. Ayrıntılı bir tanım olarak, etkin ve sağlıklı emek piyasası koşullarını geliştirerek, insanların riskler karşısındaki savunmasız konumlarını azaltarak, tehlikelere, gelir kesintilerine ya da kayıplarına karşı kendilerini koruma kapasitelerini arttırarak yoksulluğu ve risklere karşı savunmasızlığı azaltmak üzere tasarlanmış politika ve program dizileri şeklinde ifade edilebilir.290

Dünya Bankası bu tanımı da kapsayan, daha genel bir tespitte bulunmaktadır. Dünya Bankasına göre, sosyal koruma; bireylere, ailelere ve topluluklara risklerle daha etkili başa çıkmaları için yardımcı olan ve kritik derecede savunmasız olanları destekleyen kamu politikalarıdır.291 UÇÖ de buna benzer bir tanım yaparak sosyal korumayı, hastalık, analık, meslek hastalıkları, iş kazaları, işsizlik, sakatlık, yaşlılık ve aile reisinin ölmesi gibi çeşitli olumsuzluklara bağlı olarak gelirin tamamen yok olması ya da ciddi boyutta azalması sonucunda meydana gelebilecek ekonomik ve

290 Isabel Ortiz, “Social Protection in Asia and the Pacific”, Asian Development Bank, 2001,

www.adb.org/Documents/Books/Social_Protection/appendix_2.pdf, Erişim: 08/08/2011, s.657.

291 Robert Holzmann, Sándor Sipos vd, Social Protection and Labor at the World Bank 2000–2009,

138

sosyal tehlikelere karşı sağlık bakım hizmetleri yoluyla ya da çocuklu ailelere nakit desteklerde bulunulmasıyla bireyleri koruyan kamusal tedbirler olarak ifade etmektedir.292

Bir ülkedeki sosyal koruma tedbirleri, genellikle sosyal yardım ya da sosyal refah programları olarak adlandırılan ve çoğunlukla katkıya dayalı olmayan sosyal güvence ağı programlarından oluşmaktadır. Temel rolleri, yoksulluk ve gelir dağılımı eşitsizliği sorun alanlarında önleme, koruma, geliştirme ve dönüştürme işlevlerinde bulunmak olan bu programlar, genellikle bireylere ve ailelere kronik yoksulluk sorunuyla mücadele etmelerini kolaylaştırmak veya yoksul olmayıp, onları yoksulluğa düşürecek geçici gelir eksilmeleriyle baş edemeyecek durumda olanlara yardımcı olmak üzere tasarlanmışlardır. 293

Sosyal koruma tedbirlerini vazgeçilmez kılan belki de en önemli gerçek, bireylerin her zaman, klasik iktisat teorisinin ileri sürdüğü gibi tam bilgi sahibi ve rasyonel davranan aktörler olarak hareket edememeleridir. Bu gerçek, aileleri insani gelişime normalde olması gerekenden daha az bir yatırım yapmaya yöneltebilir. Bu durumun yaygınlık göstermesi hükümetlerin sosyal koruma tedbirleri şeklinde, pozitif ve düzeltici müdahalelerde bulunmasına zemin hazırlamaktadır.294 Devletin sosyal koruma tedbirlerini gerekli kılan bir başka piyasa başarısızlığı durumu ise sigorta piyasalarının yoksul ailelere yeterince ulaşamamasıdır. Gelir düzeylerinin değişken olduğu riskli bir ekonomik yapıda, ailelere yönelik nakit destekleri haneiçi refah düzeyini yükselterek, bu dalgalanmaları bir yere kadar yumuşatabilir.295

Sosyoekonomik hayata yönelik pozitif müdahalelerin iktisadi ve siyasi açılardan meşruiyet kazanmasının nispeten yeni bir durum olduğunu belirtmek yanıltıcı olmayacaktır. II. Dünya Savaşı yıllarından sonraki dönemler boyunca,

292 International Labour Organization (ILO), World Labour Report: Income Security and Social

Protection in a Changing World, Geneva, 2000, s.29.

293 Margaret Grosh, Carlo del Ninno, Emil Tesliuc ve Azedine Ouerghi, For Protection and

Promotion- The Design and Implementation of Effective Safety Nets, World Bank, Washington, 2008, s.463.

294 Vicente B. Paqueo, “Conditional Cash Transfers: An Overview of Theory, Practice, and

Evidence”, Social Assistance and Conditional Cash Transfers-The Proceedings of the Regional Workshop, Edt: Wening Handayani ve Clifford Burkley, Asian Development Bank, July 2009, s.128.

295 Ariel Fiszbein, Norbert Schady, Francisco Ferreira, Margaret Grosh ve Nial Kelleher, Conditional

139

iktisat yazını kalkınma teorisini dar bir biçimde sadece fiziki sermayeye yatırım yapma konularıyla sınırlandırmıştır.296 Sosyal koruma tedbirleri bu görüşlerin bir uzantısı olarak insanları tembelliğe sevk eden ve onların üretken taraflarının ortaya çıkmasını engelleyen politikalar olarak görülmüştür. Genellikle Samaritan İkilemi olarak bilinen bu yaklaşıma göre, vatandaşlar devletin bugün desteklediği bir politikayı gelecekte de sürdüreceği beklentisine sahiptir. Bu beklenti onları, kendi sorumluluklarını üstlenmeye yönelik faaliyetlere girişmekten alıkoyacaktır.297 Ancak zamanla bu görüş etkisini kaybetmiş, sağlıklı ve sürdürülebilir bir iktisadi kalkınma için insani gelişimin desteklenmesinin kaçınılmaz olduğu anlaşılmıştır. Bu bağlamda, sosyal koruma önlemleri yaklaşık son 50 yıldır maliyet unsuru olarak görülmekten çıkıp, beşeri sermayeye yaptıkları katkılar nedeniyle büyümenin ve kalkınmanın olmazsa olmaz koşulları arasında kabul edilmeye başlamıştır.298

Doğal olarak, bu gelişmenin arkasında insan hakları temelli görüşlerin yanı sıra, toplumsal, siyasal ve ekonomik fikirler de yer almaktadır. İnsan hakları bakış açısıyla, sosyal koruma önlemleri “her insanın saygın bir hayat standardı sürdürme hakkı bulunduğu” evrensel fikrini kuvvetlendirmektedir. Toplumsal açıdan, eşitsizlikleri en aza indiren beşeri sermaye artışını mümkün kılmaktadır. Ekonomik olarak, gelirin yoksullara ve en savunmasız gruplara yeniden dağıtılması yoluyla yoksulluk ve eşitsizlik üzerinde ani bir etki meydana getirmektedir. Ayrıca sağlıklı, üretken ve güvenceli işgücünü tehdit eden riskleri en azından hafifleterek ya da tamamen ortadan kaldırarak, uzun dönemde büyümeye ve kalkınmaya katkı sağlayacak beşeri sermaye birikiminin geliştirilmesine yol açmaktadır. Son olarak siyasi açıdan, sosyoekonomik eşitsizlikleri azaltarak, sosyopolitik istikrarı sağlamaya ve geliştirmeye yardımcı olmaktadır.299 Tüm bu faydalarının en son ve genel sonucu,

296 David E. Bloom, Ajay Mahal, Larry Rosenberg ve Jaypee Sevilla, “Social Protection and Conditional Cash Transfers”, Social Assistance and Conditional Cash Transfers-The Proceedings of the Regional Workshop, Edt: Wening Handayani ve Clifford Burkley, Asian Development Bank, July 2009, s.12.

297 Zafiris Tzannatos , Peter F. Orazem ve Guilherme Sedlacek (a), “Policy Options to Eradicate Child

Labor and Promote Education in Latin America”, Child Labor and Education in Latin America-An Economic Perspective, Edt: Peter F. Orazem, Guilherme Sedlacek, and Zafiris Tzannatos, Palgrave Macmillan, 2009, s.209.

298 Bloom, Mahal, Rosenberg ve Sevilla, a.g.m., s.12.

299 Sri Wening Handayani ve Clifford Burkley, “Workshop Highlights and Executive Summary”,

Social Assistance and Conditional Cash Transfers-The Proceedings of the Regional Workshop, Edt: Wening Handayani ve Clifford Burkley, Asian Development Bank, July 2009, s.XXXI.

140

hükümetlerin etkinliği ve büyümeyi destekleyecek tercihlerde bulunması için uygun bir zeminin yaratılmasıdır.

Sosyal koruma çatısı altında, tüm bu faydalara ulaşmak üzere uygulanan etkili yöntemlerden biri, şartlı nakit transferi programlarıdır (ŞNT). Nakit desteklerini eğitime devam ve düzenli sağlık kontrolü şartlarına bağlayan bu programlar, sosyal koruma ağını doğrudan doğruya beşeri sermaye birikimiyle ilişkilendirmektedir.300 Nitekim ŞNT programlarının özü, beşeri sermayenin güçlendirilmesi yoluyla yoksulluğun ve eşitsizliğin azaltılmasına dayanmaktadır. Bir taraftan kapsam altına alınan ailelerin hem kendilerinin hem de genel olarak toplumun faydasına olacak faaliyetlere katılımlarını sağlamakta, diğer taraftan da gelecek nesillerin gelişimini desteklemektedir.301