• Sonuç bulunamadı

1.5. Sosyal Medya Araçları

1.5.1. Sosyal Ağlar

Sosyal ağ siteleri, sanal bir ortamda gerçek sosyal ağların bir modellemesinden ibarettir. Sosyal ağ siteleri, bireylerin sınırlı bir sistem içinde kamuya açık profil oluşturabildikleri, kiminle iletişime geçtiklerini açıkça gösterebildikleri, sistem içindeki diğer kişiler tarafından paylaşılanları görüntüleyebildikleri ve bunlar arasında gezinebildikleri web tabanlı hizmetleri barındıran sistemlerdir (Schellong, 2008:229). Sosyal ağlar, genellikle sosyal olarak tanınan veya yeni arkadaş olunan insanlarla kolay bir şekilde iletişim kurabilmeyi sağlamaktadır. Paylaşım ağlarına örnek olarak Facebook, Twitter ve Instagram verilebilir (Güçdemir, 2017:25).

Temelde kullanıcıların karşılıklı konuşmaları, yorum yapmaları ve paylaşımları üzerine inşa edilen çevrim içi ilişki şeklini vurgulayan sosyal ağlar, başlarda bireyler veya küçük gruplar arasında kurulan diyaloglar gibi algılansa da, paylaşılan içeriğe ilgi duyan kişilerin sayısı oldukça hızlı artmaktadır (Batı, 2018:154). Ancak kullanıcıların sayısından veya demografik özelliklerinden daha önemli olan, iletişim kurma, çevrim içi olarak bağlanma, işbirliği yapma ve ilişki kurma biçimindeki değişimlerdir. Kullanıcı tarafından oluşturulan içerikten bağlantı paylaşımına kadar, sosyal ağlara katılım sıklığı yoğundur (Howell, 2012:4).

Bir ağ sitesi, bireylerden oluşan çevrim içi bir hizmettir ve kullanıcı profilleri tarafından en çok tanınan özelliktir. Kullanıcılar ortak ilgi alanlarını, tutkularını, fikirlerini ve içeriği paylaşarak arkadaşlarıyla bağlantılar kurarlar. Sosyal ağlar insanların çevrim içi olarak sosyalleşmelerini sağlayacak şekilde tasarlanmışlardır (Howell, 2012:7). Sosyal ağlar aracılığıyla, bireyler toplum içinde kendilerini tanımlamak için yeni bir ortam edinmişlerdir. İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle

sosyalleşme, kaynaşma, gündemi takip etme, bilgi alışverişi ve eğlenme gibi toplumsal gereksinimler sosyal ağlar vasıtasıyla giderilmektedir (Gafuroğulları, 2015:178).

1990'lı yılların sonları itibarıyla oluşturulmaya başlanan sosyal ağlar, içerisinde birçok farklı türde çevrim içi toplulukları barındıran internet siteleridir. İlk ortaya çıktıkları dönemde kişisel etkileşimleri artırmak için kullanıcılar, bu ortamlarda kendi ağlarını oluşturmuş ve etkileşimlerini yönetmişlerdir (Alikılıç, 2011:35). Birbirinden farklı amaçları ve uygulamaları barındıran pek çok sosyal ağ sitesi bulunmaktadır. Bunların bazıları, dünya çapında popüler ve çok sayıda kullanıcıya sahipken; bazıları daha yerel ölçekte etkili olmuş ve genele yayılamamışladır (Koçyiğit, 2015:55).

Milyonlarca insanın zamanının çoğunu sosyal ağ sitelerinde harcadıkları düşünüldüğünde, bu tür sanal ortamlar kuruluşların iletişim stratejileri üzerinde oldukça etkili olmaktadır. Bu nedenle, sosyal ağlarda bireyler olduğu kadar kuruluşlar ve markalar da bulunmaktadır. Sağladığı sohbet ortamı ile kişilerin birbirleriyle sohbet etmesi ve içerik paylaşabilmesi sosyal ağların, geri bildirim sürecinin doğru yürütülmesi şartıyla, çift yönlü simetrik iletişimin gerçekleştirilebildiği önemli bir halkla ilişkiler iletişim aracı olacaktır (Alikılıç, 2011:39; Sayımer, 2008:124).

Facebook ve benzer yapıdaki sosyal ağlar, kitleleri ikna amaçlı kullanabilmektedir. Protesto, pazarlama ya da bilgi verme hangi amaçla olursa olsun; sosyal ağlar vasıtasıyla kitleler ikna edilebilirse, sosyal ağ sitelerinin halkla ilişkiler çalışmaları için kullanılabileceği söylenebilir (Alikılıç, 2011:36). Etkili olursa eğer halkla ilişkiler, sosyal ağ sitelerini kullanarak, kuruluşlara diğer tüm pazarlama faaliyetlerinden çok daha düşük bir maliyetle yeni stratejiler kazandıracaktır (Özel ve Sert, 2015:117).

Sosyal ağ sitelerinin halkla ilişkiler çalışmalarını düşük maliyetle ve iki yönlü iletişim bağlamında gerçekleştirmesi, kuruluşlara artı değer kazandıracaktır. Bu bağlamda sosyal ağ sitelerinin seçilmesi ve kuruluş için profil oluşturulması süreci, hedef kamularının beğenileri doğrultusunda başlatılmalı ve sürdürülmelidir.

1.5.1.1.Facebook

Mark Zuckerberg Facebook'u, Harvard Üniversitesi öğrencileri arasında iletişim sağlanması amacıyla 2004 yılında kurmuştur (Saruhan, 2018:203). Facebook'un aktif kullanıcı sayısı, kurulduktan sonraki altı ay içerisinde ikiye katlanmış (Batı, 2018:97), sekiz yıl sonra ise bir milyar kullanıcıya ulaşmıştır (Dietrich, 2016:85). Günümüzde bir milyarı aşkın kullanıcısıyla Facebook, en çok kullanılan sosyal ağ sitesidir. Kullanıcılarına kişisel bir iletişim sayfası sunan Facebook, kullanıcıların diğer kullanıcılarla iletişime geçmesini ve içerik paylaşmasını sağlamaktadır (Ertaş, 2015:31; Güçdemir, 2017:28).

Sosyal ağ sitelerinin, insanların yaşamlarındaki önemi nedeniyle, bu konu hakkında yapılan çalışmaların sayısında artış yaşanmıştır. Geçtiğimiz on yılda sosyal ağlarla ilgili yüzlerce makale yazılmış ve bunlardan önemli bir çoğunluğunu da Facebook oluşturmuştur (Bilbil ve Çerçi, 2015:282).

'İnsanların tanıdıkları insanlarla iletişim kurmasına yardımcı olan sosyal hizmet programı' olarak tanımlanan Facebook; insanların arkadaşları, aileleri, tanıdıkları ve meslektaşları ile bir şeyler paylaşmak için kullanıldıkları dijital bir platformdur (Wilson, 2012:61). Ayrıca Facebook sayfalarının hedef kitleleri için odaklanmış kanallar oluşturma potansiyeli bulunmakta ve bu sayede internetteki birbiriyle alakalı ve güvenilir bilgilerin keşfedilmesine yardımcı olmaktadır (Strekalova ve Krieger, 2017:155-156).

Facebook, bireyleri günden güne sanal ortamlarda daha fazla zaman harcamaya itmektedir. Birbirleri ile iletişim kurma isteğinde olan ve sosyal ağların yardımıyla sosyalleşen bireyler, sosyal medyada paylaşılan içeriğe yorum yaparak kendilerini başka bireylere ifade etmekte ve aynı zamanda kişisel pek çok bilgilerini paylaşmaktadırlar. Bu önemli bilgi paylaşımı, kuruluşlar için değerli bir veri kaynağı olmakla beraber bireyler için de kendilerini ifade etme biçimidir (Bilbil ve Çerçi, 2015:292).

Facebook, kimi zaman insanların diğer insanları herhangi bir konuda bilgilendirme ve cesaretlendirme işlevini de yerine getirmektedir. C&A markası, anneler gününe özel yaptığı "Fashion Like" kampanyasında o güne özel oluşturulan

elbise koleksiyonunu, kurumsal Facebook sayfasında kullanıcılarının beğenisine sundu. Bu şekilde kampanyaya katılmak isteyen insanlar, oluşturulan bu Facebook sayfasına girip, elbise askısında yer alan "like" butonuna tıkladılar. Her beğeni tıklaması, eş zamanlı olarak Sao Paulo Iguatemi mağazasında oluşturulan reyondaki dijital sayaç takılı elbise askılarına yansıtıldı. Böylelikle mağaza müşterileri, karar vermekte zorlandıkları elbiseler arasından en çok beğenisi olan elbiseyi, hediye olarak annelerine satın almış oldular (Batı, 2018:276).

Facebook özel ya da kamu kuruluşları tarafından bilgilendirmenin yapıldığı ve iletişimin etkin bir biçimde sağlandığı bir platformdur. Kuruluşların da kişisel kullanıcıların yaptığı gibi uzmanlaşmış kurumsal Facebook sayfaları oluşturmaları gerekmektedir. Kuruluşların Facebook sayfaları, bireysel kullanıcıların oluşturduklarından farklı bir yapıdadır ancak işleyiş mantıkları benzerdir (Ertaş, 2015:31). Facebook, kuruluşlara ağ çevrelerini genişletme, potansiyel müşteriler ve arkadaşlar ile iletişim kurma; paylaşılan blog yazıları, fotoğraflar ve videolar aracılığıyla kuruluşa veya markaya dair bilgileri, paylaşma olanağı sunmaktadır (Koçyiğit, 2015:56).

Diğer taraftan kuruluşlar, platformun işlevselliğini kullanarak savunucu toplulukları oluşturmak ve bu topluluklarla bağlantı kurmak için Facebook'u bir araç olarak kullanmaktalar. Facebook, savunucu toplulukları oluşturmak ve onları meşgul etmek için harika bir yol olsa da, bir markaya zarar veren olumsuz duyguların kaynağı da olabilmektedir. İnsanlar bir kuruma karşı memnuniyetsizliklerini ifade etmek için kolaylıkla gruplar ve sayfalar oluşturabilirler. Bir kuruluşun Facebook sayfasına doğrudan yorum yapabilir; hatta saldırabilirler (Wilson, 2012:67). Bu bağlamda gelişen güncel olaylar ve olgularla alakalı olarak ortak düşünce platformları oluşturulmakta ve kamuoyu, sanal ortamlarda biçimlendirilmektedir (Güçdemir, 2017:28).

İyi oluşturulduğu takdirde, Facebook sayfası bir krizi yönetmek için etkili bir araç olabilir. Kuruluşlar, mesajların kontrolünü hızlı ve kolay bir şekilde ele geçirebilir ve doğrudan kitlesiyle iletişim kurabilir. Kuruluşlar bu sayfa aracılığıyla

soruları hemen cevaplayabilir ve yanlış bilgilerin yayılmasını en aza indirebilirler (Wilson, 2012:67-68).

Direkt iletişim olanağına sahip Facebook, politikacılara erişimi kolaylaştırmakta ve seçmenler ile politikacıları buluşturmaktadır. Bu nedenle siyasal iletişim çalışmaları doğrultusunda, gerek siyasi partiler gerekse bu partilere üye kişiler tarafından sosyal medya uygulamaları yaygın bir şekilde kullanılmaktadır (Aktan, 2017:92). Bu tür araçlar, destekçilerin doğrudan ve kolayca kampanyalarla etkileşimde bulunmalarını sağlayarak, kullanıcıların aday mesajlarına yanıt vermeleri için anında ve nispeten gayri resmi bir yol oluşturmakta ve desteklerini kamuya açık olarak göstermelerini sağlamaktadır (Xenos vd., 2015:826).

Araştırmalara göre kullanıcılar, çoğunlukla kendilerini tanıtmak için kullandıkları Facebook'ta; dini ya da siyasi görüş gibi tutumlarını daha az paylaşırlarken, profil resmi gibi görsel unsurları daha fazla kullanmaktadırlar (Bilbil ve Çerçi, 2015:292). Profil resminin yanında, paylaşılan içeriğin önemi de artmaktadır. Kırk karakterle oluşturulan ve paylaşılan Facebook içerikleri, bundan fazla karakterli içeriklere göre, % 86 daha fazla etkileşim almaktadır (Saruhan, 2018:79).

Kawasaki ve Fitzpatrick (2018:134-135), bireylerin ve kuruluşların Facebook sayfaları aracılığıyla çevrelerini genişletmeleri ve etkilemeleri için; EdgeRank1 yapısının anlaşılmasını, Facebook Insights'ın2 kullanılmasını, video eklemeyi, diğer Facebook sayfalarıyla etkileşimin kurulmasını ve deneme yapılmasını önermektedirler.

1.5.1.2.MySpace

Kullanıcılara, interaktif ortamda arkadaşlıklar kurma olanağına sahip; bununla birlikte kişisel profiller, gruplar, resimler, müzik, videolar ve bloglar gibi eğlence unsurlarını içeren bir sosyal paylaşım platformu olan MySpace (Güçdemir, 2017:17-

1 Facebook kullanıcılarının, ilgi alanlarına göre haber akışının oluşturulması için içerikleri

derecelendiren bir algoritmadır (Saruhan, 2018:209).

2 Facebook sayfasındaki kullanıcıların etkileşimlerinin ve sayfa içeriklerinin performansını

18), 15 Ağustos 2003’te kullanıma açılmıştır. Chris DeWolfe ve Tom Anderson liderliğinde, Intermix/eUniverse Inc. tarafından geliştirilen site; gençler, genç erişkinler ve Rock grupları içinde hızlı bir şekilde popüler olmuştur (Koçyiğit, 2015:57).

Myspace, insanların bağlantı kurmaya, keşfetmeye ve içerik paylaşmaya başladığı bir platformdur. Sanatçıların ve çalışmalarının yer aldığı site, dünyanın en büyük dijital müzik kütüphanesi olan, 53 milyon parça ve videoya erişim sağlamaktadır. Platform, müzisyenlerden tasarımcılara, yazarlardan fotoğrafçılara kadar tüm sanatçıları, hedeflerine ulaşmak için, takipçileriyle bağlantı kurmalarına yardımcı olacak şekilde inşa edilmiştir. Açık bir tasarım, ilgi çekici editoryal özellikler ve analitik temelli öneriler sayesinde Myspace, paylaşma ve keşfetme amacıyla karşılıklı yakınlık ve ilhamla bağlanan yenilikçi bir insan topluluğu meydana getirmektedir (MySpace, 2019a).

MySpace etkileşimli içeriklere ve spesifik ilgi alanlarına sahip olması ve hitap etmesi nedeniyle, kullanıcılar tarafından oluşturulan mesajların yayılmasını sağlayan güçlü bir sosyal ağ platformudur (Aktan, 2017:96). MySpace’in kurucularından Tom Anderson’ın, platforma üye olan kişileri arkadaş olarak eklemesi, etkileşim ve sohbet olanağı sunmaktadır. Bu da hedef kamularıyla etkin bir halkla ilişkiler süreci başlatmayı ve sürdürmeyi amaçlayan her kuruluşa örnek teşkil etmelidir (Alikılıç, 2011:39).

1.5.1.3.LinkedIn

Sık sık Facebook'un mantıklı ağabeyi olarak görülen LinkedIn (Appleby, 2012:79), Paypal’ın eski çalışanlarından Reid Hoffman ve arkadaşları tarafından, 2002 yılında, iş dünyası uzmanlarının diğer kişiler ile iletişim kurma ve bilgi alışverişi yapma amaçlarını gerçekleştirmek için kuruldu. LinkedIn, Microsoft'a 2016 yılında 26.2 milyar dolar karşılığında satıldı (LinkedIn, 2019; Saruhan, 2018:291).

LinkedIn, profesyonel ağlara önemli erişimi olan bir platform olarak ciddiye alınması gerekmektedir. Platform, mevcut etkileşim türlerini arttırdığı için ('Web 1.0' ağı olmaktan uzaklaşarak) pazarlamacıların dikkatini çekmekte ve diğer sosyal ağların yanında doğrudan rekabet etmek için kullanılmaktadır (Appleby, 2012:80).

LinkedIn, personel alımında adaylara bakmanıza, özgeçmişleri görüp ayıklamanıza ve tanıdığınız insanlar aracılığıyla birileriyle tanıştırılmak için bağlantılar kurmanıza olanak sunmaktadır (Jarvis, 2012:62).

LinkedIn birden fazla niş gruptaki insanları tanımlamak ve onlarla bağlantı kurmak için ideal bir platformdur. Temel olarak, kişisel bir profesyonel markayı çevrim içi olarak yönetmek için oldukça etkili bir araçtır. Tüm ağlarda olduğu gibi, kuruluşların da LinkedIn yoluyla katılım oluşturmaları için açık bir stratejileri ve hedefleri olmalıdır. Kendileriyle ilgili grupları ve konuşmaları belirlemeleri, bu doğrultuda katılımları yönetmek için gereken kaynak ve politikalara sahip olmaları gerekmektedir (Appleby, 2012:80-82).

LinkedIn’in kullanımında özgünlük ve şeffaflık kritik bir rol oynamaktadır. Bu nedenle kuruluşun kurumsal profilinin profesyonel bir şekilde oluşturulması oldukça önemlidir (Appleby, 2012:82). LinkedIn'de paylaşılan içeriklerin yüksek erişim alması amaçlanıyorsa, mesajların ortalama 25 karakterden oluşması gerekmektedir (Saruhan, 2018:79). Bunun yanında, LinkedIn’de etkileşimi artırmanın diğer yolları şunlardır (Kawasaki ve Fitzpatrick, 2018:148-149):

• Bağlantı davetlerini kişiselleştirin • Paylaşımlarda ciddi olun

• Bir niş alan seçin

• Gruplara katılım sağlayın

• Paylaşımlara, görüşme videolarını ve Google+ Hangout On Air3 kayıtlarını ekleyin

• Varsa SlideShare sunumlarını da paylaşın.

1.5.1.4.WhatsApp Messenger

Günümüzün mobil kısa mesaj teknolojileri, yüz yüze iletişimden daha çok metin tabanlı iletişim uygulamalarının kullanılmasına neden olmuştur. Kişilerarası iletişimi büyük oranda değiştiren bu yaklaşım; bireylerin ailelerine, arkadaşlarına,

3 Nerede olunursa olunsun bilgisayar, telefon ve tablet gibi elektronik cihazlarla yüz yüze

sosyal sorunlara ve çevredeki gelişmelere dair daha fazla bilgiye sahip olmalarına imkan vermiştir (Sultan, 2014:57). Bu değişimin itici gücü ise, insanların birbirleriyle bağlarını sürdürme ihtiyacıdır. İnsanlar, iletişimde kalmak ve bilgi paylaşmak amacıyla günden güne daha hızlı ve kolay yöntemler bulma ve kullanma isteğindedirler (Harrison ve Gilmore, 2012:513).

Günümüzde dünyanın en popüler internet tabanlı iletişim araçlarından biri olan ve gerçek zamanlı mesajlaşma imkânıyla öne çıkan WhatsApp (Ahad ve Lim, 2014:189), herhangi bir GSM operatörüne kısa mesaj ücreti ödemeksizin, insanların akıllı telefonlar üzerinden sosyalleşmelerine ve daha uzun süre iletişimde kalmalarına olanak sunan bir uygulamadır (Sultan, 2014:57). Whatsapp, Yahoo’nun eski çalışanlarından Biran Acton ve Jan Koum tarafından 2009 yılında Kaliforniya'da (ABD) kurulmuştur. İnternet üzerinden çevrim içi mesajlaşma; resim, video, ses kaydı gönderme gibi özellikler sunan Whatsapp'ı, "Messenger" gibi uygulamalardan ayıran temel özellik ise, sunduğu hizmetlerde arkadaş listelerinden değil, telefon rehberinden faydalanıyor olmasıdır (Güçdemir, 2017:18-19).

Whatsapp'ın hızlı gelişiminin temel nedeni ise, sahip olunan mobil cihazın markasının her ne olursa olsun, iletişim için kullanılmasını ifade eden çapraz yapıya sahip bir uygulama olmasıdır. WhatsApp'ın avantajı, sadece özel sosyal iletişime kattıklarında değil, kuruluşlara getirdiği faydadadır. Meslektaşları, müşterileri ve hissedarlarıyla temasta kalabilmek adına ayda belirli bir ücret ödemek durumunda olan kuruluşlar, Whatsapp ile iletişime ayırdıkları/harcadıkları bütçeden önemli tasarruflar etmektedirler (Pace, 2015).

Kuruluşların hedef kitleleri ile iki yönlü iletişime geçmesinde, önemli bir mobil iletişim aracı olan Whatsapp; hedef kamunun beklentilerine, önerilerine ve en önemlisi sorunlarına dair kuruluşa yaptıkları geri bildirime, anlık cevap verilmesini sağlamaktadır. Bu da kuruluşun imajına olumlu yönde katkılar yapmaktadır. Uygulama ile yazılı mesajların yanında fotoğraf, video ve ses kaydı gibi unsurların da gönderilebilmesi (Şenyurt, 2016:129-130), beklentilerin ve sorunların tespit edilmesi bağlamında oldukça önemlidir.

1.5.1.5.Wechat/Weixin

Faaliyete 2011 yılında geçen Weixin / WeChat, yüz milyonlarca kullanıcının yaşamını, yenilikçi özellikleriyle geliştirmektedir. Platform, kullanımı kolay bir uygulama ile mobil dijital yaşam tarzı sağlayarak, anlık mesajlaşma ve sosyal eğlenceyi birleştirmektedir. Kullanıcılar, ücretsiz metin ve multimedya mesajları ile gerçek zamanlı iletişim kurabilmekte, görüntülü görüşme yapabilmekte veya fotoğraflar paylaşabilmektedirler (Tencent, 2019).

Çin'de çok sayıda sosyal paylaşım platformu, mobil uygulama ve ödeme yönteminin özelliklerini tek bir veri tabanında birleştiren "WeChat", kullanıcıların hayatını kolaylaştırmaktadır (Durul, 2019). WeChat önce adını Weixin olarak değiştirmiş ve sonrasında Hindistan, Endonezya ve Brezilya pazarlarına giriş yapmıştır. Bu yolla o dönemde WeChat, dünya çapında pazar payını 200 milyon kullanıcıya kadar genişletmiştir. Günümüzde ise dünya genelinde aylık 1 milyar aktif kullanıcısına haber ve bilgi sağlamaktadır (Batı, 2018:49; Fuchs, 2018).

WeChat, tüketicilikten siyasete kadar her şeyde, benzer ilgi alanlarına sahip insan grupları arasında sosyal bağlantılar kurulmasına yardımcı olmaktadır (Fuchs, 2018). WeChat, mesajlaşmadan çok daha fazlasını sunmakta, kullanıcıların ödemelerden uçuş ve otel rezervasyonu yapabilmelerine kadar her şeyi yapabilmelerini sağlamaktadır (Kharpal, 2019).

WeChat kullanıcıları, diğer sosyal medya platformlarındakiler gibi ünlüler, devletler, medya ve kuruluşlar da dâhil olmak üzere çeşitli resmi hesapları izleyebilmektedirler (Fuchs, 2018). Büyük süpermarketlerden en küçük sokak satıcılarına ve taksilere kadar, Çin'de hemen hemen her yerde WeChat ile ödeme yapılabilir. Bunun için kullanıcıların, herhangi bir Çin bankasından hesaplarının olması yeterlidir (Kharpal, 2019).

WeChat, insanların Çin'de iletişim kurmada kullandıkları temel araçlardan biridir. İş yaparken bile insanlar e-posta ile WeChat'i kullanmaktadırlar. Çin’de Facebook gibi uygulamalar engellendiği için WeChat, oldukça fazla tercih edilmektedir. Kullanıcılar, çok sayıda resim veya video yükleyebilir ve arkadaşları bunları yorumlayabilir veya beğenebilirler (Kharpal, 2019). Çinli internet şirketi

Tencent tarafından geliştirilen son derece popüler sosyal medya uygulaması olan WeChat, ABD’de hem Çin vatandaşlarının hem de ilk nesil Çince konuşan göçmenlerin yaşamında vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir (Fuchs, 2018).

Kuruluşlar, bağımsız bir uygulama yerine mini programlar (veya WeChat içindeki uygulamaları) başlatmayı seçebilirler. Program, işletmelere WeChat üzerinden doğrudan kullanıcılara tanıtım mesajları göndermelerinin yanı sıra, uygulamanın bir milyardan fazla kullanıcısının bilgilerinin olduğu veri tabanına da erişmelerini sağlamaktadır (Kharpal, 2019).

1.5.2. Bloglar

Web günlüğü olarak Türkçeye çevrilmesi uygun olan weblog kavramı (Karabulut, 2009:144), “web” ve “log” ifadelerinin birleşmesinden oluşmuş ve kullanımın yaygınlaşması ile blog olarak adlandırılmıştır (Kahraman, 2013:17). Kullanıcıların tercihleri doğrultusunda herhangi bir konu, olay veya durum üzerine yorum yapabildikleri ve takipçilere her konuda içerik sağlayabildikleri kişisel web sayfaları olarak tanımlanabilmektedir (Kahraman, 2013:17; Okay ve Okay, 2014:609). Yemek blogları, eğitim blogları, seyahat blogları, siyaset blogları gibi günümüzde her konuya dönük blog sayfası görmek mümkündür (Akar, 2009:174).

Blogların ilk olarak ne zaman kullanılmaya başlandığına dair net bir tarih olmamakla birlikte ilk blog, Jorn Barger tarafından 1997'de kurulmuştur (Güçdemir, 2010:29). Jorn Barger’in "weblog" kelimesini türetmesinden sonra Peter Merholz bu kelimeyi 1999 yılında "blog" şeklinde kısaltmıştır (Jarvis, 2012:174).

Popüler içerik üretmeye imkân veren araçlardan olan bloglara bakıldığında, genellikle metin, görsel, ses, müzik ve video gibi içeriklerden oluştuğu görülmektedir (Balcı vd., 2013:108). Kimi bloglar seçili konulara ilişkin bilgiler sunarken, kimisi kullanıcıların günlük aktiviteleriyle ilgili ayrıntıları aktarmakta ya da kişisel fikirlerini ve ülke gündemine dönük yorumlarını içerebilmektedir (Karaçor, 2009:92). Web sayfaları ile karşılaştırıldığında bloglar, kullanımının daha kolay olan, güncel teknolojik gelişmelere uyarlanabilen; sosyal medya ile uyumlu, herhangi bir

uzmana ihtiyaç duyulmaksızın kısa sürede kurulabilen ve içerik paylaşımının hemen yapılabileceği son derece etkileşimli sayfalardır (Sevinç, 2012:56).

Sanal dünyada kuruluşun nasıl algılandığını tespit etmek için en uygun araçlardan olan bloglar, kuruluşa dair hedef kamuların yaptıkları yorumlar ile müşterilerin karşılaştığı/karşılaşabileceği sorunların belirlenebilmesinde önemli bir görevi yerine getirecektir (Çetintaş, 2014:119). Blogların düzenli olarak izlenmesi; kuruluşa dair yapılan olumsuz yorumların, hızlı bir şekilde yayılmasının önüne geçecek ve sanal ortamdan geleneksel medya araçlarına sıçramadan harekete geçmeyi sağlayacaktır (Karabulut, 2009:154).

Halkla ilişkiler uygulayıcıları, bireylerin ve kamuoyunun kuruluşa dönük olayları, mesajları ve etkinlikleri nasıl yorumladığını ve tepki verdiğini bilerek daha iyi ve daha etkili cevaplar oluşturabilmektedirler (Kent, 2008:35). Bunun yanında olumsuz yorumlara cevap verilmesi, sorunlara veya beklentilere vakit geçirmeksizin