• Sonuç bulunamadı

SORUMLULUĞUN SÖZLEŞME İLE KALDIRILMASI VEYA SINIRLANMASI

Türk Hukukuna hâkim olan sözleşme özgürlüğü ilkesinin doğal bir sonucu olarak, taraflar kural olarak sözleşmenin içeriğini özgürce belirleme hakkına sahiptir. Sözleş- menin içeriğini belirleme hakkı tarafların sorumluluklarına ilişkin hükümleri karşılıklı irade beyanları ile serbest bir şekilde düzenlenmesini içerir.

Türk Borçlar Kanunu 221. maddesinde “Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.” hükmü yer almaktadır135. 865 sayılı eski Borçlar Kanununda bu hüküm “satıcı ayıbı hile ile gizlemediği sürece” şeklinde olmasına rağmen, Türk Borç-

132

Bu çözümün iş dünyası tarafından getirilen eleştirileri de karşıladığını düşünmekteyiz. Zira eski Ka- nun ayıbın önemli olmasını aramadığı için İTO tarafından eleştirilmiştir. İTO'ya göre çok basit bir arı- za, mesela bir elektronik cihazın sigortasının atması gibi durumlarda tüketicinin parasını geri isteye- bilmesi doğru değildir. Konuyu tabii ki tüm hakların kullanılmasında en geniş sınırı oluşturan MK. 2. madde çerçevesinde ele almak ve hakkın kötüye kullanılması teşkil edecek hallerde tüketicinin bu haklarını himaye etmemek gerekmektedir. Bkz. ASLAN. s. 133, dn. 57.

133 Bununla birlikte Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun eski hali açısından dahi, ayıbın önemli olup olmaması açısından TBK ile her hangi bir farklılık olmadığı ileri sürülmüştür. Bkz. ZEVKLİ- LER/AYDOĞDU, s. 51-52.

134 ASLAN, s. 132.

135 Borçlar Kanunu açısından ayıptan sorumluluğunun sınırlandırılmasının şartları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ŞAHİNİZ, s. 62-68.

lar Kanunu hile yerine ağır kusuru tercih etmekle satıcının sorumluluğunu sınırlandıran veya ortadan kaldıran sözleşme hükümlerinin, hileyi de kapsayacak şekilde satıcının

ağır kusurlu olması durumunda uygulanmayacağını belirtmiştir136.

Avrupa Birliği Konseyinin benimsediği 25 Temmuz 1985 tarihli Yönergenin137 8.

maddesinde ise, malda bulunan ve üçüncü kişilerin eyleminden doğmuş olsa bile, ayıbın yol açtığı zararlardan sorumluluğun kaldırılamayacağı veya sınırlandırılamayacağı be- lirtilmiştir. Öte yandan 1999/44 sayılı Avrupa Birliği Yönergesinde de kural olarak satı- cının sorumluluğunun kaldırılamayacağı belirtilmiştir. Bununla birlikte tüketici satıcıya ayıp ihbarı yaptıktan sonra, satıcı ve tüketici birlikte satıcının sorumluluğunu kaldırma- ya veya sınırlandırmaya yönelik bir sözleşme yapmaları ise mümkündür. Yani sorum- suzluğun kaldırılması tarafların karşılıklı olarak ayıbın varlığından haberdar olmalarına bağlıdır138.

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesindeki “Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse…” hükmünde, satıcının sorumluluğunun genişletilebileceği açıkça kabul edilmiş olmakla birlikte, satıcının sorumluluğunun sınırlanmasına ilişkin kayıtla- rın geçerli olup olmayacağına ilişkin bir düzenleme ise bulunmamaktaydı. 6502 sayılı

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda ise bu hüküm de yer almamaktadır139. Bu,

kanun koyucunun tüketicinin etkili korunmasının sağlanması amacıyla yaptığı bilinçli bir tercihtir. Bu durumda Türk Borçlar Kanunu hükümleri, tüketicinin aleyhine olduğu

için kıyas yoluyla tüketici işlemlerinde uygulanamayacaktır140.

136 Yeni düzenleme sorumsuzluk anlaşmalarına ilişkin genel hükümde de (m.115) ağır kusuru geçersizlik sebebi sayarak her iki hüküm arasında paralellik sağlamakta ve eski kanun döneminde bu farklılıktan dolayı yaşanan sorun ve tartışmaları da ortadan kaldırmıştır. Bkz. Turgut ÖZ, Yeni Borçlar Kanunu- nun Getirdiği Başlıca Değişiklikler ve Yenilikler, İstanbul 2012, s. 35.

137 1985/374 sayılı Directive on Liability For Defective Products (Ayıplı Ürünlerden Sorumluluk Yöner- gesi) (http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:31985L0374:en:HTML Eri-

şim:15.01.2013). 138 KUTOĞLU, s. 43.

139 Buna rağmen tüketici lehine olarak satıcının sorumluluğunu arttıran sözleşme hükümleri şüphesiz sözleşme özgürlüğü ilkeleri ışığında geçerli olacaktır.

140 ZEVKLİLER Kanun hükümlerinin emredici olduğunu ve ayıptan sorumluluk hükümlerinin sözleş- meyle kaldırılamayacağını ve sınırlandırılamayacağını belirtmektedir. Bkz. ZEVKLİ- LER/AYDOĞDU, s. 61. Aynı görüş için Bkz. ATASOY/TAŞKIN/ACAR, s. 112.

Bu hükümlere göre, satıcının sorumluluğunu kaldıran ya da sınırlayan koşullar,

Türk Borçlar Kanununun uygulanması açısından geçerli olduğu hâlde141, Tüketicinin

Korunması Hakkında Kanunun uygulanması, yani tüketici işlemleri açısından geçerli

değildir142. Bu gibi koşullar öngörülmüş bulunsa da, tüketici yine de satıcının sorumlu-

luğu yoluna başvurabilecektir143. Bunun istisnası ise Kanunun 10/3. maddesinde düzen-

lenen ve yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan, tüketicinin ayıplı olduğunu bilerek satın aldığı mallardır. Bu duruma göre, sözleşmede yer alan sorumsuzluk kayıtları eğer tüke- ticinin ayıbı bilmesini sağlıyorsa geçerli olacak, aksi takdirde satıcıyı sorumluluktan kurtarmayacaktır. Bu olasılık da sadece "ayıplı mal" satışı olduğu açık olan ve satılanın ayıbına ilişkin açıklayıcı bir etiket konulmuş mallar açısından söz konusu olabilecektir. Yani 10/3. madde kapsamında kalan satışlar açısından geçerli olacaktır. Bununla birlikte bu tip kayıtların geçerliliği de Kanunun 5. maddesinde düzenlenen sözleşmedeki haksız

şartlar açısından ayrıca denetlenecektir 144.

Bu açıklamalar doğrultusunda, garanti belgelerinde yer alan ve tüketicinin kanun- dan doğan haklarını daraltan koşullar da geçersiz kabul edilmelidir. Çünkü ortalama bir insan, satıcı veya üretici tarafından kendisine özel bir garanti verildiği zaman, kendisini, garanti belgesi verilmediği duruma göre daha güvencede hissedecektir. Başka bir deyiş- le, garanti belgesinin kendisine kanunun sağladığından daha fazla ve onlara ek bazı hak- lar tanıdığını düşünecektir. Amacı tüketiciye "garanti" sağlamak olan bir belgede veya sözleşme şartında, tüketicinin haklarını kısıtlayıcı hükümlerin yer alması, ortalama bir tüketici tarafından bilinemeyecek ve düşünülemeyecek bir durumdur. Tüketiciye garanti veriyorum adı altında, onun haklarının sınırlanmasına ilişkin garanti belgesinde yer alan tüketicinin kanunî haklarını sınırlayıcı hükümler Tüketicinin Korunması Hakkında Ka-

nun açısından geçersiz sayılmalıdır145.

141 EDİS, s. 21-22; YAVUZ, C., Satıcının Sorumluluğu, s. 98.

142 Yargıtay’da Kanunda yer alan hükümlerin emredici nitelikte olduğunu, tarafların sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde imzalayacakları sözleşmelerin bu hükümlere aykırı olmaması gerektiğini belirt- miştir. 13. HD. 16.06.2014, E.2014/15311, K.2014/19287 (yayımlanmamış karar).

143 ASLAN, s. 135; ZEVKLİLER/AYDOĞDU, s. 118. 144 ASLAN, s. 143-144.