• Sonuç bulunamadı

1.5. FRANSIZ HUKUKU’NDA MEMUR YARGILAMA SĐSTEMĐ

3.1.2. Ön Đnceleme Safhası

3.1.2.2. Soruşturma Đzninin Kapsamı

Soruşturmanın kapsamı kanunun 8. maddesinde düzenlenmiştir. Maddede ceza yargılamasının konusu ele alınmaktadır. Ceza yargılaması soruşturmaya ya da yargılamaya konu olan bir olayın ne olduğunu bunun sınırlarının nasıl belirleneceği inceler. Bu inceleme yapılırken suç oluşturduğu sanılan bir olayın nerede ne zaman kim veya kimler tarafından gerçekleştirildiği ve müeyyidesinin ne olacağın temel alınır ve bir çerçeve çizilir. Bu çerçeve içerisinde iddia savunma ve yargılama niteliğindeki bir dizi faaliyet gerçekleştirilir. Amaç maddi gerçeğin araştırılıp bulunmasıdır. Maddi gerçeği araştırmak için yapılacak olan bu bir dizi faaliyet insanlık onuru hukukun ve ceza hukukunun temel ilkeleri ile sınırlandırılacaktır (Yurtcan, 2000:377).

Soruşturma izni şikâyet ihbar veya iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konuları kapsar (m.8/1). Soruşturma sırasında izin verilen olay ve konudan tamamen ayrı ve farklı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil ortaya çıktığında yeniden izin alınması zorunludur (8/2) Suçun hukuki niteliğinin değişmesi yeniden izin alınmasını gerektirmez (8/3). Ancak bu son halde sanığın durumunu ağırlaştıracak bir husus ortaya çıkmış ise sanığa ek savunma hakkı kullandırılmalıdır (Zafer, 2000:1007).

Kanunun 6. maddesinde de belirtildiği üzere bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde CMUK’a göre işlem yapılacaktır. Soruşturma sırasında hakkında soruşturma yapılan memur Ceza muhakemesi usul kanunun kendisine tanıdığı sanık haklarından faydalanabilecektir.

Đzin yukarıda da belirttiğimiz üzere ihbar, şikâyet ve iddia konusu olayları kapsar. Bu konulara bağlı olaylar da soruşturma iznine dâhildir. Bu suretle olayların içerikleri tam olarak ortaya konularak sınırları çizilmek istenmiştir. Burada dikkat edilecek nokta izin engelini bertaraf ederek kanun kapsamındaki bazı olayları izin almadan soruşturma konusu yapmanın engellenmeye çalışılmış olmasıdır.

Maddenin 2. fıkrasında soruşturma sırasında suçun niteliğinin değişmesi halinde yeniden izin alınması gerektiğinin düzenlenmesinin amacı budur (Yurtcan, 2000:377).

Bu hüküm bir yönüyle izin verecek olan makama bir yönüyle de Cumhuriyet Savcısına hitap etmektedir. Zira izin yapılan ihbar, şikayet veya iddia konusu suçtan dolayı verilecek olup bunun neticesinde Cumhuriyet Savcısı da ancak izin verilen olayla sınırlı olarak hazırlık soruşturmasını yapacaktır (Öztürk vd., 2000:876).

Bu maddenin genel bir değerlendirmesini yapacak olur isek maddede soruşturma ya da yargılamaya konu olan olayın ne olduğu sınırlarının nasıl belirleneceği düzenlenerek ceza yargılamasının konusu ele alınmıştır (Yurtcan, 2000:377).

Kural olarak suç haberini alan savcı, derhal hazırlık soruşturmasına başlamak mecburiyetindedir. Ceza mahkemesi hukukumuzda kovuşturma mecburiyeti ilkesi geçerlidir. Bu ilke hakkında daha evvel bilgi vermiştir. CMUK 153/de “Cumhuriyet Savcısı ihbar veya herhangi bir surette bir suçun işlendiği zehabını verecek bir hale muttali olur olmaz kamu davası açmağa mahal olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin hakikatini araştırmaya mecburdur.” (Öztürk vd., 2000:237). Bu araştırma çerçevesinde olay aydınlatılmaya çalışılacaktır. Đki nokta üzerinde araştırma yoğunlaşacaktır. Bunlardan birincisi eylemin içeriğinin çok yönlü araştırılmasıdır.

araştırmadır (Yurtcan, 1994:372). Zaman yer gibi diğer önemli hususlar da mutlaka gözetilecektir. Elde edilen deliller çerçevesinde bir değerlendirme yapılır. Ortaya çıkan senaryo dikkatle incelenir. Olayda söz konusu suçun sanık tarafından işlenildiği kanaatine ulaşılır ise yani fail ve fiil belli ve dava şartları da gerçekleşmiş ise Savcılık bir ceza davası açar. Bu dava kamu adına açılır ve kamu davası adını alır (Yurtcan, 2000:377).

Kamu davası yukarıda da dolaylı olarak bahsettiğimiz gibi iki temel öğeden oluşur. Bunlar kişi ve fiil öğeleridir. Bir ceza davasında kimler sanık olarak belirlenmiş ise mahkeme ancak onları yargılar. Yeni ve ek bir iddia ve dava olmadan başka kişilerin aynı davaya sanık olarak eklenmeleri mümkün değildir. Bu davasız yargılama olmaz ilkesinin bir sonucudur. Đkinci öğe ise fiili ele alır. Bir davada Savcının iddianamesi ile sınırları çizilen bir fiil yargılanır. Bu fiil belirli bir yerde belirli bir zamanda belirli kişiler tarafından gerçekleştirilmiş bir olaydır. Bu ayırıcı öğelerle bir fiil diğerinden ayrılır. Bir davanın konusunu oluşturan fiil yukarıdaki biçimde belirlendikten sonra o davaya başka bir fiilin eklenmesi mümkün değildir. Fiil yönünden burada yine davasız yargılama olmaz ilkesi karşımıza çıkmaktadır (Yurtcan, 2000:378).

Kalın çizgiler ile belirtilecek olan bu ilkeler 4483 sayılı kanunun 8. maddesinde soruşturma izninin kapsamı yönünden ele alınmış ve düzenlenmiştir. Bu ilkelere göre, soruşturma izni temelde bir fiil kapsar. Soruşturma ve yargılama bunun dışına çıkamaz. Ancak bu fiile bağlı olan olgular fiile ithal edilebilir fakat ayrı ve farklı fiiller aynı soruşturma izni içinde incelenemez (Yurtcan, 2000:379).

Bütün bu hususlar ele alınırken yasa koyucu maddenin son fıkrasında niteleme kavramına yer vermiştir. Buna göre fiil aynı kalmak şartıyla fiilin nitelenmesinin değişmesi yanı aynı fiilinin başka bir ceza normunu gündeme getirmesi yeni bir soruşturma iznini gerektirmez. Buradaki mantık hukuk tekniği ile bağdaşmaktadır. Soruşturma izni bir fiil için verilir ve sınırları belli bir fiil için öngörülür. Fiil değişmediği sürece fiile giydirilecek hukuk elbiselerinin değişmesi soruşturma izninin yenilenmesini gerektirmez (Yurtcan, 2000:376). Ancak izin alındıktan sonra hangi safhada olunursa olsun izin verilen olay ve konudan tamamen

ayrı veya farklı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil ortaya çıkarsa bu durumda 4483 sayılı kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasına göre yeniden izin alınması zorunlu olacaktır. Bu durum hazırlık soruşturmasında ortaya çıkar ise savcı o noktadan itibaren ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri toplamaktan başka hiçbir şey yapmadan izin almak üzere yetkili mercie başvuracaktır. Đzin verildiği takdirde hazırlık soruşturmasına devam edecektir. Đzin verilmez ise izin verilmemesi gerekçesine dayanarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verecektir. Bu durum muhakeme aşamasında ortaya çıkar ise muhakeme başlamış olacağı için mahkeme izin alınana kadar durma kararı verecektir. Đzin kararı kesinleştikten sonra muhakeme kaldığı yerden devam edecektir. Gerekli olduğu takdirde sanığa ek savunma hakkı verilecektir. Đzin verilmediği takdirde ise mahkeme düşme kararı verecektir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 19.10.1992 tarih Esas 1992/5-260.Karar 1992/283 sayılı kararında “…3628 sayılı yasanın 17. maddesinde sınırlı biçimde sayılan suçlar nedeni ile C. Savcısı tarafından doğrudan doğruya iddianame ile açılan davalarda yapılan yargılamada suç vasfının değişmesi halinde yeni tavsiye ortaya çıkan suç MMK hükümleri uyarınca yargılanması gereken suçlardan ise mahkemece CMUK 253/4 maddesi uyarınca durma kararı verilerek dosyanın görevli idare kuruluna gönderilmesi gerektiğini…” belirtmektedir.

Bir örnek vermek suretiyle konuyu somutlaştıralım. Bir okul müdürünün öğrencilerden usulsüz para toplaması nedeniyle görevini kötüye kullandığı ileri sürülerek alınan bir soruşturma izinden sonra aynı müdürün dışarıdan okul bitirme sınavlarında da usulsüzlük yaptığının anlaşılması bu neviden bir suç olabilir. Ancak bu durum ayrı bir suç teşkil ettiği için yeniden soruşturma izni alınması gerekecektir. Eğer okul müdürü öğrencilerden usulsüz para toplamak için sınavlarda usulsüzlük yapmış ise artık bu iki olay birbirini tamamladığı için yeniden soruşturma izni almaya gerek olmayacaktır. Çünkü 8. maddenin 1. fıkrasında da belirtildiği gibi iddia konusu olayla bağlı olan soruşturma sırasında ortaya çıkmış bir konu söz konusudur.