• Sonuç bulunamadı

Ceza Hukuku Đle Disiplin Hukuku Arasındaki Bağlantı

1.5. FRANSIZ HUKUKU’NDA MEMUR YARGILAMA SĐSTEMĐ

2.3.2. Ceza Hukuku Đle Disiplin Hukuku Arasındaki Bağlantı

Suçla disiplin cezasını gerektiren fiil arasındaki bağ suç teşkil eden fiilin failin bağlı bulunduğu memuriyet görevi nedeniyle disiplin hukuku kuralları açısından inzibatı bir cezayı gerektirmesi halinde söz konusu olur (Örücü, 1966:789). Ceza Hukuku ile Disiplin Hukuku yakın bir ilişki halindedir. Yukarıda belirttiğimiz farklılıklara sahip olmakla birlikte kimi yazarlar bu kavramları uygulama da birbirine karıştırmaktadır (Erdoğdu, 1972:9). Bu durum ilgili kavramların birbirleriyle olan yakın ilişkisi ve bağlantısından kaynaklanmaktadır. Đşte bu amaçla bu konunun daha iyi anlaşılabilmesi için üç başlık altında bir inceleme yapmanın yerinde olacağını düşünmekteyiz.

2.3.2.1. Ceza Kovuşturmasının Disiplin Soruşturmasına Etkisi

Memur hakkında yapılmakta olan ceza kovuşturması kişi hakkında disiplin soruşturması yapılmasına bir engel teşkil etmez. Eğer memur hakkında yapılmakta olan kovuşturmaya konu olan suç nedeniyle aynı zamanda disiplin hukuku kurallarını da ihlal etmiş ise bu durumda kişi hakkında disiplin soruşturmasının yapılması mümkün olacaktır.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi mevzuatımızda memur hakkında ceza kovuşturmasının başlaması halinde disiplin kovuşturmasının durdurulması gerektiğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Buna mukabil 657 sayılı kanunun 131. maddesinin 1.fıkrasında “…aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlamış olması disiplin kovuşturmasını geciktiremez.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu noktada bu iki soruşturmanın birbirinden bağımsız olduğunu söylemek doğru olacaktır. Sonuç olarak idare tarafından memur hakkında bir disiplin cezası vermek adliyenin harekete geçmesine

ve memur hakkında ceza kovuşturması yapılmasına engel olmayacağı gibi memurun mahkeme tarafından beraat ettirilmesi de onun hakkında bir disiplin cezasının uygulanmasına engel olmaz (Öztürk vd., 1998:21).

Ceza soruşturmasının zaman aşımı ile düşmesi halinde disiplin kovuşturması nasıl etkilenecektir. Bu durumda disiplin kovuşturması etkilenmez, hareket disiplin cezasını gerektirir nitelikte ise ceza verebilecektir.

2.3.2.2. Ceza Mahkumiyetinin Disiplin Soruşturmasına Etkisi

Mahkeme kararının fiilin varlığına ait kısmı disiplin cezası vermeye yetkili olanları da bağlar (Örücü, 1966:789). Burada dikkat edilecek nokta görev nedeniyle kişinin işlemiş olduğu bir suç söz konusu ise bu durum kişinin mesleki düzenini de her halükarda etkileyeceği için hakkında disiplin soruşturması da mutlaka yapılacaktır. Hakkında ceza muhakemesi yapılmış olan memur hakkında mahkumiyet kararı verilmiş olması o kişi hakkında ayrıca disiplin soruşturması yapılmasını engellemez. Kişi hakkında eğer gerekiyor ise disiplin soruşturması da yapılacaktır, tabi eğer memur hakkında yapılan ceza kovuşturması memuriyet görevi ile de alakadar ise burada ceza mahkemesinin fiilin varlığına ilişkin karar kısmı ile disiplin soruşturmasını yürüten kurulların bağlı olduğunu tekrar belirtmek yerinde olacaktır. Ceza mahkemesi aynı zamanda disiplin suçu sayılan eylemin belli bir kişi tarafından işlenmiş olduğuna karar verir teknik deyimi ile “fiil sübuta varırsa” bu karar disiplin komisyonlarını bağlar. Yani disiplin komisyonu eylemin o kişi tarafından işlenmemiş olduğuna karar veremez.

Mahkemelerin delil toplama yetkisi ve takdir yetkisi disiplin komisyonlarına oranla çok daha geniştir. Kanunlarda buna dair hüküm bulunmasına gerek yoktur zira bu durum açıktır. Bu noktadan hareketle yukarıda belirttiğim bu iki soruşturmanın birbirinden bağımsız olarak birbirlerini beklemeksizin hareket etmelerinin mümkün olmasına karşın disiplin kurallarının ceza mahkemesinin sonucunu beklemesi veya verilmiş olan bir mahkumiyet kararına uygun olarak davranması yerinde olacaktır. Çünkü ceza mahkemesi aynı zamanda disiplin suçu sayılan fiilin belli bir kişi tarafından işlenmiş olduğuna karar verir ise bu karar disiplin komisyonlarını bağlar

ve artık disiplin kurulu bu suçun bir başkası tarafından işlenmiş olduğuna karar veremez. Bunun gibi beraat kararı da disiplin kurulunu bağlayacaktır. Zira kişi hakkında verilmiş olan beraat kararı her ne kadar hakkında disiplin cezası verilmesine bir engel teşkil etmese de eğer verilen beraat kararının gerekçesi bu suçun o kimse tarafından işlenmediğini açıkça ortaya koyuyor ise bu durumda disiplin kuruluda bu suç nedeniyle o memur hakkında bir disiplin cezası artık veremez. Ancak beraat kararı delil yetersizliği gibi bir nedenle verilmiş veya gerekçesine dayanıyor sa bu durumda bu kişi hakkında yukarıda da belirttiğimiz gibi herhangi bir disiplin cezası verilebilir. Bunun yanında mahkemece suç sayılıp cezalandırılan fiil idarece meslek şeref ve haysiyetini rencide eder bir mahiyette bulunmayabilir bu durumda disiplin cezası verilmeyebilir.

Çeşitli olasılıkları dikkate alarak bir konuyu daha detaylı olarak incelemek yerinde olacaktır. Ceza mahkûmiyeti taksirle işlenmiş bir suç neticesi alınmışsa devamsızlık nedeni ile memuriyete son verilebilir. Burada disiplin yaptırımı olarak devlet memuriyetinden çıkarmaya ilişkin hükmün uygulanması mümkün değildir. Çünkü memur devamsızlık nedeniyle çekilmiş sayılır (Sancaktar,2001:53-54).

Görevi ile ilgili olsun veya olmasın işlenen bir suç nedeniyle ağır hapis cezasına mahkûm olan memurların görevlerine koşullarda eksiklik nedeniyle idarece son verilir. Ağır hapis cezasının süresi yönünden kanunda bir ayırım yapılmamıştır (Sancaktar, 2001:55).

Devlet memurları Kanunu madde 48/A-5’e göre altı aydan fazla (altı ay dahil değil) hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkum olanlar memuriyete giremeyeceği gibi girmiş olanların da memuriyetine idarece son verilir. Burada dikkat edilecek husus, kanunun hapis cezasından bahsediyor oluşudur. Kabahatler başlığı altında düzenlenmiş bulunan cürümler de söz konusu olduğu için sadece kabahatler başlığı altında düzenlenmiş olması yeterli değildir verilmiş cezanın niteliği esas olarak dikkate alınır. Tabi ki bu mahkumiyet nedeniyle kişi göreve devam edemiyor ise bu durumda koşularda eksiklik nedeniyle görevine son verilebilir; ancak disiplin cezası verilemez (Sancaktar, 2001:55).

Devletin şahsiyetine karşı işlenen bir suçtan dolayı mahkûmiyet alınmışsa bu takdirde alınmış olan cezanın türü ve miktarı önem taşımaz. Bu suçlar TCK m. 125-173 arasında düzenlenmiş olan suçlardır. Cezanın türü ve miktarı önemli değildir. Çünkü bu maddeler arasında sayılan suçların birçoğu zaten “siyasi veya ideolojik faaliyetler” kapsamında bulunduğu için en ağır disiplin cezası olan “devlet memuriyetinden çıkarmaya konu olmaktadır. Koşullarda eksiklik nedeniyle memuriyetine son verilen kişi daha sonra gerekli koşullara sahip olduğunda tekrar memur olabilir iken disiplin yolu ile devlet memuriyetinden çıkarılanlar bir daha devlet memuru olamazlar.” (Sancaktar, 2001:56).

Yüz kızartıcı suçtan mahkûmiyet “memurluk sıfat ve onuru ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” olarak nitelendirmek suretiyle disiplin yaptırımı olarak devlet memurluğundan çıkartmayı gerektirebilir (DMK m. 125/g). Cezanın miktarı değil türü dikkate alındığı için koşullarda eksiklik olduğu gerekçesiyle mahkum olan kişinin memuriyetine idarece son verilebilir (Sancaktar, 2001:58).

2.3.2.3. Mahkemece Cezalandırılanların Disiplin Cezası Đle Cezalandırılıp Cezalandırılmaması

Ceza Hukuku esaslarına göre bir fiile iki defa ceza uygulanmaz disiplin hukukunda ise ceza kanununa göre bir fiile ceza uygulanmış olması o fiile aynı zamanda disiplin cezasının uygulanmasını engellemez. Hatta memurun ceza kanununa göre takibattan kurtulması veya hakkındaki davanın beraat ile sona ermesi bile memura disiplin cezası verilmesini engellemez. Cezaların mahkemece tecil edilmiş olması da disiplin cezası uygulanmasını engellemez (Dündar, 1988:6).

Mahkemenin beraat kararının gerekçesi isnat edilen eylemin gerçekleşmemiş olması ise bu durumda yukarıdakinden farklı olarak kişiye disiplin cezası da verilemez. Çünkü artık idari kurullar maddi hadise hakkında verilmiş bir yargısal kararı yok sayıp tekrar bu konuda inceleme yapamazlar. Bu karara saygı duymak zorundadırlar. Nitekim bir idari kurulun yargı kararı neticesinde bir olayın vuku

bulmadığının tespit edilmesinden sonra bunu saymayıp kendi başına tekrar bir inceleme yapıp karar vermesi abestir. Aksi zaten kabul edilemez (Dündar, 1988:6).

Burada inceleyeceğimiz bir başka nokta da genel af neticesinde memurun ceza muhakemesi sonucu almış olduğu suçun ortadan kalkması sonucu bu suç nedeniyle aynı zamanda almış olduğu disiplin cezasının (örnek olarak memuriyetten çıkarılma cezasının verildiğini düşünelim) akıbetinin ne olacağı sorunudur. Danıştay’ın sadece memurun mahkûmiyetine dayanarak verilmiş olan “memuriyetten çıkarma” disiplin cezasının genel af nedeniyle cürümün bütün neticeleri ortadan kalkacağı gerekçesine dayanarak hükümsüz kalacağını belirtmesine karşın doktrindeki birçok yazarın belirttiği genel affa konu olan hareket aynı zamanda suç sayılmasa bile ayrı olarak disiplin cezası verilmesini gerektiriyor ise genel affın böyle bir netice doğurmaması gerektiği görüşüne katılmaktayız (Dönmezer ve Erman, 1997:237).

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

4483 SAYILI KANUNA GÖRE MEMURLARIN YARGILANMASI

3.1. SORUŞTURMANIN YÜRÜYÜŞÜ