• Sonuç bulunamadı

5 SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Türkiye de reform tartışmaları Osmanlının son dönemlerinde “Tanzimat Fermanı” ile başlamış,Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir .Osmanlı’da “ıslahat” olarak ifade edilen “idari reform” kavramı daha sonra Cumhuriyet döneminde “yeniden yapılanma” adı ile devam etmiştir.Türkiye’de ve tüm dünya ülkelerinde toplumsal ve yönetsel değişimin yönü Batı kaynaklıdır.Yönetişim ise devlet yapısında köklü bir dönüşümün ifadesidir.Bu kavramla birlikte devletin ekonomi,siyaset,yönetim, ve sosyal alanlardaki faaliyetleri ve etki alanları yeniden tanımlanmakta ve etkin devlet kavramına ve bu bağlamda güçlü devlete yeni bir anlam ve rol yüklenmiştir.Başka bir deyişle,devlette reform ya da 1980 sonrası ifade ile yapısal dönüşümün temel esin kaynağı olan yönetişim ile birlikte devlete yeni bir anlam ve rol yüklenmiştir.

Kamu hizmetlerindeki gelişmeye paralel olarak devlet kesiminde de hizmetlerin sunuluşu olarak bir büyüme olmuş, kamu hizmetlerinin ihtiyaçlara paralel olarak sürekli değişiyor olması, idarenin de sürekli değişmesini ve bu gelişmeye uyum sağlamasını gerektirmiştir.Ülkemizde, kamu yönetiminin iyi çalıştırılması ve gelişmelere uydurulması amacıyla zaman zaman reform çalışmaları ve bu konuda bazı girişimler gündeme gelmiştir.Tek Parti döneminde hiç rastlanmayan iyileştirme çalışmalarının, 1945'den sonra başladığı söylenebilir. İlk zamanlar daha çok yabancı uzmanlardan faydalanılmış ve kamu yönetimi reformu konusunda çalışmalar yaptırılmıştır.Neumark Raporu, Barker Kurulu Raporu, Martin-Cush Raporu bunlardan bazılarıdır. Daha sonra 1960'ların başlarında Türk uzmanlarınca hazırlanan MEHTAP (Merkezi Hükümet Teşkilatı Araştırma Projesi) Raporu adıyla bilinen reform teklifleri kamu idaresinin (özellikle merkezi idarenin) yapısal düzenlemelerine eğilmiştir.1971'de oluşturulan "İdari Reform Danışma Kurulu" nun raporu ise, geçmiş raporların bir değerlendirilmesi niteliği taşımaktadır.1991 yılında hazırlanan KAYA (Kamu Yönetimi Araştırma) projesi de bazı farklılıklara rağmen MEHTAP Raporu'yla aynı niteliklere sahip bulunmaktadır.2003 yılında ise 'Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma' çalışmaları başlamıştır. Türk Kamu Yönetiminde Yapısal Dönüşüm Gerektiren Nedenler; Merkeziyetçilik, Örgütsel Büyüme, Yönetimde Gizlilik ve Dışa Kapalılık, Yönetimde Tutuculuk, Kuralcılık ve Sorumluluktan Kaçma, Yönetimde Siyasallaşma, Kayırmacılık, Yolsuzluk ve Rüşvet olarak tespit edilmiştir.Yeni kamu yönetimi, geleneksel yönetimden farklı olarak, yönetimin organizasyonu ve işleyişinde, piyasalar ve toplumla ilişkilerinde yeni bir yapılanma öngörür. Yeni kamu yönetiminin temel unsurları konusunda

çeşitli sınıflandırmalar yapılmıştır. Yeni kamu yönetiminin unsurlarını yedi grupta toplamıştır:

Kamu sektöründe yöneticiye geniş yönetme serbestliğinin tanınması, Performans ölçümü yapılması,

Sonuçlara, prosedürlerden daha çok önem verilmesi, Kaynakların kullanımında disiplin ve tutumluluk, Kamu sektöründe rekabetin artırılması,

Büyük yapılı organizasyonların, optimal büyüklükte yeni yapılara dönüştürülmesi, Kamuda özel sektör yönetim tekniklerinin uygulanması.

Geliştirme ve yenileme esas olarak idarenin üç alanında yapılmaktadır: insan, örgüt ve yöntem. Bu alanlarda yapılacak iyileştirme ve geliştirmelere genel olarak şu ilkeler göz önünde tutulmaktadır:

1. İdari reform, ülkenin sosyal, ekonomik ve politik düzenini, geleneklerini, alışkanlıklarını ve mantalitesini (zihniyetini) dikkate almalıdır. Ani ve radikal değişiklikler reforma yabancıdır. İdari reform tatbiki bir ilim, bir politika ve bir sanattır. Uygulandığı toplumun gerçeklerinden soyutlanamaz.

2. İdari reform aşamalı bir süreçtir. Kısa sürede göz alıcı sonuçlar beklenmemelidir. Reform, tedrici, dikkatli ve kararlı bir şekilde yürütülmelidir. Başarısı hakkında şüphe yaratan bir hareket hiçbir zaman hedefine ulaşamaz.

3. İdari reform önceden bir planlamayı gerektirir. Reformun planlanması demek genel stratejisinin, belli başlı safhalarının belirtilmesi, önceliklerinin tayini ve gelişme ritminin tespiti demektir.

4. Reformun uygulanması bir örgütlenmeyi gerektirir. Bu iş için sürekli nitelikte teknik kuruluşlara gidilmedikçe başarı sağlanamaz. Uygulamayı yapacak araçların eksiksiz olması şarttır.

5. İdari reform, kamu yönetiminde ihtisaslaşmış bir personel kadrosunun yetiştirilmesini gerektirir. Bu konuda araştırma, inceleme ve uygulama yapacak uzmanların yetiştirilmesi başarı için zorunludur.

6. İdari reformun temelinde personel sorunları yatar. Bu nedenle reformda personel sorunlarına gereken ağırlık ve öncelik verilmelidir.

7. İdari reform psikolojik hazırlığı gerektirir. Bu hazırlık reformdan önce başlar ve onunla birlikte devam eder. Amaç, girişilen tedbirlerin kabulünü kolaylaştıracak uygun bir ortam yaratmaktır. Bu nedenle siyasi liderleri, memurları ve halkı reforma hazırlayıcı nitelikte uygun programlar düzenlenmelidir.

8. Reformun septik davranışlara, hatta direnmelere yol açacağı bilinmelidir. Reform, niteliği gereği idari mekanizmanın tabi olduğu adalet kanunlarına aykırı düşer. Zira reform her şeyden önce eski alışkanlıkların değiştirilmesini, rutin uygulamaların terk edilmesini ve yeni şartlara uyma külfetini gerektirir.

İdari reformun evreleri;Sorunların ve reform ihtiyacının tespiti,gerekli araştırmaların yapılması ve tekliflerin getirilmesi,sunulan tekliflerin karara bağlanması,uygulama, uygulamanın değerlendirilmesidir.

İdari reformun özellikleri şunlardır; İdari reform sosyal değişmenin bir faktörüdür,İdari reformun amacı idarenin modernleştirilmesidir,İdari reform sübjektifliktir,İdari reform tartışmalıdır,İdari reformun belirli bir sınırı yoktur,İdari reform zaman alıcıdır ve sürekli bir süreçtir,İdari reform personelin işten çıkarılması amacını gütmez,İdari reform mevzuat hazırlamak ya da mevzuatta değişiklik yapmaktan ibaret değildir,İdari reform asıl amaçların bir fonksiyonudur,İdari reform büyük ölçüde yöneticilere bağlıdır,İdari reform aslında idarenin kendisine düşen bir görevdir,İdari reform sözle gerçekleştirilemez.İdari reformun amaçları ve stratejisi;sürat,kalite, ekonomidir.

İdari reformun sınırlılıkları şunlardır;İnsan unsurunda değişiklikler( Personelin değiştirilmesi, İnsanların bazı vasıf, tutum ve davranışlarının değiştirilmesi, Çevresel koşullarda değişiklik yoluyla insanların değiştirilmesi),maddi olanaklarda değişiklikler,yönetimde kullanılan yöntem ve tekniklerdeki değişiklikler(hukuk düzeninin değiştirilmesi, yönetim tekniklerinin değiştirilmesi), örgütsel yapı ve görevlerde değişikliklerdir.

Kamu Yönetimi Araştırması (KAYA) genel raporunda Türk Kamu Yönetiminde idari reformun gerekliliği de özetle şu nedenlere dayandırılmaktadır:

 Kamu hizmetlerinin değişen ve gelişen şartlara uyarlı duruma getirilmesi,

 Kamu yönetimi sistemi içerisinde yer alan kurumların gereksinim ve işleyiş süreçlerinde ortaya çıkan iç değişim,

 Teknolojik gelişmelerden kaynaklanan sorunlar ve teknolojilerin kamu yönetimi sistemine kazandırılması,

 Bürokratik yapı, sosyo-ekonomik yapı ve siyasal sistem ilişkilerinde yaşanan uyumsuzluklar,

 Devletin üstlenmesi gereken yönetsel görev ve sorumluluklar konusunda yönetim felsefesinde ortaya çıkan değişkenler.

Daha önce yapılan yeniden yapılandırma çalışmalarından farklı olarak Avrupa Birliğine uyumu ilk kez gündeme getiren KAYA projesidir.

Ekonomik ve ticari alanlarda ve sermaye piyasalarında yaşanan küresel yayılma ve serbestleşme politikaları,

 1970’li yıllardan beri dünyada yaşanan küresel ölçekteki ekonomik durgunluk, enerji darboğazları, ekonomik krizler ve aşırı bütçe açıkları,

 IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslar arası kuruluşların az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kamu yönetimi sistemlerini dönüştürme politikalarında önemli bir rol oynamaları ve Türkiye başta olmak üzere ekonomik kriz yaşayan ülkelere krediler vererek yapısal ve sektörel uyarlama politikaları önermesi,

 Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler ve e-Avrupa Girişimi bağlamında e-devlet uygulamasına geçişi hızlandıran uluslar arası program ve politikaların gündeme gelmesi,

 Avrupa Birliği müktesebatına uyum politikaları çerçevesinde toplumsal, ekonomik, hukuk, siyasal ve yönetsel alanlarda yeniden yapılanma yükümlülüklerinin gündeme gelmesi, şeklinde sıralayarak özetlemek mümkündür.

Yapısal değişim devlet ve piyasa ilişkilerinde devletin birey ve toplumla ilişkilerinde merkezi yönetimde ve yerel yönetim birimlerinde değişik biçimlerde ve boyutlarda gerçekleşmektedir.

Bu boyutlar şunlardır: Yapısal reformların küresel boyutları ,değişimin sürekliliği ve yönetimi,kamu yönetimi reformuna yön veren ilkeler ve değerler,örgütsel yapı,kamu personelidir. 1980 öncesi yönetimde reform çalışmaları, geleneksel kamu yönetimi teknik bir faaliyet olarak yürütülmekte iken 1980’den sonra ilgi odağını kamu sektörünün boyutu (devletin küçültülmesi) oluşturmaktaydı. Planlı döneme girilmesiyle ekonomik alanda olduğu gibi yönetimde reform alanında da yeni bir döneme girilmiştir. Bu dönemde yönetimde reform çalışmaları, kalkınma planları doğrultusunda yürütülmeye çalışılmıştır.

Yönetimdeki reformlar yapısal dönüşümü getirmiştir.Yapısal dönüşüm de E-devleti ve M-Devleti getirmiştir.Geleneksel devlet anlayışı ile yönetişim kavramının bütünleşmesinden ve21. yüzyıl dijital devriminin bir sonucu olarak e-devlet kavramı ortaya çıkmıştır. E-devlete geçişi zorunlu kılan ve oldukça hızlı bir biçimde yeni yönetim anlayışı olarak yansımasına etki eden faktörler dikkate alındığında, e-devlet kavramının kendiliğinden ortaya çıkmadığını; giderek artan ve sürekli değişen toplumsal ihtiyaçlara düşük maliyette, hızlı ve etkin bir şekilde cevap verebilme istek ve beklentilerinden kaynaklandığını söylemek mümkündür.

E-Devlet, devlet işlerinde gerek vatandaş gerekse işletmeler bazında hizmetlerin üretilmesi amacıyla elektronik ticaret araç ve tekniklerinin uygulanmasıdır. Vatandaşların talep ve beklentileri doğrultusunda hızlı, kaliteli, etkin ve verimli kamu hizmeti sunulabilmesi için bilişim teknolojilerinden yararlanılması gerekmektedir. Bilgi toplumuna giden yolda elektronik iletişim sistemlerinin kamu hizmeti açısından taşıdığı yeni perspektiflerin tartışılması büyük önem taşımaktadır. Kamu hizmetinin sunumu, vatandaşlarca bunun algılanması ve karşılıklı etkileşim süreçleri üzerinde dikkatle durulması ve yeni fırsatların keşfedilmesi klasik anlamda süregelmekte olan devlet vatandaş ilişkilerini de yeni boyutlara taşıyacak niteliktedir. Bu bakımdan, e-devleti sadece teknolojik olanakların kullanımı olarak görmek büyük bir eksiklik olacaktır.

E-Devlet kavramı ilk bakışta sanal organizasyonlar bağlamında sanal devlet olgusunu çağrıştırmaktadır. Oysaki tartışmamızın da ortaya koyduğu gibi E-devlet ne bir proje ne de sanal bir devlettir. Tam aksine e-devleti sürekli takip ve denetim isteyen yeni bir yaşam biçimi olarak nitelendirmek daha doğrudur. Yeni bir yaşam biçimi olması onun kendiliğinden ortaya çıkmış bir kavram olmadığının da ispatıdır. E-devlet toplumların giderek artan ihtiyaçlarının yarattığı bilgi ve iletişim teknolojilerinin yardımıyla ayakta duracak olan yeni devlet anlayışıdır. Bu da iletişim teknolojilerinin yardımıyla ayakta duracak olan yeni devlet anlayışıdır. Bu da iletişim teknolojilerinin kullandığı şeffaf, vatandaşa daha yakın, daha ucuz ve daha iyi çalışan bir idari yapının oluşması anlamına gelmektedir. Bu yapının en önemli özelliği ise, devletle vatandaş arasındaki ilişkilerin elektronik ortamda kesintisiz ve güvenli olarak yürütülmesidir.

E-Devlet anlayışının hizmetlere erişiminin kolaylaşması, bilgiye çabuk ulaşılması, hizmetlerin daha ucuza mal olması, kırtasiyeciliğin azalması, bilgisayar kullanımın artması, yönetimde şeffaflığın ve saydamlığı sağlanması, yurttaş odaklı bir yönetim anlayışının oluşturulması gibi sağladığı pek çok faydadan söz edilmektedir. Bu faydalara bağlı olarak E- Devlet anlayışı bütün devletin hükümet politikaları içerisinde yer almaya başlamıştır. Bu

faydanın yanı sıra E-Devlet uygulamalarının güvenlik, mevzuat eksikliği, E-Devlet uygulamaları arasında bütüncül bir bakış açısının yakalanmamış olması, bilgisayar okur- yazarlığının az olması, bilgisayar sahipliği, internet kullanım oranları bakımından alt sırada yer alınması, kamu kurumlarının internet sitelerinin daha çok bilgilendirme hizmetini yerine getirme bakımından E-Devlet’i hazırlık yolunda zayıf noktaları bulunmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’de E-Devlet’in faydalarının maksimize etmek, zayıflıkların giderilmesi yönünde E- Devlet yolunda önemli adımlar atılmıştır. 1990 yıllarda başlayan gelişim süreci son yıllarda ivme kazanarak devam etmektedir. Global E-Goverment 2007 raporu Türkiye’de yaşanan gelişmeleri göz önüne sermektedir. Türkiye 2006 da sıralamada 28. sırada iken 2007 de 8. sıraya yükselmiştir. Türkiye istatistik kurumu tarafında gerçekleştirilen 2007 yılı hane halkı bilişim teknolojileri kullanımı araştırması sonuçlarına göre hanelerin %18,94’ü internete erişim imkânına sahiptir. İnternet erişim imkânına sahip olan hanelerin %79,39’u evden internete bağlanabilen kişisel bilgisayara sahiptir.

E-devlet uygulamalarının yararlarını şu şekilde özetlemektedirler: • E-devlet kamu hizmetlerinin biçimini değiştirir.

• E-devlet yönetim anlayışında dönüşüme yol açar.

• E-devlet verimlilik artışı yanında daha etkili ve etkin hizmet sunumu sağlar. • E-demokrasinin yerleşmesine katkı yapar.

• E-devlette işbirliği ve etkileşim maliyetleri en düşük düzeyde olacaktır. • Bilgiye ulaşım daha kolay olacaktır.

• Şeffaf bir yönetim sağlayacaktır.

E-Devletin güçlü olduğu yönler;E-Devlet anlayışının hizmetlere erişiminin kolaylaşması, bilgiye çabuk ulaşılması, hizmetlerin daha ucuza mal olması, kırtasiyeciliğin azalması, bilgisayar kullanımın artması, yönetimde şeffaflığın ve saydamlığı sağlanması, yurttaş odaklı bir yönetim anlayışının oluşturulması gibi sağladığı pek çok faydadan söz edilmektedir. E-Devletin zayıf olduğu yönler ise şöyledir:

 Fayda ve maliyet verilerinin bulunmayışı, gerçekleştirilmiş fayda/maliyet oranlarının tutarlı olarak ölçümlenmeyişi, geri dönüşümün görülmesinin güçleştirmekte,

 Bilgi ve iletişim teknolojileri yatırım konusunda güçlü bir devlet mekanizması oluşturacak bir kurumsal mimarinin geliştirilmeyişi,

 Maliyet, çıktılar, vatandaş memnuniyeti, kullanıcıya ve devlete sağlanan diğer faydalar hakkında yeterli veri bulunmaması,

 Kamu internet sayısının çok fazla olmasına bağlı olarak kullanıcıların bilgi ve hizmetlere ulaşmasının zorlaşması,

 Tamamen etkileşimli olan vatandaş hizmetleri oranının iş dünyası hizmetleri oranından daha düşük olması.

The Economist dergisi tarafından hazırlanan 2007 e-Readiness Ranking raporuna göre e-hazırlık sıralamasında Türkiye 45 inci sıradan 42 inci sıraya ilerlemiştir.Türkiyenin Bilgi Toplumuna hazır olma durumu şöyledir;

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009

Değerlendirilen Ülke

Sayısı 80 102 104 115 122 127 134

e-Hazırlık Sırası –

Türkiye 50 56 52 48 52 55 61

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından gerçekleştirilen 2007 yılı Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanımı Araştırma sonuçlarına göre hanelerin % 18,94’ü internet erişim imkânına sahiptir. İnternete erişim imkânı olan hanelerin %79,39’u evden internete bağlanabilen kişisel bilgisayara sahiptir. İnternet erişim imkânı olan hanelerde en yaygın internet bağlantı türü %78,03 ile geniş bant (ADSL vb.) bağlantıdır.

Alt gelir gruplarında bilgisayar sahipliği oranı sadece %2 olarak kaydedilmiş, alt orta gelir grubunda %8.2 ve nihayet üst gelir grubu içinde ise %64.7 ye ulaştığı görülmüştür. Evde bilgisayar sahipliği oranı %16.8’lik oran ile Marmara bölgesinde en yüksek, buna karşılık %1.2 ile Güneydoğuda en az kullanıcı biçiminde saptanmıştır.

Evinde bilgisayarı olan hanelerin %84.5’i internet konusunda bilgi sahibi olduklarını, %15’i interneti duyduklarını ancak bilgi sahibi olmadıklarını, %0.4’ü ise internetin adını bile duymadıklarını bildirmişlerdir.

ABD'deki Brown Üniversitesi'nin 198 ülkenin kamu kurumları internet hizmetlerini araştırdığı raporda(2007) geçen yıl 27. sırada yer alan Türkiye bu yıl 19 basamak atlayıp 8.'liği Avustralya'yla paylaştı. Türkiye’de e-devlet kullanımının %2’sini bilgi arama, %1’ini ise yükleme (download) oluşturmaktadır. Araştırma kapsamına alınan 27 ülke ortalamasında

ise bilgi arama oranı %20’ye ulaşmaktadır. Örneğin Norveç’te %41, Danimarka’da %39, Finlandiya’da %37, Kanada’da %36 oranında “bilgi arama” işlemi yapılmaktadır. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan 2008 yılı e-Devlet Araştırması Raporu yayımlanmıştır. Türkiye; ağ hizmetleri endeksi, telekomünikasyon altyapısı endeksi ve insan kaynakları endeksleri ile oluşturulan e-devlet hazırlık endeksi bazında 182 ülke arasında 76. sırada yer almıştır.

Dünya Ekonomik Forumu'nun INSEAD ile birlikte hazırladığı Küresel Bilgi Teknolojileri Raporu 2007-2008, 127 ülkenin bilgi teknolojileri alanındaki rekabet edebilirliğini ortaya koyan bir rapor niteliğindedir. Ağ hazırlık indeksine göre Danimarka'nın ilk sırada olduğu sıralamada ülkemiz bir önceki sıralamaya göre üç sıra gerileyerek 55. sırada yer almıştır. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği tarafından Bilgi Toplumunun Ölçümü 2009 Raporu yayımlanmıştır. Raporda yer verilen Bilgi ve İletişim Teknolojileri Gelişim Endeksi’ne göre Türkiye 3.49 puanla 150 ülke arasında 59. sırada yer almaktadır. 2009 yılı Ocak ayında İnternet erişimi olan girişimlerde en çok kullanılan İnternet bağlantı tipi % 94,6 ile DSL (ADSL, vb.)’dir. 2009 yılı Ocak ayında, İnternet erişimine sahip girişimlerin % 76,3’ü İnterneti “bankacılık ve finansal hizmetler” için, % 31,6’sı“ ise “eğitim ve öğretim” için kullanmaktadır.

E-dönüşüm Türkiye Projenin amaçlarını şöyle sıralayabiliriz:

 Bilgi ve iletişim teknolojileri politika ve mevzuatının AB müktesebatı çerçevesinde gözden geçirilerek E-Avrupa kapsamında aday ülkeler için öngörülen eylem planının uyarlanması; -Vatandaşların bilgi ve iletişim teknolojileri yardımıyla kamusal alandaki karar alma süreçlerine katılımının sağlanması;

 Kamu idaresinin şeffaf hale gelmesine yardımcı olmak; -Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması;

 Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında kaynak israfını azaltmak amacıyla kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak;

 Bu alandaki özel sektör faaliyetlerine belirli ilkeler çerçevesinde yol göstermek

E-Avrupanın yararlarını şöyle sıralayabiliriz:

 Eğitim alanında internet kullanımı yaygınlaşacak, internet üzerinden eğitim verilebilecek,

 Kişisel bilgiyi değiştirilemez ve taklit edilemez biçimde barındıran kartlar geliştirilecek ve bu kartlarla sahtecilik önlenebilecek,

 İletişim alt yapısının gelişimi ile evden çalışmak mümkün hale gelecek,  Tek bir cihazla hem çalışma hem de iletişim sağlanabilecek,

 İnternet üzerinden alış veriş mümkün olacak ve elektronik ticaret yaygınlaşacak,  Kişisel sağlık bilgileri özel elektronik kartlarla her yere taşınabilecek,

 Devlette şeffaflık ve açıklık sağlanacak,

 Türkçe web sitelerinin artması ile pek çok bilgiye ulaşılabilecek,  Ulaşımda kolaylık ve gerekli bilgilere ulaşılabilirlik sağlanacak,

 Çevrenin izlenmesiyle tehlikeli durumlarda anında müdahale yapılabilecek.

E-Devlet anlayışının hizmetlere erişiminin kolaylaşması, bilgiye çabuk ulaşılması, hizmetlerin daha ucuza mal olması, kırtasiyeciliğin azalması, bilgisayar kullanımın artması, yönetimde şeffaflığın ve saydamlığı sağlanması, yurttaş odaklı bir yönetim anlayışının oluşturulması gibi sağladığı kamu hizmetlerini kolaylaştırıcı etkileri vardır.Herkes için bilgi toplumunu amaçlayan e-Avrupa, bütün Avrupalıların bilgi toplumu oluşturması için bazı öncelikli alanlar ve bunlarla ilgili amaçlar tespit etmiştir. Her vatandaşı, okulu, evi, işi ve idari yapıyı internete getirmek; dijital okuryazarlığı geliştirmek ve Üye ülkelerin ve Avrupa vatandaşlarının internet erişimlerini kolaylaştırmak gibi hususlara öncelik vererek kamu hizmetlerini kolaylaştırmaktadır.

Türk kamu yönetiminde karşılaşılan güven sorunu başta olmak üzere toplumda ve yönetimde karşılaşılan güven sorunu başta olmak üzere toplumda ve yönetimde karşılaşılan ekonomik,siyasal,yönetsel,sosyal,hukuksal ve kültürel sorunlar ve bunlara çözüm getirecek reform talepleri ve eşbiçimlilik baskıları ve reform talepleri,Türkiye’de farklı amaçlarlaMEBNET,MEBSİS,MERNİS,UYAP,VEDOP,GİMOP,TAKBİS,POLNET gibi yönetişim esasına dayalı e-devlet projelerinin başlamasına ve gelişmesine neden olmuştur.

Bu e-devlet uygulamaları kamu kurumlarında şeffaflığı artırmıştır.Kamu kaynakları kısmen etkin kullanılmaya başlanmıştır.Çalışanlar ve vatandaşlar açısından bakılınca e- devlet uygulamaları ile birlikte kamu kurumlarına erişim olanaklarında olumlu gelişmeler yaşandığı ifade edilmektedir.Türk vatandaşlarında katılım kültürünün az olduğu

söylenebilir.Bu e-devlet uygulaması gerek alt yapı ve hukuksal sorunlar ve gerekse toplumsal bilinç düzeyinin tatmin edici düzeyde gelişmemiş olması gibi sebepler ,bilgi ve iletişim teknolojileri vasıtasıyla kamu kurumlarının aldıkları kararlara vatandaşların katılım imkanını azaltmaktadır.Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu görevlilerinin vatandaşlara karşı hesap verebilme sorumluluğunda pozitif yönde önemli gelişmeler sağlandığı görülmektedir.Daha önce klasik bürokratik anlayışla yerine getirilen ve bugün internete taşınabilen kamu hizmetlerinin maliyetlerinde bir azalmanın olduğu da araştırma sonuçlarına yansımış durumdadır.Yapısal olarak dönüştürülmeye çalışılan kamu yönetimi sisteminin yeni hizmet anlayışı etkinlik ve verimlilik anlayışıdır. Bu bağlamda araştırma kapsamına alınan kamu kurum ve kuruluşları ile devletin diğer kurum ve kuruluşları henüz arzu edilen seviyede olmasa bile çok olumlu gelişmeler yapılmaktadır.E-devlet uygulamalarının arzu edilen seviyeye ulaşmamasının sebebi;uzman eleman eksikliği ,eğitim sorunu(vatandaş ve çalışan),hem kullanıcıların hem de kurum çalışanlarının e-