• Sonuç bulunamadı

2.2. ALMANYA’DAKİ TÜRK GÖÇMEN EDEBİYATI

3.1.2. Siyasi Nedenler

Yasemin Özbek, 12 Eylül askeri darbesinden sonra 125.000 kişinin Türkiye’den kaçıp Almanya’ya gittiğini ve siyasi iltica başvurusunda bulunduğunu söyler. Bu nedenle Türkiye’den Almanya’ya giden göçmenler arasında; etnik, dinsel ve ideolojik gruplaşmaların oluştuğunu belirtir (2012:18). İncelenen hikâyelerde de 12 Eylül ve sonrasında yaşananlardan dolayı çoğunlukla illegal yollardan Almanya’ya kaçan ve burada siyasi iltica talebinde bulunan kişiler anlatılır.

“Düğün Çağrısı’’ hikâyesinde gençlik yılları yıkım ve sürgünle geçen Hüseyin, Türkiye’de öğretmenliğin tadına varamaz. İstifa edip Almanya’ya işçi olarak gider. “Tamer mi Geldi?’’ adlı hikâyede, “Dev-Genç’in aranan öncülerinden

olan’’ (s.154) Tamer’in ’’sorgulamacıların ağır işkence uygulaması’’ (s.155)

dolayısıyla Türkiye’den kaçıp Almanya’ya gitmek zorunda kaldığından bahsedilir. Avusturya’ya ulaşana kadar Tuğrul Güneş sahte kimliği ve pasaportuyla giden Tamer’i burada iki kişi karşılar ve ona yeni bir kimlik verirler. Yeni adı İrfan Aral’dır. Arkadaşları 12 Eyül darbesinin ve etkilerinin çok sürmeyeceğini düşünüp Tamer’i iki yıllığına Almanya’ya gitmeye ikna ederler; ama Tamer ancak yirmi yıl sonra Türkiye’ye dönebilir. Hikâyenin yazarı Fakir Baykurt da tıpkı Tamer gibi Türkiye’den Almanya’ya gelen çocuklara öğretmenlik yapmıştır. Tamer’in memleket hasreti nedeniyle iki defa Yunanistan’a gittiğinden bahsedilir. Yirmi yıl sonra Türkiye’ye geri döndüğünde burada her şeyin değiştiğini, hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını görür. Onunla aynı davaya inanan arkadaşlarının her birinin eski inançlarının çok uzağında bir yaşama savrulduklarını görünce çok şaşırır. Bu arkadaşlarından biri olan Salih Tüzün Kapalıçarşı’da halıcılık yapan ve çıraklara emir veren biri hâline gelmiştir. Daha önce beraber alanlara çıkıp parasız eğitim hakkı için birlikte mücade ettiği Nuri Yılmaz ise bir özel okul açmıştır. İki gündür Türkiye’ye dönen Tamer’in yaşadığı şok durumu ve onun bu değişim hakkındaki eleştirileri şu şekilde anlatılır:

“(…)İki gündür duyduklarına bakılırsa yurdunun insanları da hızla değişiyor. Küreselleşen dünyada, anlatıldığına göre, ‘Günaydın arkadaşım! Nasılsın iyi misin? Haydi bana müsâde! diyorlar…” (s.157)

51

“Demir Kafes’’ adlı hikâyede ise 12 Mart sonrasında siyasî nedenlerle tutuklanıp bırakılan Kemal Kurban’dan bahsedilir. Kemal, 12 Eylül askeri darbesinden sonra tekrar tutuklanacağı endişesiyle yasal olmayan yollardan Almanya’ya kaçar.

“İbrahim’le Rosi’’ adlı hikâyede dört yıl ilkokul öğretmenliği yapan İbrahim, müfettiş ile kavga ettikten sonra öğretmenliği bırakıp Almanya’ya işçi olarak gider. İbrahim; çok tutucu ve aydın düşmanı biri olarak anlatılan müfettişin, kendisinin kitaplarına el koyup onları yasaklamasını kabul etmez.

“Dostluk Güzel Şeydir’’ adlı hikâyede İbrahim’in, yıllar önce üniversitede başından geçen politik bir olay nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalıp Almanya’ya işçi olarak gittiğinden bahsedilir.

Dursun Akçam’ın 13 Generaller Birleşin eserindeki hikâyelerde; siyasî istikrarsızlık, askeri darbe ve özgürce inancını yaşayamama gibi nedenlerden dolayı değişik milletlerden insanların ülkelerini terk ederek Almanya’ya kaçmak zorunda kaldıklarından ve burada iltica talebinde bulunduklarından bahsedilir. D. Akçam’ın kendisi de 12 Eylül askeri darbesinden sonra Almanya’ya kaçmış on iki yıl sonra Türkiye’ye dönebilmiştir.

“Tanışma’’ adlı hikâyede her ay Alman devleti tarafından verilen belli bir ücret karşılığı Almanca kursuna devam eden kahramanlardan biri olan Polonyalı Mischowski ülkesinde kalsa hapse gireceği için Almanya’ya gelmiştir. Polonya’da ‘kellesi pahasına’ özgürlük ve demokrasi mücadelesi verdiğini söyleyen Dambala da bu mücadeleyi artık Almanya’da sürdürdüğünü belirtir. Garani Abbas’ın, otuz iki dişi Humeyni rejimi tarafından söktürülür, ona zulüm yapılır ve kardeşi öldürülür. Bu nedenle Garani Abbas İran’dan kaçtığını söyler. Kocası öldürülen Sinyora, Şili’de Pinoşe hapishanelerinde uzun yıllar tutuklu kaldıktan sonra kaçmıştır. Ahmet, 12

13 Ardahan’a bağlı Ölçek Köyü’nde doğan Dursun Akçam (1930-2003), 1950’de Kars Cılavuz Köy

Enstitüsü’nü bitirir. Altı yıl köy öğretmenliği yapar. 1958’de Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nü bitirir, ortaokul öğretmeni olur. Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ikinci başkanı iken 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra sendika kapatılır. Akçam önce tutuklanır, sonra görevden uzaklaştırılır. Beraat ettikten sonra mesleğine geri dönse de öğretmenlikten ayrılmak zorunda kalır. 12 Eylül 1980 askeri darbesinde gazete kapatılınca Almanya’ya gider, 1992’de Türkiye’ye geri döner. Bkz: Işık, ‘’AKÇAM, Dursun’’, c.1, s.149, Necatigil, Edebiyatımızda

52

Eylül askeri darbesinden sonra ‘mücadelesini Almanya’da sürdürmek için’ buraya geldiğini ifade eder. Firdevs, ‘din düşmanı komünistlerden’ dolayı Afganistan’dan kaçmıştır. Zindanlarda işkence gördüğünü söyleyen Mihail Gayda eşi Morowiye ile birlikte Romanya’dan gelmişlerdir. “Generaller Birleşin’’ adlı hikâyede hikâye kahramanları, ülkelerinden kaçıp Almanya’ya gelmelerinin sorumlusunun darbe yapan generaller olduğunu belirtirler ve kendilerinin de generallerin kurbanları olduklarını ifade ederler. “Entel Hanım’’ adlı hikâyede Koray ve “Tansiyon’’ adlı hikâyede Cemal, siyasî gerekçelerle Türkiye’den kaçıp Almanya’ya gelmiş ve burada politik sığınma başvurusunda bulunmuşlardır.

M. Karaaslan “İyi Madenci’’ adlı hikâyesinde Türkiye’deki siyasî karışıklıktan dolayı kardeşi için endişelenen ve onu Almanya’ya getirmek isteyen Selim’den bahseder. Yazar, Selim karakteri vâsıtasıyla Türkiye’de yaşananları şu şekilde anlatır:

“(…)Kardeşinin başına bir şey gelecek diye korkuyordu. Boşa değildi korkusu. Her gün gazeteler onlarca gencin vurulduğu bir o kadarının yakalanıp hapse atıldığını yazıyordu. Radyo da aynı haberleri günde birkaç kez yineliyordu. Hele anlatılan işkenceler, tüyler ürpertiyordu...Ne pahasına olsa olsun kardeşini getirmek istiyordu…’’ (s.17)

Vehbi Bardakçı14 “Yüreğin Burkulmasın’’ adlı hikâyesinde Haydar ile eşinin, siyasî gerekçelerden dolayı Almanya’ya gidip burada iltica başvurusunda bulunmalarından bahseder. Sekiz yıldır Almanya’da yaşayan Haydar, bu hayatını sürgünlük olarak ifade eder.

14 1956’da Yozgat’ın Curali köyünde doğan Vehbi Bardakçı ilkokulu köyünde, ortaokulu Çayıralan’da

liseyi de Kayseri’de okumuştur. 1973’te babası Almanya’ya çalışmaya gidince ailesini de götürür, bir buçuk yıl sonra geri dönerler. 12 Eylül Askeri Darbesi’nden dolayı 1980’de Almanya’ya gitmek zorunda kalan yazar, Berlin’e yerleşir. Burada; yarıda kalan grafik tasarım ve uygulamaları eğitimini tamamlar. 78 Kuşağı yazarları arasında gösterilen Bardakçı; öğrencilik yıllarında öğrenci ve işçi eylemlerine katılmış, Aydınlık Dergisi bünyesinde ve Türkiye İşçi Partisi’nde aktif olarak yer almıştır. Bkz: Asutay, Göçmen Edebiyatı-Yazarlar Sözlüğü (Almanya'da Yazan ve

53

Y. Ziya Bahadınlı’nın 15 bazı hikâye kahramanları siyasî nedenlerle Almanya’ya gelmek zorunda kalan kişilerdir. “Milyarlarca İstiridye’’ adlı hikâyenin kahramanı Yunus böyle biridir.

Y. Feyzioğlu’nun16 “Belge’’ adlı hikâyesinde üniversitede profesör olan hikâye kahramanının, askeri yönetim tarafından arandığı için Almanya’ya kaçtığı belirtilir.

A. Özenç Çağlar’ın17 “Kürt Şoreş’’ adlı hikâyesinde çoğu siyasî nedenlerle Almanya’ya iltica etmiş kişilerden bahsedilir. Söz konusu hikâyede Alman polisi, kahveye yaptığı baskında Şoreş’in de aralarında olduğu birçok kişiyi pasaportları olmadığı için tutuklar. Tutuklanan gurbetçiler, aralarında yaptıkları konuşmalarda Almanya’ya gelip burada iltica etme nedenlerinden bahsederler. Şoreş, kan davası yüzünden muhtarın yaptığı şikâyet sonrasında köyü basan askerlerin elinden kaçıp Almanya’ya geldiğini söylerken; diğerleri de Almanya’ya gelme nedenlerini şöyle açıklar:

“(...)-Sen de ilticacı mısın? -Evet…

15 1927’de Yozgat’a bağlı Bahadınlı köyünde doğan yazar ilkokulu köyünde okur. Kalabalık bir ailede

doğan yazarın çocukluğu çeşitli sıkıntılarla geçmiştir. 1944’te Kayseri Pazarören Köy Enstitüsü’nü, 1950’de de Gazi Eğitim Enstitüsü Türkoloji Bölümü’nü bitirir. 1951 ile 1958 arasında ortaokullarda ve değişik ilköğretmen okullarında Türkçe ve edebiyat öğretmenliği yapar. Ankara’da Türk Hava Yolları’nda altı ay çalışır. 1965-1969 arasında Türkiye İşçi Partisi’nden Yozgat milletvekilliği yapar. Bahadınlı, Emek adlı dergide yayımlanan bir yazısı yüzünden yargılanır. 1979’da bir yıllığına gittiği Almanya’da ancak on iki yıl sonra Türkiye’ye dönebilir. Bkz: Işık, ‘’BAHADINLI, Yusuf Ziya’’, c.2, s.537

16 1946’da Kars’ta doğan yazar, ilköğretmen okulunu bitirir. Türkiye Öğretmenler Sendikası

kurucuları arasında olan Feyzioğlu, 1960 darbesi ve 1971 muhtırası sonrasında yargılanır. 1972’de Almanya’ya gider, Herten şehrine yerleşir. Goethe Enstitüsü’nde dil eğitimi görür ve Anderson Yazarlık Akademisi’ni bitirir. Alman Yazarlar Birliği üyesi ve Kıbrıs Balkanlar Avrasya Türk Edebiyatları Vakfı’nın (KİBATEK) Almanya temsilcisi olan yazar, Almanya’da on yedi yıl öğretmenlik yapar. 1992’de Türkiye’ye olan giriş yasağı kaldırılınca çeşitli etkinlikler vesilesiyle Türkiye’ye gelen ve ‘’Masalcı Dede’’ olarak tanınan yazar, birçok ödül almıştır. Bkz: Asutay,

Göçmen Edebiyatı-Yazarlar Sözlüğü (Almanya'da Yazan ve Yaşayan Türk-Alman Edebiyatı Yazarları), s.164

17 1947’de Akhisar’ın Mecidiye Köyü’nde doğar. Ailesinin maddi olanakları yetersiz olduğundan

Çağlar, ilkokuldan sonra öğrenimine devam edemez. 1973’te Almanya’ya işçi olarak gittikten sonra burada değişik fabrikalarda işçi olarak çalışır. Sanat hayatına resimle başlayan yazarın Almanya’daki çeşitli gazete ve dergilerde; desenleri, hikâyeleri ve şiirleri yayımlanır. İlk şiiri 1964’te yayımlanan yazar 1973’te hikâye yazmaya başlar. Sanat Emeği dergisinin 1979’ta düzenlediği İşçi Yazarlar Öykü ve Roman Yarışması’nda ‘’Kurtuluşun Düşleri’’ adlı hikâyesi başarılı ilk beş yapıt arasında yer alır.

54

-Ben TARİŞ’ten, geçen yıl direnişe katıldığım için hakkımda tutuklama kararı çıktı.

-Ben doktorum, ama doktorluk yapmadan geldim buraya. Öğrenci olaylarından aranıyorum. Birkaç arkadaşım hâlâ içerdeler. Birisinin işkenceden öldüğü söyleniyor.

-Sen hemşerim?

-Ben mi? İki sene oldu geleli, ilticam geçen hafta reddedildi.

-Benimki de, polis onbeş gün müddet verdi. Ama avukat itiraz ederiz diyor. -Ben bir haftadır dışarıda yatıyorum. Hemşerilerim artık yüz vermiyor.

-Ben geceleri bir lokalde çaycılık yapıyorum. Ama, orada da kötü işler dönüyor, korkuyorum…’’ (s.54)

H. Bektaş’ın18 “Mangal’’ adlı hikâyesinde İbrahim ve Ayten’in, Türkiye’de öğretmenlik yaparken “Türkiye’de insanların birbirilerini öldürmeleri’’ (s.37) ve fabrikada çalışarak elde ettikleri paranın onların insanca yaşamasına yetmemesinden dolayı Almanya’ya gittiklerinden bahsedilir.

Aysel Özakın’ın19 hikâyelerinde Almanya’ya göç siyasî ve inanç temellidir. “Hamburg’tan Sonra’’ adlı hikâyede Hüseyin’in ve ailesinin, Maraş Olayları’ndan

18 1951’de Manisa’nın Salihli ilçesinde doğan Bektaş İlkokulu bitirir; ama sonrasında okula devam

edemez. Değişik işlerde çalıştıktan sonra yirmi iki yaşında iken 1973’te Almanya’ya işçi olarak gider. Fethi Savaşçı ile birlikte işçi kökenli yazar arasında olan Bektaş, işinin yanı sıra yazmayı sürdürür. 1981’de Almanca ve Türkçe şiir ve hikâyelerden oluşan Yaşamı Kuşatmak (Belagerung des Lebens) adlı eseri ile 1982’de Erlangen Kenti Kültür Özendirme Ödülü’nü alır. Evrensel ve Yeni Hayat gazetelerinde köşe yazarlığı da yapan yazarın Gölge Kokusu romanı Atıf Yılmaz tarafından 1999’da Eylül Fırtınası adıyla sinemaya uyarlanır. 2005’te Yüksel Pazarkaya ile birlikte kurdukları Sardes Yayınevi’nde; Haldun Taner, Semih Poroy gibi yazarların eserlerini yayımlarlar. Bkz: Mahmut Karakuş, ‘’Yazmayı Göçle Bulgulayan Bir Yazar’’, Gurbeti Vatan Edenler Almanca Yazan

Almanyalı Türkler, (177-221), Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 2001

19 1942’de Urfa’da doğar. Ailesi İzmir’e taşınınca ilk ve ortaöğrenimini burada okur. Gazi Eğitim

Enstitüsü’nde Fransızca bölümünü 1963’te tamamlar. Çeşitli liselerde öğretmenlik yapar. Gazi Eğitim Enstitüsü ve İstanbul’da Atatürk Eğitim Enstitüsü’nde akademisyen olarak çalışır. Fransa’da da öğrenim gören ve burada çalışmalarını sürdüren Özakın, yurda döner. 1980 askeri darbesinden sonra Yazarlar Sempozyumu’na katılmak üzere gittiği Almanya’dan bir daha dönmez. Buradan İngiltere’ye gider, İngiliz ressam ve heykeltıraş Bryan Ingham ile evlenir. Bkz: Asutay,

55

dolayı memleketlerini terk edip Almanya’ya göç etmek zorunda kaldıklarından bahsedilir. “Yusuf’’ adlı hikâyede ise Yusuf, ağanın zulmü yüzünden; Selim, Türkiye’de arandığı için Almanya’ya kaçmak zorunda kalırlar.

Tablo 2: Siyasi Nedenlerin İncelendiği Hikâyeler

Yazarlar Hikâyeler

A. Özenç Çağlar Kürt Şoreş

Aysel Özakın Hamburg’tan Sonra, Yusuf Dursun Akçam Tanışma

Fakir Baykurt Düğün Çağrısı

Fethi Savaşçı İbrahim’le Rosi, Dostluk Güzel Şeydir Habib Bektaş Mangal

Murat Karaaslan İyi Madenci

Vehbi Bardakçı Yüreğin Burkulmasın Y. Ziya Bahadınlı Milyarlarca İstiridye Yücel Feyzioğlu Belge