• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: VERGĠ POLĠTĠKALARININ EKONOMĠK BÜYÜME ve GELĠR DAĞILIMI ÜZERĠNDEKĠ ETKĠSĠNE YÖNELĠK AMPĠRĠK LĠTERATÜR DAĞILIMI ÜZERĠNDEKĠ ETKĠSĠNE YÖNELĠK AMPĠRĠK LĠTERATÜR

3.1.1. Zaman Serisi ÇalıĢmaları

Engen ve Skinner (1996), ABD‟deki vergi reformunun, ekonomik büyüme oranları üzerindeki etkisini araştırmışlardır. İşgücü arzı, yatırım talebi ve verimlilik artışı üzerine mikro düzeyde yapılan çalışmada elde edilen bulgular, tüm marjinal vergi oranlarını 5 puan ve ortalama vergi oranlarını 2,5 puan düşüren vergi reformunun geri dönüşümü büyüme oranlarında yüzde 0,2 ila 0,3 puanlık artış şeklindedir. Çalışmada vergi indirimlerinin ekonomik büyüme üzerinde ılımlı etkilerinin olduğunu ampirik olarak kanıtlamışlardır.

78

Branson ve Lovell (2001), çalışmalarında Yeni Zelanda‟nın vergi yapısı ile GSYİH büyüme oranı arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır. Aşırı vergi yükünün, ekonomik büyümeye uygunsuz vergi karışımından çok daha fazla zarar verdiğini tespit etmişlerdir. Vergi yükünün azaltılmasının ekonomik büyümeye katkı sağlayacağını ifade eden araştırmacılar, olması gereken vergi yükünün sürekli olarak büyümeyi üst seviyelere çıkaracak şekilde ayarlanması gerektiğini belirtmişlerdir.

Anastassiou ve Dritsaki (2005), çalışmada 1965 – 2002 dönemi için Yunanistan‟da vergi gelirleri ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Eş bütünleşme ve nedensellik tekniklerinin kullanıldığı çalışma bulguları, değişkenler arasında uzun dönemli pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca marjinal dolaysız vergilerden ekonomik büyümeye doğru nedensellik ilişkisinin olduğu belirlenmiştir. Koch vd. (2005), 1960 – 2002 dönemi için Güney Afrika‟da iki aşamalı bir modelleme tekniği kullanarak, toplam vergilendirme ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Çalışma sonuçları, yüksek vergilerin düşük ekonomik büyüme potansiyeli ile güçlü şekilde ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Çalışmada, Güney Afrika hükümetinin vergileri azaltma girişimlerinin, ekonomik büyüme temettüleri ödeyebileceğine dair kanıtlar sunulmuştur. Vergi karışımlarının azaltılmasının, ekonomik büyüme için olumlu sonuçlar doğurduğu belirtilmiştir. Özetle ifade edecek olursak, vergi artışlarının ekonomiye daha düzenleyici bir yaklaşım göstermesinin zor olduğu ve dolayısıyla yatırımları caydırmasının mümkün olduğu ifade edilmiştir. Mamatzakis (2005), çalışmasında, Yunanistan özelinde ekonomide çıktı büyümesinin vergi karması ve vergi yükündeki şoklara nasıl tepki verdiğini araştırmıştır. Araştırmada bu değişkenler arasındaki temel dinamik etkileşimler göz önünde bulundurulmuştur. Çalışmadan elde edilen bulgular, ekonomide çıktı büyümesinin vergi yükündeki artışa olumsuz tepki verdiği yönündedir. Ayrıca çalışmada vergi karmasının çıktı büyümesi üzerinde olumlu etkilerinin olduğuna dair kanıtlar sunulmuştur. Çalışma, vergi yükünün arttırılmasındansa, vergi karmasına önem verilerek ekonomik performansta bir iyileşmenin sağlanmasının mümkün olacağı önerisi ile sonlandırılmıştır.

Durkaya ve Ceylan (2006), Türkiye ekonomisi için vergi gelirleri ile ekonomik büyüme ilişkisini incelemişlerdir. Kısa ve uzun dönemli ilişkilerin incelenmesi amacıyla ekonometrik tekniklerden faydalanılan çalışmanın dönem aralığı 1980- 2004 yılları

79

arasını kapsamaktadır. Toplam vergi gelirleri ile GSMH arasında ve dolaysız vergi gelirleri ile GSMH arasında uzun dönemli bir ilişki ve değişkenlerde birlikte hareketin olduğu tespit edilmiştir. Kısa dönemli ilişkiye dair analiz sonuçları ise GSMH‟den toplam vergi gelirlerine doğru tek yönlü bir nedensellik olduğunu göstermiştir. Dolaysız vergiler ile GSMH arasındaki nedensellik ilişkisi ise çift yönlü olarak belirlenmiştir. Çalışmada uzun vadede dolaylı vergilere ağırlık veren, dolaysız vergilerin azaltılması yönünde vergi politikası uygulanması önerisinde bulunulmuştur.

Temiz (2008), çalışmasında Türkiye ekonomisi için vergi gelirleri ile ekonomik büyüme oranları arasındaki ilişkiyi 1960 – 2006 dönemini ele alarak araştırmıştır. Kısa ve uzun dönemli ilişkilerin ekonometrik tekniklerle araştırıldığı çalışmanın ampirik bulguları, reel GSMH ile toplam vergi gelirleri değişkenlerinin uzun dönemde ilişkili olduğu yani eş bütünleşme ilişkisine sahip olduğu yönündedir. Ayrıca bu değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisinin çift yönlü olduğu da kanıtlanmıştır. Kısa dönemli nedensellik ilişkisi ise ekonomik büyümeden vergi gelirlerine doğrudur. Dolaylı ve dolaysız vergilerin ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin ayrıca incelendiği çalışmada dolaysız vergilerin ekonomik büyümeyi pozitif, dolaylı vergilerin ise negatif etkilediği belirtilmiştir.

Mucuk ve Alptekin (2008), dolaylı ve dolaysız vergilerin ekonomik büyüme üzerindeki etkisini Türkiye ekonomisi için incelemişlerdir. 1975 – 2006 dönemini ele aldıkları çalışmalarında, dolaylı ve dolaysız vergilerin ekonomik büyüme ile uzun dönemde ilişkili olduğuna dair bulgular ortaya koyulmuştur. Nedensellik testi sonuçları ise kısa dönem için yalnızca dolaysız vergilerden ekonomik büyümeye doğru bir bağıntının bulunduğunu ortaya koymuştur.

Katırcıoğlu (2010), 1960-2006 dönemi verilerini kullanarak Türkiye ekonomisi için GSYİH ile vergi gelirleri arasındaki ilişkiyi eş bütünleşme ve nedensellik teknikleri kullanarak incelemiştir. Elde edilen bulgular değişkenler arasında herhangi bir uzun dönem ilişkisinin olmadığı yönündedir. Dolayısıyla, GSYİH ile vergi gelirleri arasında kısa dönemli nedensellik ilişkilerinin de olamayacağını ifade etmiştir.

Taha, Nanthakumar ve Colombage (2011), Malezya‟da ekonomik büyümenin vergi gelirleri üzerindeki etkisini 1970 – 2007 dönemi üzerinden incelemişlerdir. Ekonometrik tekniklerin kullanıldığı çalışmanın bulguları, vergilerin ekonomik büyüme

80

üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığını ortaya koymuştur. Ancak çalışmada, güçlü büyüme performansının vergi tahsilatını arttırdığı yönünde bulgulara ulaşılmıştır. Uzun vadeli büyüme istikrarı iki değişken arasında pozitif ilişkiye neden olmaktadır.

Ünlükaplan ve Arısoy (2011), vergi karmasının ve vergi yükünün iktisadi büyüme ile olan dinamik ilişkilerini, Türkiye üzerinden 1968 – 2006 dönemi verilerini kullanarak ortaya koymaya çalışmışlardır. Yapılan ekonometrik analiz sonucunda, vergi karması ve vergi yükünün iktisadi büyüme ile uzun dönemli bir ilişkisinin olduğunu ortaya koymuşlardır. Kısa dönemli nedensellik sonucu, iktisadi büyümeden vergi karmasına nedensellik olduğu yönündedir. Uzun dönemli nedensellik sonucu ise vergi karmasının ve vergi yükünün iktisadi büyümenin nedeni olduğu yönündedir. Bu sonuçlar ele alınan dönemde vergilerin ekonomik büyüme üzerindeki olumlu etkisini ortaya koyarak, içsel büyüme modelinin öngörüsünü desteklemiştir.

Ojede ve Yamarik (2012), devlet ve yerel vergi politikalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini ABD örneği üzerinden araştırmışlardır. Teknik olarak havuzlanmış ortalama grup tahmincisini kullanmışlardır. Ulaşılan sonuç emlak vergilerinin hem kısa hem de uzun vadeli ekonomik büyümeyi negatif etkilediği, satış vergilerinin uzun vadeli büyümeyi negatif etkilediği, gelir vergilerinin ise kısa veya uzun vade de ekonomik büyüme üzerinde etkisinin olmadığını yönündedir.

Mangır ve Ertuğrul (2012), çalışmasında Türkiye‟de vergi yükü ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi 1988 – 2011 dönemi için araştırmıştır. Vergi yükü ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemli birlikte bir hareketin olduğu diğer bir ifade ile eş bütünleşme ilişkisinin olduğunu tespit etmişlerdir. Bu ilişkinin yönünün belirlenmesi amacıyla uygulanan ekonometrik teknikler, ilişkinin negatif olduğunu ortaya koymuştur. Araştırmacılar, vergi yükünün artmasının Türkiye‟de ekonomik büyümenin negatif etkilenmesine neden olacağı sonucu ile içsel büyüme modellerini destekleyen sonuçları ortaya koymuşlardır.

Ray, Pal ve Ray (2012), 1950 – 2011 dönemini inceledikleri çalışmalarında, farklı şekillerde toplanan vergi gelirlerinin Hindistan'ın uzun vadede ekonomik büyümenin bir nedeni olup olmadığını ekonometrik tekniklerle araştırmışlardır. Elde ettikleri bulgular, vergile ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemli nedensel ilişkinin olduğu

81

yönündedir. Ekonomik büyüme ile toplam vergi gelirleri arasındaki nedensellik yönünün ise çift taraflı olduğunu tespit etmişlerdir.

Saqib vd. (2014) yaptıkları çalışmada vergilerin ekonomik faaliyetler üzerindeki etkisini Pakistan için incelemişlerdir. 1973 – 2010 döneminin ele alındığı çalışmada farklı temsili değişkenler kullanılarak regresyon modelleri üzerinden değişkenlerin ilişkisi incelenmiştir. Ulaştıkları bulgular, vergi yükünün reel GSYH üzerinde olumsuz etkilerinin olduğu yönündedir. Ayrıca gelir vergilerinin yatırımları olumsuz etkilediğini ve satış vergilerinin de hane halkı harcamaları üzerinde olumsuz etki oluşturduğu yönünde bulgular sunulmuştur. Özetle, Pakistan‟da incelenen dönemde mevcut vergi politikalarının ekonomik faaliyetleri negatif etkilediği için dikkatlice gözden geçirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Saraç (2015), 1969 – 2013 döneminde Türkiye‟de vergi yükü ile ekonomik büyüme ilişkisini Markov rejim değişim tekniğini kullanarak incelemiştir. Araştırmacı ekonominin konjonktürel dalgalanma dönemlerinde, dolaylı ve dolaysız vergilerin etkilerinin farklılaşacağını ortaya koymuştur. Bu amaçla literatürdeki çalışmalarda genel olarak kullanılan tekniklerden farklı olarak, doğrusal olmayan ekonometrik analiz teknikleri kullanmıştır. Elde ettiği ampirik bulgular, çalışmanın kapsadığı dönem içerisinde ekonominin genişleme ve daralma zamanlarında dolaylı vergiler baz alınarak hesaplanan vergi yükünün ekonomik büyümeyi pozitif yönde, dolaysız vergiler baz alınarak hesaplanan vergi yükünün ise ekonomik büyümeyi negatif etkilediği yönündedir.

Abdiyeva ve Baygonuşova (2016), çalışmalarında 1995 – 2014 dönem aralığı verileri ile Kırgızistan ekonomisi için dolaylı ve dolaysız vergi gelirleri ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Ekonomik büyüme ile dolaylı vergi gelirleri arasında pozitif yönlü ilişki olduğunu ve ekonomik büyümede meydana gelen bir şok veya artışın dolaylı vergilerin artmasına neden olduğunu ampirik kanıtlarla ortaya koymuşlardır.

Organ ve Eren (2017), vergi yükünün ekonomik büyüme üzerinde etkilerini 1980-2015 dönemi için Türkiye örneği üzerinden araştırmışlardır. Pesaran vd.(2001) tarafından önerilen sınır testi tekniğinin kullanıldığı çalışmada ulaşılan sonuç, eşbütünleşme

82

ilişkisinin olduğu ve iki değişken arasında uzun dönemde negatif bir ilişki olduğu yönündedir.

Songur ve Yüksel (2018), Türkiye‟de 1980- 2015 dönemini kapsayan veriler aracılığıyla, vergi türleri ile ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisini güncel teknikler kullanarak araştırmışlardır. Elde edilen bulgulara göre, kısa dönemde dolaysız vergi geliri ile GSYH arasında karşılıklı nedensellik ilişkisi söz konusudur. Yine gelir vergileri ile GSYH arasında karşılıklı bir nedensellik bulunmaktadır. GSYH ile toplam vergi geliri arasında; GSYH ile dolaysız vergi geliri arasında çift yönlü nedensellik ilişkileri bulunmaktadır. Son olarak GSYH ile dolaylı vergi geliri arasında herhangi bir nedensellik ilişkisi tespit edilememiştir.

Amin vd. (2018), yaptıkları 1986-2015 zaman dilimini kapsayan çalışmalarında kişisel gelir vergisinin beraberindeki kontrol değişkenler ile birlikte Pakistan ve Çin‟de ekonomik büyüme üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu araştırmışlardır. Bu 2 ülkeye ait zaman serisi verilerini kullanarak ARDL tekniği ile kısa ve uzun dönemli ilişkiler araştırılmıştır. Ulaşılan sonuçlar, uzun dönemde her iki ülke için kişisel gelir vergisi ile ekonomik büyüme arasında pozitif ilişki olduğu yönündedir.

Egbunike, Emudainohwo ve Gunardi (2018), yaptıkları çalışmada vergi gelirlerinin Nijerya ve Gana‟da ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. 2000 – 2016 dönemini kapsayan çalışmada çoklu regresyon tekniği kullanılmıştır. Elde edilen bulgular vergi gelirlerinin hem Gana hem de Nijerya‟da ekonomik büyüme üzerinde pozitif etkisi olduğu yönündedir.

Ahmad, Msıal ve Ahmad (2018), çalışmalarında Pakistan‟da dolaylı vergiler ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. 1974 – 2010 dönemini kapsayan yıllık veriler kullanılarak ampirik bulgular sunulmuştur. Çalışmadan elde edilen sonuç dolaylı vergiler, uzun vadede ekonomik büyüme üzerinde olumsuz ve anlamlı bir etkiye sahipken, kısa vadede katsayıları önemsizdir. Dolaylı vergilerdeki yüzde bir artış nedeniyle ekonomik büyüme yüzde 1,68 oranında azalacaktır. Araştırmacılar çalışmada, Pakistan‟da ekonomik büyümenin arttırılması için dolaysız vergilerin toplam vergi gelirleri içerisindeki payının arttırılıp, dolaylı vergilerin payının azaltılması gerektiği önerisinde bulunmuşlardır.

83

Dam ve Ertekin (2018), Çelikay (2018), Polat (2019), Koç (2019), Göde (2019), Türkiye için yaptıkları çalışmalarında ulaştıkları ortak sonuç, vergilerin ekonomik büyüme ile ilişkili olduğu ve bu ilişkinin pozitif yönde olduğudur. Çalışmalarda farklı dönem aralıkları ve farklı teknikler kullanılmasına rağmen gerek eşbütünleşme gerekse nedensellik analizleri iki değişken arasında ki ilişkinin, olumlu yönde olduğunu ortaya koymuştur.