• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

4. SERBEST BÖLGELERİN EKONOMİYE ETKİLERİ

4.3 Serbest Bölge Faaliyetlerinin Ekonomiye Etkilerinin Değerlendirilmesi

çok yönlü olmakla birlikte temel amaç, sanayi mallarının üretim ve ihracatının geliştirilmesi ve buna paralel olarak yabancı sermaye akışını teşvik etmektir. Bunun yanı sıra, istihdam olanaklarını artırma, ödemeler bilançosuna katkı, yeni teknoloji transferi ve bölgesel gelişmişlik farklılıklarını giderme konusundaki olumlu etkiler de serbest bölgelerin kuruluş amaçları arasında gösterilmektedir.255

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler gelişebilmek için üretim ve dış ticaretlerini, doğrudan yabancı sermaye gelirlerini, döviz gelirlerini ve yeni teknoloji girişlerini vb artırmak zorunda olduklarından serbest bölgelerden en iyi şekilde yararlanmaya çalışırlar. Bu bağlamda sözü edilen ülkelerin iç ve dış yatırımcılara sundukları teşviklerin yanı sıra bu ülkelerde bulunan üretim faktörlerinin ucuzluğu ve sonuçta sağlanan maliyet avantajları, dünyadaki serbest bölgelerin büyük bir kısmının az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde toplanmasını sağlamıştır.256 Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler arasında yer aldığı göz önüne alındığında, serbest bölge faaliyetlerinin Türkiye açısından ne denli önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Yabancı sermaye yatırımları, iç tasarrufların yetersizliğini giderici bir nitelik taşıyan önemli bir dış tasarruf parçasıdır. Yabancı sermaye yatırımları bunun yanı sıra, ülkeye döviz kazandırıcı bir fonksiyon gördüğünden dış açığı da giderici bir rol üstlenirler. Ayrıca yabancı sermaye yatırımları yeni iş imkânları meydana getirerek, geldiği ülkenin işsizlik sorununun çözümüne ciddi katkı da verir. İhracata yönelik kalkınma çabası içinde olan ülke, yabancı sermayeyi çekebilmek ya da gelen sermayeyi artırabilmek için, yabancı yatırımcılara bir takım cazip koşullar sunma gereğini duyar.

Bunlar, ucuz işgücü, çeşitli vergi bağışıklık ve indirimleri, sermaye ve kâr transferi serbestliği, endüstriyel altyapı imkânları ve buna bağlı çeşitli hizmetler, politik istikrar ve bir kısım işçi haklarının uygulanmaması gibi düzenlemelerdir.257 Politik denge,

255 Erkan, Tatlıdil, s.3.

256 Köroğlu, Serbest Bölge Türleri ve Ortak Özellikleri, s.2.

257 Erdoğan, Ener, s.20.

özendirici politikalar ve ucuz işgücü serbest bölgelerdeki yabancı yatırımlar için önemli belirleyiciler olmaktadır.258

1996 – 2006 döneminde yabancı sermaye ekonomik büyüme ilişkisi incelenmiş ve aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır. Yapılan söz konusu çalışmada, yabancı sermaye hareketleri ayrıştırılarak, yabancı sermayenin Türkiye’deki gerek tasarruf gerekse de büyüme üzerindeki etkileri analiz edilmiştir. Yapılan ekonometrik analiz ile iki önemli sonuç elde edilmiştir. İlk olarak, doğrudan yatırımlar hem kısa hem de uzun vadede yurtiçi tasarrufları arttırırken, kısa vadeli sermaye hareketlerinin yurtiçi tasarruflar üzerinde hem kısa hem de uzun dönemde negatif bir etki yarattığı tespit edilmiştir.

İkinci olarak ise, uzun dönemde doğrudan yatırımlar ve kısa vadeli sermaye hareketleri ekonomik büyümeyi pozitif yönde etkilerken, kısa dönemde ekonomik büyümenin yurtiçi tasarrufları negatif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.259

Uluslararası büyüme kuramı, bize büyümenin kaynağının iki tür etkene bağlı olduğunu göstermektedir. Bunlar, emek ve sermaye faktörlerinin katkıları ve toplam faktör verimliliğidir. Ne yatırımlar, ne de toplam faktör verimliliği Türkiye’de sürekli bir artış göstermiştir.260 Türkiye’de verimlilik artışının önündeki en önemli engelleri ortadan kaldıracak önerilerden biri, doğru ve uygun teknolojilerin kullanımını öngören bir teknoloji politikasının oluşturulması ve bu politikayı besleyecek ve teknolojik gelişmeyi sağlayacak araştırma ve geliştirme etkinliklerine destek olunması gerektiğidir.261 Zira verimsizlik ve israf maliyetleri süreklilik arz ettiği halde bu hususun göz ardı edilmesinden ötürü toplumun refah seviyesinin de olumsuz etkilenmesi söz konusudur.

Yukarıdaki hususlara ilave olarak serbest bölgelerde yurt içinden ithal talebi olan malların sürekli bulunması, yurt içindeki ithalatçı firmaların zamanında tedarik imkânlarını artırarak sermayelerini stoklara bağlamaktan kurtulmalarını sağlar.

258 Lütfü Öztürk, Serbest Bölgelerdeki Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları: Dünyadaki

Uygulamalara Teoriler Işığında Bir Bakış, Akdeniz Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Sayı: 7, 2004, s.125.

259 İbrahim Örnek, “Yabancı Sermaye Akımlarının Yurt İçi Tasarruf ve Ekonomik Büyüme Üzerine Etkisi: Türkiye Örneği”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 63-2, s.215.

260 Sumru Altuğ, “Türkiye’de Büyüme, Yapısal Dönüşüm ve Dış Ekonomik Gelişmeler”, Uluslar arası Ekonomi ve Dış Ticaret Politikaları, Konjonktür İzleme Dergisi, Sayı:1, 2006, s.5.

261 Nısfet Uzay, Verimlilik ve Büyüme, Nobel Yayıncılık, No: 330, Ankara, 2005, s.114.

Böylelikle söz konusu firmaların likit çalışma sermayeleri artacaktır. Sermayeleri stoklara bağlı olmaktan kurtulan yurt içi firmaların bir yandan stokta bulundurma giderleri öte yandan stoklara bağlı olan fonların maliyetinin hızla azalması söz konusudur. Bu gelişme aynı zamanda hem döner sermayeye bağlanan fonların maliyetini aşağıya çekecek hem de yükselen likidite oranıyla kısa vadeli yükümlülüklerini yerine getirme kabiliyetini ve firmaların kredibilitesini artırarak yabancı kaynaklara bağlı finansman maliyetini de hayli düşürmüş olacaktır. Bütün bu gelişmeler de yurt içi firmaların üretim maliyetlerinin düşmesini ve karlılıklarının artmasını sağlayacaktır.262

Diğer taraftan, serbest bölgelerde sendikal faaliyetlere izin verilmemesi, genellikle grev hakkı tanınmaması, işçi ücretlerinin, yurt içinde saptanan işçi ücretlerine göre düşük seviyede bulunması ve daha çok çocuk ve kadın işçi çalıştırılması da çeşitli sosyal sorunları beraberinde getirmekte olup263 serbest bölge faaliyetlerine çeşitli teşvikler sağlama yoluyla işsizlikle mücadele ederken, aynı zamanda bu tip sosyal dengesizliklerin de üstesinden gelecek sosyal politikalar geliştirilmelidir.

Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir. Tüketim düzeyi yüksek olup tasarruf düzeyi ise düşük seyretmektedir. Bu kronik durum yatırımları istenilen seviyeye bir türlü çıkaramamaktadır. Bunun sonucu olarak sermaye birikimi yeterince artmadığından mevcut işsizlik oranları bir türlü tatmin edici ve kalıcı bir biçimde düşürülememektedir.

Ayrıca Türkiye’de işgücünün verimini artıracak teknolojik gelişme de yetersizdir.

Bunun nedeni milli gelirden araştırma geliştirme harcamalarına ayrılan payın düşük olmasıdır. Öte yandan ödemeler bilançosu; tüketim malları yüksek oranda olmak üzere toplam ithalatın, toplam ihracattan fazla olması sonucu meydana gelen dış açık nedeniyle sürekli açık vermekte ve bu açık ağırlıklı olarak sıcak parayla finanse edilmektedir.

Yukarıda sözünü ettiğimiz sorunlardan biri olan işsizliğin bir sorun olmaktan çıkmasının yolu sermaye birikiminden geçmektedir. İşçi başına sermaye artışı, hem işsizliği azaltacak hem de büyümeyi sağlayacaktır. Bir de buna büyümeye katkı

262 Büyükyılmaz, s. 7.

263 Toroslu, s.12.

sağlayacak yeni teknolojilerin kullanılması eklendiğinde verimli bir büyümeden söz edilebilecektir. Sıcak para yerine doğrudan yabancı sermayenin yeni teknoloji ile birlikte Türkiye’ye gelmesinin faydaları bu noktada ortaya çıkmaktadır. Böylelikle doğrudan yabancı sermaye ve teknoloji girişi ile birlikte, gerek sermaye birikiminde gerekse işgücü verimliliğinde artışlar meydana gelebilecek ve işsizlikle mücadelede başarı sağlanabilecektir. Buna yabancı sermayenin ödemeler bilançosuna yapacağı pozitif katkıyı da eklediğimizde Türkiye açısından risk priminin düşeceğini ve daha sağlıklı ve kalıcı bir büyümenin gerçekleşeceğini söylemek mümkündür.

İşte bütün bu olası olumlu gelişmelere büyük katkı yapabilecek yerler serbest bölgelerdir. Serbest bölgelerin yukarıda sözünü ettiğimiz kuruluş amaçları arasında da, yabancı sermaye, teknoloji girişi ve işsizlikle mücadeleye özellikle vurgu yapılmaktadır.

Bu nedenle sadece olumsuz uygulamalara yol açma potansiyeli taşıyan vergisel teşvik kısımları ile ilgili hukuki, idari ve mali düzenlemelerin yeniden yapılması ve serbest bölgelere has etkin bir denetim mekanizmasının oluşturulup buna işlerlik kazandırılması ile birlikte vergisel teşviklerin de vergi dışı teşvikler gibi bu bölgelerde olabildiğince genişletilmesi ve sürekli hale getirilmesi gerektiği düşünülmektedir.

II. BÖLÜM

SERBEST BÖLGELERDE HUKUKİ, İDARİ VE MALİ İSTEM 5. SERBEST BÖLGELERDE HUKUKİ YAPI

5.1 3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ve Önemi

Türkiye’de serbest bölge kurulması ile ilgili somut ve kalıcı sonuç veren çalışmalar264 Türkiye’de ihracat için yatırım ve üretimi artırmak, yabancı sermaye ve teknoloji girişini hızlandırmak, ekonominin girdi ihtiyacını ucuz ve düzenli bir şekilde temin etmek, dış finansman ve ticaret imkânlarından daha fazla yararlanmak üzere hazırlanan ve 06.06.1985 tarihinde kabul edilip, 15.06.1985 Tarih ve 18785 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile başlamıştır. Uygulamaya yönelik daha ayrıntılı hükümler ise, 10 Mart 1993 tarihinde yayımlanan Serbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği’nde yer almaktadır. 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ayrıca serbest bölgelerin kurulması, yer ve hudutlarının tespiti, yönetimi ve faaliyet konularının belirlenmesi, işletilmesi, bölgelerdeki yapı ve tesislerin teşkili ile ilgili hususları kapsar.265

Türkiye’de ki serbest bölge uygulamaları, gümrük mevzuatı dışında müstakil bir kanun ve yönetmelikle düzenlenmiştir. Türkiye’de serbest bölgeler konusunda düzenleme getiren ana yasal düzenleme 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’dur.Söz konusu kanun, genel hükümleri ortaya koyan oldukça liberal ve kısa bir kanundur.266

Türkiye’de serbest bölgelerin uygulanması hukuki olarak, 3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile bu kanuna istinaden çıkartılan kararname ve yönetmeliklere dayanmaktadır. Bu da göstermektedir ki, serbest bölgeler hukuki konum itibariyle kamu hukuku içinde yer almaktadır.267

264 Emrah Aygül, Serbest Bölgelerde Uygulanan Vergisel Özendirmelerin Değerlendirilmesi, Diyalog Dergisi, Sayı: 169, İstanbul, 2002, s.104.

265 Güner, Serbest Bölgeler, s.168.

266 Akça, s.5.

267 Aybar, s.2.

Serbest bölgelerde geçerli mevzuat yanında, Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği, İthalat ve İhracat Rejimi Kararları ve Yönetmelikleri, Dahilde ve Hariçte İşleme Kararları ve Tebliğleri, Türk Parası Kıymetini Koruma Mevzuatı, Katma Değer Vergisi Kanunu ve ilgili tebliğler, Bankalar Kanunu, Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun gibi diğer bazı yasal düzenlemelerde de, serbest bölge uygulamaları ile ilgili konulara yer verilmiştir.268

5.2 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un, 3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanununu İlgilendiren Yönü

06.02.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 5084 sayılı “Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nda meydana getirdiği değişikliklerle, serbest bölgelerde faaliyet gösteren firmalar için geçerli olmayan vergi kanunları bu tarihten itibaren bu kapsamdaki firmalara uygulanmaya başlanmıştır. 269

5.3 5810 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, 3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanununu İlgilendiren Yönü

25.11.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 5810 sayılı “Serbest Bölgeler Kanunu ile Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nda meydana getirdiği değişikliklerle ise serbest bölgelerde istisna kapsamı biraz daha daraltılmış ve istisna uygulaması bazı hallerde bazı koşulların yerine getirilmesine bağlanmıştır.