• Sonuç bulunamadı

2.3. Dikkat

2.3.1. Seçici Dikkat

Seçici dikkat, karanlık bir odaya fenerle bakarken ilgimizi çeken nesneler üzerine ışık tutup diğerlerini karanlıkta bırakmaya benzer (Solso vd., 2014, s.102). Seçici dikkat, ilişkili bilgiye odaklanabilme yeteneğiyle ilgilidir. Araştırmalar küçük çocukların dikkat süreçlerini yetişkinlere göre biraz daha az kontrol edebildiklerini göstermektedir. Küçüklerin dikkati daha kolay dağılabilmekte ve dikkatlerini ilgili ve ilgili olmayan bilgilere göre düzenlemede daha az esnek olabilmektedirler (Solso vd., 2014, s.479). Seçici olmanızın nedenlerinden biri kanal kapasitesinin bilgi işleme yeteneğini kısıtlamasıdır. İkinci neden ise, hangi detaylarla ilgileneceğimiz konusunda kontrol yetkimizin olmasıdır. Örneğin, iki kişi aynı anda konuşurken hangisini dinleyeceğinizi kontrol edebilir ya da futbol maçı örneğinde, oyunculardan birine konsantre olabiliriz. Üçüncü neden ise, olayları algılamanız sizin otomatik işlem yapmanızla ilişkilidir. Dördüncü neden, bilişsel nörobilimde yapılan son çalışmalar, beyindeki dikkat sisteminin veri analizi gibi diğer sistemlerden ayrı olduğunu göstermiştir. Bu son buluşlar, dikkat ile ilgili bilişsel teoriler için sonuçlar ortaya koyduğu gibi, nörobilim ile bilişsel psikoloji arasında bir köprüde oluşturmaktadır. Son olarak dikkat ettiğiniz bu beş şey, sizin bilinçli deneyimlerinizin bir parçasıdır (Solso vd., 2014, s.101).

31

Pick (1975) çalışmasında çocuklardan alfabenin çeşitli renklerde hazırlanmış harflerden A, S ve L harflerini bulmaları istendi. Bu harfler aynı renkteydi. Sadece daha büyük olan çocuklar bu ipucunu fark ettiler ve böylece dikkatlerinin daha esnek olduğunu gösterdiler. Çocuklar büyüdükçe dikkatlerin daha iyi kontrol edebildikleri söylenebilir. Yale Üniversitesi nörobiyologu olan Pasko Rakic "Amerikalıların küçük yaşlardaki çocukların zihinleri için ağır olacak bilgileri onlardan istememek gerektiğini; nasıl olsa üniversitede öğreneceklerini, şimdi OYUN oynamalarına izin vermemiz" gerektiğini söylediklerini fakat bunun bir saçmalık olduğunu söylemiştir. Rakic'e göre "çocuğunuzu erken yaşta eğitmeniz ileriki yaşlara göre çok daha kolaydır. Yap bozlarla, görsel sunumlarla, müzikle, yabancı dil öğrenimiyle, satrançla, resimle, bilimsel araştırmalarla, matematik oyunlarıyla, yazmayla ve diğer benzer faaliyetlerle beynin erken uyarımı beyindeki sinaptik (öğrenmeyle ilgili) bağları güçlendirir. Doğumdan kısa bir süre sonra nöral bağlantılar oldukça fazla oranda artar, daha sonra ergenliğe doğru bağlantıların sayısı azalır ve yerini iki sürece bırakır; kullanışlı bağlantıların daha kalıcı yapılandırıldığı işlevsel geçerlilik ve kullanışsız bağlantıların elendiği seçici elemedir (Solso vd., 2014, s.480).

Seçici dikkat modelleri şu şekilde sınıflandırılmıştır:  Filtre Modelleri: Broadbent

Dikkat ile ilgili ilk teori Broadbent (1958) tarafından geliştirilmiştir. Filtre Modeli denilen bu teori, tek-kanal teorisiyle bağdaştırılmakta ve orijinal olarak Shannon ve Weaver'in (1949) bilgi işleme teorilerinde ifade ettikleri gibi işlenen bilginin kanal kapasitesi tarafından kısıtlandığı düşüncesine dayanmaktadır. Broadbent'in teorisine göre, eğer sinyal ile ilgilenilir ve seçici filtre aracılığıyla sınırlı kapasiteye sahip kanaldan geçilirse, bu sinyal daha ileri seviyede işlenir. Broadbent, sistemin fazla yüklenmesinden kaçınmak için bu seçici filtrenin duyusal kanallardan birine çevrilebileceğini öne sürmüştür (Broadbent, 1958).

Seçim işlemini algı çerçevesinde değerlendirmek kolaydır. Ancak Broadbent vd. (1981) bu olguyu belleğe kadar genişletmişlerdir. Hepimiz düzinelerce arkadaş isminden gelecekte yapacağımız programlara, geçmiş olaylarla ilgili anılardan aile üyeleri hakkındaki düşüncelere kadar çok sayıda temsile sahibizdir. Geçmiş yaşantımızın gerekli olduğu bir durumda bu temsillerin çok küçük bir kısmını hatırlar ve diğerlerini ise gerektiği zaman kullanılmak üzere bekletiriz. Broadbent'in seçici dikkat ve bellek arasında bir bağ oluşturması pratik ve teorik açıdan önemlidir. Anacak bizim tartışmamız için en önemli

32

kısmı seçici dikkatin birkaç fenomene bağlı olmadığını, neredeyse bütün bilişsel sistemlerle iletişim içinde olduğunu hatırlatmasıdır.

 Zayıflatma Modeli: Treisman (Attenuation Model)

Filtre modeli ile ilgili bir problem, ilginç veya önemli bilgilerin (Örn. kişinin kendi ismi) dikkat edilmeyen kanaldan alınmasıdır. Moray (1959) buna benzer bir deney yapmış ve katılımcıların ilgilenmedikleri bir kanaldan 1/3 oranında isimlerini duyduklarını göstermiştir. Günlük yaşantımızda bir mesajla ilgilenirken ikinci bir mesajı da tarayabilmekteyiz. Broadbent'in orijinal teorisinde belirttiği gibi bazen dikkat edilmeyen kanaldan gelen bir ya da iki tane oldukça "olası" (belirli ortamda akla gelmesi muhtemel olan) sözcük seçici filtreden geçmektedir. Katılımcıların dikkat edilmeyen kanal aracılığı ile isimlerini duymaları gerçeğini açıklamak amacıyla Moray, filtreden önce bir çeşit değerlendirmenin yapıldığını belirtmiştir. Treisman bu düşünceye karşı çıkmış ve katılımcıların "sözlüğünde" (veya sözcük deposunda) bazı sözcüklerin diğerlerine göre daha düşük uyarılma eşiği olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla kişinin ismi ya da çocuğunun ağlama sesi gibi önemli ses ve sözcükler daha önemsiz olanlara göre daha kolay harekete geçirilmektedir. Treisman'ın bu mükemmel modelinde Broadbent'in modelindeki yapının çoğunun korunduğu ve Moray'ın elde ettiği deneysel verilerin de hesaba katıldığı görülmektedir. Broadbent'in modeline göre dikkat bir kanaldayken diğer kanal kapatılır. Treisman'ın çalışmalarının en önemli yanlarından biri katılımcılara bir kulağa verilen mesajı dinlemelerini söylediği halde bu mesajın anlamının diğer kulağa kaydırılmasıdır (Solso vd., 2014, s.107-108). Treisman (1986); zayıflatıcı içeriğini göz önüne almaksızın ihmal edilen mesajların hepsine aynı işlem yapılmaktadır. Dikkat edilen ve edilmeyen mesajların tek farkı, dikkat edilmeyenlerin sinyal-gürültü oranının seçici filtre tarafından zayıflatılması ve dolayısıyla çok düşük eşiği olan birkaç sözcüğün dışında anlamı ne olursa olsun sözlüğe giriş için uyarılmamasıdır. Zayıflatıcı, kaynak ve ses kalitesi gibi genel fiziksel özelliklere göre seçim yapmaktadır.

33