• Sonuç bulunamadı

1.1.3. Tarım, Sanayi Ve Ticaret

1.1.3.2. Sanayi

I. Meşrutiyet’in ilânından sonra Konya Çarşısı’nda sanayi mamülü olarak öncekilere ilâveten, gömleklik ve çamaşırlık bezler, heybe, yünden örülmüş başörtüler, keten peşkir, yün ve tiftikten imâl edilmiş fanilalar, kuşaklar, abalar, çoraplar üretilmektedir. Kuyumculuk, saraçlık, demircilik, ayakkabıcılık, arabacılık günün geçerli meslekleri olmuş ayrıca 1880’de yanan ve yenilenen devlete ait güherçile fabrikası günün şartlarına göre modernize edilip kapasite itibariyle artırılmıştır. 1 kiremit fabrikası kurularak, bezir, haşhaş, susam yağı çıkaran imalâthaneler kendilerini yenilemiş, üretim kapasitelerini artırmışlardır58.

53

Biren, Meşrutiyet ve Mütareke Devri, C. 1, s. 225. 54

Güran, 19. Yüzyıl Osmanlı Tarımı, s. 65. 55

Babalık, 21 Aralık 1948, S. 7068, s. 2. 56

Grasimos Augustinos, Küçük Asya Rumları, Çev. Devrim Evci, Ankara 1997, s. 158. 57

Augustinos, Küçük Asya Rumları, s. 146-147. 58

Kapasitesi artırılan güherçile fabrikasının 1890’da Müdürü Ahmet Akif Efendi, Katibi Mehmet Efendi’dir59. Adı geçen yılda fabrika 135.000 kıyye60 yıllık üretim gerçekleştirmiştir. Çok kişinin çalıştığı ancak sayıları net olarak bilinmeyen kimya fabrikalarında bu üretim yıl sonu itibariyle kök boyada 197.750 kıyye, cehride 13.771 kıyyedir. Yörenin yıllık katran61 üretim kapasitesi ise 1000 kıyyedir. 1890’da kayda değer denecek kadar ipek kozası da Meram bölgesinde üretilmiştir62.

Adı geçen yılda, büyük oranda başta İzmir, Mersin, Silifke limanlarından olmak üzere Konya’dan yurt dışına, yünlü kumaşlar, keçi kılı, tiftik, afyon, haşhaş, keten tohumu, deri, değişik renkte bitkisel (cehri) boya, kök boya, büyük ve küçük ebatta halı ihraç edilmiştir63.

1892 yılında debbağhaneler64, Konya merkezde 10 adet olarak varlıklarını sürdürmekteyseler de kapasite olarak her biri, bir fabrikanın ürettiği değere eş olacak kadar üretim yapabilmekteydiler. Bunun yanında kent ve civarının yağ ihtiyacına cevap veren 3 adet yağ imalâtçısı da adım adım fabrikalaşmaya doğru gitmektedirler. 1 tane olan kiremit ocağı sayısı da 3 olmuştur65. Konya inşaat sektöründe tuğla- kiremitçiliğin yanında taş işçiliği de önem kazanmış, iş ve ticaret hayatında yeni bir kazanç kapısı ortaya çıkmıştır. Önem kazanan bir diğer sanayi ürünü de harir (ipek)dir. Harir aynı yıl Osmanlı piyasasının yanında, uluslar arası piyasada da en çok aranan önemli mallardan biridir66. O dönem Konya pamuğu ise, Alman sanayicilerinin dikkatini çeken diğer bir sanayi ürünüdür67.

59

KVS, H. 1305, s. 68. 60

Kıyye: Okka, 400 dirhem; Kıyye-i âşâri: kilo, 1000 gram olan ağırlık ölçüsü. Kıyye-i atika (eski okka): okka (eskiden) 400 dirhem olan bir ağırlık ölçüsü olup 1282 gramı karşılardı. Kıyye-i Cedide ise (yeni okka): kilo, 1000 gram olan ağırlık ölçüsü olup okkanın %78’ini karşılardı. Aslı “ûkiyye” ve “vukiyya”dir. (Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, s. 621). 61

Katranlar çam ağacından üretilirdi Kara renkte, ağır kokulu, yapışkan koyu bir sıvıdır. Genelde insanlar katranı çalışırken çatlamış olan ellerine ve ayak parmaklarına yapıştırırlardı.

62

Yurt Ansiklopedisi, C. 7, İstanbul 1982, s. 5133. 63

AODC, l’ané: 1890, s. 706. 64

O dönemde Konya’nın Sırçalı Mahallesi debbağhanelerin en çok bulunduğu yerdir. Aynı mahallede bir de “Debbağhane Tekkesi” vardır ki, cilt hastalığına yakalananlar tekkeye gelerek buradaki çamurları yaralarına sürerler ve şifa bulurlardı. Mehmet Önder, Mevlâna Şehri Konya, s. 419. Konya’daki bu debbağhanelerin yanı sıra 1892’de 3 adet Seydişehir’de, 1 adet Beyşehir’de, 10 adet Karaman’da, 120 adet Bozkır ve köylerinde olmak üzere toplam 154 tane debbağhane vardır. (KVS, H. 1310, s. 266-267). 65 KVS, H. 1310, s. 266. 66 KVS, H. 1310, s. 258. 67

Ali Akyıldız, Anka’nın Son Baharı Osmanlı’da İktisadi Modernleşme ve Uluslar arası Sermaye, İstanbul 2005, s. 44.

1899’da su değirmenlerinin sayısı 29’a, buzhanelerinki de 3’e çıkmıştır. 2 adet de petrol tesisi vardır. Gömleklik yün kaban, yün başörtüsü, tiftikten mamül her nevi fanila, kuşak, aba, deri, toprak testi ve çömlek üretimi ile daha önceden isimleri verilen imalâthane ve kuruluşlar faaliyetlerini sürdürmektedirler68. Bu ürün ve mamüllerden yapağı, tiftik, deri, afyon, güherçile, canlı sığır, manda, koyun, keçi, süt ve et ürünleri, tilki, sansar, tavşan, tiyin (bir tür sincap), çakal, derileri, kurutulmuş kalın bağırsak en çok ihraç edilenlerdir69. 1900’de ise, Konya’dan ABD’ye, halı, deri, yün, yapağı, tiftik, fenek (beyaz tilki derisi), kurt, çakal, sansar derileri, değişik renkte sahtiyan, kök boya, cehri, renk renk kaba manifatura ve keten ihraç edilmiştir70.

Hane ve atölye tarzı üretim 1901’e doğru Konya’da gelişmiştir71. Çünkü sanayi mamülü ürünlerin üretiminde Konyalı kadın üreticiler de vardır. Konyalı kadınlar 200’ü aşkın el tezgâhında, halı-kilim, alaca kumaş, battaniye, beyaz pamuklu kumaş (kaput) dokumakta, boyamakta ve bu mamüller için ipler eğirmektedirler. Ayrıca seccade, çarşaf ve sofra takımları, keten peşkirler, değişik renk ve desende bezler, gömleklik kumaşlar ek olarak da heybe dokumaktadırlar. Bu iş kolları merkezden ilçelere doğru yayılmış olup, özellikle köylerde dokunan halılar-kilimler “metanet ve rengini zayi etmeme” konusunda şöhrete ulaşmışlardır. Bu konuda Akşehir, Karaman, Kavak Köyü, Kiçimuhsine, Ladik, Obruk, Sille önemli merkezlerdir72. Bu konuda Vali Ferit Paşa, 5 Mayıs 1901’de düzenlediği halı-kilim sergisiyle bu sektör çalışanlarını teşvik etmiştir. O gün yapılan halı sergisinin hatırası olan “Halı Gazete” bugün Mevlânâ Müzesi’nde sergilenmektedir73.

68 KVS, H. 1317, s. 61-71. 69 KVS, H. 1317, s. 71. 70

Yeni Meram, 14 Kasım, 1952, S. 809, s. 1; Mine Erol, Osmanlı İmparatorluğu’nun ABD ile Yaptığı

Ticaret Antlaşmaları, Konya (tarihsiz), s. 32-43.

71

Tevfik Güran, 19. Yüzyıl Osmanlı Tarımı, s. 63; Donald Quataert, Sanayi Devrimi Çağında Osmanlı

İmâlat Sektörü, Çev. Tansel Güney, İstanbul 1999, s. 15.

72

Quataert, Sanayi Devrimi Çağında, s. 270. 73

Mehmet Önder, “Konya Halıcılığı Üzerine İki Vesika”, Anıt Dergisi, S. 31, s. 12-13; Quataert,

1901 yılının sanayi anlamında diğer bir önemli özelliği de, sanayiye öncülük edecek olan Konya Sanayi Mektebi’nin açılışı olmuştur74. Çeşitli branşlarda eğitim veren okulda; tarım ve sanayiye yönelik alet, edevat üretimi yapılmış, tüketicilere ucuz, vadeli fiyattan satılmıştır.

1906’da diğer sektörlere ilaveten ön plâna çıkan sanayi kolu, kumaş üretimi ve manifaturacılıktır. Manifaturanın tür olarak her çeşidinin üretimi yapılabilmektedir. Aynı yılda, tuzculuk ve kireçcilik atılım yapan diğer kollardır. Tuz imalâtı ve sevki konusunda çalışan bir hayli işletme vardır. Bunların dışında kereste ve kereste yan sanayisi ile ilgilenen yol katetmiş tüccarlar da çoktur75. Önceden üretimi yapılıyorsa da 1906’da şehir dışına satılabilecek noktasında rakı imali ve satımı, tütün, kayısı çekirdeği, süt ve sütten üretilen mamüllerin tesisleri de Konya sanayinde boy göstermeye başlayan kuruluşlardır76.

Şu ana kadar bahsedilen sanayi dallarında 1908’de kadar geriye gidiş olmamış, üretim ve dağıtım noktasında ilerleme görülmüştür. Her üründen üretim fazlası, Osmanlı pazarlarına sunulduğu gibi, uluslar arası pazarlara da yapılabildiği kadarıyla gönderilmiştir. Ancak gönderilenlerden daha fazlası gelişmiş teknoloji ürünü olarak daha ucuz bir fiyata Konya piyasasına geri dönmüştür. Bu durum şehirde yaşayan gayr-i müslim ticaret erbabının ekonomik güç ve uluslararası piyasanın Konya bölümündeki fonksiyonlarından kaynaklanmaktadır. Ayrıca yabancı devletlerin tüccarlarının ekonomik faaliyetleri de unutulmamalıdır.

74

Konya Valisi Ferit Paşa, bugünkü Konya İl Özel İdaresi Binası’nı, Konya Sanayi Mektebi olarak orada bulunan ve Kanuni Sultan Süleyman’ın inşa ettirdiği “Uzun Bedesten” diye bilinen binayı yıkarak yerine inşa ettirdi. “1898’de inşasına başlandı, 1901’de bitirilen binayı Vali Avlonyalı Ferit Paşa açtı. 1901’de okul eğitime başladığı an müdür Çumralı Mehmet Emin Bey’dir. Yerine 1902’de Tevfik Bey atandı. O dönem okulda, tornacılık, marangozluk ve demircilik bölümleri vardı. Okulun açılış amaçlarından biri de yöredeki kimsesiz, yetim ve fakir çocuklara eğitim vererek faydalı, meslek sahibi kimseler olarak yetiştirmektir. 1907’de var olan bölümlere ek olarak, halıcılık, ip boyamacılığı, tesviyecilik, kunduracılık, dökümcülük, terzilik, oymacılık, mobilyacılık şubeleri açıldı.

Cuma günleri öğretmenleri ve ustaları ile birlikte şehir dahilindeki fabrikalar ve atölyeler gezilerek okulda üretilen alet ve edevat-ı sınaiyye tanıtılırdı.

1915’te ordunun ihtiyaçlarına yönelik olarak fanila ve çorapçılık bölümleri de açıldı. O yıl okul müdürü Ferit Bey’dir…” (Yaşar Semiz-Recai Kuş; “Konya Sanayi Mektebi 1901-1960” Yeni İpek

Yolu Dergisi Konya Kitabı-5, s. 105-106).

75

KVS, R. 1322, s. 70-71. 76