• Sonuç bulunamadı

2.6. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.6.3 Sanal Zorbalıkla Başa Çıkmaya İlişkin Yurtiçinde Yapılan

Sanal zorbalıkla başa çıkmaya ilişkin çalışmalara bakıldığında sanal zorbalığın etkilerini ya da sanal mağduriyete karşı koruyucu, güçlendirici programların deneysel olarak sınandığı çalışmalar olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bu çalışmalar başa çıkma stratejilerinden ziyade önleme ve müdahale programlarından oluşmaktadır. Sanal zorbalık kavramı oldukça yeni bir kavram olduğu için onunla ilgili çalışmalar bugüne kadar daha çok betimsel içerikli olmuştur. Ancak son yıllarda az sayıda da olsa sanal zorbalıkla başa çıkma ve sanal zorbalığa yönelik önleme ve müdahale araştırmalarının yürütüldüğü çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Aşağıda ülkemizde yürütülen sanal zorbalıkla başa çıkma ve sanal zorbalığa müdahale içerikli çalışmalar özetlenmiştir.

İnsani değerler yönelimli psikoeğitim programının lise 9. ve 10. sınıf öğrencilerinin sanal zorbalık ve problemli internet kullanımı üzerindeki etkisini inceleyen çalışma ön, son ve izleme ölçümlerinin olduğu deney ve kontrol gruplu deneysel modelle yürütülmüştür. Deney grubuna insani değerler yönelimli 9 oturumluk psikoeğitim programı uygulanırken, kontrol grubuna herhangi bir işlem yapılmamıştır. Eğitim sonunda deney grubunun sanal zorbalık düzeyleri ile problemli internet kullanım

72

puanlarında düşme görülürken, kontrol grubunda herhangi bir herhangi bir değişim bulunmamıştır. Ayrıca iki ay sonra yapılan izleme ölçümlerinde de sanal zorbalık ile problemli internet kullanım puanlarında son test ölçümlerine göre anlamlı bir fark olmadığı rapor edilmiştir (Peker, 2013). Çalışma sonucunda dürüstlük, saygı, arkadaşlık, sorumluluk, hoşgörü gibi insani değerlere ilişkin eğitimin öğrencilerin sanal zorbalık davranışlarını azaltmada etkili olduğu belirtilmiştir (Peker, 2013). Gerçeklik terapisine dayalı olarak hazırlanan müdahale programının lise ergenlerinin sanal zorbaca davranışları üzerindeki etkisi bir diğer çalışmada incelenmiştir. Çalışma lise 10. ve 11. sınıflara devam eden ergenler üzerinde yürütülmüştür. Çalışmada ön-son-izleme ölçümlerinin yapıldığı ve deney-kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Deney grubuna 10 oturumluk program uygulanırken, kontrol grubuna herhangi bir işlem yapılmamıştır. Uygulanan müdahale programı sonucunda deney grubunun son test ölçümlerinde sanal zorbalık puanlarının düştüğü ve bu düşüşün izleme ölçümünde de aynı kaldığı bulunmuştur. Buna karşın kontrol grubunda herhangi bir değişim olmamıştır (Tanrıkulu, 2013).

Lise 9., 10. ve 11. sınıflarda öğrenimine devam eden ergenlerin sanal zorbalıkla başa çıkma davranışları incelenmiştir (Peker, 2014). Çalışmada araştırmacı tarafından hazırlanan anket formuyla çeşitli başa çıkma davranışları tanımlanmıştır. Yapılan analiz sonucunda yardım arama, teknik başa çıkma, saldırganlık, önleme ve mücadele etmeye ilişkin başa çıkma davranışlarında cinsiyete göre anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur. Buna göre saldırganlık başa çıkma davranışında erkekler daha yüksek puana sahipken, diğer başa çıkma davranışlarında kız öğrencilerin daha yüksek puana sahip oldukları görülmüştür. İncelenen bir diğer değişken ise sınıf düzeyidir. Sınıf düzeyine göre çaresizlik ve saldırganlık başa çıkma davranışları açısından anlamlı bir fark olduğu, diğer başa çıkma davranışlarında anlamlı bir farklılık olmadığı bulunmuştur. Bu farklılığa bakıldığında ise, 11. sınıfların 9. ve 10. sınıflardan saldırganlık başa çıkma davranışını daha fazla kullanırken; 9. ve 10. sınıf öğrencilerinin 11. sınıf öğrencilerinden daha fazla oranda çaresizlik başa çıkma davranışını kullandıkları görülmüştür. Bu durum, yaşla birlikte teknolojik araçları kullanma becerisinin artması ve özellikle lisenin ilk dönemlerini ifade eden 9. ve 10. sınıflardaki öğrencilerin karşılaştıkları teknolojik zararlar ya da

73

sanal mağduriyetler karşısında ne yapacaklarını bilememeleri nedeniyle kendilerini çaresiz hissettikleri şeklinde açıklanmıştır (Peker, 2014).

Ortaokul 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin sanal zorbalıkla karşılaştıklarında kullandıkları başa çıkma stratejilerini tespit etmek ve sanal zorbalığın ne tür etkileri olduğunu ortaya koymak amacıyla 381 ergen üzerinde araştırma yapılmıştır. Araştırma sonucunda ergenlerin sanal zorbadan gelen mesajları engelleme, zorbalığı durdurmasını isteme, parolalarını değiştirme, özel numaralardan gelen aramaları cevaplamama gibi daha çok teknik yönü ağır basan başa çıkma stratejilerini kullandıkları bulunmuştur. Bunun yanında sanal mağdurların öfke, kızgınlık, üzüntü, hayal kırıklığı, stres ve utanma gibi daha çok duygusal içerikli olumsuz etkileri yaşadıkları görülmüştür (Özer, 2016).

Kısa süreli çözüm odaklı terapi yönelimli psikoeğitim programının lise öğrencilerinin sanal mağduriyet ve psikolojik belirtiler üzerindeki etkisi bir diğer çalışmada incelenmiştir. Çalışma grubu bir meslek lisesine devam eden 28 öğrenciden oluşmuştur. 14’er kişilik deney ve kontrol grubuyla yürütülen çalışmada deney grubuna 8 oturumluk kısa süreli çözüm odaklı terapi yönelimli psikoeğitim programı uygulanırken kontrol grubuna herhangi bir işlem yapılmamıştır. Yapılan eğitim sonunda son test ölçümlerine göre deney grubunun sanal mağduriyet puanlarında anlamlı düşüş olduğu görülmüştür. İzleme ölçümünde de bu değişimin korunduğu bulunmuştur. Bunun yanında kontrol grubunun son test ölçümlerinde herhangi bir anlamlı değişim olmadığı rapor edilmiştir. Ayrıca deney grubundaki öğrencilerin psikolojik belirtiler puanlarında da anlamlı bir düşüş olduğu görülmüştür (Özbay, 2017).

Yurtiçinde sanal zorbalıkla başa çıkma stratejilerine ilişkin yapılan çalışmalar genel olarak değerlendirildiğinde daha çok sanal zorbalığın hedef kitlesi öğrenciler üzerinde yürütüldüğü görülmektedir. Ayrıca çalışmalar sanal zorbalıkla başa çıkma stratejilerinden ziyade sanal mağduriyeti azaltmaya yönelik olduğu görülmektedir. Bizim çalışmamızda olduğu gibi öğretmenlere yönelik sanal zorbalıkla başa çıkmaya ilişkin bir çalışmaya rastlanmamıştır.

74