• Sonuç bulunamadı

Özet

Şiddet olaylarına ilişkin haberler her geçen gün artmaktadır. Öfke ve saldırganlık sonucunda ortaya çıkan şiddet, bireyleri ve toplumları olumsuz etkilemektedir. Bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin kişisel bazı değişkenlere göre incelenmesi amaçlanmıştır. Nicel araştırma modelindeki çalışmada, çalışma grubunu kotalama örnekleme ve kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemiyle belirlenen 100 kadın ve 100 erkek olmak üzere 200 üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu ve Buss-Perry Saldırganlık Ölçeği kullanılmıştır. Veriler bilgisayar ortamında analiz edilmiş, verilerin analizinde ANOVA ve t-Testi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda; saldırganlık puanlarının öğrencilerin yaş, cinsiyet ve mezun olduğu okul değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterdiği görülmüştür. Yaşı 20’den küçük olanların öfke ve sözel saldırganlık puanlarının yaşı 20’den büyük olanlara göre anlamlı düzeyde düşük olduğu, yaş arttıkça öfke ve sözel saldırganlık düzeyinin de arttığı belirlenmiştir. Erkeklerin fiziksel saldırganlık ve sözel saldırganlık puanlarının kadınlara göre anlamlı düzeyde yüksek olduğu, Meslek Lisesi mezunlarının fiziksel saldırganlık puanlarının Anadolu Lisesi mezunlarına göre anlamlı düzeyde düşük olduğu belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Saldırganlık, şiddet, üniversite öğrencileri.

Aggression Levels of Youth According to Some Personal Factors Abstract

News about violence incidents is increasing day by day. Violence caused by anger and aggression adversely affects individuals and societies. In this study, it was aimed to investigate the aggression levels of university students according to some personal variables. In the study in the quantitative research model, the study group consisted of 200 university students, 100 female and 100 male, determined by quotation sampling and easily accessible sampling method. Data were collected using Personal Information Form and Buss-Perry Aggression Scale. Data were analyzed by computer and ANOVA and t-Test were used for data analysis. In the results of working; It was seen that aggression scores showed a significant difference according to the age, gender and school variable of the students. It was determined that anger and verbal aggression scores of those younger than 20 years were significantly lower than those older than 20 years, and anger and verbal aggression levels increased with age. It was determined that physical aggression and verbal aggression scores of males were significantly higher than females and physical aggression scores of vocational high school graduates were significantly lower than Anatolian High School graduates.

Key Words: Aggression, violence, university students. Giriş

Günümüzde şiddet ve saldırganlık içerikli olaylar ve bu konuyla ilgili haberlerin giderek arttığı görülmektedir. Karşılaşılan şiddet olayları bireyler arası, gruplar arası veya devletler arası çatışmalar şeklinde gündeme gelebilmekte, ortaya çıkan sonuçlar da aynı acımasızlıkla gözler önüne serilmektedir. Yazılı ve görsel basında, şiddet olaylarına ilişkin görüntülere sıklıkla yer verilmesi bu duruma karşı duyarlığı azaltabilir. Bireylerin şiddete yönelik duyarsızlığı yanında örnek teşkil ederek hak arama istekleri veya öfke duygularını saldırganlıkla ifade etme olasılığını artırabilir.

Saldırganlık, bireylerin yaşamını olumsuz etkilemenin yanında toplum için de ciddi sorunlar oluşturacak sonuçlara neden olabilmektedir. İsteyerek veya istem dışı gerçekleşebilen saldırganlık davranışı, öfke sonucu ortaya çıkmakta ve zarar verme amacı taşımaktadır. Bireyin yaralanması ve incitilmesini amaçlayan her türlü eylemi içeren saldırganlık bir başkasına yönelik olabildiği gibi çevredeki canlı veya cansız varlıklara, kişinin kendisine yönelik de olabilir. (Tuzgöl, 2000). Saldırganlık, çeşitli kaynaklarda bireyin davranış ve düşüncelerini başkalarına kabul ettirmesi, öfke sonucu oluşan davranışlar olarak ele alınabildiği gibi, davranışsal tanımlamada saldırganlık ruhsal veya fiziksel olarak kasıtlı yapılan davranışları içerdiği vurgulanmaktadır (Karataş, 2008).

Temelinde zarar vermeye vurgu yapılan saldırganlık öfke, düşmanlık, fiziksel ve sözel saldırganlık olarak ele alınabilir. Karşılanmayan istek ve ihtiyaçların karşılanmaması, kısıtlanma, sınırlanma ve tehdit gibi durumlara tepki olarak öfke ve hırçınlık duyguları yaşanır. Bu duyguların sonucunda ise saldırganlık oluşur. Öfke duygusu

125 rahatsızlık duyulan durumlarda ortaya çıkmaktadır ve bu durumdan kurtulmak isteği sağlıklı bir şekilde sonuçlandığında normal bir duygudur. Öfke sonucunda yıkıcı ve zarar verici durumların ortaya çıkması ise, istenmeyen bir durumdur (Tuzgöl, 1998). Bu nedenle, normal olan öfke duygusunu kontrol ederek saldırganlığa dönüşmesini önlemek için gerekli tedbirler alınmalıdır (Gönültaş ve Atıcı, 2014). Aynı şekilde düşmanlık duyguları da hırçın, sinirli ve öfkeli davranışlardan meydana gelmekte, bireyin kızgın hissetmesine neden olmaktadır. Düşmanlık davranışları gösteren bireylerin düşünceleri genelde üzmek, kırmak veya incitmek olur ve bu bireyler gerek konuşmalarıyla gerekse hareketleriyle bunu belli ederler. Düşmanca davranışları olanlar sosyal yalnızlık, bulunduğu ortamdan memnuniyetsizlik, güvensizlik gibi olumsuz duygular yaşayabilirler (Gül, 2010). Fiziksel saldırganlık vurma, kırma vb. fiziksel olarak zarar verme davranışlarını kapsar. Birey, hayvan veya nesneyi doğrudan doğruya hedef alır. Fiziksel saldırganlığı olan bireyler, kendilerini kontrol edemez ve madde kullanımı gibi davranış bozuklukları da gösterebilirler (Yılmaz ve Mercan, 2016). Sözel saldırganlık ise, dışa vurulan sözlü öfke olarak tanımlanmakta ve temelinde sözle bir başkasına zarar verme vardır. Sözlü taciz, bağırma, sindirme, tehdit, yıldırma, zorbalık, düşmanca davranışlar, şantaj, cinsel taciz vb. başlayıp fiziksel saldırılarla devam edebilir (Çiftpınar, 2003).

Biyolojik kurama göre saldırganlık doğuştan getirilen bir davranış, içgüdü kuramına göre ise kalıtımla getirilen kişilik yapısının sonucu olarak görülmektedir. Sosyal öğrenme kuramına göre saldırganlık, taklit ve öğrenmeye dayalı olarak ortaya çıkmaktadır. Engelleme-saldırganlık kuramında, saldırganlık davranışının bireyin engellenmesiyle ortaya çıktığını savunulmaktadır (Yılmaz ve Mercan, 2016). Rogers’in kişilik gelişimi kuramına göre ise saldırgan davranışlara maruz kalan çocuklarda benlik saygısı düşük olmakta, çocuk kendini değersiz hissetmekte ve özgüven eksikliği ortaya çıkmakta, ayrıca çocuk şiddete tanık oldukça saldırganlık eğilimi artmaktadır (Akt.: Bayer, 2015). Çocukluktan itibaren başlayan saldırganlık eğiliminin bir sonucu olan saldırganlıkta, bazı uyarıcılar etkili olabilmektedir. Uyarıcılara verilen bir tepki olarak ortaya çıkan saldırganlık, eğer birey, aile veya toplumun gelişimi amacıyla kullanılırsa olumlu etkisi varken çevreye zarar veriyorsa olumsuz etki oluşturur. Sıklıkla öfke ve saldırganlığın bir arada ele alınmasını nedeni, öfke duygusunun saldırganlık davranışıyla sonuçlanmasındandır (Özmen, 2004). Bireyler, engellenme karşısında öfkelenir ve bu öfke duygusu saldırganlığa dönüşebilir (Aydın, 2013). Öfke duygusu içeren saldırgan davranışlar ağlama, bağırma, kavga gibi tepkilerle ortaya çıkmaktadır. Bunun dışında kalıtım, zeka düzeyi, bireyin kişilik ve mizacı, yaşı, cinsiyeti, öğrenim durumu, ruhsal sorunları, kötülük yapma isteği ve eğilimi, aile çevresi ve yaşadığı çevre, anne-baba tutumları, şiddet aletlerine kolay erişebilme, öfke, şiddete tanık olmaktan zevk alma, merhamet duygusunun olmayışı, kurban olmaktan veya üzerinde otorite kurulmasından hoşnut olmama, çocukluk dönemini sağlıklı geçirememe, model aldığı kişilerin davranışları veya kitle iletişim araçları, sosyoekonomik ve sosyokültürel değerler, içinde bulunulan ortam, aile içi şiddete maruz kalma vb. etkenler saldırganlığa neden olabilir. Çocuklukta kontrol edilmeyen saldırganlık davranışları, ergenlikte ilerlemekte ve ileri yaşlarda olumsuz eleştiri veya küfürler şeklinde ortaya çıkabilir (Özmen, 2004; Erdoğdu, 2005; Alpar, 2006; Özkaynak, 2013; Gönültaş ve Atıcı, 2014).

Yaş, cinsiyet, öğrenim düzeyi, sosyo-kültürel faktörler gibi daha pek çok faktörün bireylerin saldırganlık davranışı üzerinde etkili olabileceğinden hareketle bu çalışmada, üniversite öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, üniversite öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin cinsiyet, yaş ve son mezun olduğu okul türü değişkenlerine göre anlamlı bir farklı olup olmadığı nın araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçların, konuyla ilgili diğer çalışmalara katkı sağlayacağı öngörülmüştür.

Yöntem

Araştırmanın Modeli

Tarama modelindeki araştırmada, nicel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Tarama modeli var olan bir durumu veya sorunu herhangi bir müdahalede bulunmadan açıklama, betimleme ve aktarma modelidir (Karataş, 2012). Bu çalışmada da üniversite öğrencilerin saldırganlık durumları mevcut haliyle ortaya konmaya çalışılmıştır.

Çalışma Grubu

Çalışma grubunu 2018-2019 öğretim yılında Karabük Üniversitesi’nde öğrenim gören, kolay ulaşılabilir ve kotalı örnekleme yöntemiyle kendilerine ulaşılabilen, çalışmaya katılmaya gönüllü 100 kız ve 100 erkek olmak üzere 200 öğrenciden oluşmuştur.

Verilerin Toplanması ve Analizi

Çalışmada, verilerin toplanmasında Buss-Perry Saldırganlık Ölçeği kullanılmıştır. Buss ve Perry tarafından (1992) geliştirilen ölçek 5’li likert türünde olup 29 maddeden oluşmaktadır. Ölçekte “Fiziksel Saldırganlık”, “Sözel Saldırganlık”, “Öfke”, “Düşmanlık” ve “Dolaylı Saldırganlık” olmak üzere beş alt faktör bulunmaktadır. Katılımcılardan, verilen ifadelere katılım düzeylerini “Kesinlikle Katılmıyorum” ile “Tamamen Katılıyorum” arasında değerlendirmeleri istenmektedir. Ölçeğin Türkçeye uyarlaması Can (2002) tarafından yapılmıştır (Peker, 2015). Ölçeğin güvenilirliği için elde edilen korelasyon katsayıları Sözel Saldırganlık faktörü için, 0,82; Fiziksel

126 Saldırganlık için, 0,98; Öfke için, 0,85; Düşmanlık için, 0,85 ve toplam ölçek için 0,97 olarak belirlenmiştir. Test yarılama güvenirliği katsayılarının ise 0,53 ile 0,82 arasında değiştiği belirlenmiştir (Andaç Demirtaş Madran, 2012).

Verilerin toplanma aşamasında öğrencilere araştırma hakkında bilgi verilerek veri toplama araçlarının doldurulması talep edilmiştir. Elde edilen veriler bilgisayar ortamına girilerek analiz edilmiştir. Verilerin analizinde, normallik dağılımına göre tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve t Testi kullanılmıştır.

Bulgular

Tablo 1. Buss-Perry Saldırganlık Ölçeği Puanlarının Cinsiyet Değişkenine Göre t Testi Sonuçları

Alt Boyutlar Yaş N X̄ SS F p

Fiziksel Saldırganlık 18-19 yaş 29 21,06 5,04 2,555 0,080 20-23 yaş 159 22,93 5,79 23 yaş ve üzeri 12 25,33 6,00 Düşmanlık 18-19 yaş 29 23,48 6,09 0,156 0,855 20-23 yaş 159 22,92 5,31 23 yaş ve üzeri 12 22,66 3,67 Öfke 18-19 yaş 29 18,75 3,69 3,148 0,045* 20-23 yaş 159 20,75 4,05 23 yaş ve üzeri 12 20,91 3,77 Sözel Saldırganlık 18-19 yaş 29 13,37 3,94 3,550 0,031* 20-23 yaş 159 14,86 3,21 23 yaş ve üzeri 12 16,16 3,88 * p<0,05

Tablo 1’e göre, fiziksel saldırganlık ve düşmanlık alt boyutlarından alınan puanların yaşa göre anlamlı bir farklılık göstermediği (p>0,05), öfke ve sözel saldırganlık alt boyutlarından alınan puanların yaşa göre anlamlı bir farklılık gösterdiği görülmektedir (p<0,05). 18-19 yaşındaki bireylerin öfke ve sözel saldırganlık puanları, 20 ve üzeri yaşındakilerin öfke puanından anlamlı düzeyde daha düşük olduğu söylenebilir.

Tablo 2’de Buss-Perry Saldırganlık Ölçeği puanlarının cinsiyet değişkenine göre t Test sonuçları verilmiştir. Tablo 2. BPSÖ Puanlarının Cinsiyet Değişkenine Göre t Testi Sonuçları

Cinsiyet N X̄ SS t p

Fiziksel Saldırganlık Kız Erkek 100 100 21,130 24,480 5,22 5,79 -4,293 0,000* Düşmanlık Kız Erkek 100 100 23,650 22,330 4,95 5,64 1,758 0,080 Öfke Kız Erkek 100 100 21,030 19,920 3,96 4,04 1,960 0,510 Sözel Saldırganlık Kız Erkek 100 100 13,880 15,570 2,78 3,61 -3,611 0,000* * p<0,05

Tablo 2’ye göre, düşmanlık ve öfke alt boyutlarından alınan puanların cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermediği (p>0,05), Fiziksel Saldırganlık ve Sözel Saldırganlık alt boyutlarından alınan puanların cinsiyete göre anlamlı bir farklılık gösterdiği görülmektedir (p<0,05). Erkeklerin fiziksel saldırganlık (X̄= 24,4800) ve sözel saldırganlık (X̄=15,5700) puanlarının, kadınların fiziksel saldırganlık (X̄=21,1300) ve sözel saldırganlık (X̄=13,8800) puanlarına göre daha yüksek olduğu söylenebilir.

Tablo 3’te Buss-Perry Saldırganlık Ölçeği puanlarının mezun olduğu okul değişkenine göre t Test sonuçları verilmiştir.

127

Tablo 3. BPSÖ Puanlarının Mezun olduğu Okul Değişkenine Göre t Testi Sonuçları

Mezun N X̄ SS t p

Fiziksel Saldırganlık Meslek Lisesi Anadolu Lisesi 136 64 21,57 23,38 5,79 5,66 -2,086 0,038* Düşmanlık Meslek Lisesi Anadolu Lisesi 136 64 22,90 23,02 5,81 5,11 -0,152 0,879 Öfke Meslek Lisesi Anadolu Lisesi 136 64 20,20 20,60 4,04 4,03 -0,653 0,514 Sözel Saldırganlık Meslek Lisesi Anadolu Lisesi 136 64 14,81 14,68 3,18 3,52 0,248 0,804 * p<0,05

Tablo 3’e göre, düşmanlık, öfke, sözel saldırganlık alt boyutlarından alınan puanların mezun olduğu okula göre anlamlı bir farklılık göstermediği görülmektedir (p>0,05). Fiziksel saldırganlık alt boyutundan alınan puanın ise mezun olduğu okula göre anlamlı farklılık gösterdiği (p<0,05), Anadolu lisesi mezunlarının fiziksel saldırganlık puanlarının (x̄=23,3824) daha yüksek olduğu söylenebilir.

Tartışma, Sonuç ve Öneriler

Bu çalışmada Karabük Üniversitesinde eğitim gören çalışma grubundaki gençlerin öğrencilerinin cinsiyet, yaş ve mezun olduğu lise programı açısından saldırganlık düzeyleri incelenmiştir. Öğrencilerin Fiziksel Saldırganlık ve Sözel Saldırganlık alt boyutlarından aldıkları puanların cinsiyet değişkeninden etkilendiği, erkeklerin Fiziksel Saldırganlık ve Sözel Saldırganlık puanlarının, kadınların puanlarına göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Saldırganlık, önemli diğer bir değişken olan cinsiyet açısından değerlendirildiği zaman erkeklerin kızlara göre saldırgan davranışları daha açık sergiledikleri görülmektedir. Ayrıca kültür kadar toplumsal cinsiyet rollerinin de saldırgan davranışların ortaya çıkmasında etkili olduğu söylenebilir (Özkaynak, 2013). Ergin (2018) tarafından yapılan bir çalışmada fiziksel saldırganlığın erkek öğrencilerde daha yüksek olduğu, sözel saldırganlığın ise kız öğrencilerde daha yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca kızların Düşmanlık puanlarının erkeklerden daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Erkeklerde fiziksel saldırganlık düzeyinin yüksek olmasının nedeni olarak cinsiyet rolleri ve erkeklerdeki saldırganlığın kızlara oranla aile tarafından daha çok desteklediğinden kaynaklandığı görülmüştür (Ergin, 2018). Bulgular karşılaştırıldığında aralarında bir tutarlılık söz konusu olduğu saptanmıştır. Yılmaz ve Mercan (2016) Meslek Yüksekokulu öğrencileriyle yaptıkları çalışmada Fiziksel Saldırganlık, Sözel Saldırganlık, Öfke ve Düşmanlık alt boyutları çerçevesinde saldırganlık kavramı ve öğrencilerin demografik özelliklerini karşılaştırmışlardır. Çalışma sonuçlarına göre öğrencilerin cinsiyeti ile saldırganlık düzeyleri arasında manidar bir fark olduğu ve fiziksel saldırganlık, sözel saldırganlık ve genel saldırganlık eğilimlerinin erkeklerde daha fazla olduğu görülmüştür.

Araştırmada gençlerin yaşına göre saldırganlık puanlarının anlamlı bir farklılık gösterdiği saptanmış, 18-19 yaşındaki bireylerin Öfke ve Sözel Saldırganlık puanları, 20 ve üzeri yaşındakilerin puanından anlamlı düzeyde daha düşük olduğu görülmüştür. Yaş, bireyin tutum ve davranışlarının belirlenmesinde etkili bir faktör olabilir. Çocukluk ve gençlik döneminde algılanan uyaranlar yetişkinliğe göre farklı yorumlanabilir. Küçük yaşlarda yaşanan durumlar ise yetişkin dönemini etkileyebilir. Şimşek (2017) tarafından yürütülen yetişkin bireylerde çocukluk çağında yaşanan travmatik durumlar ile saldırganlık düzeyleri arasındaki ilişki incelenmiş, yaşları 25 ile 50 yaş arasında değişen 50 gönüllü yetişkinin saldırganlık düzeyleriyle cinsiyet, medeni durum, yaş ve öğrenim düzeyi karşılaştırılmıştır. Çocukluk çağı travmaları ile cinsiyet, medeni durum arasında anlamlı farklılık gözlemlenmiştir. Araştırma bulgularına göre yetişkinlerde çocukluktaki travmalar ve saldırganlık düzeyleri arasında pozitif bir ilişki olduğu saptanmıştır. Aynı zamanda alt ölçekler arasında da ilişkiler olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın hipotezi olan yetişkinliğinde saldırgan davranış gösteren bireylerin çocukluk döneminde travmatik olaylar yaşamış olduğu ve çocukluk travmaları ve saldırganlık arasında bir ilişki olduğu görülmüştür. Bunun yanında çocukluk çağında travma yaşayan yetişkinler saldırganlık davranışı göstermektedir ve saldırganlık düzeyi ne kadar yüksek olursa saldırganlık davranışlarının da bununla doğru orantıda olduğu görülmüştür (Şimşek, 2017). Araştırmada gençlerin mezun olduğu okula göre Fiziksel Saldırganlık alt boyutundan alınan puanın anlamlı farklılık gösterdiği, Anadolu Lisesi mezunlarının fiziksel saldırganlık puanlarının daha yüksek olduğu saptanmıştır. Alan yazında saldırganlığı bağımlı değişken olarak alan bir çalışmada; özel okullarda saldırganlığın daha fazla olduğu sonucuna varılmıştır. İstanbul’daki özel ve devlet okullarından 720 öğrenciyle yapılan bir araştırmada, özel okullarda fiziki saldırganlık daha fazlayken devlet okullarında sözel saldırganlığın daha fazla yaşandığı belirlenmiştir. Özel okullardaki erkek öğrencilerin %80’i, kızların ise %67,5’i doğrudan saldırganlığa maruz kalırken, devlet okullarında bu oran erkeklerde %60, kızlarda %40 şeklinde bildirilmiştir (Haber Türk, 2011). Yavuzer (2011) okullarda ergenlerin saldırganlık ve şiddet içeren davranışlarının ortaya çıkması ve önlenmesinde okul ve öğretmenlerin rolünü incelemiştir. Çalışma sonucunda okula ilişkin fiziki ve sosyal özellikler, okul kültürü, öğrencilerin ve okulda görevli kişilere ait özelliklerin saldırganlık ve şiddet içerikli

128 davranışlar görülmesinde etkili olduğu belirlenmiştir (Yavuzer, 2011). Yıldız ve Sümer (2010) yaptıkları çalışmada yaş, cinsiyet, çevresel risk algısı, çevresel güvenlik algısı ve okul iklimi algısının ergenlerin saldırgan davranışlarını anlamlı düzeyde yordadığını saptamıştır (Yıldız ve Sümer, 2010). Bireysel ve çevresel pek çok faktörün bireylerin saldırganlık davranışları üzerinde etkisi olduğuna ve okul ortamına vurgu yapan bu çalışmaların, çalışmadan elde edilen bulguları desteklediği söylenebilir.

Sonuç olarak; saldırganlık, nedeni ne olursa olsun zarar verici bir davranıştır. Dolayısıyla saldırgan davranışlar sergilemek bireyin ve toplumun yaşamını olumsuz etkilemekte ve istenmeyen davranışlara neden olmaktadır. Farklı saldırganlık türleri ve farklı değişkenler sonucunda saldırgan davranışlar gözlemlenmektedir. Bu nedenle bireyin ve toplumun daha sağlıklı yaşayabilmesi için saldırganlığın alt boyutlarına, akademik ve kişisel değişkenlerin davranışlarımıza etkisine dikkat edilmelidir.

Bu araştırmanın sonuçlarına göre bireylere, ailelere, eğitimcilere ve araştırmacılara öneriler verilmiştir.

 Saldırgan davranışlar sergileyen bireyler için aileler ve eğitimciler olumlu davranışlar sergileyerek model olabilir.

 Saldırganlık davranışlarının azaltılmasında erkeklerle fiziksel ve sözel saldırganlık davranışlarını ifade etmede çalışmalar yapılabilir.

 Üniversitelerin ders programlarında saldırganlık davranışlarının önlenmesinde etkinlik ve çalışmalara da yer verilebilir.

 Danışmanlar tarafından kişiler arası problem çözme becerileri ile ilgili çalışmalar yapılabilir.  Araştırma farklı üniversite ve farklı bölümdeki öğrencilere, farklı yaş gruplarına da uygulanabilir.

 Araştırma saldırganlık davranışlarının sergilenmesinde etkili olabilecek farklı değişkenlerle ve saldırganlık ölçekleriyle incelenebilir.

 Saldırganlık davranışının öncülleri olan durumluk ve sürekli öfke ile saldırganlık düzeyi arasındaki ilişkiler incelenebilir.

Teşekkür

Çalışmaya katkıda bulunan, değerli öğrencilerim Muazzez Özçelik, Gül Ergündüz ve İsra Mavi’ye teşekkür ederim.

Kaynakça

Andaç Demirtaş Madran, H. (2012), Buss-Perry Saldırganlık Ölçeği’nin Türkçe Formunun Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması, Türk Psikiyatri Dergisi, 23.

Atlı, A. ve Kaya, M. (2017), Üniversite Öğrencilerinin Mesleki Kişilik Tipleri, Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,7(14), 331-342.

Aydın, B. (2013), Çocuk ve Ergen Psikolojisi, Ankara: Nobel.

Bayer, M. (2015), Rehberlik, http://merakedencocuk.com/2015/01/cocuklarda-saldirganlik/, Erişim: 26.10.2018.

Çetinkaya Yıldız, E. ve Hatipoğlu Sümer, Z. (2010), Saldırgan Davranışlarını Yordamada Çevresel Risk, Çevresel Güvenlik ve Okul İklimi Algısı, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 4 (34), 161-173.

Çiftpınar, B. (2003), Dil ve Sözel Şiddet, SDÜ Burdur Eğitim Fakültesi Dergisi, 5, 45- 56.

Erdoğdu, Y. (2014), Yaratıcılık ile Öğretmen Davranışları ve Akademik Başarı Arasındaki İlişkiler, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 5(17), 95-106.

Ergin, D. (2018), Ergenlerde Benlik Saygısı, Saldırganlık ve Stresle Başa Çıkabilme Arasındaki İlişkisinin İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Konya (Danışman: Prof. Dr. E. Hamarta)

Gönültaş, O. ve Atıcı M. (2014), Ortaokul Son Sınıf Öğrencilerinin Öfke Düzeyleri ve Saldırganlık Düzeylerinin Bazı Değişkenlere Göre İncelenmesi, Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 23(1), 370-386 .

Gül, H.(2010),Saldırgan Davranışlar ve Örgütsel Mağduriyet Üzerine Kavramsal Bir Araştırma, KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 12 (18), 91-98.

Haber Türk. (2010), Sağlık, https://www.haberturk.com/saglik/haber/620368-ozel-okulda-saldirganlik-daha-fazla#, Erişim: 01.10.2018.

Karataş, S. (2012), Bilimsel Araştırma Yöntemleri, 44-46.

129 Kesen, F., Deniz, E. ve Durmuşoğlu, N. (2010), Ergenlerde Saldırganlık ve Öfke Düzeyleri Arasındaki İlişki: Yetiştirme

Yurtları Üzerinde Bir Araştırma, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 17, 354-363. Özkaynak, Ö.A. (2013), En Doğru Anlatımla Çocuk ve Ergen, Ankara: Ekinoks.

Özmen, S. (2004), Aile İçinde Öfke ve Saldırganlığın Yansımaları, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 37(2), 27-39.

Peker, A. (2015). Ergenlerin Saldırganlık ve Siber Zorbalık Davranışları Arasındaki İlişkisinin İncelenmesi, Ekev Akademi Dergisi, 11, 323-336.

Sökmen, A. S. (2018), Üsküdar Üniversitesi Öğrencilerinde Saldırganlık ve Akademik Öz-Yeterlik Arasındaki İlişkinin