• Sonuç bulunamadı

2 2 Sakarya, Büyük Taarruz, Mudanya

savaşlarında gazetesinin başında Millî Mücadele’ye destek vermiştir. Onun Sakarya Meydan Savaşı, Büyük Taarruz ve Mudanya Ateşkes Antlaşması sırasındaki faaliyetlerini gazetesinde yazdığı yazılardan takip etmek yerinde olacaktır.

Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin galibi Gazi Mustafa Kemal Paşa, 1 Eylül 1922’de Dumlupınar’dan Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordularına gönderdiği: “Afyonkarahisar, Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi’nde zalim ve mağrur bir ordunun anasır-ı asliyesini (ana öğelerini) inanılmayacak kadar az bir zamanda imha ettiniz. Büyük ve necim milletimizin fedakârlıklarına layık

olduğunuzu isbat ediyorsunuz” cümleleriyle başlayan beyannamesini: “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. Đleri!” emri ile bitiriyordu.188

Dokuz Eylül’de Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın verdiği hedefe ulaşılarak Đzmir kurtarılmıştır. Mustafa Kemal Paşa: “Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare ve zaferle sonuçlanmış bu harekât, Türk ordusunun, Türk subay ve kumanda heyetinin, yüksek zekâ ve kahramanlığını tarihte bir daha tesbit eden muazzam bir eserdir. Bu eser, Türk milletinin hürriyet istiklâl fikrinin ölümsüz anıtıdır. Bu eseri vücuda getiren bir milletin evladı, bir ordunun başkumandanı olduğumdan ilelebet mesut ve bahtiyarım” cümleleri ile zaferi değerlendirmiştir.189 Gazi Mustafa Kemal’in kazanılan bu büyük zaferi, Türk askerine ve Türk halkına mal etmesi elbette büyük bir tevazuun göstergesiydi.

188

Nejat Göyünç, Atatürk ve Milli Mücadele, 2. bs., Konya 1987, s. 139.

189

Gazi Mustafa Kemal, Nutuk, 3. bs., TTK. Basımevi, Ankara 1989, s. 902.

Türk birlikleri Đzmir’i aldıktan sonra Çanakkale’ye doğru yönelince bu bölgedeki Đngiliz birlikleri alarm durumuna geçmiş ve savaş hazırlıklarına başlamışlardı. Đngilizler, kendi hatlarının ötesinde çizdikleri bir sınırın geçilmesi halinde ateş açılacağını duyurdular. Fakat Türk birlikleri ilerlemeye devam ettiler ve Đngiliz ateş menzilini aşarak tam önlerinde durdular. Durmalarına rağmen durum bir süre daha nezaketini muhafaza etti ve bu süre içinde Đstanbul’daki Rumlar, Türk kuvvetlerinin zorla Trakya’ya geçip, Đstanbul’u işgal etmek istediklerini duymuş ve paniğe kapılmışlardı.190 Bu sıralarda Đstanbul’da Fransız Fevkalade Komiseri görevinde olan General Pele, Mustafa Kemal ile görüşmek üzere Đzmir’e gelmiş ve tarafsız mıntıka dediği sahaya Türk Ordusunun girmemesinin uygun olacağını söylemiştir. Mustafa Kemal ise: “Hükümetin böyle bir mıntıkayı tanımadığını ve Trakya’yı kurtarmadıkça ordularımızın geri çekilmesine imkân olmadığını” söylemiştir.191 Durumun ciddiliğini gören Fransızlar duyguları yatıştırmak ve Mustafa Kemal’i,

190 Tevfik Bıyıkoğlu, Trakya’da Milli Mücadele, C. 2, Ankara 1956, s. 441.

Türk ilerleyişini durdurmaya ikna etmek amacıyla, Fransız politikacılarından Türk dostu olarak bilinen Franklin Bouillon’u 25 Eylül’de Đzmir’e gönderdiler.192

Yirmi sekiz Eylül 1922’de Đzmir’de Mustafa Kemal’le görüşen Franklin Bouillon’un bu görüşmesi sadece Fransızların değil Đngiltere ve Đtalya hükümetlerinin de onayıyla yapılmıştır. Bu görüşmelerde Franklin Bouillon kendi kişisel mütalaalarına göre barış konferansında Türk isteklerinin kabul edileceğini söyleyerek, bundan dolayı kuvvete başvurulmamasını ve tarafsız bölgeye girilmemesini istemiştir.193

Franklin Bouillon ile görüşürken Mustafa Kemal Paşa’ya 23 Eylül 1922 tarihli Düvel-i Đtilafiye Hariciye Nazırları imzasıyla bir nota gelmişti. Mustafa Kemal Paşa, Franklin Bouillon’un verdiği teminata istinaden bu notaya, Mudanya Konferansı’nı kabul ettiği cevabını vermiş, fakat Meriç ırmağına dek Trakya’nın hemen

192

Dursun Gök, Atatürk Đlkeleri ve Đnkılap Tarihi, Selçuk Üniversitesi Basımevi, Konya 1998, s. 335.

193

Selahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, Milli Eğitim Yayınları, C. 4, Đstanbul 1991, s. 209.

Türklere verilmesini istemiştir.194 Suphi Nuri’de gazetesinde bu konuyla ilgili Franklin Bouillon’dan: “Şark sulhuna yeni bir hizmet daha ifa eyledi. Alelacele Paris’ten Đzmir’e giderek Fransa’nın nokta-i nazarını Mustafa Kemal Paşa ile heyet-i vekileye bildirdi, bu noktanın kabulü için zemini hazırladı” diye bahsetmektedir.195

Mudanya Konferansına Türkiye adına Batı Cephesi Komutanı Đsmet Paşa katılmış, Đngiliz Generali Harrington, Fransa Generali Charpy, Đtalya Generali Monbelli, Yunan Generali Mazarakis ise Đtilaf devletlerinin temsilcileri olmuştur. 3 Ekim 1922’de Mudanya Konferansı başlamıştır. Suphi Nuri, Mudanya Konferansı için: “Mudanya Konferansı sulh muahedemizin ilk sahifesidir” diyerek konferansın barışa giden önemli bir başlangıç olduğunu söylemektedir.196

194

Gazi Mustafa Kemal, age., s. 905.

195 Suphi Nuri, “Mudanya Konferansı”, Đleri, No. 1673, 3 T.evvel 1338/3 Ekim 1922, s. 1.

196 Suphi Nuri, agm., aynı yer; Ali Naci Karacan’a göre Mudanya Konferansı ile Türk tarihinde yeni bir devir açılıyordu. bk., Ali Naci Karacan, Lozan Konferansı ve Đsmet Paşa, Türk Đnkılap

Yine görüşmeler devam ederken Đstanbul’da ve Londra’da pek çok yalan haberler çıkmıştı. Đngiltere Đstanbul’a askerler, zırhlılar gönderiyormuş, Mustafa Kemal Paşa Çanakkale’de Đngiliz askerleriyle harp

edecekmiş, Rum ve Ermeniler Đstanbul’u

yakacaklarmış, Đstanbul az zaman içinde ateş ve kan içinde kalacakmış şeklindeki bu yalan haberler halkın moralini bozmaktaydı.197 Bu tip dedikodulara rağmen barışın yakın olduğu ve Mudanya Konferansı’nda barış yolu ile Trakya’nın alınacağı inancı çok kuvvetliydi.

Suphi Nuri, Mudanya Konferansı’nın Türkler lehine sonuçlanacağını ümit ederek: “Sabredelim sulha kavuşacağız. Đngilizler ile düşman değil dost olacağız. Fransız ve Đtalyanların zaten dostuyuz” demekteydi.198 Konferansın uzun sürmesinden ve yalan havadislerden

Tarihi Enstitüsü Yay., Đstanbul 1943, s. 20. 197

Suphi Nuri, “Sulha Doğru”, Đleri, No. 1676, 6 T.evvel 1338/6 Ekim 1922, s. 2.

198 Suphi Nuri, eninde sonunda Trakya’nın Türklere teslim edileceğini ve bu yüzden de bir ay evvel Trakya’yı teslim almak için savaşa girmenin mantıksız olduğunu da eklemektedir. bk., Suphi Nuri, “Sulh Olacak”, Đleri, No. 1679, 8 T.evvel 1338/8 Ekim 1922, s. 1.

dolayı halk bıkkın ve asabiydi.199 Đsmet Paşa bu asabiyeti sona erdirmiş, tarafsız bölgeyi Türk Ordusunun tanımadığına dair önceki ifadesini, Türk Ordularının bulunduğu yerlerden daha ileri gitmeyeceklerini söyleyerek sükûneti sağlamıştır.200 Mudanya Konferansı, 3 Ekim’de toplanmış, uzun görüşmeler, tartışmalardan sonra, üç gün süreyle (6-8 Ekim) ara verilmiş, 11 Ekim’de uzlaşmaya varılarak, atılan imzalar ile sona ermiştir.201

Mudanya Ateşkes Antlaşması büyük bir başarıydı. Ayrıca “Đngiliz bayrağının asıldığı yer bir daha başkasının olamazmış” sözü çürütülmüş, Mudanya Mütarekesi ile Türk ordusu silah kullanmadan boğazlardan geçerek Edirne ve Trakya’ya ulaşmıştı. Türk Halkı’nın bunca zaferler arasında bu savaşsız zaferi de unutmaması gerekiyordu.202 Suphi Nuri

199 Suphi Nuri, “Asabiyet”, Đleri, No. 1681, 10 T.evvel 1338/10 Ekim 1922, s. 1.

200

Suphi Nuri, agm., s. 1.

201 A. Fuat Türkgeldi, Mondros ve Mudanya Mütarekelerinin Tarihi, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü Yayını, Ankara 1948, s. 158- 180.

202

Suphi Nuri, Sevres ve Lausanne (Sevr ve Lozan), Yüksek Đktisat ve Ticaret Mektebi Yayınları, Đstanbul 1934, s. 41.

Mudanya Ateşkes Antlaşması ile ilgili olarak: “Madem harbsiz bize Avrupa Đstanbul’u ve Trakya’yı veriyor şu halde artık millî emelimize sulhen kavuşmuş oluyoruz. Bize hakkımızı tanıttıran muzaffer ve mukaddes ordumuza ve başkumandanımıza karşı ne kadar teşekkür etsek azdır. Hazır ol cenge eğer ister isen sulh- u salah” diye yazmıştır.203