• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE’DE SOSYAL REFAH ANLAYIŞININ KAMU HARCAMALARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

C. Eğitim Harcamaları

2. Sağlık Harcamalarının Artış Nedenler

Gerek gelişmekte olan ülkeler gerekse de gelişmiş ülkelerde sağlık harcamalarının GSMH içindeki payı artış göstermektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sağlık harcamalarının artmasının nedenleri arasında farklılıklar bulunmasına rağmen genelde artış nedenlerinin ortak olduğunu gözlemlemek mümkündür. Sağlık harcamalarının artmasına neden olan faktörleri; kişi başına düşen gelirin artması, sosyal değer yargılarının değişmesi, kentleşme, teknolojik

449 Asuman Altay,” “Sağlık Hizmetlerinin Sunumunda Yeni Açılımlar ve Türkiye Açısından

Değerlendirilmesi”, Sayıştay Dergisi, Sayı 64, s. 4,

http://www.sayistay.gov.tr/yayin/dergi/icerik/der64m2.pdf, (E. T. 10.08.2009).

gelişmeler, demokratik düzenin yaygınlaşması ve yeni kazanımlar, yaşam süresinin uzaması şeklinde sıralamamız mümkündür.

a. Kişi Başına Düşen Gelirin Artması: Farklı ülkelerin verileriyle gerçekleştirilen istatistiksel analizler, kişi başına ulusal gelirin, toplam sağlık harcamalarını ve ulusal gelirden sağlığa ayrılan payı belirleyen önemli bir etken olduğunu göstermektedir. Böylece refah ve sağlık düzeyi iyi olan ülkeler ulusal gelirlerinin daha büyük bir kısmını sağlık hizmetlerine ayırmaktadırlar451

Daha uzun ve rahat yaşama, hayattan zevk alma kişinin sağlıklı ve eğitimli olmasına bağlıdır. Bu yüzdendir ki, kişilerin gelirleri arttığında sağlık ve eğitim hizmetlerine olan talebi artış göstermektedir. Günümüzde sağlık harcamalarının önemli bir kısmı kamu kesimince yerine getirilmektedir. Kamu hizmetlerinin birçoğunun gelir esnekliği birden büyük olduğu için, kişisel gelirde bir birimlik bir artış olduğunda talep edilen kamu hizmetinde bir birimden daha fazla artış söz konusu olacaktır. Bu durum sağlık harcamaları içinde geçerli olacaktır452.

Kamu sağlık harcamalarında görülen bu artışın yanında, kişisel gelirin artması ile birlikte özel sağlık hizmetlerine yönelik talep de artış gösterebilecektir. Yeterli gelire sahip olan kişiler karma ekonomik sistemde hem koruyucu hem de tedavi edici sağlık hizmetlerinde özel sektörün daha iyi olduğunu belirterek, harcamalarını özel sağlık sektörüne de yönlendirebilir.

b. Sosyal Değer Yargılarının Değişmesi: Teknolojik imkanların değişmesine paralel olarak günümüzde genel kabul gören sosyal değer yargıları değişim göstermektedir. Sosyal değer yargılarında görülen bu değişime paralel olarak toplumu oluşturan bireylerin ihtiyaçlarında da değişimler söz konusu olmuştur.

Ortalama hayat beklentisinin artması, sakatlık hastalıkların çeşitlenmesi gibi nedenlerle bireylerin sağlık harcamalarında artış göstermektedir. Diğer taraftan, yaşanan sosyal değişmeler sonucunda gençlerin yaşam tarzlarının değişmesi de sağlık harcamalarını arttıran bir neden olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin gençler arasında uyuşturucu madde ve alkol kullanımın artması sağlık harcamalarında önemli

451 İlker Belek, Sağlığın Politik Ekonomisi Sosyal Devletin Çöküşü, Yazılama Yayıncılık, Mart

İstanbul, 2009, s. 44.

artışları da beraberinde getirmektedir. Örneğin, gençlerin ABD ve İngiltere’de uyuşturucu kullanması sonucu ortaya çıkan maliyetler nedeniyle yapılan harcamalar çok önemli boyutlara ulaşmıştır453.

c. Kentleşme: Tarıma dayalı toplumlarda dağınık yaşayan bireyler, sanayileşme ile birlikte köylerden kentlere göç ederek toplu halde yaşamaya başlamışlardır. Beraber yaşayan insan sayısının artması aynı zamanda sunulan sağlık hizmetlerinde artışı gerektirir. Şehirleşmenin olduğu bölgelerde sağlık kurumlarının yeterli olması, gerekli uzman personelin, ilacın ve teknolojinin bulunmasına ve altyapı çalışmalarının mutlak suretle yapılması gerekir. Aksi takdirde ortaya çıkabilecek salgın bir hastalık çok büyük sayıda insanı etkileyebilir ve çok büyük kayıplara sebebiyet verebilir. Bu durum özellikle sağlık harcamalarının artmasına neden olmaktadır.

d. Teknolojik Değişmeler: Teknolojik gelişmelerin sağlık sektörüne katkıları oldukça fazladır. Bu katkılarının yanı sıra teknolojik gelişmeler, sağlık hizmetlerinin maliyetlerini arttırıcı etkiye de sahiptir. Sağlık hizmetlerini yerine getirmek için ihtiyaç duyulan teknolojik altyapının sağlanması, bu makineleri ya da ürünleri kullanacak personelin yetiştirilmesi ve bu personelin istihdamı sağlık harcamalarını arttıracağını söylemek mümkündür454.

e. Demokratik Düzenin Yaygınlaşması ve Yeni Kazanımlar: Demokratikleşme süreci ile birlikte bireyler yeni hak ve özgürlüklere sahip olmuşlardır.

Demokratik oylama yöntemleri ya da baskı grupları aracılığıyla bireyler tercihlerini açıklama imkânı bulmuşlardır. Oy maksimizasyonu kaygısıyla hareket eden siyasi partilerin bu talepleri dikkate alması sonucunda kamu hizmetlerinde bir artış söz konusu olmuştur. Diğer taraftan İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra refah devleti anlayışının ağırlık kazanması ve sendika örgütlenmelerini oluşması da sağlık harcamalarını arttırmıştır.455

453 Michael R.Edgman, Ronald L.Moomaw and Kent W.Olson, “Economics and Contemporary

Issues”, The Dryden Pres, Orlando USA, 1996, s. 166. 454

Sevinç Tokalaş, “Kamu Sağlık Hizmetlerinin Satın Alınması”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2006, s. 29.

f. Ortalama Yaşam Süresinin Uzaması: İktisadi, sosyal ve toplumsal gelişmenin amacı, bireylerin uzun, sağlıklı ve mutlu bir yasam sürmesidir. Bu görüşler doğrultusunda oluşan insani gelişmişlik kavramı, dünyada gelişme göstergelerinin boyutlarını da değiştirmiş ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İnsani Gelişme Endeksi’ni (İGE)geliştirmiştir. İGE’ni belirleyen en önemli kriterlerden biri ortalama yasam süresidir. Dünyada, ortalama yasam süresi açısından yirminci yüzyılda bir devrim yasanmış ve 1955-2004 yılları arasında ortalama yasam süresi 19.3 artarak 67.3’e yükselmiştir. Ortalama yasam süresindeki bu artısın 2050 yılına kadar devam ederek 10 yas daha artması beklenmektedir456.Bu gelişmeler yaşlılar için yapılan harcamaların ve ulusal sağlık harcamalarının artmasına neden olacaktır.

Grafik 3.2. Ortalama Yaşam Süresi

Kaynak: Uluslararası Yönetim Geliştirme Enstitüsü (IMD), Dünya Rekabet Yıllığı, 2007.

Uluslararası Yönetim ve Geliştirme Enstitüsü (IMD) tarafından 55 ülke ve yerel yönetim arasında yapılan bir araştırmada ülkelerin ortalama yaşam süreleri belirlenmiştir. Buna göre; en uzun yaşam süresi 82 yaş ortalamasıyla Japonya’dadır. Japonya’yı Fransa, Almanya, İngiltere gibi gelişmiş Avrupa ülkeleri izlemektedir.

456

Mehmet Gürbüz, Murat Karabulut, “SSCB’nin Dağılmasıyla Bağımsızlığına Kavuşan Ülkelerde Ortalama Yasam Süresi ile Sosyo-Ekonomik Değişkenler Arasındaki İlişkiler”, Coğrafi Bilimler

AB’nin yeni üyeleri Slovenya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Bulgaristan ve Estonya’da da ortalama yaşam süresi Türkiye’den yüksektir. AB’ye aday bir diğer ülke olan Hırvatistan’da da yaş ortalaması 75’dir. Türkiye ise 71 yaş ortalamasıyla 51’inci sırada yer almaktadır.