• Sonuç bulunamadı

Sınav Jürilerinin Tarafsızlığı

C. Sınavlar

3. Sınav Jürilerinin Tarafsızlığı

Günümüzde personel işlemlerinde ağırlıklı olarak merkezi sınavlardan606 elde edilen sonuçlar kullanılmaktadır. Merkezi sınavların tek merkezden yönetilmesi, sınavı yapmaya yetkili mercilerin objektifliği gibi hususlar sınavlarda belli bir ortak düzeyin ve eşdeğerliğin korunması açısından önemlidir. 607 Bunlara ek olarak merkezden yapılan sınav sonucunda bir görev için benzer adaylar arasında kayırmacılık yapılmasının önüne geçilerek fırsat eşitliği sağlanmasına katkıda bulunulmaktadır.608

Merkezi sınav objektiflik açısından ideal çözüm olmakla beraber görevin gerektirdiği tüm niteliklerin bu sınavla ölçülmesi mümkün değildir. Bu nedenle merkezi sınav yanında kurumların yaptığı sınavlar uygulamada kaçınılmaz olarak uygulanmaktadır. Fakat kurumlarca yapılan giriş sınavları merkezi sınavla tesis edilen tarafsızlık ve şeffaflığı bertaraf edebilmektedir. Memur adayları bazı kadrolara yerleşebilmek için merkezi sınav sonuçları doğrultusunda, ilgili kurumların düzenlediği giriş sınavlarına girmektedirler.609 Anayasa m. 128 kapsamında olan diğer

606 Sınav konusunda yapılan ilk düzenleme 12.12.1984 tarihli 243 sayılı KHK ile yapılmıştır. KHK’nin 50 ve 51’inci maddelerinde kamu görevliliğine giriş esnasındaki sınavların ilgili kurumlarca yapılacağını düzenlemiştir. Ancak kamu personeli alım işlemlerinde eşitlik ve liyakatin kazandığı önem sonucunda öncelikle 06.12.1985 tarihli 85/10260 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile “İlk Defa Devlet Kamu Hizmeti ve Görevlerine Devlet Memuru Olarak Atanacaklar İçin Mecburi Yeterlik ve Yarışma Sınavları Genel Yönetmeliği” yürürlüğe konmuş; daha sonra 12.05.1987 tarihli 2670 sayılı Kanun sonucu DMK’de merkezi sınav düzenlemesi getirilerek merkezi sınav sistemiyle memur alım esası Kanun düzeyinde benimsenmiştir. Günümüzde söz konusu sınavlara ilişkin 03.05.2002 tarihli 24744 sayılı RG’de yayımlanan Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik yürürlüktedir.

607 Management Services in Government (Civil Service Department: The Response To The Fulton Report)’dan aktaran Sait GÜRAN, Liyakat Sistemi, s. 135.

608 Sait GÜRAN, Liyakat Sistemi, s. 103; GİRİTLİ/BİLGEN/AKGÜNER/BERK, age. , s. 715.

609 03.05.2002 tarihli 24744 sayılı RG’de yayımlanan Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmeliği Madde 5:“KPSS (Kamu Personel Seçme Sınavı): Bu Yönetmelikte (A) grubu olarak adlandırılan kadrolara atanacaklar için kurumların kendi mevzuatına göre düzenleyecekleri giriş sınavına kabul edilecekleri belirlemek ve (B) grubu olarak adlandırılan kadrolara atanmaya esas olacak yerleştirmeyi yapmak amacıyla kullanılacak olan puanları sağlayan merkezi sınavdır.

kamu görevlileri açısından da kurumların giriş sınavlarına benzer bir uygulama söz konusudur. Subay-astsubaylar, öğretim üyeleri ve sözleşmeli personel için alanlarına ilişkin merkezi sınav uygulamasından sonra ilgili kurum ve kuruluşlar kendi sınavlarını yapmaktadırlar. Diğer kamu görevlileri arasında sayılan hâkim-savcılar için durumun yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı boyutunun olması nedeniyle sınav yapan mercii konusu ayrı bir önem arz etmektedir. Bu doğrultuda Anayasa Mahkemesi bir kararında hâkim-savcılık yeterlilik sınavlarının Adalet Bakanlığı tarafından yapılmasının, hâkimlerin bağımsızlık ve tarafsızlığına (Anayasa m. 138, 140, 159) aykırılık oluşturduğuna hükmetmiştir.610

Sözlü sınav/mülakatları yapan mercilerin tarafsızlığının tespiti yazılı sınavlarınkine oranla daha zordur. Özellikle sözlü sınav/mülakat jürilerinin oluşum yönünden tarafsız göründüğü, ancak değerlendirilmelerinin taraflı olduğu durumlarda bunun ispatı oldukça zorlaşmaktadır.

Daha sonraki tarihlerde Anayasa Mahkemesi, 14.12.1995 tarihli 1995/19 esas 1995/64 karar numaralı yeterlilik sınavına ilişkin kararının aksine, hâkimin tarafsızlığını sağlamak için adaylıktan itibaren Adalet Bakanlığı’nın müdahalelerinden korunması gerektiği doğrultusundaki düşüncesini değiştirmiş, söz konusu güvencenin hâkim adaylarının mesleğe kabulünden itibaren başlayacağını ifade etmiştir. 611 Kararında Anayasa Mahkemesi hâkimlik-savcılık mesleği yeterlilik Giriş Sınavı: Kamu kurum ve kuruluşlarının, bu Yönetmelikte (A) grubu olarak nitelendirilmiş kadrolarına atanacakları belirlemek üzere KPSS sonuçlarına göre saptayacaklarının üzerinde bir puanı olan adayların katılımı ile kendi mevzuatına göre yapacakları, yazılı ve/veya sözlü bölümlerden oluşan sınavı, ifade eder.”

610 Anayasa Mahkemesi, E. 1995/19, K. 1995/64, 14.12.1995, Anayasa Mahkemesi Kararlar Bilgi Bankası, Erişim Tarihi: 25.01.2018.

611 “2802 sayılı Yasa'nın 7. maddesine göre hâkim ve savcı adayları, Devlet Memurları Kanunu'ndaki Genel İdare Hizmetleri Sınıfında bulunup, hâkimlik ve savcılığın sınıf ve derecelerine dâhil değildirler ve haklarında, Devlet Memurları Kanunu'nun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır…

Anayasa'da yer alan “mahkemelerin bağımsızlığı”, “hâkimlik ve savcılık teminatı” ve “hâkimlik ve savcılık mesleği”ne ilişkin ilkeler, hâkimlik ve savcılık mesleğine kabul edilen ve fiilen bu görevi yapan hâkim ve savcılar için öngörülmüştür... Mevcut düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda, adayların mesleğe kabulden önceki dönemde, adaylığa atama sürecinde Kurul tarafından hâkimlik ve savcılık mesleğine kabullerinin yapılmamış olması ve adaylık döneminde yargılama faaliyetinde de

sınavına ilişkin tutumuyla taban tabana zıt bir tutum sergilemiştir. Önceki kararında hâkimlerin mesleğe kabulünde bağımsız ve tarafsız bir organca yazılı sınav yapılmasının, Anayasa m. 138, 139, 140 ve 159 gereği olduğunu ifade ederken;

sonraki kararında hâkim ve savcı adaylarının henüz mesleğe kabul edilmediklerinden memur statüsünde olduklarını ve dolayısıyla Anayasa anlamında, hâkimlik-savcılık tarafsızlığına ve bağımsızlığına ihtiyaçları olmadığını ifade etmektedir.612 İlk kararda henüz meslekle hiçbir bağlantısı olmayan adaylar için “hâkimlerin bağımsızlığı”ndan söz edilirken ikinci kararda hâkimlik mesleğinde aday konumunda olan kişiler için bu bağımsızlıktan söz edilmemesi ilginçtir.

Kanaatimizce hâkimlik gibi tarafsızlık yönü ağır basan bir meslek için doğrudan yapılan bürokratik etki yargı bağımsızlığına aykırılık teşkil etmektedir. Doktrinde özellikle hâkimlik-savcılık mesleğinin mülakatlarını yapan komisyonda bulunanların ağırlıklı olarak bürokratlardan oluşması eleştirilmektedir. 613 Bu mesleği gerçekleştirecek kişilerin idare karşısında bağımsız ve tarafsız olabilmeleri, en başta bürokratların değerlendirmeleri doğrultusunda göreve girebilmelerinin engellenmesiyle mümkündür. Diğer meslekler açısından sınav sürecinde idarenin işleyişin içinde yer alması daha anlaşılabilirdir. Ancak hakimlik mesleği için bulunmamaları nedeniyle hâkim ve savcı statüsünde sayılmaları mümkün değildir…” Anayasa Mahkemesi, E. 2005/47, K. 2007/14, 07.02.2007, Anayasa Mahkemesi Kararlar Bilgi Bankası, Erişim Tarihi: 16.01.2018.

612 Aynı yönde karar, Anayasa Mahkemesi, E. 2006/162, K. 2007/15, 07.02.2007, Anayasa Mahkemesi Kararlar Bilgi Bankası, Erişim Tarihi: 25.01.2018. “Anayasa uyarınca mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulup, görev yapan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca mesleğe kabul etme işlemi ile mümkündür. Mevcut düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda, adayların mesleğe kabulden önceki dönemde, adaylığa atama sürecinde Kurul tarafından hakimlik ve savcılık mesleğine kabullerinin yapılmamış olması ve adaylık döneminde yargılama faaliyetinde de bulunmamaları nedeniyle hakim ve savcı statüsünde sayılmaları mümkün değildir…. Adayların, hakim ve savcı statüsünde olmamaları nedeniyle adaylığa atamada koşul olarak aranılan yazılı yarışma sınavı ile mülakatın uygulanmasına ilişkin hususların, yönetmelikte düzenlenmesinde Anayasa'ya aykırı bir yön görülmemiştir… Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa'nın 2., 138., 139., 140. ve 159.

maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.”

613 Halit YILMAZ, “Hâkim ve Savcı Adayı Alımında Mülakat Sınavına İlişkin Hukuksal Sorunlar”, TBB Dergisi, S. 93, 2011, s. 44, “Bu bürokratların, hâkim ve savcı grubundan olmaları gerçeği sorunu bertaraf edecek biz özellik değildir. Bunlar her durumda idari bir görev üstlenmekle Bakanlığın hiyerarşisi altına giren bürokratlardır. Diğer taraftan, Adalet Bakanlığı’nın hiçbir mantıksal sebep yokken, sınav sürecinin içinde tutulması konusundaki ısrarlı çaba, bizleri bu süreçte Bakanlığın etkisinin olduğu yönünde şüpheye sevk etmenin ötesinde aksi kanıtlanması zor bir kanaate sürüklemektedir.”

uygulanan sınavları hazırlamada yetkili olan mercilerin sınav sürecinin objektif ve şeffaf ilerlediğine ilişkin gerekli güvenceleri tesis etmeleri Anayasa m. 125’in bir gereğidir.