• Sonuç bulunamadı

Rutin işlem sırasında kalite kontrolü

Belgede Gıda ışınlama (sayfa 43-46)

2.5. DOZİMETRİ VE PROSES KONTROLU

2.5.2. Proses Kontrolu

2.5.2.3. Rutin işlem sırasında kalite kontrolü

Tanımlanmış doz sınırları içinde işlemin geçerliliği gösterildikten sonra rutin ışınlamalara ve ışınlamalarla birlikte rutin doz ölçümlerine geçilebilir. Ürün üzerindeki doz dağılımının hesaplanması maksimum ve minimum doz değerleri hakkında bir fikir oluşturabilir. Fakat iyi bir yaklaşıklık ile gerçek maksimum ve minimum değerlerin bilinebilmesi ve kayıtların tutulabilmesi amacı ile rutin dozimetrik ölçümlere gerek duyulur.

Işınlama tesislerindeki rutin çalışmalar sırasında, ürünler üzerinde belirli aralıklarda yapılan bu dozimetrik ölçümler, tesis işleticisi ve yetkili otoriteye, tesisin fiziksel parametrelerinden bağımsız bir işlem kalite kontrolü sağlar. Özellikle halk sağlığını ilgilendiren uygulamalarda ürünlerin kullanıma sunulması, gerekli işlemlerin yapıldığının dozimetrik ölçümlerle gösterilmesine bağlıdır. Bu da kullanılan dozimetri sisteminin standardlara uygun olmasını gerektirir.

Minimum dozun yeri her zaman kolaylıkla ulaşılabilen bir yer olmayabilir. Bu nedenle pratikte bu yerde rutin doz ölçümü yapmak kolay olmaz. Bu durumlarda ürün paketi üzerindeki herhangi bir noktanın aldığı doz ile minimum doz arasında bir ilişki kurulup bu ilişkiden yararlanılır. Gıdaların ışınlanmasında ürüne verilebilecek dozun aralığı yasal düzenlemelerle belirlenmiştir. Bununla birlikte, ölçümlerin istatistiksel yapısı nedeni ile, bazı ölçümlerin minimum doz sınırının altında (veya maksimum doz sınırının üzerinde) çıkması beklenir. Birçok ürün kutusunda ölçülen doz değerlerinin tipik bir dağılımı Şekil 2.9’da verilmiştir. İşlem, bu tür durumların hiç olmayacağı biçimde yapılmalıdır. İşlem için gerekli ortalama minimum radyasyon dozu değeri ölçümlerin standard sapmasının hesaplanması ve işlem için gerekli Dmin değerinin kullanılması ile belirlenir.

Dozimetrik sistemler üzerindeki belirli etkiler, bir kalibrasyon tesisinde ve ışınlama tesisinde farklı olabilir. Bu sistematik belirsizlikler rutin kullanımda ölçüm belirsizliğini önemli ölçüde arttırır. Mümkünse bu belirsizlikler çok iyi anlaşılmalı ve düzeltilmelidir. Uygulamalarda meydana gelen % ±10’dan fazla dozimetre hatalarının yüksek olduğu düşünülebilir. Bununla birlikte bu hataların % ±5’e indirilebilmesi pratik değildir.

Okuma Sayısı, n

Soğurulmuş Doz Dminlimit Dmin-ort Dmak-ort. Dmaklimit

Şekil 2.14. Benzer ürünlerde, önceden belirlenmiş Dmak ve Dmin konumlarına yerleştirilmiş

dozimetrelerde okunan doz değerlerinin tipik dağılımı

Sürekli olarak çalışan ışınlama tesislerinde yapılan rutin doz ölçümleri, istatistiksel analizlere uygundur. İşlem sırasındaki beklenmedik değişikliklerin gözlenmesinde ve işlemin kalite kontrolünde kullanılabilir. Dmak ve Dmin değerlerinin birisinde veya her ikisinde belirlenmiş doz

sınırlarının ötesinde bir sapma görüldüğünde bu tüm işlemin, bir veya birden çok adımlarında yanlışlık olduğunu gösterir.

KAYNAKLAR

1 Annual Book of ASTM Standards, 1995.

2 Földiak ,G., 1986. Industrial Application of Radioisotopes.

3 McLaughlin, W.L., Boyd, A.W, Chadwick,K.H., McDonald, J.C. and Miller,A.,1989, Dosimetry For Radiation Processing.

4 IAEA, 1977. Technical Report Series No:178 Manual of Food Irradiation Dosimetry. 5 Othman, Z., Juri, M.L., 2000. The Potential of Food Irradiation in Malaysia.

6 TAEK-ANTHAM Gıda Işınlama ve Sterilizasyon Bölümü 05-09 Mayıs 2003 Gıda Işınlama Kursu ders notları.

BÖLÜM 3

IŞINLANMIŞ GIDALARIN SAĞLIK YÖNÜNDEN GÜVENİLİRLİĞİ Dr. Erhan İÇ

3.1. GİRİŞ

Yeni bir yöntem olmamasına karşın günümüzde halk sağlığına verilen önemin artması, gıda ışınlama teknolojisinin ön plana çıkmasına ve bunun yanı sıra güvenilirliğinin yeniden sorgulanmasına neden olmuştur. Yaklaşık 80 yıldır, ışınlamanın çeşitli gıda ve gıda bileşenleri ile insan sağlığı üzerine etkisi her yönüyle araştırılmıştır. Bu yöntemin dışındaki hiç bir gıda muhafaza yöntemi bu denli yoğun irdelenmemiştir.

Bu yöntemin tarihsel gelişimi içinde ışınlanmış gıdaların insan sağlığı yönünden güvenilirliği konusunda bazı dönüm noktaları kronolojik sırayla aşağıda verilmiştir:

1925-1927 Işınlanmış gıdaların sağlık yönünden güvenirliğini belirlemek için hayvan yedirme denemeleri yapılmıştır [1].

1961 Birleşik FAO / IAEA / WHO gıda ışınlama uzmanlar komitesi (JECFI) ilk toplantısını gerçekleştirmiş ve bunu 1964, 1969, 1974 yıllarındaki toplantılar izlemiştir [2].

1965 ABD’de Ordu Tıp Bölümü, Amerikan halkı tarafından tüketilen 21 ana gıda grubunu temsil eden gıdaların sağlık yönünden güvenilirliğinin test edildiği, 1948- 1965 yılları arasında çalışmaları göz önüne alarak belirli bir doza kadar (56 kGy) ışınlanmış gıdaların insanlar için sağlık riski taşımadığını bildirmiştir [3].

1970 Gıda ışınlama alanında üye 24 ülkeyi kapsayan uluslararası bir proje (IFIP) oluşturulmuştur. Proje Almanya tarafından yönetilmiş ve IFIP, üye ülkelerin araştırmalarını koordine etmek, daha yaygın çalışmalar yaptırmak ve uluslararası uzmanların değerlendirmesi için sonuçlar hazırlamak gibi görevler üstlenmiştir [4].

1979 FDA tavsiye komitesi, 1 kGy’e kadar ışınlanmış herhangi bir gıda veya 50 kGy’e kadar ışınlanmış gıdanın günlük diyet içindeki oranının % 0.01’i aşmaması halinde herhangi bir toksikolojik teste ihtiyaç olmaksızın insan tüketimi için güvenli olduğu sonucuna varmıştır [5,6,7].

1980 1961-1980 yılları arasında, 23 ülkenin katılımı ile yürütülen uluslararası koordine edilmiş çalışmalar ve ışınlanmış gıdaların insan sağlığı yönünden güvenilirliği konusunda o güne kadar yapılan araştırmalar FAO / IAEA / WHO uzmanlar komitesi tarafından incelenerek (400’den fazla çalışma incelenmiş; 250’si kabul edilmiş, 150’si reddedilmiş, 20 adet çalışma ise değerlendirilmemiştir) ‘ortalama 10 kGy doza kadar iyonlaştırıcı radyasyon uygulanmış herhangi bir gıda, sağlık yönünden güvenilirdir, bu nedenle daha fazla toksikolojik çalışmalara gerek yoktur ve gıdada özel besinsel ve mikrobiyolojik sorunlara neden olmaz’ şeklinde bir karar verilmiştir [2,4].

1980 ABD’de USDA, ordunun yürütmekte olduğu gıda ışınlama programını üstlenmiştir.

1983 Kodeks Alimentarius Komisyonu herhangi bir ürünün ortalama 10 kGy doza kadar ışınlanmasının toksikolojik olarak tehlike yaratmayacağı sonucuna varmıştır [8].

1992 WHO uzmanlar komitesi, 1980’den sonra yayınlanmış araştırmaları da dahil ederek tekrar doğrulamıştır: ‘Güvenlik konusunda şimdiye kadar yapılan çalışmalarda herhangi bir zararlı etki belirlenmemiştir’ [2].

1997 WHO Yüksek Doz Işınlama Üzerine Ortak Çalışma Grubu tarafından doz aralığı, sterilizasyon uygulamaları için genişletilmiştir. Ancak burada ticari sterilizasyon amacıyla radyasyon uygulanırken, gıdanın teknolojik ve duyusal özelliklerinin tüketim için uygun kalması önem kazanmaktadır. Yoksa toksikolojik yönden herhangi bir sakınca bulunmamaktadır [2].

2001 Kodeks Alimentarius Komisyonu ışınlanmış gıdaların tespiti için Avrupa Komisyonu standardları olan EN 1784 (1996), EN 1785 (1996), EN 1786 (1996), EN 1787 (2000) ve EN 1788 (1996)’nolu yöntemlerin kullanılmasını kabul etmiştir [9].

2003 Kodeks Alimentarius Komisyonu ışınlanmış gıdaların tespiti için 2001 yılında hazırlanmış olan standardı revize ederek, mevcut yöntemlere ek olarak EN 13751 (2002), EN 13708 (2001), EN 13783 (2001) ve EN 13784 (2001)’nolu yöntemlerin de kullanılmasını kabul etmiştir [10].

2003 Işınlanmış Gıdalar için Kodeks Genel Standardı (Codex Stan 106-1983) revize edilmiş ve herhangi bir ürünün ortalama 10 kGy doza kadar ışınlanmasının toksikolojik olarak tehlike yaratmayacağı ve teknolojik amaçlar için maksimum 10 kGy olan dozun aşılabileceği bildirilmiştir [11].

Belgede Gıda ışınlama (sayfa 43-46)