• Sonuç bulunamadı

Amerika Birleşik Devletleri

Belgede Gıda ışınlama (sayfa 185-189)

10.3. MARKET DENEMELERİ VE ANKET SONUÇLARI

10.3.1. Amerika Birleşik Devletleri

Amerika Birleşik Devletleri’nde ışınlama teknolojisinin beyaz patatesler için 1965, meyve ve sebzeler için 1986, kümes hayvanları eti için 1990 ve sığır eti için 1997 yılında onaylanmasından sonra ışınlanmış gıdaların tüketici tarafından kabul edilip edilmeyeceğini belirlemeye yönelik

pek çok çalışma gerçekleştirilmiştir [23]. Ülke çapında yapılan anketlerde tüketicilerin %20-35’i, ışınlanmış gıdaların güvenilir olup olmadığını nasıl değerlendireceklerini

bilmediklerini söylemiştir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde telefon, ev görüşmeleri ve elektronik posta ile yapılan anket çalışmalarında ışınlama teknolojisi hakkındaki tüketici duyarlılığının artış gösterdiği tespit edilmiştir. 1984 yılında gerçekleştirilen bir çalışmada tüketicilerin % 23’ü, ışınlama teknolojisinden haberdar olduğunu bildirmiştir. 1986’da bu oran % 66’ya, 1995’te ise % 72’ye yükselmiştir. 1995 yılında gerçekleştirilen çalışmada tüketicilerin % 87.5’i ışınlama teknolojisinden haberdar olduklarını ancak tam olarak bilmediklerini ifade etmişlerdir [24].

Işınlanmış tavuk eti ile gerçekleştirilen 29 panelistin katıldığı bir panelde bir çok panelist ışınlama prosesinin tavukçuluk endüstrisi ve büyük marketler için yararlı olabileceğini belirtmiştir. Ancak yine de ışınlanmış tavuk etlerinin kansere yol açabileceğini ifade etmişler ve bu endişelerinin yetersiz bilgiden kaynaklanabileceğini söylemişlerdir. Çoğu tüketici bilgilendirme konusunda en iyi aracın televizyonda yayınlanacak 20 veya 60 dakikalık eğitici programlar olabileceğini belirtmiştir. Ayrıca gazeteler, okulda verilecek dersler, FDA veya üniversiteler tarafından hazırlanan broşürler ile ürün üzerindeki etiketler de bilgilendirme yönünde etkili olmaktadır. Işınlama teknolojisi

hakkında bilgilenen katılımcıların çoğu, ışınlanmış tavuk etlerini satın almaya istekli olduklarını, ancak bunun ürünün fiyatına bağlı olduğunu belirtmiştir. Panelistlerin bazıları ışınlanmış tavuk etleri için çok fazla olmamak şartıyla daha fazla para ödemeye hazır olduklarını bildirmiştir. Panelistlerden sadece biri daha temiz ve daha kaliteli tavuk yiyeceği için fazla para ödemeye hazır olduğunu ifade etmiştir [14].

1988’de California Üniversitesi Tüketici Bilimleri Merkezi tarafından mektupla yapılan bir anket çalışmasında, ışınlanmış gıdalar için tüketici ilgisi ve kaygıları ile açıklayıcı bir etiketlemenin, ışınlanmış gıdaları satın almada etkili olup olmayacağının belirlenmesine yönelik bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Bu ankette aynı zamanda pestisit, gıda katkıları ve organik gıdalara karşı tepkiler de ölçülmeye çalışılmıştır. Ankete katılanların % 60’ı ışınlama teknolojisini daha önceden duyduğunu, % 37’si duymadığını, % 3’ü ise bu konu hakkında hiçbir şey bilmediğini belirtmiştir. Işınlama teknolojisinin gıdalarda kullanılması durumunda tepkilerinin ne olacağı sorulduğunda, ankete katılanların yaklaşık % 25’i büyük kaygıları olduğunu, % 21’i fazla kaygıları olmadığını, % 34’ü ise kararsız olduklarını ifade etmişlerdir. Işınlama teknolojisinin yararları ve kullanım nedenlerini anlatan kısa bir açıklamadan sonra, katılımcıların % 58’i ışınlanmış kümes hayvanları etini (% 18’i ışınlanmamış ürünleri), % 43’ü ışınlanmış meyveleri (% 33’ü ışınlanmamış meyveleri), % 58’i ışınlanmış baharatı (% 3’ü etilen oksit uygulanmış baharatları) satın almayı tercih ettiklerini bildirmiştir [2].

Işınlanmış gıdaların tüketici tarafından kabulünü değerlendirmek amacıyla çok sayıda market denemeleri gerçekleştirilmiştir. Işınlanmış gıdaların marketlerde yer alması durumunda çoğu tüketici tereddütsüz bu ürünleri satın almaktadır. Market raflarında bulunması bu ürünlerin güvenilir olduğunun bir kanıtıdır. Gıda ışınlama hakkında fikirleri sorulduğunda insanlar; ürünün güvenilirliği, besin kalitesi, çalışanlara vereceği olası zarar ve ışınlama tesisine yakın yaşamanın tehlikeli olup olmadığı ile ilgili soruları merak etmektedir. Bu tip kaygılar nükleer tesisler ve radyoaktivitenin ışınlama ile kombine olarak değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır [3].

Gıda güvenliği ile ilgili alanlarda soru sorulduğunda; tüketicilerin çoğu (% 82) bakteri kontaminasyonunu ciddi bir tehlike olarak gördüklerini belirtmiştir. Tüketicilerin % 66’sı da pestisit kalıntılarını ciddi bir problem olarak değerlendirmiştir (Tablo 10.2).

Tablo 10.2. İnsan sağlığını tehdit edebilecek unsurlara karşı tüketici yaklaşımı [3]*

Tehdit unsuru Oldukça

tehlikeli Biraz tehlikeli Çok az tehlikeli Tehlikeli değil Kararsız Bakteri kontaminasyonu 82 13 5 1 1 Pestisit kalıntısı 66 24 8 2 2 Antibiyotik ve hormonlar 43 36 13 4 5 Işınlama 33 23 13 8 24 Nitritler 28 37 12 5 18

Gıda katkıları ve koruyucular 21 50 19 7 2

* Tablo değerleri orijinal çalışmaya ait verilerdir.

Işınlanmış tavuk etlerinin tüketici tarafından kabulünün araştırıldığı bir çalışmada, 126 kişinin katıldığı market denemeleri gerçekleştirilmiştir. Görsel bir sunum bile tüketicinin satın alma alışkanlıklarının değişmesinde etkili bir eğitim stratejisi olmuştur. Eğitim programından sonra ışınlanmış tavuk etlerini satın alan katılımcıların sayısı, % 59.5’ten % 83.3’e yükselmiştir. Etiketleme veya poster sunumu ışınlanmış tavuk eti ürünlerini satın alan katılımcı sayısını artırmamıştır. Katılımcıların yaklaşık % 44’ü ışınlanmış tavuk etine ışınlanmamış olan tavuk etiyle aynı fiyatı, yaklaşık % 42’si ise ışınlanmamış tavuk eti fiyatının % 5 veya daha fazlasını

Işınlamaya karşı tüketici tavrının belirlenmesine yönelik olarak 918 kişi ile gerçekleştirilen bir anket çalışmasından elde edilen sonuçlar Tablo 10.3’de gösterilmektedir. Tüketicilerin % 72’si ışınlama teknolojisinden haberdardır. Bunların % 87.5’i ışınlama hakkında bir şeyler duyduğunu ancak bunun çok fazla olmadığını belirtmiştir. Tüketicilerin % 30’undan fazlası ışınlanmış gıdanın radyoaktif olduğuna inanmaktadır. % 45’i ışınlanmış gıdaları satın alabileceklerini, % 19’u ise satın almayacaklarını ifade etmiştir. Diğerleri ise kararsız kalmıştır [26].

Tablo 10.3. Işınlama konusunda tüketici bilgisi [26]*

Doğru (%) Yanlış (%) Yorumsuz (%)

Işınlanmış gıdalar radyoaktif hale gelirler 32.6 18.7 48.7 Işınlanmış gıdalar yeniden kontamine olmazlar 7.4 46.8 45.8 Işınlanmış gıdalar kalitelerini korurlar 54.1 8.8 37.1

Işınlama işlemi yasaldır 7.8 21.4 70.7

* Tablo değerleri orijinal çalışmaya ait verilerdir.

1997 yılındaki CBS (Central Broadcasting System) haberlerine göre % 91’ini kadınların oluşturduğu bir ankette, katılımcıların % 73’ü gıdaların ışınlanmaması gerektiğini, % 77’si ışınlanmış gıdaları tüketmeyeceğini belirtmiştir [3].

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri tarafından gerçekleştirilen bir ankete Connecticut, Georgia, Minnesota, Oregon, California, Maryland ve New York’tan 10.000’den fazla yetişkin katılmıştır. Bunlardan % 49.5’u ışınlanmış et ve tavuk etlerini satın almaya istekli olduğunu belirtmiştir. % 31.8’i ise böyle bir taleplerinin olmayacağını bildirmiştir. Katılımcılara ışınlanmış ürünler için daha fazla para ödeyip ödemeyecekleri sorulduğunda ise % 22.7’si kıyma için, % 24.5’u tavuk eti için daha fazla para ödeyebileceğini söylemiştir [3].

Şubat 2000’de patojenleri kontrol etmek için çiğ et ve tavuk etinde ışınlama işleminin hükümet tarafından onaylanmasından sonra Florida ve Minnesota’da marketler ışınlanmış et stoklamaya başlamıştır. Işınlanmış sığır etinin tüketici tarafından kabul edilebilirliğinin belirlendiği bir çalışmada, araştırmacılar 4 tüketici grubu belirlemişlerdir: • Satın almaya oldukça istekli olanlar % 27

• İlgilenenler % 34

• Şüpheli olanlar % 24

• Kabul etmeyenler % 15

İlk üç grup, ışınlanmış kıymayı satın almak için potansiyel oluşturmaktadır. Tüketiciler için düzenlenen eğitim programları ve ürün kalitesi ile ilgili araştırmalar sayesinde ışınlanmış gıda pazarı, gelişme imkanı bulabilecektir. % 15’lik kabul etmeyen grup ise zaten yeni bir ürüne karşı olan kişilerdir. Ayrıca araştırmacılar, ışınlamanın elektron demeti teknolojisini de içermesine rağmen tüketicinin ‘ışınlama’ kelimesi ile problemi olduğunu, bu nedenle ismin değişmesinin faydalı olacağını bildirmektedir. Ancak hükümetin onayı bu teknoloji için ‘ışınlama’ şeklindedir [23,27].

Işınlanmış sığır eti ile gerçekleştirilen bir çalışmada, haftada en az iki kere sığır eti tüketen 207 kişiye temsili süpermarket testi uygulanmıştır. Işınlanmış ve ışınlanmamış ürünlere aynı birim fiyat verilmiştir. Işınlanmamış ürünler için bilinen etiketli paketler, ışınlanmış ürünler için ise ışınlandığını gösteren etiketlerin yer aldığı paketler kullanılmıştır. Ayrıca ışınlanmış gıdalarla

ilgili olarak poster sunulmuştur. Elde edilen sonuçlar ambalaj etiketi ve poster sunumunun ışınlanmış sığır etinin satın alınmasında önemli bir etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Başlangıçta ışınlanmamış sığır etini tercih eden tüketicilerin bu konu hakkında bilgi sahibi olduktan sonra ışınlanmış ürünü tercih ettiği, bazılarında ise bunun tam tersinin gözlendiği tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, ışınlamanın yararları hakkında tüketicilere daha fazla eğitim verilmesi gerektiğini ve olumsuz etkinin ortadan kaldırılması için daha fazla bilgiye ihtiyaç olduğunu göstermektedir [24].

2002 yılında Teksas’da değişik süpermarketlerde 484 tüketici ile gerçekleştirilen ışınlanmış sığır eti ile ilgili bir anket çalışmasında; gıda ışınlamanın ne olduğu ve yararları hakkında bilgi verildiğinde satın alma oranının % 50’den % 80’e yükseldiği tespit edilmiştir. Ayrıca katılımcıların yaklaşık % 67.1’i radura sembolünün kalite güvencesi olarak ışınlanmış paketler üzerine yer alması gerektiğini söylemiştir. % 5.5’ ise bu sembolün uyarı anlamına geleceğini ve bu şekilde etiketlenmiş ürünlerin kabul görmeyeceğini belirtmiştir. % 17.1’i ise bu sembolün ürünü satın alma kararını etkilemeyeceğini bildirmiştir [28].

2003 yılında Atlanta’da ışınlanmış gıdalara karşı tüketici tutumunun son 10 yılda nasıl değişiklik gösterdiğini belirlemek amacıyla bir anket çalışması düzenlenmiştir [8]. Elde edilen sonuçlara göre ışınlanmış gıdaları satın almak isteyen tüketicilerin sayısında belirgin bir artış gözlenmiştir (Şekil 10.1). Ayrıca tüketiciler pestisitler, hormonlar, gıda katkıları, bakteriler ve toksinler konusunda ışınlama prosesine oranla çok daha endişelidirler. Tüketicilerin gıda ışınlama konusundaki kaygıları ise son 10 yıl ile kıyaslandığında önemli miktarda azalmıştır (Tablo 10.4).

28,7 71,3 69 31 0 10 20 30 40 50 60 70 80

satın almak isteyenler satın almak istemeyenler

kabul oran

ı (%)

1993 2003

Şekil 10.1. Tüketicilerin ışınlanmış gıdaları satın alma istekleri [8]

Amerika Birleşik Devletleri’nde 1980’li yılların ortalarından beri ticari olarak baharat ışınlanmaktadır. Başlangıçta üretim oldukça düşük olmasına rağmen 1991 yılından başlayarak ışınlanmış baharat, şifalı otlar ve aromalı bitkilerin satışında artış gözlenmiştir. 1997 yılında Kuzey Amerika’da ışınlanan ürün miktarı yaklaşık 34.000 ton, 1998 yılında ise 38.000 tondur [29].

Tablo 10.4. Işınlama konusunda tüketici endişeleri* [8]

1993 2003

Gıdaların radyoaktif hale gelme olasılığı 3.48 3.28

Besin değerinin azalma olasılığı 3.68 3.38

Işınlama tesislerinde çalışanların hastalanma riski 3.82 3.45

Çevre kirliliğine sebep olması 3.84 3.41

Işınlanmış gıdaların fiyatının yüksek olması 3.77 3.76

*Değerlendirmede 5’li hedonik skala kullanılmıştır (1=hiç endişeli değil, 3= biraz endişeli, 5= oldukça endişeli)

Belgede Gıda ışınlama (sayfa 185-189)