• Sonuç bulunamadı

4. TÜRKİYE-RUSYA SİYASİ VE TİCARİ İLİŞKİLERİ (1991 2001)

4.2. Rusya Federasyonu ve Türkiye’nin Ticari İlişkileri (1991 2001)

4.2.2. Rusya Federasyonu’nun Dış Ticareti

Türk Rus ticari ilişkilerinin ileriye yönelik stratejilerin ne olması gerektiğine geçmeden önce siyasi, sosyal ve ekonomik bakımdan önemli bir yapısal değişiklik göstermiş olan Rusya Federasyonunun dış dünyla ticari ilişkilerinin ve hali hazırdaki ekonomik durumunun ana hatlarıyla özetlenmesi gerekir. Piyasa ekonomisi geçiş sürecinde fiyatların tespitinde piyasa mekanizmasının işlerlik kazandırılmasına bağlı olarak 1991 yılından itibaren Rusya Federasyonu ekonomide yüksek enflasyonla birlikte önemli oranda bir daralma yaşamıştır. 1991-1994 döneminde GSYİH her yıl yaklaşık % 15 düzeyinde azalma göstermiştir. 1992 yılında enflasyon oranının yaklaşık % 2500 gibi rekor seviyeye çıkmasından sonra 1994 yılında bu oran % 320 düzeyine kadar düşürülmüştür. 1995 yılında alınan bazı ekonomik önlemlerin sonucunda GSYİH oranındaki azalma % 4 civarına kadar gerileme göstermiştir. Enflasyon oran ise hedeflere ulaşmasa da önemli seviyede düşmüş ve yılın sonu itibarıyla enflasyon % 133 düzeyinde gerçekleşmiştir.118

117 Selçuk, a.g.e., s. 55-57.

-Enflasyon 1996 yılında aylık bazda %0,2 sevilerine kadar gerileyerek, yıl genelinde enflasyon oranı reform sürecinin başlangıcı olan 1992 yılından o zamana kadar en düşük düzey olan %21,8 oranında gerçekleşmiştir.

-Rusya Federasyonun kurulmasından şimdiye kadar geçen zaman süresince özelleştirme alanından oldukça önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Sanayide şimdilerde istihdam edilen işçi sayısının % 80 fazlasının özel sektörde çalışan kesimden oluştuğu görülmektedir.

-Dış borç artışının ekonominin üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesi için 1995 yılının sonunda toplamda 121 milyar dolar seviyesine çıkan dış borç stokunun 38,7 milyar dolarlık bölümü 29 Nisan 1996 tarihinde Paris Kulübü ile imzalanmış olan anlaşma ile yeni bir takvim ile belirlenmiştir.

-IMF ile yapılmış olan anlaşmaya göre, 1996-1998 dönemini kapsayan 10,2 milyar dolarlık yeni kredinin sağlanması açısından mutabakat ortaya çıkmıştır. Buna göre kredinin kullanılmasına olanak sağlanmıştır. Fakat 1996 yılının sonlarına doğru IMF Rusya Federasyonun yüksek miktarlara ulaşan vergi kaçağını önlemek için gereken düzenlemeleri yapmadığı gerekçisi ile kredi kullanımını askıya almıştır.

-Kredi derecelendirme kuruluşları tarafından Rusya’nın ekonomisine dair olumlu beklentiler 1999 sonlarına doğru onaylanmıştır. Buna göre Rusya’nın borç ödeme kapasitesinin Arjantin ile Brezilya’nın üzerine çıkarılmasına karar verilmiştir.

-1992 yılından itibaren dış ticaretin gelişen trendi 1995 yılında da artarak devem etmiştir. Yapılan ithalat önceki yıla göre 35,7 milyar dolardan 57,9 milyar dolara yani % 62 seviyesinde artış göstermiştir. İhracat rakamlarında ise aynı oranda artış olmuştur. 48 milyar dolar olan ihracat 77,8 milyar dolara yükselmiştir.

Dış ticaret hacmi de bu rakamlara göre 135,7 milyar dolar olarak, dış ticaret fazlası ise 19,9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. Dış ticarete konu edilen mallar değerlendirildiğinde ithalatın toplan % 30 kadarının gıda maddelerinden meydana geldiği, doğalgaz ve petrol satışı ile elde edilen gelirin de toplam ihracatın yaklaşık ,% 30 oranında olduğu görülmüştür.

-Yabancı sermaye yatırımı 1992-1994 döneminde 4 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu rakam 1995 yılı sonunda ise 6 milyar dolar düzeyine çıkmıştır.

Rusya Federasyonu son zamanlarda uluslararası kuruluşlarla ilişkilerin iyileştirilmesi ve dünya ekonomi sistemiyle bütünleşme amacıyla önemli adımlar atmıştır. Bunun için gerekli olan yasal alt yapının oluşturulması için gerekenler yapılmıştır. Bunun doğrultusunda 1994 yılının sonunda DTÖ üyelik başvurusu yapılmış ve katılım müzakerelerinin yakında sonuçlanması için beklenmektedir.119

Diğer yandan Rusya ve AB ile 24 Haziran 1994 tarihinde Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmanın hükümleri de 1 Şubat 1996 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bunun yanında Avrupa Birliğinin Rusya Federasyonuyla yakın ticari, siyasi ve ekonomik ilişkileri olan Beyaz Rusya, Ukrayna ve Moldova ile 1994 yılında Ortaklık ve İşbirliği Anlaşmaları imzalanması ilerleyen süreçte Rusya ve diğer ülkelerle Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmasının önemli bir aşaması olarak görülmektedir.120

Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılmasıyla Rusya’daki dış ticaret hacmi de artmaya başlamıştır. 1990 yılından itibaren Rusya’nın ticarete konu olan ürünlerinin ihraç değerleri dikkate alındığında ilk sıralarda ham petrol, kömür, doğalgaz, kereste gibi ürünler bulunmaktadır. Bu dönemde Rusya ihracatının önemli bir kısmı hammadde ve enerji ön plandadır. Metalürji ürünleri, doğalgaz ve petrol Rusya döviz gelirlerinin yaklaşık 2/3 kadarını oluşturmaktadır.121 Ticaret bağımlılık oranı 1992

yılında % 18,22 oranında iken 1998 yılında % 40,52 oranına yükselmiştir. Bu süreçte hem ihracat hem de ithalat artmaya başlamıştır. İhracata bağımlılık oranı 1992 yılında % 9,78, ithalata bağımlılık oranı da % 8,44 olmuştur. Bu oranlar 1998 yılında da % 25,09 ihracat, % 15,43 ise ithalatta gerçekleşmiştir.122 Rusya Federasyonu’nun

piyasa ekonomisine geçişiyle birlikte dış ticaretinde de olumlu gelişmeler olmaya başlamış, ülkenin ticaret hacmi 1990’lı yılların ortalarına kadar artarken, 1997 yılından sonra özellikle 1998 Moskova Krizinden sonra büyük düşüşler yaşanmıştır. Rus ekonomisinin genel yapısı büyük oranda dünyada doğalgaz, ham petrol ve alüminyum fiyatlarında artışlarına bağlı olarak Rusya’nın ihracat gelirlerini artırdığından bu da GSHM üzerinde olumlu bir etki yapmıştır. Rusya’da 1998 krizi üretimde büyük bir daralmaya yol açması nedeniyle dış ticaret rakamlarında düşüşler

119 Zubarev, s.199

120 M. Porter, Mejdunarodnie Konkurenchiya, Moskova, 2000, s.20. 121 Avdokuşin, 2001: 92

meydana gelmiş, 1998 krizi sonucunda Rusya’nın bu tarihte yaptığı toplam ihracatı bir önceki yıla göre % 15 oranında azalarak 74,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Buna karşın ithalatın da bir önceki yılla kıyaslandığında % 12,7 azalarak 59,2 milyar dolar seviyesine inmesi sonucunda dış ticaret hacmi 134,1 milyar dolar seviyesine gerilemiştir. 1997 yılında 14,7 milyar dolar değerindeki ham petrol ihracatı, 1998 yılında 10,2 milyar dolar seviyesine inmiş, ancak daha sonradan artarak 2000 yılında kriz öncesi seviyeyi de aşarak 25,3 milyar dolar seviyesine çıkmıştır.123

Rusya’nın 1999 yılından başlayarak krizden çıkma belirtileri göstermesi dış ticaret verilerinde yeniden olumlu gelişmeler olarak yansımıştır. Bunun sonucunda 2000 yılında dış ticaret hacmi 150,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Rusya’nın serbest piyasa ekonomisine geçişten sonraki süreçte ilk kez ihracatı 100 milyar dolar sınırını aşarak 105,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İthalatı ise daralmaya bağlı düşük seviyesini koruyarak 44,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu durum, 1990’lı yıllarda, kayıt dışı ticaret olarak başlayan bavul ticaretinin, hızla yüksek oranlara ulaşarak ticarete rengini verdiğini görüyoruz. Bu ise en çok Türkiye–Rusya ticaretine olumlu yansımıştır. Bavul ticaretine ilişkin bir değerlendirme yapmak gerekirse bu dönemde Türkiye- Rusya dış ticaret hacmi yaklaşık 2,5 milyar dolar seviyesinde iken, iki ülke arasındaki bavul ticaretinin hacmi ise bunun yaklaşık iki katı 5 milyar dolar civarında gerçekleşmiştir. Rusya’nın mal ve hizmet gereksinimi için yapılan ithalat bavul ticareti yoluyla başta Türkiye, Polonya, Çin, Ukrayna, İtalya gibi ülkelerle gerçekleştirilmiştir.124

Tablo 9: Rusya Federasyonu Yıllık Dış Ticareti (Milyar $)

123 DTM, 2002

Rusya’da Kriz öncesini ve sonrasını içeren dönemde (1997-2000) ithal edilen başlıca ürünlerin oransal değerlerine bakıldığında gıda maddelerinin ilk sırada yer aldığı ilaç, giyim, makine ve teçhizat gibi ürünlerin onu izlediği görülmektedir. Bu dağılma sonrasının üretim ve tüketim kalıplarına uygun bir sıralamadır. Yine bu dönemde Rusya’nın ithalatının, ihracatının aksine çok daha geniş bir ürün yelpazesine sahip oluşu yanında ayrıca ithal edilen mal çeşitleri de her yıl önemli değişiklikler göstermesi de bunu desteklemektedir. Buna göre 1990’lı yılların başlarında Rusya Federasyonunca gıda maddeleri, ilaç, sigara ve tüketim mallarının ithali önceli taşırken, kargaşanın nispeten bittiği 1995 yılında ise bunu inşaat malzemeleri, mobilya, otel ve lokanta araç gereçleri almış, daha sonraki dönemlerde ise elektronik eşya ve telekomünikasyon ürünlerinin talebi artmıştır. Hemen kriz öncesinde 1997 yılının ithalat rakamları bu durumu uygun bir dizilim gösterir. İlk sırada % 19,9 oranında makineler, elektrikli makineler ve taşıtlar grubu, ikinci sırada % 15,2 oranında gıda ve içecek, tütün grubu yer alırken kimyasallar ise % 9,5 oranında talep görmüşlerdir. Yine bu tarihte taşıtlar % 3,4, demir çelik ürünleri % 3,5, madeni yağlar % 2,8, giyim ve ayakkabı % 1,0 oranıyla yer bulmuştur. Ertesi yıl 1998 yılı ithalat ürünleri içinde ise makineler ve taşıtlar grubu % 26 oranında en önemli kalemi oluşturmaktadır. 1998 Ağustos krizinin ardından ruble %75 oranında değer kaybına uğradığından ithalat oranı yarı yarıya kadar azalmıştır. İnşaat malzemeleri, gıda ve içecek ürünleri, ilaç, sıhhi tesisat mal çeşitleri en fazla düşen gruplar içindedir.125

Rusya Federasyonu’nun dışa açılmasıyla birlikte dış ticarete olan ihtiyacı da artmıştır. Buna bağlı olarak hem ülkedeki mevcut sermeyenin dışarıya çıkışı hızlanmış, hem de ithalat yoluyla ülkedeki mal talebi karşılanmaya çalışılmıştır. Artan enerji fiyatları sayesinde 2000’li yıllarda hammadde ihracatının toplam mal ithalatına oranla daha yüksek olmasıyla ülkenin dış ticaret dengesinin olumlu seyretmesi ve dış ticaretin gelişmesi sağlanmıştır.126

125 www.gks.ru 126 Skazov, 1998: 7

4.3. Rusya Federasyonu-Türkiye Arasında Ticari İşbirliği ve Müteahhitlik