• Sonuç bulunamadı

2. TÜRK İNŞAAT SEKTÖRÜ VE YURT DIŞINDAKİ GELİŞİMİ

2.2. Türk Müteahhitlik Hizmetlerinin Tarihi Gelişimi

2.2.4. Küresel Rekabet Dönemi (1990-1999):

projeye 1972 de Libya'da dâhil olan Türk inşaat firmalarının, 1990'larda iç ve dış siyasi çalkantılar nedeniyle başka pazar arayışları başlamıştır. 1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nin dağılması sonucunda yeni devletler kurulmuş ve Türk müteahhitleri bu yeni kurulan bağımsız devletlerde projelere katılmıştır. Aynı dönemde, Orta Doğu ülkeleri ile Libya'daki ekonomik bunalım ve siyasi belirsizlikler nedeniyle Türk müteahhitleri ilgilerini diğer komşu ülkelere yöneltmek zorunda kalmış, Balkanlar ve Avrasya ülkeleri bu dönem önem kazanmaya başlamıştır. Başta Rusya Federasyonu olmak üzere Ukrayna, Orta Asya Cumhuriyetleri, Almanya ve Pakistan’da aldıkları birçok büyük ihaleyi başarıyla gerçekleştirmişlerdir.69

1990 - 1999 döneminde, tablo 70’li ve 80’li yıllardan çok farklı bir görünüm kazanmış, Rusya Federasyonu ve diğer Avrasya ülkelerinde tamamlanan projelerin sayısı uluslararası işlerin yaklaşık % 60'ını oluşturmuştur. Bu on yılda en önemli pazar eğiliminde değişim ve çeşitlenme kendini gösterir. Rusya Federasyonu'nun payı % 34.5 e yükselirken, Libya'nın bundaki payı sert bir düşüş ile (%13.7) inmiş, onu Kazakistan (%7.8) ve Türkmenistan (%6.7) takip etmiştir. Pakistan (% 6.6), Özbekistan (%3.9) olurken, Suudi Arabistan (%3.1), Azerbaycan (%2.6), Bulgaristan (%2.6), ABD (%2.5) ve Hırvatistan (%2.2) yeni pazarlar haline gelmiştir. Önemli gelişmelerin diğerleri de, Suudi Arabistan'daki işlerde yaşanan kayda değer düşme ve Irak'ın ortadan kaybolmasıdır. İşlerde konut inşaatlarının payı (%24.9) daha önceki döneme oranla gerilemiş, ancak konut bu dönemde de birincil faaliyet alanı olarak yerinin korumuş, onu sırasıyla yol/köprü/tünel (%12.7), endüstriyel tesis (%9) ile iş merkezi (%8.1) izlemiştir.70

Pazar ve ürünün çeşitlendiği, küresel rekabete hazır hale gelindiği 1985 - 2000 yılları arasında yurtiçi pazarda yabancı ortaklarla işbirliği ile büyük ölçekli altyapı projelerini gerçekleştiren Türk inşaat şirketleri ürettiği hizmetlerin kalitesini uluslararası standartlara çıkarmış, yine proje yönetimi ve uluslararası mali

69 Tunç Tayanç, a.g.e., S. 64- 118.

70 S. Çelik, (2007), Türk İnşaat sektörü ve İnşaat Sektörünün Ülke Ekonomisine Etkilerinin

Araştırılması, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler

kuruluşlarla ilişkiler konusunda kalıcı deneyimler elde etmişlerdir. Bu dönemde Petrol ve enerji fiyatlarındaki artışla bağlantılı olarak coğrafi bakımdan petrol ve doğalgaz zengini ülkelerle komşuluğun ve kültürel yakınlığın getirdiği üstünlükleri kullanmışlardır. Çekici iş fırsatları sunan bu ülkelerde Türk müteahhitlerinin yatırımları artmış çoğu kere yurtdışından alınan işlerde yıllık hedeflerin üzerine çıkılmıştır. Yukarıda anlatıldığı gibi pazarların çeşitlenmesi ve belli proje türlerinde uzmanlaşmanın öne çıktığı bu dönemde, Türk müteahhitlerinin ihale aldıkları ülke sayıları artmış olmakla birlikte ülkelerin iş toplamındaki payları da buna bağlı olarak azalmıştır. Daha sonraki dönemleri de etkileyecek önemli gelişmeler arasında, Körfez Savaşı sonrası başlatılan yoğun imar çalışmaları sayesinde Irak’ın Türk girişimciler için yeniden önemli pazarlar arasına girmiş olması söylenebilir. NATO öncülüğünde Afganistan ve Irak'a gerçekleştirilen müdahaleler sonrasında bu ülkelerde başlatılan imar çalışmaları, Türk müteahhitleri tarafından yakından izlenmiştir.71

1990’lı yıllara gelindiğinde Libya ve Orta Doğu ülkelerindeki ekonomik buhran, siyasi belirsizlikler nedeniyle Türk müteahhitler yakın ülkelere yönelmiş, özellikle Balkan, Avrasya ve Asya ülkeleri gündeme gelmiştir.72 Bu dönemde Rusya

Federasyonu ile diğer Avrasya ülkelerindeki tamamlanmış projelerin oranı yaklaşık yurtdışı işlerin %60 kadarıdır. Bu süreçte en önemli husus pazar çeşitlenmesinin olmasıdır. Rusya Federasyonu bu dönemde % 34,5 oranına yükselmiş, Libya’da ise önemli oranda düşüş olmuştur. Bu ülkelerin dışında Kazakistan, Türkmenistan, Pakistan, Özbekistan, Bulgaristan, Suudi Arabistan, Azerbaycan, ABD, Hırvatistan müteahhitlerin yeni pazarları olmuştur. Ayrıca Suudi Arabistan’daki projelerin düşmesi ve Irak’taki işlerin tamamen yo olması da bu dönemin önemli gelişmeleri arasındadır. Konut inşaatları bu dönem gerilemiş olsa da yine ilk sıradaki yerini korumuştur. Bunu köprü, yol, tünel, endüstriyel tesis ve iş merkezi inşaatları takip etmiştir.

1993-2003 yılları arasında Türkiye ekonomisinin büyüme oranı % 26,13 olurken, inşaat alanı ve kamu inşaat sektöründeki yatırımların azalmasıyla temel sektörlerden tek küçülme gösteren sektör olmuş ve % 22,4 nispetinde daralma meydana gelmiştir.

71 S. Çelik, (2007), s.

Bu süreçte küçülmenin başlıca nedeni inşaat sektörünün ekonomideki ve talepteki değişime ayak uyduramamasıdır. Türk inşaat sektörü uzun dönem küçülen ve ekonomik krizlerden en fazla etkilenen sektör olmuştur. 1980 li yılların sonunda Avrasya’daki siyasi değişimler Türk müteahhitlik firmalarının yurtdışındaki iş fırsatlarının gelişmesine, firmaların Rusya Federasyonu yanında yeni Orta Doğu ülkelerine yönelmesine neden olmuştur. Ürdün, Amerika Birleşik Devletleri, Yemen, İran, Tunus, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri faaliyetlerin yaygınlaştığı diğer ülkelerdir. Daha öncesine göre düşüş olsa da bu dönemde yurtdışı müteahhitlik faaliyetleri %55,2 oranında Libya ağırlıklı gerçekleşmiştir. Bunu Suudi Arabistan ve Irak takip etmiştir. SSCB dağılınca Rusya Federasyonu % 3,8 oranında bu dönem faaliyetlerin gerçekleştiği ülke olmuştur.73

2.2.5. 2000’li Yıllar: 2001 yılıyla birlikte ortaya çıkan ekonomik kriz Türk inşaat firmalarını uluslararası müteahhitlik hizmetleri faaliyetlerine sevk etmiştir. İç ve dış pazarda ki sorunlar inşaat piyasasına açılımı cazip hale getirmiştir. Bu yıllardaki Türk alt yüklenicilerdeki rekabet sektörde hızlı gelişmelere sahne olmuştur. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) sektördeki gelişmenin ekonomik büyümenin bir sonucu olduğunu ve bunun 2008'deki ekonomik gerilemeye kadar sürdüğünü belirlenmiştir. Bu 2001 ve 2008 ekonomik krizleri uluslararası müteahhitlik hizmetlerini etkileyen en önemli unsurlardır. 2001 krizinden sonra yurtiçi yatırımlar önemli oranda azalmıştır. Yurtiçindeki ihalelerde varlığını sürdüren "aşırı düşük teklif" sorunu da nitelikli firmaların kendi ülkelerinde iş yapamaz duruma getirmiş ve iş geliştirme çabaları da yurtdışına yoğunlaşmalarına yol açmıştır.74

Tablo 5 : GSYİH ve İnşaat Sektörü Yıllık Büyüme Hızları

73 Tayanç, a.g.e., s. 122. vd. 74 TMB, 2012

Kaynak: ‘’TÜİK’’

2000 li yıllar Türk müteahhitlik hizmetleri özellikle 2001 krizi sonrasında önemli bir gelişme göstermiştir. Bunun sonrasında ortaya çıkan küresel finans krizi etkilerini gösterdikçe yurtdışı işlerde önemli oranda düşüş kaydedilmiştir. Rusya Federasyonu ile yapılan projeler % 15,5 seviyesine gerilemiştir. Diğer ülkelerde de önemli oranda düşüş meydana gelmiştir. 2000 yılına kadar konut sektörüne eğilen Türk müteahhitlik firmalarının bu dönem sonrasında konut projeleri de azalmaya başlamıştır. Bu dönem konut projeleri toplam projeler içinde % 9,8 oranında yer almıştır. Bunun dışında tünel, köprü, yol, iş merkezi, endüstriyel tesis, boru hattı gibi projelerin de arttığı gözlenmiştir. Yurtdışındaki Türk müteahhitlik hizmetlerinin bu dönemdeki hızlı gelişiminde bazı faktörler rol oynamıştır. Bunları yurtiçindeki iş olanaklarında daralma, yurtdışındaki iş olanaklarının cazibesi ve müteahhitlerin artan rekabet gücü olarak değerlendirmek mümkündür.75

2001 krizi ile birlikte yurt içi yatırımlar büyük oranda azalmıştır. Ayrıca yurt içi ihalelerde aşır düşük teklif verme sorunu da nitelikli müteahhitlik firmalarını zora sokmuştur. Kendi ülkelerinde iş yapamaz duruma gelen firmalar, iş geliştirme için yurtdışına açılma ihtiyacı duymuştur. 2000 yılına kadar yurtiçinde yabancı ortaklarla iş birliği içinde çalışan, önemli projeler gerçekleştiren Türk müteahhitlik firmaları proje yönetimi, üretim ve uluslararası finans kuruluşlarıyla ilişkiler bakımından önemli bir tecrübe kazanmıştır. Petrol fiyatlarının artmasıyla petrol ve doğalgaz açısından zengin olan, coğrafyamıza yakın, kültürel açıdan uygun ülkelerde yatırımlar yükselmiştir. Bu Türk müteahhitleri bakımından çekici bir iş fırsatı haline gelmiştir. Bu faktörlerin etkisiyle Türk müteahhitlik firmalarının yurtdışından aldıkları iş tutarları beklenen yıllık hedeflerin çok üzerine çıkmıştır. Bu dönemde pazarların çeşitliliği, belli proje türlerinde uzmanlaşma ana trendler arasında yerini almıştır. Türk müteahhitlik hizmetlerinin götürüldüğü ülkelerin sayısı artmıştır. Bu ülkelerin iş toplamındaki payını da göreceli olarak azaltmıştır. Bu dönemin önemli gelişmeleri arasında savaş sonrasında Irak’taki imar çalışmaları nedeniyle ülkenin önemli yurtdışı pazarların arasında girmesidir. Türk müteahhitleri Afganistan ve Irak’taki müdahalelerden sonra imar çalışmalarını yakından takip etmiştir. Türk

inşaat sektörünün her iklim koşuluna göre dünyanın her bölgesinde kaliteli projeler üretebilecek kapasitesi bulunmaktadır. Ancak inşaat sektörünü güçlü yanları yanında zayıf tarafları da bulunmaktadır.

Sonuç olarak inşaat sektörünün oluşturduğu katma değer ile istihdam olanakları ülke ekonomisinin açısında farklı bir öneme sahiptir. Çoğunluğu ulusal sermaye dayalı olan sektör pek çok meslek dalını da kapsar. Bu nedenle istihdam kapasitesi de oldukça yüksektir. Gerek ulusal alanda gerekse uluslararası alanda deneyimi yüksek olan inşaat sektörü iki yüz üzerindeki alt sektörle ilişkileri nedeniyle lokomotif sektör olarak tanımlanır. İnşaat sektörünün konut inşası dışında demiryolu, havaalanı, karayolu, liman, baraj, ticari yapı, sanayi yapıları, sulama tesisleri, elektrik santralleri gibi yapıları inşasını da kapsadığı belirtilmelidir. Ülkelerin gelişmesinde ana eksen inşaat sektörüdür. Yaşamsal mekânların yapılması, bunların yaşanabilir kılınması için ilk aşama inşaat ile başlar.76

İnşaat sektörünün maliyetlerini meydana getiren değişkenler işgücü, arazi ya da arsa, yapı malzemeleridir. Sektörde talebi belirleyen unsurlar ise göç, nüfus artışı, gelir düzeyi, kentleşme, yenileme ve arz olarak belirtilebilir. İnşaat sektöründe arzı konu talebindeki gelişmeler, yapı malzemesi, finansman, alt yapı, yerleşim alanları, arsa, örgütlenme ve girişimcilik olarak gösterilebilir. Ekonominin büyümesiyle Türk inşaat sektöründeki büyüme potansiyelinin arasındaki ilişki bazı iç ve dış faktörlerle bağlantılıdır. İnşaat sektörünün özellikle dış faktörlere karşı aşırı duyarlı olması, krizle erken giren, geç çıkan, piyasanın olumsuz koşullarından ilk başta etkilenen, olumsuz koşulların ortadan kalkmasıyla da en kısa sürede toparlanabilen bir sektördür. Hükümetler işleyişte inşaat sektörünü bir regülatör olarak kullanmaktadır. Ekonomi hızlı bir şekilde büyüme sürecinde olduğunda mevcut inşaat projelerini azaltmayı, ekonomide talep azlığı olduğunda ve işsizliğin yükseldiği dönemlerde de inşaat sektörünü yatırımlar yardımıyla canlı tutmaya gayret ederler. İnşat sektörü ekonomi açısından itici güç olmaktadır. İstihdam için önemli bir katkı yapmaktadır. Krizlerden de hızlı etkilenmektedir.

İnşaat sektörünün temel özellikleri arasında temel olarak çalışmasının emekle yoğun bir teknoloji ile olması ve aynı zamanda işsizliğin azaltılması, yüksek istihdam kapasitesinin olmasıdır. Dolayısıyla gelişmekte olan ülkelerde nüfusun hızlı arttığı dönemlerde hem istihdam sağlanması hem de nüfusun konut ihtiyacının karşılanması için inşaat sektörünün konumu önem taşımaktadır. Sektör özellikle vasıfsız işgücü açısından geniş istihdam olanakları sağlar. Ekonomik daralmanın ve genişleme süreçlerinde inşaat sektörünün bünyesindeki istihdam sayısının da daralması ve genişlemesi söz konusu olduğundan ekonomik gelişmeleri doğrudan etkiler. Türk inşaat sektöründe müteahhitlik firmalarının yurtdışından başarıyla sağladığı yüksek hizmet gelirinin yurtiçine de yansıması beklenmektedir. Yurtiçinde çok sayda yüklenici müteahhitlik hizmeti sunmaktadır. Bu firmaların pek çoğu küçük ölçekli aile ya da şahıs firmasıdır. Bu açıdan inşaat sektörünün gelişmesi, üretim kapasitesinin arttırılması, teknik alt yapının ve birikimin olması, profesyonelleşme ihtiyacı duyulmaktadır. Ayrıca Türk inşaat sektörünün geleceği açısından sektörde yapı denetim sistemi, mevzuat ve tüm uygulamaların değerlendirilmesi ve iyileştirilmesi, sektördeki işgücü niteliğinin yükseltilmesi için bazı tedbirlerin alınması gerekmektedir. İnşaat sektörü ülke için hem yurtiçinde hem de yurtdışında ciddi oranda gelir yaratan konumundadır. Küresel rekabet koşullarında sektörün mücadele edebilmesi, ayakta kalabilmesi, uluslararası pazarda üretim kalitesiyle yer alması açısından fiziki ve beşeri sermeyesinin güçlendirilmesi gerekmektedir. İnşaat sektöründe son zamanlarda insan faktörünün niteliğinin arttırılması için devlet politikaları çerçevesinde kurum eylem planları uygulamaya girmiştir. Bu tür destekler olduğu sürece Türk inşaat sektörü hızla gelişimini sürdürecektir.77

Yurtdışındaki Türk müteahhitlik hizmetlerinin ülke için sağladığı katma değerin yanında dış ticarete katkı yapması ve istihdam kapasitesini arttırarak ülke ekonomisinde önemli bir yer edinmiştir. Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri geçmişten bugüne kadar önemli bir performans göstermiştir. Özellikle sektördeki son 30 yılda meydana gelen değişimlerle birlikte sektörün dünyada önemli bir yeri olmuştur. Türk müteahhitlik hizmetleri günümüzde uluslararası arenada adeta aranan bir marka haline gelmiştir. Türk müteahhitlik firmaları dünyanın her yerinde rakipleriyle 103 ülkede kaliteli ve uygun fiyatlı üretim ile başarılı bir şekilde rekabet etmektedir. Çok

sayıda Avrasya, Afrika ve Orta Doğu ülkesinde hem müteahhitlik hem de inşaat malzemeleri üretimi, sanayi, konut ve turizme kadar etkili olan çeşitli yatırım alanlarında faaliyetini sürdüren Türk müteahhitleri aynı zamanda uluslararası iş birliğine de açıktır.78 Bunların yardımıyla Türk müteahhitlik firmaları ilk

üstlendikleri projeden yani 1972 yılından başlayarak 2017 yılının sonuna kadar toplam 119 ülkede üstlendikleri 9252 projeyi 354,6 milyar dolarlık değerle başarıyla gerçekleştirmişlerdir. Bu kapasite ile Türkiye yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde dünyadaki önemli aktörlerden biri durumuna gelecektir. Aşağıdaki listede 1972 ve 2017 arasındaki Türk müteahhitlik hizmetlerinin ülkelere göre dağılımı gösterilmiştir.

Tablo 6 : Ülkeler Toplam Proje Bedeli

Kaynak : Dış Ticaret İstatistikleri ‘’ Ülkelere Göre Dış Ticaret ‘’

78 Tayanç, Tunç., İnşaatçıların Coğrafyası Türk İnşaat Sektörünün Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Serüveni, Tarih Vakfı, Mart 2011.

Türk inşaat sektörünün dolayısıyla Türk müteahhitlik hizmetlerinin Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren günümüze kadar gelişimi beş dönem halinde değerlendirilebilir. Bu dönemler hazırlık, iç pazarın etkinleştirilmesi, uluslararası pazara açılma, Pazar ve ürün çeşitlenmesi ile küresel rekabet olarak gösterilebilir. Bu dönemlerin ikisi 1970 yıllarının başına kadar sürmüştür.

Türk İnşaat Sektörünün Güçlü Yanları

-Güncel, destekli makine ve ekipman parkına sahip olmaları -Teknolojik olanakları ve bilgi birikiminin üst düzeyde olması -Yetenekli teknik personelin aynı zamanda deneyimli olması

-Firmaların ulaşabilecekleri yeteri düzeyde yerli makine ve malzeme yan sanayi olması

-Müteahhitlik firmalarının yeterli düzeyde uluslararası ihalelerde ve iş deneyiminin olması

-Merkezi karar almanın süreçleri ve maliyet odaklı faaliyet ile esneklik -Firmaların farklı iş dallarında deneyim ve uzmanlığa sahip olmaları

-Firmaların projeleri hızlı yapabilme ve mobilizasyon yeteneğine sahip olmaları -Yüksek oranda risk alma potansiyelinin olması

-Yatırım potansiyelinin yüksek olduğu ülkelere coğrafi yakınlık ve lojistik üstünlük

-Müteahhitlik firmalarının iş yapma ve aldığı işi bitirme kararlılığın sahip olması -İnşaat sektöründeki ağır ve tehlikeli olan işlerde çalışacak işçilerin Mesleki Yeterlilik Belgelendirme açısından zorunluluğunun olması

-İnşaat sektöründe maliyetlerin belirli limitlerin içinde tutulabilmesi

-Büyük sermayeye gerek duymadan ve hızlı şekilde hareket edebilmenin mümkün olması

-Yurtdışındaki lokal ihtiyaçların neler olduğunun iyi tanınması ve yerel otoritenin işleyişi ve mekanizmalarının yabancılara göre daha iyi bilinmesi

-Farklı şartlara hızlıca uyum sağlayabilme yeteneğinin olması -Firmaların inisiyatif alma yeteneğine sahip olmaları

Türk İnşaat Sektörünün Zayıf Yanları

-Sektörün içine giriş ve çıkışın kolaylığı nedeniyle sektörde hizmet veren müteahhit sayısının fazlalığı

-Müteahhit sayısının fazla olması nedeniyle sektörde iş hacimlerinin daralması -Sektörde bürokratik engellerin fazla olması

-Müteahhitlik firmalarının özellikle yurtdışındaki işlerde teminat mektubu temininde güçlükler ile karşılaşması

-Yurtdışı inşaat işlerindeki projelerin gerçekleştirildiği ülkelerin mevzuatları konusunda bilgi eksikliği

-Sektördeki aşırı düşük seyreden fiyat tekliflerinin olmasıyla kar oranlarının düşmesi ve sistemde büyük firmaların varlığının azalması

-Sektördeki işçilik maliyetinin yüksek olması

-Sektörün arkasında duracak özel ya da devlet kaynaklı finansman ve sigorta olanaklarının kısıtlı olması ve devlet desteği eksikliği

-Sertifikalı olan işçi sayısında azlık -Finansman kaynaklarının zayıf olması

-Ar-Ge faaliyetlerinde sektör açısından yetersiz olması -Sözleşme ve risk yönetiminde sorunlarının olması

3. SOVYETLERİN DAĞILMASI SONRASINDA RUSYA’DA SİYASİ VE