• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜ TEORİSİ BAĞLAMINDA ÖRNEK OLAY I:

3.3. Kırım Çatışmasının Tarafları

3.3.2. Rusya (Birincil Taraf)

Rusya için tampon bölge konumunda olan Ukrayna coğrafyası, tarihte birçok ulusun geçiş güzergâhı olmuştur. Başkent Kiev, Rusya’nın geçmişteki merkezi olmuştur. İki ülke hem tarihsel hem de kültürel olarak birbirine yakın devletlerdir. Kiev Rus Devleti’nin başkenti Ukrayna topraklarında yer almaktaydı. Ukrayna’nın doğusunda Ortodoks ve Rus nüfusu vardı. Sivastopol 1783 yılından beri Rusya’nın Karadeniz

403 Halit Mammadov, “Rus Dış Politikasında Stratejik- Zihinsel Süreklilik ve Putin'in Dış Politika

133

Donanması’nın komuta merkezi olmuştur. 28 Mayıs 1997 yılında Kiev’de gerçekleşen görüşmede Rusya ve Ukrayna yönetimi anlaşmayı imzalamışlardır. Kırım’da Rusya’nın kullanacağı arazi, altyapı ve deniz; imza tarihinden itibaren 2017 yılına kadar uzatılmıştır404.

Rusya, eski SSCB cumhuriyetlerinde yaşayan Rus nüfusunun güvenliğinden sorumlu olduğunu ileri sürerek “yakın çevre’’ politikasına yönelmiştir. Bu çerçevede B. Yeltsin tarafından Nisan 1993 yılında onaylanan belgede, Rus dış politikasının esasları, “BDT

üyeleriyle ortak güvenlik sistemi oluşturmak için iş birliğinin geliştirilmesi ve geleneksel Rus etki alanlarının korunması” şeklinde belirtilmiştir. Kasım 1993 yılında

açıklanan Rus askeri doktrininde ise Orta Asya’nın da dahil olduğu eski SSCB alanları “Blizhniy Zarubej”, yani “yakın çevre” olarak adlandırılmış ve “yabancı ülke birliklerinin yakın çevre olarak tanımlanan ülkelere yerleşmesinin önlenmesi, yakın çevre ülkeleri ile Rusya arasındaki bütünleşmenin sağlanması” üzerinde durulmuştur405.

V. Putin ile birlikte Rusya’nın yakın çevresinde entegrasyon projeleri yeniden ele alınmaya başlanmıştır. Bunun asıl nedeni Moskova’nın kendisini uluslararası arenada hesaba katılan aktör olarak görmesidir. Nitekim Rusya yeniden büyük güç statüsünü tesis ederken, yakın çevrede belirleyici güç olmasının uluslararası arenada da yansımaları olacaktır. Çünkü uluslararası arenada büyük güç olmanın ve küresel meselelerde söz sahibi olmanın, bulunduğu bölgede belirleyici aktör olmaktan geçtiğini düşünmektedir406.

M. Seyfettin Erol, Ukrayna ve Kırım’ın Rusya’nın güneye doğru yayılma politikasının ayrılmaz bir parçası olmasının ne ifade ettiğini şöyle anlatmıştır:

“Rusya Kırım’ı kaybederse, Karadeniz'i, Baltıklar ve Hazar arasındaki hat üzerinde tampon bölgeyi ve doğal olarak bölgesel üstünlüğünü, Avrasya Birliği'ni hedef alan Gümrük Birliği Projesi’ni, Yakın Çevresi Politikası ve

404 Soglaşeniye mejdu Rossiyskoy Federatsiyey i Ukrainoy o statuse i usloviyah prebıvanıya Çernomorskogo flota Rossiyskoy Federatsii na territorii Ukrainı,

http://flot2017.com/file/show/normativeDocuments/579, 13.08.2016.

405 Tayyar Arı (b), “Orta Asya’da Güvenlik Sorunları ve İşbirliği Girişimleri”, http://www.tayyarari.com/eser.html, s. 10-12.

406 Habibe Özdal (a), “İç-Bölgesel-Küresel Dinamikler Bağlamında Ukrayna Krizi”,

134

güvenliğini kaybeder. Enerji güvenliğini kaybeder. Böylece orta ve uzun vadede Rusya'nın iktisadi-mali anlamda başlayan ve sonrasında siyasi ve güvenlik bağlamında kendisini gösterecek olan beka sorunu gelir407.

Karadeniz havzasında meydana gelen Kırım’ın ilhakı sonrasında önemli değişimler yaşanmaya başlamıştır. Öncelikle bu bölge uluslararası hukukta kapalı deniz statüsüne sahiptir. 1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde kapalı veya yarı kapalı denizi şöyle tanımlar: "İki veya daha çok devlet tarafından çevrili ve diğer bir denize veya

okyanusa dar bir geçitle bağlı bulunan veyahut da bütünüyle veya büyük bir bölümü ile, iki veya daha çok devletin kara sularından ve münhasır ekonomik bölgelerinden oluşan bir körfez, bir deniz havzası veya bir deniz anlaşılır”408. Diğer taraftan Montrö

Sözleşmesi kapsamında da Rusya’nın endişeleri bulunmaktadır. ABD’nin Karadeniz bölgesinde etkinlik kazanması, özellikle Romanya’daki askeri haraketliliği, Rusya’yı rahatsız etmektedir. Rusya’nın Soçi kentinde gerçekleşen Kış Olimpiyatları için ABD’nin USS Taylor firkateyninin Karadeniz bölgesine gelmesi ve kalış süresinin uzaması ile Rusya Montrö Sözleşmesi’ni hatırlatarak, sürenin 21 günü geçtiğini böylece sözleşme ihlali olduğunu söyleyerek tepki göstermiştir409.

V. Putin, Rus donanması için Novorosiysk kentinde deniz üssünün kurulması için kararname imzalamıştır. İmzalanan kararname ile V. Putin ve Savunma Bakanı Sergey İvanov; SSCB’nin dağılmasından sonra Karadeniz’de Sivastopol dışında kalan ve Rusya sınırları içinde yeni deniz üssünün 2005 yılında çalışmalara başlayacağını belirtmişlerdir410. Karadeniz Filosu için inşa edilen Novorosiysk limanına gelen V. Putin incelemelerde bulundu ve Filo Komutanı Aleksander Vitko, bölge ile ilgili bilgi verdi. A. Vitko, NATO’nun savaş gemilerinin Karadeniz’de kalıcı olmaya başladığını ve bu durumda menzili 1500 km bulan denizaltıların Karadeniz Filo’sunda yer alacağını

407 M. Seyfettin Erol (b), “Ukrayna-Kırım Krizi " Ya Da "İkinci Yalta Süreci”,

http://www.karam.org.tr/Makaleler/635769938_1-Mehmet%20Seyfettin%20Erol.pdf, Karadeniz Araştırmaları, Bahar 2014, Sayı 41, s. 6.

408 BM Enformasyon Merkezi, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi, Sözleşmesi http://denizmevzuat.udhb.gov.tr/dosyam/denizhukuku.pdf, 16.08.2016.

409 Merve Suna Özel, “Rus Dış Politikasında Ukrayna Krizi ve Türkiye’ye Etkileri”,

https://www.academia.edu/19626752/Rus_D%C4%B1%C5%9F_Politikas%C4%B1nda_Ukrayna_Krizi_ ve_T%C3%BCrkiye_ye_Etkileri, s. 83-84.

410 Sinan Oğan (ç), “Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz ve Montrö Anlaşması”, http://www.turksam.org/tr/makale-detay/449-kuresel-mucadelenin-yeni-rekabet-alani-karadeniz-ve-montro-anlasmasi, 02.09.2005.

135

aktarmıştır. 2020 yılına kadar Karadeniz Filosuna ek 80 gemi ile beraber gemi sayısının 206’ya çıkarılması hedeflenmiştir. Askeri gücün modernizasyonu için harcamaların 2020 yılına kadar 545 milyar dolar olacağı medyaya yansımıştır411.

Rusya için Karadeniz çok önemlidir. Özellikle Gürcistan ve Ukrayna, Rusya’nın kırmızı çizgi olduğunu her defasında dile getirmiştir. 2008 yılında Gürcistan-Rusya savaşında olduğu gibi Kırım’ın Rusya tarafından ilhak edilmesi Batı’ya verilen mesaj niteliğindeydi412.

Kırım yarımadası, jeopolitik ve jeo-stratejik bakımdan geçmişte ve günümüzde önemini sürdürmektedir. Kırım, geçmişten günümüze sırasıyla Altınorda, Cenevizliler, Osmanlı, Rusya, ABD ve AB gibi güçlerin nüfuz kurmak için çalıştığı kilit bölgedir. Doğal olarak Kırım'a sahip olmak isteyen güçlerin bakışı ve nedenleri farklı olmuştur413.