• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KAVRAMSAL VE TEORİK ÇERÇEVE: ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜ

1.5. Çatışma Çözümü Teorisi: İşleyiş Süreci ve Akışı

1.5.1. Müzakere

Uluslararası ilişkilerde ve siyasette müzakere terimi, ülkelerce atanmış resmi temsilcilerinin hükümetler arasındaki ortak çıkarlar veya uyuşmazlıklar konusunda resmi bir anlaşmaya varmak için yaptıkları girişimleri ifade etmektedir. Başka bir tanıma göre müzakere, uluslararası aktörlerin belli amaçları gerçekleştirmek için anlaşarak karşılıklı etkileşimde bulunmalarını ifade etmektedir. Geniş anlamda müzakere, diplomatik iletişimin bütün yönlerini içermektedir. Bir diplomatın devleti için yaptığı resmi temaslarının ve faaliyetlerinin tamamı müzakeredir. Diplomat; ülkesini tanıtır, ülkesinin çıkarlarını ve görüşlerini savunur ve propagandasını yapar.

110 Havva Kök Arslan ve Fırat Çapan, a.g.e., s. 55.

111 Kenan Dağcı ve Efe Çaman, “Uluslararası Çatışma Çözümleri Yaklaşımları: Müzakere ve

Arabuluculuk” / “Conflıct Resolutıon Approaches: Negotıatıon And Medıatıon”, s. 1139.

https://www.academia.edu/4536669/Uluslararas%C4%B1_%C3%87at%C4%B1%C5%9Fma_%C3%87 %C3%B6z%C3%BCmleri_Yakla%C5%9F%C4%B1mlar%C4%B1_M%C3%BCzakere_ve_Arabuluculu k_Conflict_Resolution_Approaches_Negotiation_And_Mediation, 10.06.2016.

38

François de Callieres’in “Diplomasi Sanatı” adlı eserinde müzakere ve diplomasi eşanlamlı olarak kullanmaktadır112.

BM meydana gelen çatışmalar için ilk önce müzakere ile çözümü önermektedir. BM Sözleşmesi’nin VI. bölümünde “Uyuşmazlıkların Barışçıl Çözümü” başlığının madde 33/1’inde şöyle denilmektedir:

“Süregitmesi uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehlikeye düşürebilecek nitelikte bir uyuşmazlığa taraf olanlar, her şeyden önce görüşme, soruşturma, arabuluculuk, uzlaşma, hakemlik ve yargısal çözüm yolları ile bölgesel kuruluş ya da anlaşmalara başvurarak veya kendi seçecekleri başka yollarla buna çözüm aramalıdırlar”113.

Müzakere, çatışan tarafların ortak karar alarak anlaşmaya varmayı hedefleyen ve şiddeti durdurmak için gösterilen çatışma çözümü stratejisidir. Müzakerenin en sade ve açık tanımını Sir Harold Nicolson yapmaktadır. H. Nicolson’a göre müzakere; taraflar arasındaki ilişkilerin büyükelçi ve elçiler tarafından ayarlandığı ve yönetildiği bir yöntemdir; özetle diplomatların işidir114.

İkinci Dünya Savaşı’ndan önce genel olarak çatışmalar müzakere süreci ile çözülmeye çalışılırdı. Bu etkileşimleri yönlendirecek yeni normlar, kurallar ve yöntemlerin geliştirilmesi önemliydi. Fakat İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra müzakere sürecinin tercih edilmesinin sebepleri farklılaşmıştır. Nükleer teknolojideki ilerlemenin ciddi boyutlara ulaşması ve savaş maliyetinin artmasıyla, devletlerarasındaki çatışmaları şiddet içeren yöntemlerle çözmek yerine müzakere ile çözmek, taraflar için daha rasyonel bir çözüm haline gelmiştir115.

Çatışma çözümünde müzakere yöntemiyle her zaman olumlu sonuç alınmayabilir. Bu yöntem, arabuluculuk girişimleri ile desteklenmektedir. Çünkü çatışma sürecinde

112 Temel İskit, Diplomasi Tarih, Teorisi, Kurumları ve Uygulaması, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 4. Baskı, İstanbul-2012, 300-301.

113 TBMM, Birleşmiş Milletler Antlaşması, https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/3-30.pdf, 05.08.2016.

114 Kenan Dağcı ve Efe Çaman, a.g.m., s. 1141.

115 Sevil Ertuğrul, “Kıbrıs Sorunu ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreterlerinin Çözüm Önerileri”,

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, Doktora Tezi,

39

taraflar arasında irtibatsızlık meydana gelir ve birbirleri ile görüşme imkânı azdır. Müzakere süreçleri gizli ya da açık olabilmektedir. Gizli müzakere ile kamuoyu baskısından kaçmak ve taraflar arasında görüşme zeminini oluşturarak her iki tarafın alternatif değerlendirmelerine olanak sağlamak hedeflenir. Açık müzakerede ise taraflar arasında görüşme, tartışma, konferans, arabuluculuk ve uzlaşma gibi girişimler söz konusu olabilir. Herhangi bir çatışma sürecini hukuki yollarla çözmek ile müzakere yöntemi farklılık gösterebilmektedir. Aynı şekilde diplomasi ve yargı girişimleri ile müzakere seçeneği karşılaştırıldığında, tarafların müzakere seçeneğini tercih ettiği söylenebilir. Çünkü müzakere çözümünde asıl amaç taraflar arasında anlaşmayı sağlamaktır. Yargı ile anlaşma sağlanması çok zayıf bir seçenektir116.

Müzakere yöntemlerini ikili veya çok taraflı olarak ayırmak mümkündür. İkili müzakere yöntemi, devletlerarasında meydana gelen anlaşmazlıkları çözmek için ve ortak çıkarlara dayalı iş birliklerini geliştirmek için yapılan görüşmelerden oluşmaktadır. Anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmak amacıyla yapılan müzakereler farklı kategorilere ayrılmaktadır117:

1- İki aktör arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ve diplomatik ilişki kurulması ile masaya oturulan müzakereler.

2- Mevcut statükoyu değiştirmek için egemenliklerin ve nüfuz bölgelerinin yeniden tanımlanmasını öngören müzakereler. Bu tür müzakereler, genellikle savaşlardan sonra yapılmaktadır.

3- Yeni bir aktörün meydana getirilmesi için yapılan müzakereler. BM’nin kuruluşunda San Fransisco Sözleşmesi için yapılan müzakere süreci ile İsrail’in kurulması için yapılan müzakereler buna örnek verilebilir.

4- Taraflar arasındaki anlaşmanın belirlenen bir tarihte sona ermesini uzatmak için yapılan müzakereler. SALT I Anlaşması’nın ardından SALT II Anlaşması’nın yapılması buna örnektir118.

Müzakere, pozisyonel müzakere ve çıkar temelli müzakere olarak ikiye ayrılır:

Pozisyonel müzakere rekabetçidir. Pozisyonel müzakerede bir taraf meseleye olumlu

116 Sevil Ertuğrul, a.g.e., s. 32.

117 Temel İskit, a.g.e., 301-302.

40

karşılık verirken, diğer taraf muhalefet eder. Pazarlık devam ederken bir taraf daha fazlasını elde etmek ister, karşı tarafın düşünceleriyle ilgilenmez. Bu sebeple taraflar edinebilecekleri en büyük faydayı elde edebilmek için çalışırlar. Bu süreç başarısızlıkla da sonuçlanabilmektedir119.

Çıkar temelli müzakereye, ilkeli müzakere de denilmektedir. Bu müzakerede, taraflar

arasında çözüme yönelik alternatifler oluşturulur ve tarafların gerçekten ne istedikleri ortaya konur. Çünkü müzakere sürecinde çok şey istenebilir; ancak önemli olan bu istekler arasında gerçek ihtiyaç olanı öne çıkarmaktır. Çıkar temelli müzakerede, taraflar arasındaki çözüm seçenekleri masaya yatırılır. Bu yönüyle taraflar arasında kazan-kazan prensibi hâkim olabilir ve sonuca ulaşılabilir.120

Çıkar temelli müzakerelerde farklı stratejiler izlenebilir. Willim L. Ury tarafından ileri sürülen gelişme sağlayıcı müzakere stili ile, müzakereler sürecinde çıkmaza girmeden engellerin ortadan kaldırılması hedeflenmektedir. Bu müzakere stilinin beş kuralı bulunmaktadır. Birinci kural, görüşme sürecinde çıkmaza girildiği zaman provokasyonlardan ve müzakere masasından uzak durmak gerekir. İkinci kural, olumsuz bir durumda karşı tarafa tepki vermektense onu dinlemek önemlidir. Yani, bir konu üzerinde mutabakat sağlandığında karşı tarafa saygı gösterilmelidir121. Üçüncü kural, bir tarafın karşı tarafa ültimatom ve olumsuz girişimlerine aynıyla karşılık vermeden önce müzakereyle yaklaşmak mühimdir. Örneğin, “Niçin? Nasıl? Neden?” gibi sorular sormak yerine “Böyle olsa ne olur?” gibi sorular sorularak soruna çözüm odaklı yaklaşılması gerekir. Tarafların sorun hakkında görüşürken “ben” veya “sen” yerine “biz” kavramını tercih etmesi faydalı olabilir. Dördüncü kural, tarafların birbirlerine karşı “evet” demelerini kolaylaştırmaktır. Beşinci kural, sorun hakkında konuşulurken “hayır” demeyi zorlaştırmaktır. Bu kuralların uygulanması kolay olmayacaktır. Müzakerenin amacı, tarafları sorunları çözmede ortak noktalarda buluşturmaktır. Her türlü sorunu çözmede müzakere yöntemi başarılı olamaz. Çünkü bazı sorunlar karmaşık veya tartışmalı olabilir. Sorunlar birçok tarafı kapsayabilir veya taraflar arasındaki iletişim çok kötüdür. Bu nedenle konuşmak için bile bir araya

119 Kenan Dağcı ve Efe Çaman, a.g.m., s. 1142.

120 Kenan Dağcı ve Efe Çaman, a.g.m., s. 1142.

41

gelemezler. Sorunun bu noktaya gelmesi halinde arabuluculuk yöntemine başvurulabilir122.

1.5.1.1. Çatışma Çözümünün Beş Aşaması

Alpaslan Özerdem, çatışma çözümünde barış süreçlerinin temel yapılarını incelemiş ve sonuçta bu süreçlerin şu beş adım üzerinden yürüdüğünü ifade etmiştir: Ön görüşmeler, barış müzakeresi, barış anlaşması, onaylama ve uygulama. Soğuk Savaş sonrası çatışma çözümü, barış anlaşmalarının yapılması için bazı aşamalardan geçmiştir. Örneğin, 1994-1997 yılları arasında Güney Afrika’daki barış süreci, hükümet ve Afrika Uluslar Konseyi arasındaki görüşmelerle yürütülmüştür. 1994-2002 yılları arasındaki barış müzakeresi, dışarıdan üç gözlemci (Portekiz, Rusya, Amerika) tarafından idare edilmiştir. 1991’de Kamboçya barış süreci, kapsamlı tek bir barış anlaşması ile sonlandırılmıştır. Bir diğeri Guatemala’daki çatışma çözümü, birden çok barış anlaşması ile bitmiştir123.

Bu süreçleri ayrıntılı olarak şu şekilde açıklamak mümkündür:

Ön görüşmeler, resmi barış müzakereleri başlamadan önceki süreçte yapılır.

Görüşmelerin temel amacı, görüşen tarafların müzakere sürecini başlatmak için ikna edilmesidir. Taraflar arasındaki müzakere sürecinin başarılı olabilmesi için iş birliğinin artırılması önemlidir. Müzakere sürecinin ilk aşaması olması hasebiyle taraflar alternatif çözümün ortaya çıkıp çıkmayacağı ve adil bir anlaşmanın olup olmayacağı gibi farklı endişeler taşıyabilir. Ayrıca devam eden çatışmalar, taraflar arasındaki güvensizliği artırmakta ve bu yüzden taraflar birbirine şüphe ile yaklaşmaktadır. Bu nedenle çatışan taraf ve üçüncü taraf öncelikle güven tesis etmelidir. Bu aşamada ulaşım, müzakere yeri, müzakere güvenliği, katılımcılar, tarafların sayısı, zamanlama, arabulucular, görüşülmesi gereken konular ve müzakerenin sayısı gibi teknik maddeler çözüme kavuşturulur124.

122 Kenan Dağcı ve Efe Çaman, a.g.m., s. 1142-1143.

123 Alpaslan Özerdem, Barış İnşası Kuram ve Uygulaması, Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık TİC. LTD. ŞTİ., 1 Basım, Ankara 2013, s. 94.

42

Barış müzakeresi, ön görüşmeler aşamasında gereken şartların sağlanmasıyla resmi

barış müzakeresi sürecine geçilir. Çatışma çözümü sürecinde ön görüşmelerin başlatılması ve tercih edilen müdahale yönteminin seçilmesi müzakere sürecinde önemlidir. Bu aşamada çözüm ihtimalleri ve stratejileri artabilir. Şayet askeri çatışmalar devam ederken müzakere süreci de devam ederse çatışma rekabetçi bir hale dönüşür. Eğer savaş başladığında iki taraf da can kaybı verirse, taraflar arasında güven ortadan kalkar. Bu aşamadan sonra liderler müzakereye devam etmek isteseler bile, her iki tarafın destekçileri iletişime geçmeyi kabul etmeyebilir. Dolayısıyla, başarılı bir çatışma çözümü süreci için güvensizliğin ortadan kaldırılması şarttır125.

Barış anlaşmaları, barış müzakeresi sürecinin başarılı olması sonucunda barış

anlaşması imzalanır. İmzalanan barış anlaşması ile taraflar arasındaki düşmanlıkları sonlandırmak için çaba gösterilir. Marjinal grupların barış sürecinde aktif rol almalarını sağlamak önemlidir. Bu aşamada savaşçıların durumu, güç paylaşımı ve yönetime yönelik düzenlemeler yapılır. Bu barış anlaşmaları yeniden inşa süreci açısından önemlidir. Barış anlaşmalarının biçimi müzakerelerin karakterine bağlıdır. Bu anlaşmalar; ateşkes anlaşmaları, ön hazırlık anlaşmaları, kapsamlı ve taslak anlaşmalar ile uygulama anlaşmaları şeklinde belirtilebilir. Günümüzde yapılan anlaşmalar daha kapsamlı, güvenlik şartlarını ve kültürel konuları içine alacak kadar geniştir. Yapılacak olan anlaşma maddelerinin oluşturulmasına dikkat edilmelidir. Bu aşamada, oluşturulan anlaşma maddelerinde genel ifadelerin kullanılmasından ziyade net bir taslağın hazırlanması önemlidir. Yapılan barış anlaşmaları, onaylama ve uygulama aşamasında devre dışı kalabilir126.

Onaylama sürecinde taraflar, halkın, toplumun önde gelenlerinin, askerlerin, güç

gruplarının ve aracıların desteğini almalıdır. Demokrasinin az olduğu ülkelerde taraflar arasındaki onay süreci önemlidir. Müzakereye gönderilen kişiler çok etkili olmalı ve lider kadrosundan onay almalıdır. Yine asker içinde farklı kesimden güçlerin bulunması, birliği sağlamada zorluklar çıkarabilmektedir. Demokrasi tecrübesine sahip olan ülkelerde ise hükümetler ve askeri kanat, barış anlaşması ve uygulama planlarının etkileri hakkında vatandaşlara bilgi verir. Örneğin, Birleşik Krallık ve Kuzey İrlanda

125 Alpaslan Özerdem, a.g.e., s. 96.

43

arasındaki sürecin bu şekilde olduğu söylenebilir. Olumlu şartlarda onaylama süreci barış anlaşması imzalandıktan sonra gerçekleşir127.

Uygulama süreci, barış anlaşmasının uygulanması aşamasında silahsızlanma,

savaşçıların serbest bırakılması ve topluma kazandırılması, güvenlik şartlarının oluşturulması, insan haklarına riayet edilmesi, yeni lider kadrosunun seçilmesi, mültecilerin yerleşimi, toprak düzenlemesi ve ekonomik düzenleme gibi konuları kapsamaktadır. Bu aşamada her detaya dikkat edilmelidir; çünkü sürecin en hassas aşaması uygulama sürecidir. Uygulama aşamasında sürecin tamamını veya bir kısmını tehlikeye atabilecek birtakım etkenler olabilir. Taraflardan birinin müzakerelere katılmak istememesi veya anlaşmayı onayladıkları halde uygulamaması bu etkenlerin başında gelir. Bu aşamada taraflar anlaşmaya bağlı kalmayı üstlense dahi uygulama süreci çıkmaza girebilir. Örneğin, taraflar arasında devam eden çatışmadan dolay güvensizlik ortamı oluşabilir ve bu sürecin çökmesi için yeterli bir etkendir. Bu süreçte başka devletler ve uluslararası örgütler finansal, teknik, yasal destek verebilirler ve gerektiği takdirde ulusal aktörlere anlaşma şartlarına uymaları için diplomatik ve ekonomik baskı yapabilirler128.