• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.2. ġER’Ġ MAHKEMELER

3.2.12. Rodosçuk’da Ev Mimarisi

Toplumun en küçük yapı taĢı olan ailenin yaĢamını sürdürdüğü ve barınağı olarak kullandığı ev, Türk toplumunda yerleĢik hayata geçilmesinden itibaren var olmuĢtur. Osmanlı toplumunda ev kelimesinin karĢılığına baktığımızda beyt, dam, menzil, konak, hane, mesken gibi terimler karĢımıza çıkmaktadır. 214

Coğrafi ve ekonomik Ģartlar, iklim koĢulları gibi faktörler evlerin oluĢumunda etkili olmuĢtur. Bu faktörler, evlerin yapımında kullanılan malzemede, hammaddede, kullanılan tekniklerde belirleyici rol oynamaktadır. Aynı zamanda evlerin bu

214 Serhat Bal, “Osmanlı‟nın Son Döneminden Cumhuriyete GeçiĢ Sürecinde UĢak‟ta Gündelik YaĢama Bir BakıĢ” , Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, S. 21, Aralık 2015, s. 378-379.

özellikleri, toplumun yaĢam tarzını, zevklerini ve mimari yönünü gözler önüne sermesi bakımından da önem arz etmektedir. 215

Aynı zamanda Türk evinin tasarımını, Türk toplumunun aile yapısı, günlük hayatı ve Ġslami yaĢayıĢı etkilemiĢtir. Konut, toplumun sosyal ve kültürel yapısının bir göstergesidir. Hayat, sofa, oda gibi fonksiyonel mekânlar günlük faaliyetlerle bir bütünlük oluĢturmaktadır. Ġslam‟daki dünyanın faniliği felsefesinin sonucu olarak Osmanlı konut mimarisinde anıtsal taĢ yapılara ve ihtiĢama fazla yer verilmemiĢtir. Bu nedenle Osmanlı Ģehirlerinde bütün evler birbirine benzer. 216

Fiziki yapısıyla hayatımızı çevreleyen bir kültür ünitesi olan Türk evinde, temel yaĢama birimi odadır. Odanın önünde sofa (hayat, çardak) denen bir ortak alan bulunmaktadır. Mutfak, kiler, ahır, samanlık gibi yardımcı mekânlar ya evin zemin katında ya da evin avlusunun bir kenarındadır. 217

Odalar kendi baĢlarına, yapı içinde belirli eylemleri karĢılayan birimlerdir. Her oda, göçebelik dönemindeki çadırlar gibi oturma, yeme-içme, çalıĢma, uyuma gibi eylemlerin gerçekleĢtiği bir mekândır. Odanın biçimlenmesi, bu eylemler için gerekli olan mekân parçalarının bir araya gelmesiyle oluĢmuĢtur. 218

Ayrıca Osmanlı arĢiv belgelerinde hücerât(hücreler) ya da odalar denen konutlar, kiralanmak amacıyla da kullanılıyordu. “ĠĢçi/bekar odaları” olarak adlandırılan bir veya iki kiĢinin barınabileceği bu konutlarda, çoğunlukla dar gelirliler, sürekli bir biçimde oturmaktaydı. Bunun dıĢında ticaretle uğraĢan ve farklı bölgelerden gelen ve uzun süreli kalmak isteyen bekar iĢçiler, yolcu veya misafirler de kalabilmekteydi. Bu odalar, kiralanmak amacıyla genellikle tek katlı olarak ve eĢ boyutlu, eĢ biçimli odalardan oluĢmaktaydı. Bekar odaları bir tür ev gibi kiralanmaktaydı. Büyük Ģehirlerin ihtiyaç duyduğu iĢgücünü sağlayan bekârların, kendi odalarında topluca ve birbirine kefil olarak yaĢadıkları bilinmektedir. Belgelerde “bekârhâne” biçiminde de geçmekte olan bu odalar, bekârların kolektif konutu olan kent içinde belirli

215 Serhat Bal, a.g.m. , s. 379.

216 HaĢim Karpuz, “ Osmanlı‟da Konut Mimarisi Konya Örneği”, Eyüb Sultan Sempozyumu, 28-30 Mayıs 1999, Ġstanbul 2000, s. 394.

217 HaĢim Karpuz, “ Türk Ailesinin YaĢadığı Geleneksel Konutlar” , T.C. Başbakanlık Aile Araştırma

Kurumu I.Aile Şûrası Bildirileri, Ankara 17-20 Aralık 1990, s. 79.

218 Önder Küçükerman, Anadolu’daki Geleneksel Türk Evinde Mekân Organizasyonu Açısından

noktalarda, ticaret merkezlerinde ve yakın çevresinde yoğunlaĢmaktaydı. 219

Bu bağlamda Tekirdağ kazasındaki odaların kullanımı hakkında Mahmut Sümer;

“Ahmet Bey bayırı ile Kurnalı da Tatavla ve Soğukkuyu Caddesinde 161 bekâr odası vardır ki bu odalarda fakir erkek işçiler ve dul Rum kadınlar oturmaktadır. Gündelikçi olarak tarla ve bağlarda çalışmaktadırlar” Ģeklinde bilgiler

vermektedir.220

Arapça bikir kökünden gelmiĢ olan bekar kelimesi, evlenmemiĢ kimse anlamına gelmektedir. Tahrir defterlerinde bu kelime yerine mücerred kelimesi kullanılmıĢtır. Bekar kelimesi, bu anlamının dıĢında evli olduğu halde tek yaĢayan kimse; çiftlik iĢlerinde çalıĢan kiĢi, rençper, uĢak, çoban ve son olarak da issiz güçsüz boĢ olan kiĢi anlamlarına da gelmektedir. 221

Ġncelediğimiz sicilde hükümlerde bazı odalar, oda isimleriyle veya hangi mahallede olduklarına dair bilgiler verilerek kayda geçirilmiĢtir. ġehirdeki bazı odalar kiĢilerin barınması için veya iĢyeri niteliğinde kullanılmak için kiralanmıĢtır. Örneğin belge numarası 9b/V olan hükümde Rüstem Paşa Odalarında sakin olan bir kiĢiden bahsedilmektir. Buradan da anlaĢılacağı üzere bahsedilen odada yaĢayan Safiye binti El-hâc Bali isimli kiĢi kiracı konumundadır.

Bir bölgedeki sosyal yaĢamın net bir Ģekilde anlaĢılması için müracaat edilen kaynakların baĢında Ģer‟iyye sicilleri gelmektedir. Özellikle sicillerin içindeki tereke kayıtlarında karĢımıza çıkan bilgiler günlük hayatın gözler önüne serilmesi konusunda vazgeçilmez kaynaklardır. Bu kayıtlar, kiĢilerin oturdukları evlerin iç-dıĢ mimarisini bir baĢka deyiĢle kaç katlı ya da kaç odalı olduğu, evlerde kullanılan mutfak araç-gereci, kiĢilerin giyim-kuĢamları veya evin iç dekorasyonunda kullanılan eĢyalar gibi her türlü konuda bilgiler barındırmaktadır.

219 Raif Kaplanoğlu, “ Tahrir Defterlerine Göre: Osmanlı Döneminde Bursa‟da ĠĢçi/Bekar Odaları “,

Bursa Araştırmaları Dergisi, S. 33, Bursa 2011, s. 31-32.

220 Hatice Bayraktar, “6398 Numaralı Temettuat Defterine Göre Tekirdağ Kazasının Sosyo-Ekonomik Yapısı” , Rodosto’dan Süleymanpaşa’ya Tekirdağ Uluslararası Tekirdağ Tarihi Sempozyumu , 26-27 Mart 2015, Kitabevi Yay. , Ġstanbul 2006, s.106.

221 Zübeyde GüneĢ Yağcı, “ Osmanlı Toplumunda Mahallenin DıĢındakiler: Bekâr Odaları ve Bekârlar”, 13. Uluslararası Osmanlı Sosyal Ve Ekonomik Tarihi Kongresi, 1-5 Ekim 2013, Universidad de Alcalá, Ġspanya 2013, s. 66.

Sicildeki bazı hükümlerde de, özellikle ev alım-satımlarında satılan evin kaç katlı olduğu, hayvanlar için ahırı olup olmadığı hatta yapı malzemesinin ne olduğu hakkında bilgilere ulaĢılmaktadır. Biz, Rodosçuk evleri ile ilgili bilgileri daha çok mülk alım-satım belgeleri vasıtasıyla ortaya koymaya çalıĢtık.

Tahtânî olarak adlandırılan tek katlı evler bir oda veya yan yana ya da karĢılıklı odalardan oluĢmaktaydı. Bunlarla birlikte yer evi diye adlandırılan tek katlı evler de bulunmaktaydı. Belgelerde tek katlı evlerin yer evi ve tahtânî ev olarak ayrılması düĢündürücüdür. Öyleyse yer evi tamamen toprağa bitiĢik olarak inĢa edilmiĢ olmalıdır. Tek katlı evler ise bakıldığında tek katlı olup büyük ihtimalle altında bugün bodrum katına karĢılık kullanılan bir zemin katın varlığından söz edilebilir. 222

Ġki katlı olan ve fevkânî olarak adlandırılan evler ise ya bir bab tahtânî ve bir bab fevkânî olmak üzere her katta birer odadan oluĢan iki odalı evler ya da her iki katında da ikiĢer oda olan toplam dört odadan oluĢan evlerdi. Bahsedilen bu evlerin de altında tek katlı evlerde olduğu gibi muhtemelen bir zemin kat bulunuyordu. Ġki katlı bu evlerin alt katında ocak bulunmakla birlikte burası mutfak olarak kullanılmakta ve ev halkının yemek yediği ve gününü geçirdiği kısım olarak da algılanmaktadır. 223

Yukarıda bahsedildiği üzere, incelediğimiz sicilde de Rodosçuk‟da evler genel olarak fevkânî ve tahtânî yani altlı üstlü bir baĢka deyiĢle iki katlıdır. Fakat bunun yanında sadece tahtânî yani tek katlı evlere de rastlanmaktadır. Sicilimizde yer evi tabiri tespit edilmemekle birlikte incelediğimiz dönemdeki Rodosçuk evleri, genelde önünde havlusu, fırını, hayvanlar için ahırı, pınarı, samanlığı, sofası ve sofanın altında kileri ile tanımlanan evlerdendir. Altlı-üstlü bu evler genel itibariyle bir veya iki odalıdır. Bunun yanında üç, dört, altı bâb odalarda mevcuttur.

Sicile göre hemen hemen her evin, ahırı, pınarı, kileri, fırını ve samanlığın mevcut olduğu görülmektedir. Aynı zamanda evler genelde bağ ve bahçeleriyle ve bazı evler

222 Hacer AteĢ, a.g.t. , s. 98.

223

meyve ağaçlarıyla 224

birlikte zikredilmektedir. Bu bilgiler bize Rodosçuk‟da hayvancılık ve tarımla yoğun bir Ģekilde uğraĢıldığını göstermektedir.

Sicilde yapı malzemesi belirtilen evler, taĢ 225 ve kerpiç 226 binalıdır. O dönem için bunun dıĢında belirtilen baĢka bir yapı malzemesi görülmemektedir.

TaĢ malzemenin genel olarak evin ilk katında kullanıldığı, ikinci katında ise daha çok kerpiç ya da ahĢap malzeme kullanıldığı anlaĢılmaktadır. Kerpiç çamuru samanla karıĢtırarak ahĢaplar arasında dolgu malzemesi olarak kullanılıyordu. Bu iĢlem bittikten sonra duvarın içi ve dıĢı kerpiç çamuru ile sıvanıyordu. Bu iĢlemin sonunda ısıyı uzun süre koruyan maliyeti düĢük bir yapı elde ediliyordu. Evlerin ikinci katında, çok olmamakla birlikte çatma denilen ahĢap malzeme kullanıldığı da oluyordu. Çatma ev, ağaç gövdelerinin birbirlerine çivisiz olarak tutturulmasıyla oluĢan duvarlardan meydana gelmekteydi. 227

1531 numaralı sicilimizde çok sayıda çatma evden 228 söz edilmektedir. Çatma yapı tekniği sadece ev mimarisinde değil aynı zamanda ahır 229, samanlık 230

, anbar

231

gibi yapılarda da kullanılmıĢtır.

Evlerin yapı malzemesi, modelleri, tahtânî ve fevkânî olmak üzere çok katlı olup olmadıkları, oda sayıları sahibinin sosyal statüsü ve refah düzeyiyle yakından ilgilidir. GeniĢ ve fonksiyonel yapıları bünyesinde barındıran ve çoğunlukla iki katlı olan evler, gelir düzeyi yüksek olan kimselerin evleridir. Osmanlı Ģehirlerinin çoğunda iki katlı evlerin daha ziyade zengin kimselere ait olduğu genel bir tespittir.232

224

R.ġ.S., No. 1531, vr. 1b/II, vr. 2b/II, vr. 9a/IV, vr. 25b/II, vr. 25b/III, vr. 35a/V, vr. 38b/IV, vr. 53a/III, vr. 7a/III, vr. 7b/V.

225 R.ġ.S., No. 1531, vr. 25b/II,vr. 25b/III.

226

R.ġ.S., No. 1531, vr. 3a/III, vr. 7b/I, vr. 12a/VI, vr. 15a/I, vr. 16a/III, vr. 20b/I, vr. 20b/IV, vr. 24b/III, vr. 28b/I, vr. 30b/II, vr. 31b/I.

227 Hacer AteĢ, a.g.t. , s. 99.

228 R.ġ.S., No. 1531, vr. 3a/III, vr. 10a/I, vr. 12a/VI, vr. 17b/I, vr. 23a/VI, vr. 25b/II, vr. 25b/III, vr. 30b/I, vr. 24b/IV.

229

R.ġ.S., No. 1531, vr. 11a/IV, vr. 12a/II, 12a/Vı, vr. 23a/VI, vr. 24a/II, vr. 25b/II, vr. 25b/III, vr. 30b/I.

230 R.ġ.S., No. 1531, vr. 25b/II, vr. 25b/III.

231 R.ġ.S., No. 1531, vr 12a/II, vr. 12a/VI, vr. 25b/III, vr. 30b/I.

232