• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

1.1. RODOSÇUK (TEKĠRDAĞ)

1.1.3. Osmanlı Hâkimiyetinde Rodosçuk

Osmanlıların bölgeyle tanıĢması Orhan Bey zamanında Bizans‟la kurulan ittifaklar neticesinde gerçekleĢmiĢtir.

Bölgedeki ilk tutunma hareketi Orhan Bey‟in oğlu Süleyman PaĢa‟nın Sırp ve Bulgarlar karĢısında Bizans Ġmparatoru Kantakuzenos‟a (VI. Ioannes) yardımı

37 Hacer AteĢ, a.g.t. , s. 233.

karĢılığında Çimbi kalesini elde etmesiyle baĢlamıĢtır. 39

Osmanlıların Rumeli‟de elde ettikleri ilk kal‟a olan Çimbi Kal‟ası ileride Osmanlılar tarafından Avrupa kıtasında yapılacak geniĢ ilerleme hareketinin baĢlangıçı olmuĢtur. 40

Bu kale Türklere Rumeli‟nin kapılarını açmıĢ ve böylece Rumeli yönünde yeni bir süreç baĢlamıĢtır. Çimbi kalesi, Osmanlılar için bir dayanak noktası oluĢturmuĢ ve müstakil hareket etmeye baĢlayan Süleyman PaĢa bir taraftan Trakya, diğer taraftan Gelibolu yönünde akınlarda bulunmaya baĢlayarak Gelibolu‟yu abluka altına almayı baĢarmıĢtır. 41

Haçlılar Konstantinopol‟ü fethettikleri dönemde (1204), Venedik kentin kontrolünü ele aldı, çünkü buradan Doğu Roma baĢkentinin ekonomik kontrolünü muhafaza etmek mümkündü. Haçlılar‟ın geri çekilmesinden sonra Osmanlılar, Venediklilere karĢı kısa bir süre için baĢarı gösterdiler. Doğu Roma Ġmparatorluğu, Venedik ve Osmanlılar arasında birkaç kez el değiĢtirdikten sonra, Çorlu‟nun 1357‟de ve daha sonra Edirne‟nin 1361‟de 42

fethinden sonra Rodosçuk, Trakya‟nın bütünüyle birlikte Osmanlı Devletinin bir parçası haline geldi. 43

Osmanlı Devletinin Ģehri fethi sırasında Tekirdağ küçük bir kasabaydı ve kale ile liman olmak üzere iki yerleĢim bölgesinden meydana geliyordu. Fetihten sonra bir kazâ merkezi yapılan Rodosçuk, bugün Bulgaristan sınırları içinde yer alan Çirmen sancağına bağlandı. Merkezine Rodosçuk adı verilmekle birlikte Ġnepazarı (Ġnecik) ve Banados diğer iki önemli yerleĢim yeri oldu. Bu bölgelere Osmanlı Devletinin sistemli bir göç hareketi baĢlattı. Ġskân politikası adı verilen bu siyaset sayesinde Anadolu‟daki Türkmen boylarını fethedilen uç bölgelere yerleĢtirdiler. 44

Böylelikle bölge nüfus bakımından geniĢlemeye baĢladı.

39 Münir Aktepe, “Çimbi”, DİA, C. VIII, Ġstanbul 1993, s. 317-318.

40

Münir Aktepe, “Osmanlı‟ların Rumeli‟de Ġlk Fethettikleri Çimbi Kal‟ası” , Tarih Dergisi, C. 1, S. 2, Ġstanbul 1950, s. 285.

41 Feridun Emecen, “Gelibolu”, DİA, C. XIV, s. 1.

42

Ayrıntılı bilgi için bkz: Halil Ġnalcık, “Edirne‟nin Fethi (1961)”, Edirne: Edirne’nin

600. Fethi Yıldönümü Armağan Kitabı, Ankara 1965, s. 137-159. 43 Özlem Sert, a.g.e. , s. 19.

Bölge halkı çeĢitli milletlerden oluĢmaktaydı, bu sebeble bölge kozmopolit bir yapıya sahipti. Konargöçerler ve Tatarların yanı sıra bölgede Çingenelerin de yaĢadığı bilinmektedir. Kentte ve civar köylerde önemli miktarda Rum nüfusu da bulunmaktadır. Ayrıca bölgede Ermeni ve Yahudi nüfusunun da bulunduğu görülmektedir. BaĢlangıçta kentte daha çok Sefarat Yahudileri‟nin yaĢadığı bilinmekte, Balkan SavaĢlarından sonra bu topluluğa Rumeli‟den göçen Yahudilerin de katıldığı anlaĢılmaktadır. 45

XVI. yüzyılın ikinci yarısına kadar Rodosçuk nüfusu, Türkler ve Rumlar‟dan oluĢmaktaydı. XVI.yüzyılın ikinci yarısından itibaren kasabada46

Yahudiler de zikredilmeye baĢlanmıĢtır. XVI. yüzyılın baĢlarında kasabadaki Rumların sayısı Müslümanlardan daha fazla olmakla birlikte kasabaya yönelik göçler neticesinde 1530‟lardan sonra durum tersine dönmüĢ ve kasabada Müslümanların sayısı artmıĢtır. Böylece Rumlar nüfus itibarıyla kasabanın ikinci büyük grubunu teĢkil etmiĢlerdir. 47

Tekirdağ Ģehri, kayıtlarda genellikle nahiye olarak geçmekle birlikte 1518 ve 1540 yıllarında kaza merkezi olarak yazıldığı görülmektedir. ġehir, 1469 yılında Cami, Doğancı ve DerviĢler olmak üzere 3 mahalleye sahiptir. Fakat bu mahallelerin isimlerine daha sonraki kayıtlarda rastlanmaması bizlere, bu mahallelerin statüsünü kaybederek, köy halini almıĢ olabileceklerini düĢündürtmektedir. Rodosçuk, 1515 yılında 4‟ü Müslüman, 7‟si Gebran olmak üzere 11 mahalleye sahiptir. 1540 yılında ise Müslüman mahalle sayısı 12‟ye, 1550 yılında ise 17‟ye çıkmıĢtır. Gebran mahalle sayısı ise 1540 yılında 11‟e çıkarken, 1550 yılında 6‟ya düĢmüĢtür. Muhtemelen mahallelerde yaĢayan nüfus merkezden ayrılmıĢ olacak ki 5 mahalle birden ortadan kalkmıĢ ve sonrasında nüfus sayıları azaldığı için diğer mahallelere aktarılmıĢlardır. 1550 yılında Müslüman nüfus 1560, 1540 yılında 1715 ve 1550 yılı sonrasında ise 2012‟dir. Gebran nüfusun sayısı, 1515 yılında 1975, 1540 yılında 1550 ve 1550 yılı

45 Ġlber Ortaylı, “16. Yüzyılda Rodosto (Via Egnatia‟nın Marmara‟daki Uzantısı)”, Sol Kol (Osamanlı

Egemenliğinde vıa Egnatia, Ġstanbul 1999, s. 218.

46 Tekirdağ, 16. yüzyıl tahrir defterlerinde nefs olarak geçmektedir. Bununla birlikte Hacer AteĢ ve Suraiya Faruqhi‟nin çalıĢmalarında görüldüğü üzere 16. yüzyılda bölge için kasaba terimi kullanılmıĢtır. 1531 numaralı defterde ise belge numaraları 37b/II, 50b/I, 46b/I, 45a/I, 54b/IV olan hükümlerde, kasaba-ı Rodosçuk /Rodosçuk nam kasaba ifadeleri kullanılmıĢtır.

47

sonrasında 1283‟tür. Müslüman nüfusta yıllar içersinde artıĢ sürerken, Gebran nüfusun sayısında 1540 yılında bir düĢüĢ yaĢanmıĢtır. Rodosçuk‟un nüfusunun sayısı 1540 yılında 3265 ve son olarak 1550 yılı sonrasında da 3295‟tir. 48

1515 yılında kaza merkezi olan Ġnepazarı‟nın Cami-i Köhne, Cami-i Cedîd, Ġlyas Fakih, Keçeli ve Duacı olmak üzerede 5 mahallesi ve pek çok köyü vardır. 1518 yılına gelindiğinde ise bu durumun değiĢtiğini, kaza merkezinin Tekirdağ olduğunu ve Ġnepazarı‟nın da bu kazaya bağlı 21 köyü olan nahiye olarak kaydedildiğini görmekteyiz. 1550 yılına gelindiğinde Ġnepazarı yine Tekirdağ kazasına bağlıdır. Cami-i Köhne, Cami-i Cedîd ve Ġlyas Fakih mahalleleri tekrardan Ġnepazarı merkezinde kayıtlıyken, bunlara Kemerli mahallesi de eklenmiĢtir. 1518 yılında Ġnepazarı‟na bağlı köylerde kaydedilen nüfus adedi 200 iken, 1550 yılı sonrası Ġnepazarı‟ndaki mahalle ve köylerinde kaydedilen nüfusun sayısı 2941‟dir. 49

1515 yılında ilk olarak Tekirdağ nahiyesi altında kayıtlanmıĢ olan Banados ise 6 Gebran mahallesine sahiptir. Bu tarihte bölgede herhangi bir Müslüman mahallesi olmadığından mahallede Müslümanlarla Gebranlar birlikte yaĢamaktadır. 1540 yılına gelindiğinde Gebran mahalle sayısının 6‟dan 12‟ye yükseldiği ve bu mahallerin yanına bir de Müslüman mahallesinin eklendiği dikkat çekmektedir. 1515 yılında Müslüman nüfusun sayısı 85 iken Gebran nüfusun sayısı 1155, 1540 yılında ise Müslüman nüfus 100, Gebran nüfus 700 kiĢiden ibarettir. 1540 yılında Gebran mahalle sayısı artmasına rağmen nüfus sayısının az olması dikkati çekmektedir. Muhtemelen bunun nedeni mevcut olan mahallenin bölünüp yerine yeni mahallerin oluĢturulmasıdır. 1550 tarihi sonrasında Banados‟taki Müslüman mahalle sayısı yine 1 iken, Gebran mahalle sayısı 12‟den 4‟de düĢmüĢtür. Bunun yanında Gebran mahalle sayısında azalma olmasına rağmen nüfusunda artıĢ olmuĢtur. Bunun sebebi mahallelerin birleĢtirilip tek isim altında yazılmıĢ olması olabilir. 1540 yılında 700 olan nüfus, 1550 sonrasında 1395‟e çıkmıĢtır ki bu 1515 tarihindeki kayıtlı nüfustan bile fazladır. 50

48 Sevgi Akın, “ Osmanlı Klasik Döneminde Tekirdağ ve Keşan 1456-1556”, (BasılmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bolu 2014, s. 41.

49 Sevgi Akın, a.g.t. , s. 41-42.

50

Rodosçuk‟un nüfus çeĢitliliğinin yanısıra askerî, idarî, sosyal ve ekonomik yapısının belirginleĢmesinde bölgede uygulanan timar ve vakıf sisteminin etkisi oldukça fazladır. Fatih devrinin ilk yıllarında ve daha önceki tarihlerde timar sahibi olanların daha çok bölgenin fethine iĢtirak edenler ve onların oğullarından ibaret olduğu görülmektedir. 16. yüzyılın baĢlarından itibaren ise, timarlar daha çok devlet görevlilerine verilmiĢtir. Vakıflara gelince, Rodosçuk ve çevresinde birçok arazi ve gelir getiren iĢletmenin bunlara tahsis edildiği bilinmektedir. 51

Fatih Sultan Mehmed döneminden beri, Tekirdağ-Rodosçuk kasabası bu hükümdarın Ġstanbul'da kurduğu imareti besleyen geniĢ, vakıfların bir parçasını oluĢturmuĢtur. Fatih vakfına bağlı bulunduğu için Rodosçuk kasabası tahrirlerde oldukça sık ve ayrıntılı olarak kaydedilmiĢtir. Bu nedenle daha az bilinen fakat benzer faaliyetlerle geçinen Osmanlı liman kasabalarının bir örneğini oluĢturmaktadır. 52

Kiraları Fatih vakfına ödenen dükkân ve mahzenlerin listesini içeren ayrıntılı tahrirlerin en eskisi 947/1540-41 yılında hazırlanmıĢtır. Tahrire göre bu yılda Rodosçuk kasabasında 643 yetiĢkin erkek nüfus oturmakta olduğuna göre nüfusun 2000 dolaylarında bulunduğu varsayılmaktadır. 947 /1540-41 yılına ait tahrir daha sonraki belgelerle karĢılaĢtırıldığında, XVI. yüzyılın ikinci yarısında Rodosçuk‟da ticaretin epeyce geliĢmiĢ olduğu anlaĢılmaktadır. XVI. yüzyılın sonu veya XVII. yüzyılın ilk yıllarında, Rodosçuk kasabasında 823 vergi veren nüfus oturmaktadır. Bu durumda yaklaĢık olarak altmıĢ yıllık bir süre içinde kasabanın nüfusu yaklaĢık %30 oranında bir artıĢ göstermiĢtir. 53

Yine 947/1540-41 yılında hazırlanan tahrirde bir tek kiĢi tarafından iĢletilen dükkân ve mahzen sayısı bazen ayrıntılı olarak belirtilmediğinden, söz konusu dükkân ve mahzenlerin sayısı hakkında sadece asgari bir rakam verilebilmektedir. Tahririn hazırlandığı tarihte, elliden fazla mahzenin fiili olarak kullanıldığı anlaĢılmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman‟ın sadrazamı Makbul ve Maktul Ġbrahim

51

Mehmed Serez, a.g.e. , s. 97.

52 Suraiya Faroqhi, a.g.m. , s. 140.

PaĢa, hayatta iken Tekirdağ-Rodosçuk‟ta sekseni aĢkın dükkân ve mahzen yaptırmıĢtır. Bunların dıĢında kasabada en az 112 dükkan kayıtlı bulunmaktadır. 54

XVI. yüzyılın son veya XVII. yüzyılın ilk yıllarında ise bu dükkanların sayısı 112‟den 170‟e çıkmıĢtır. Ayrıca 1540-41 yılında hazırlanan tahrirde bezirhane olarak adlandırılan yağhanelerin kayıtları pek seyrek bulunmasına karĢın 1600 dolaylarında hazırlanan tahrirden on iki bezirhanenin varlığı dikkat çekicidir. Bunun dıĢında yedi tane Ģiruganhane faaliyette bulunmaktadır. Bu tesislerin yanı sıra kasabada iki kiremit imalathanesi ve dokuz fırın görülmektedir. Kervansarayların sayısı ise birden üçe çıkmıĢtır. 55

Bu kayıtlar bize, Rodosçuk‟un geliĢim süreci hakkında bilgiler vermektedir.

Tüm bunların yanında Rodosçuk konumu itibariyle önemli bir kent olduğu için zaman zaman düĢman iĢgallerine uğramıĢtır. 19. yüzyıldaki bu iĢgallerin etkisiyle kent önceki yüzyıllardaki ihtiĢamını bu yılda kaybetmiĢtir.

Kazak süvarileri tarafından 1828 yılında istilaya uğrayan kent, 1878‟de Rus iĢgaline uğramıĢtır. Bu iĢgal 3 mart 1878 Ayastefanos AnlaĢması‟na kadar devam etmiĢtir. Bölge çok geçmeden 1912‟de Bulgarların istilasına uğramıĢ, II. Balkan Harbi sırasında 1913‟de Bulgarlardan geri alınmıĢtır. 56

Birinci Dünya Harbinde Çanakkale SavaĢları sırasında limanı aracılığıyla önemli bir öneme sahip olan Tekirdağ, Mondros Mütarekesinden sonra müttefikler tarafından iĢgal edilmiĢtir. Bütün Trakya‟yı Yunanistan‟a veren Sevr AnlaĢmasıyla da Yunanlılara verildi. Ancak Milli Mücadelenin kazanılması üzerine Mudanya AteĢkes AnlaĢması‟nın hükmüne göre Tekirdağ Yunanlılardan boĢaltılarak tekrar Türklere teslim edilmiĢtir. 57

Tekirdağ, XV. yüzyılda Çirmen sancağına bağlı bir kazâ olarak geliĢse de, XVII. Yüzyıl sonlarında bir ara Gelibolu Sancağına bağlanmıĢ ve Tanzimat‟ın ardından Edirne Vilâyetine bağlı bir sancak haline gelmiĢtir. XIX. yüzyılda bu sancağın,

54 Suraiya Faroqhi, a.g.m. , s. 140-141.

55

Suraiya Faroqhi, a.g.m. , s. 140-141.

56 Sezai Kurt, Yaşayan Tekirdağ, Tekirdağ Valiliği, Tekirdağ 2003, s. 22.

Ereğli, Malkara, Vize, Çorlu, Burgos ve Hayrabolu olmak üzere altı kazâsı ve Naib, Ortaca, IĢıklar, Ġnecik isimli dört nahiyesi bulunmaktaydı. 58

Tekirdağ Sancağı

olarak adlandırılan bu sancak cumhuriyet döneminde vilâyet olmuĢtur.

2. BÖLÜM