1. BÖLÜM
2.2. ġER’Ġ MAHKEMELER
3.2.1. Hükümlerde Adı Geçen Vilâyet, Sancak, Kazâ, Nahiye ve Karye
Osmanlı Devleti idari teĢkilat bakımından sırasıyla eyaletlere (vilâyetlere), eyaletler sancaklara (livalara), sancaklar kazâlara, kazâlarda nahiyelere bölünmüĢ durumdaydı.
Osmanlı Devleti idari teĢkilatının en büyük parçasını oluĢturan eyaletleri, XVI. yüzyıl ortalarına kadar beylerbeyliği (mir-i mirân) tarafından idare edilmiĢtir. Bu tarihten sonra ise vezirler tarafından idare edilmiĢtir. Sayıları Osmanlı Devletinin sınırlarına göre değiĢen bu eyaletlerin bazılarına özel imtiyaz anlaĢmalarıyla yönetildikleri için eyalet-i mümtaze de denilmiĢtir. Mekke Ģerifi, Mısır hidivliği bunların baĢında gelir. 128
Osmanlı devlet teĢkilatının temel idari birimi olarak kabul edilen sancaklar 129 bir araya gelerek eyaletleri oluĢturmuĢlardır. Her sancağın baĢında sancak beyi bulunurdu. 130
Eyaletleri teĢkil eden sancakların en yüksek idarecisi sancak beyi bir diğer adıyla mir-i livâ sancağın merkezindeki kazada ikamet ederdi. Sancak beyini sancağa bağlı diğer kaza ve nahiyelerde zaim, subaĢı veya voyvoda denen ve çoğunlukla asayiĢ iĢlerinden sorumlu olan bir kiĢi temsil ederdi. Sancak beylerine ait vergiler bu görevliler tarafından toplanırdı. "seyfiye" veya "ehl-i örf" adı verilen zümrenin içinde yer alan sancak beyleri, genelde Enderun'da yetiĢtikten ve taĢrada çeĢitli hizmetler gördükten sonra bu göreve tayin edilirlerdi. XVI. yüzyılda beylerbeyi olabilmek için
128 Ahmet Akgündüz, Şer’iye Sicilleri, C. I, s. 53.
129 Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Fakülte Kitabevi, Isparta 2010, s. 215.
130 Mustafa Akdağ, Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası Celali İsyanları, BarıĢ Yay. , Ankara 1999, s. 86.
daha önceden sancak beyliği vazîfesinde bulunmak neredeyse Ģart haline gelmiĢti. Bu durum, söz konusu dönemde sancak beyliğinin büyük bir öneme sahip olduğuna iĢaret etmektedir. Fakat yüzyılın sonlarına doğru sancak beyliğinden beylerbeyiliğe yükselmenin oldukça azalmaya baĢladığı ve daha çok saraydan gelenlerin, hatta doğrudan doğruya Enderun'dan çıkanların önemli bir sayıya ulaĢtığı görülür. Bu durum, söz konusu dönemden itibaren beylerbeyilerin yönetimdeki yerlerinin gittikçe güçlenmesiyle bağlantılıdır. 131
XVII. yüzyılla birlikte sancakbeylerine paşa ünvanı verilmiĢtir. Tanzimat‟tan sonra ise sadece idari yetkileri bulunan mutasarrıflar ortaya çıkmıĢtır. Vilâyetin merkezi olan livaya paşa sancağı denir ve beylerbeyi tarafından idare edilirdi. Beylerbeyi eyaletine gitmemiĢse ya da sefere çıkmıĢsa, mütesellim denilen memur, onun adına paĢa livasını idare etmiĢtir. 132
Sancaktaki timarlı sipahilerin ve zaimlerin tabii komutanı olan sancak beyi, kendi kapu halkı, sancaktaki zaim, cebelü ve sipahiler ile savaĢa katılmakla mükelleftir. Bu sancak beyinin asli yani birincil göreviydi. Re‟âyânın huzur içinde yaĢaması için sancağın güvenliğini ve huzurunu sağlamak bunun için önlemler almak da sancak beyinin idari görevleri arasındaydı. 133
Kazâ ise ticari ve kültürel bakımdan üstünlüğü elinde bulunduran bir kasaba veya Ģehir ile böyle bir topluluk merkezini çevreleyen ve köylerden meydana gelen idari bir birliktir. Bu sebeple, kazâların doğuĢu ekonomik, coğrafi, sosyal ve kültürel imkânların belirlediği tarihi bir seyir içerisinde meydana gelmiĢtir. Sayıları çok olmamakla birlikte özellikle Türkmen aĢiret hayatının mecbur kıldığı bazı durumlarda hiçbir kasaba veya Ģehir olmaksızın, sadece belli bir köyler grubu Ģeklinde meydana gelmiĢ kazâlara da rastlanır. Fakat bunların genel kaideyi bozmadığı görülür. 134
Kazânın hem adli hem de idari tek amiri olan kadı, doğrudan kadıaskerin ataması ile merkezden tayin olunuyor ve merkeze bağlı bulunuyordu. Re‟âyânın devlet ile
131 Ġlhan ġahin, “ Sancak”, DİA , C. 36, Ġstanbul 2009, s. 99.
132 Halil Cin-Ahmet Akgündüz, Türk-İslam Hukuk Tarihi, C. I, TimaĢ Yay. , Ġstanbul 1990, s. 254.
133 Mehmet Ali Ünal, a.g.e. , s. 217.
134
olan iliĢkilerinde tek vasıta olan kadı baĢka bir aracı olmadan divan-ı hümayun ile muhabere etmekteydi. 135
Bazen Çirmen bazen de Edirne sancağı/livası içerisinde yer alan Rodosçuk bir kazâ ve nâhiye merkezidir. Defterimizde Rodosçuk Kazâsının yanı sıra baĢka sancaklara bağlı kaza ve nahiye isimleri de geçmektedir ki bunlar da bölgenin Anadolu veya Rumeli‟nin diğer bölgeleriyle olan bağlantısını göstermektedir.
1531 Numaralı defterimizde tespit ettiğimiz kazâ, nahiye ve karye isimleri belge numaraları ve belge tarihleriyle birlikte aĢağıdaki tabloda verilmiĢtir. Bu yerleĢim yerlerinin isimleri, incelediğimiz dönemde Tekirdağ‟ın mülki bölünüĢü hakkında bilgiler vermektedir.
Tablo 2: 1531 Numaralı Rodosçuk (Tekirdağ) ġer’iyye Sicilinde Tespit Edilen Vilâyet, Kazâ, Nahiye ve Köy ( Karye) Ġsimleri Tablosu
Sıra No Köy (Karye) Ġsmi Bağlı Bulunduğu Vilâyet/ Kazâ / Nahiye
Belge No Belgenin Tarihi
1 AvĢar Rodosçuk 7a / III fi evâsıt-ı Ģehr-i
Rebi‟i‟l-evvel sene 1033
2 AvĢar Rodosçuk 7a / V fi evâsıt-ı Ģehr-i
Rebi‟i‟l-evvel sene 1033
3 Ayazma Ebu Eyyub-i
Ensâri
37b / II fi‟l-yevmî‟l-hamis min ġabani‟l-
mu‟azzam sene 1033
4 Banados Rodosçuk 13a / I fi‟l-yevmî‟s-sâdis
135
aĢer min Ģehr-i Cemâziye‟l- ahir sene 1033
5 Banados Rodosçuk 13b / III fi evâhir-i Ģehr-i
Cemâziye‟l- evvel sene 1033
6 Banados Rodosçuk 29b / II fi evâsıt-ı Ģehr-i
Recebi‟l-mürecceb sene 1033
7 Büyük Karaevli Rodosçuk 23a / V evâhir-i Ģehr-i
Cemâziye‟l- ahire sene 1033
8 Büyük Pınarlu Rodosçuk 11a / IV fi evâil-i
Cemâziye‟l-evvel sene 1033
9 Candar ve
Yazarlar
Ġpsala Kazâsı 33a/IV fi evâil-i Ģehr-i ġabani‟l- mu‟azzam li-sene selâse ve selâsîn ve elf
10 Çatma Rodosçuk 36b / IV fi‟l-yevmü‟s-sadis
ıĢrın min ġabani‟l- mu‟azzam sene 1033
11 ÇeĢme Rodosçuk 11b / IV fi evâil-i Cemâziye‟l-
evvel sene 1033
12 Fakirullah Saray Kazâsı 4b/I fi evâsıt-ı
ve selâsîn ve elf
13 Fukaraoğlu Rodosçuk 12a/ VI fi evâil-i Ģehr-i
Cemâziye‟l-evvel min Ģuhûr sene selâse ve selâsîn ve elf
14 Güvençli Rodosçuk 44a / III fi 22 Ģehr-i ġabani‟l-
mu‟azzam sene 997
15 Horo (?) Mihaliç 7a / I fi evâil-i Ģehr-i
Rebi‟i‟l-evvel sene 1033
16 IĢıklar Rodosçuk 31b/IV fi evâsıt-ı Ģehr-i
Rebi‟i‟l-ahir sene 1033
17 IĢıklar Rodosçuk 23a/ I fi evâhir-i Ģehr-i
Cemâziye‟l-ahir sene 1033
18 IĢıklar Rodosçuk 31b/ VI fi evâsıt-ı Ģehr-i
Recebi‟l-mürecceb
19 Kara Halil Rodosçuk 35b / VII fi‟l-yevmü‟s-sani
ıĢrın ġabani‟l- mu‟azzam sene 1033
20 Kara Karlı Hayrabolu 6a / III fi evâil-i Ģehr-i
Rebi‟i‟l-evvel sene 1033
21 Karaca Kulağuz Hayrabolu 22a / IV fi evâhir-i Ģehr-i Cemaziye‟l-ahir sene 1033
22 Karaca
Muradlu
Rodosçuk 10b / III fi evâil-i Ģehr-i Cemâziye‟l- evvel sene 1033
23 Kavak Vilâyet-i Anadolu/
Kara Mürsel Kazâsı
31a / I fi evâsıt-ı Receb sene 1033
24 Köy Ġsmi Yok Gelibolu Kazâsı / ġarköyü Nahiyesi
7a / I fi evâil-i Ģehr-i Rebi‟i‟l-evvel sene 1033
25 Köy Ġsmi Yok Selanik 35b / II fi evâsıt-ı ġabani‟l-
mu‟azzam sene 1033 26 Köy Ġsmi Yok Çirmen Sancağı /
Ġnecik Nahiyesi
42b / I fi evâil-i Muharrem sene 995
27 Köy Ġsmi Yok Rodosçuk
Nahiyesi
50b / I fi‟l-yevm Ģehr-i Rebi‟i‟l-ahir sene 1033
28 Kumbağı Rodosçuk 15b / II fi evâil-i Cemâziye‟l-
evvel sene 1033
29 Kumbağı Rodosçuk 15b / III fi evâil-i Cemâziye‟l-
evvel sene 1033
Rebi‟i‟l-Muradlu evvel sene 1033
31 Küçük Karaca Muradlu
Rodosçuk 10a / 1 fi evâhir-i Ģehr-i
Rebi‟i‟l-ahir sene 1033
32 Küçük Karaevli Rodosçuk 55b / VI fi Rebi‟i‟l-ahir sene
1017
33 Küçük
Sevindüklü
Bergos 30a / II fi evâsıt-ı Ģehr-i
Recebi‟l-mürecceb sene 1033
34 Müsellem Rodosçuk 23a / VI fi evâhir-i Ģehr-i
Cemâziye‟l-ahire sene 1033
35 Müsellem Rodosçuk 30a / II fi evâsıt-ı Ģehr-i
Recebi‟l-mürecceb sene 1033
36 Nusratlu Rodosçuk 7b / VI fi evâil-i Ģehr-i
Rebi‟i‟l-ahir sene 1033
37 Nusratlu Rodosçuk 10a / III fi evâhir-i
Rebi‟i‟l-ahir sene 1033
38 Nusratlu Rodosçuk 29b / VI fi evâsıt-ı Ģehr-i
Recebi‟l-mürecceb sene 1033
39 Nusratlu Rodocuk 30a / III fi evâsıt-ı Ģehr-i
sene 1033
40 Nusratlu Rodosçuk 36b / I fi evâsıt-ı ġabani‟l-
mu‟azzam sene 1033 41 Oklatmalı Kasaba-ı Bergos 16b / II fi evâhir-i Ģehr-i
Cemâziye‟l- evvel sene 1033
42 Oruç Beylü Rodosçuk 31b/ V fi evâsıt-ı Ģehr-i
Recebi‟l-mürecceb sene selâse ve selâsîn ve elf sene 1033
43 Osmanlu Rodosçuk 12a / II fi evâil-i
Cemâziye‟l-evvel sene 1033
44 Osmanlu Rodosçuk 14a / I fi evâsıt-ı
Cemâziye‟l- evvel sene 1033
45 Osmanlu Ġnecik 22b / III fi evâhir-i
Cemâziye‟l-evvel sene 1033
46 Osmanlu Rodosçuk 44a / III fi 22 Ģehr-i ġabani‟l-
mu‟azzam sene 997
47 Timurlu Rodosçuk 17b/ II fi evâhir-i
Cemâziye‟l-evvel sene 1033
48 Vidin ÇavuĢ Dimetoka 33a / VI fi evâil-i ġabani‟l- mu‟azzam sene 1033
49 Yazar Rodosçuk 22a / III fi evâsıt-ı Ģehr-i
Cemâziye‟l-ahir sene 1033
50 Yeniköy Rodosçuk 14b / I fi‟l-yevmü‟s-sani
ıĢrın min Ģuhûr Cemâziye‟l- ahir sene 1033
51 Yeniköy Rodosçuk 14b / III fi evâhir-i Ģehri
Cemâziye‟l- evvel sene 1033
52 Yeniköy Rodosçuk 19b / IV fi evâsıt-ı Ģehr-i
Cemâziye‟l-evvel sene 1033
53 Yeniköy Rodosçuk 23a / II fi evâhir-i
Cemâziye‟l- ahir sene 1033
Osmanlı idari yapısı içindeki en küçük birim köydür. Coğrafi konumuna göre bağlı olduğu idari birim değiĢebilmektedir. 136
Tabloda verilen bütün bu yerleĢim birimlerinin isimleri toponimi bilimi ve Tekirdağ tarihi açısından önemli bilgiler taĢımaktadır.
136 Nurcan Abacı, Bursa Şehrinde Osmanlı Hukukunun Uygulanması ( 17. Yüzyıl ), T. C. Kültür Bakanlığı Yay. , Ankara 2001, s. 82.
Tablo incelendiğinde 1531 numaralı defterimizde, bazı hükümlerde nahiye ve sancak isminin verilmiĢ olduğu fakat karye isminin verilmediği anlaĢılmaktadır. Bu nedenle karye isminin belirtilmediği hükümler “Köy Ġsmi Yok” ibaresi eklenerek tablolaĢtırılmıĢtır.
Rodosçuk nüfusu XVI. yüzyılın ikinci yarısına kadar Türkler ve Rumlardan oluĢmaktaydı. XVI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kasabada Yahudilerinde ismi geçmeye baĢladı. Bunun yanında XVI. yüzyılın baĢlarında Rodosçuk‟da Rum nüfusu Müslümanlardan fazla iken 1530‟lardan sonra bu durum tersine dönmüĢ ve bölgede Müslümanlar çoğunluk kazanmıĢ ve Rum nüfus kasabanın ikinci büyük grubunu teĢkil etmeye baĢlamıĢtır. 137
1531 numaralı defterde Rodosçuk Kazâsına ait 21 tane karye ismine ulaĢtık. Tabloda verilen bu köyler içinden Yeniköy ve IĢıklar karyesi, Rumların yoğun olarak yaĢadığı yerlerdendir. Öyle ki, 1531 numaralı defterde geçen hükümlerde Yeniköy ve IĢıklar karyelerinde Müslüman nüfusa rastlanmamıĢtır. Banados nam karye de Rumların yoğun yaĢadığı bir köy olmasına rağmen incelediğimiz defterde bu köyde Müslüman nüfusun da yaĢadığına dair kayıtlara ulaĢtık. 138
Bunun yanında Kumbağı karyesi de Rum nüfusun yoğun olarak yaĢadığı köyler arasındadır. Osmanlı ve Timurlu isimli karyelerde ise Müslümanlarla birlikte Kıbti 139 ahalisinin varlığı da dikkat çekmektedir. 140 Sicilimizde tespit edilen Kumbağı yakınlarındaki Yeniköy ve IĢıklar karyesinin XV. yüzyılın ortalarında Teselya, Mora ve Batı Anadolu‟dan gelen Rumlar tarafından kurulduğu bilinmektedir.141
Rumlar tarafından kurulan bu mahallelerin Türkçe isimlere sahip olması dikkat çekici bir unsurdur.
Ayrıca sicillerde, herhangi bir mahallede gayrimüslim veya Müslüman nüfusa rastlanmamıĢ olması, o mahallede bu kimselerin yaĢamadığı anlamını taĢımamaktadır. Çünkü Ģer‟iyye sicillerinde nihayetinde tüm nüfus kaydedilmemekte, sadece mahkemeye yansıyan vakalar üzerinden değerlendirilme yapılmaktadır.
137 Hacer AteĢ, a.g.t. , s. 155.
138
R.ġ.S., No. 1531, vr. 13b/ III, vr. 28b/ II.
139 Kıbt soyundan gelen, çingene. Bkz. Ferit Develioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ankara 2007, s. 514.
140 R.ġ.S., No. 1531, vr. 14a/ I, vr. 17b/ II.
141
Farklı milletlerden kiĢilerin yaĢadığı bu Ģehirde Ermeniler, Müslüman kiĢiler karĢısında ikrâr ve itirafta bulunurken142
Müslüman kiĢilerde Ermenilere güvenip onlar karĢısında itiraflarda bulunmuĢlardır. 143
Sadece Ermeniler değil, Rumlarda bir güven göstergesi olarak Müslümanlar karĢısında ikrar ve itirafta bulunmuĢlardır.144
ve Müslümanlarda Rumlar karĢısında itiraflarda bulunmuĢlardır. 145
Yukarıda da değindiğimiz gibi Müslüman nüfus ile Rum veya Ermeni nüfusun aynı yerde birlikte yaĢamaları, dava konularında birbirlerine güvenerek birbirleri karĢısında doğruları itiraf etmeleri, aralarında ev, bağ, bahçe vs. alım-satımlar 146
gibi durumları göz önünde bulundurduğumuzda incelediğimiz dönemde Osmanlı Devleti içinde yaĢayan toplulukların iç içe yaĢadıkları, birlikte ortak faaliyetlerde bulundukları, kısacası bir birleriyle iliĢkilerin gayet iyi olduğu sonucuna varabiliriz.
Kuzey Marmara Sahilleri ve Ard Alanında ġehirleĢmenin Tarihi Süreci: XVI.
XVII. Yüzyıllarda Tekirdağ ve Yöresi adlı doktora tezinde, Hüsünlü, Yerbasan, Gündüzlü, Müsellem, Hacı, Ortaca isimli köylerin Tekirdağ‟a kayıtlı olmalarına rağmen XVII. yüzyılın baĢlarında Çorlu kazâsına ait oldukları ve XVI. yüzyılda Çorlu kazâsına tâbi gözüken ÇeĢme köyünün ise XVII. yüzyılın sonlarında Ereğli kazâsına ait olduklarıyla ilgili kayıtların varlığı belirtilmektedir. 147
1531 numaralı defterde rastladığımız belgeye göre ise (belgenin tarihi ve belge numarası yukarıda ki tabloda verilmiĢtir) ÇeĢme karyesi H. 1033 Cemâziye‟l-evvel ayı (M. 1624) tarihinde Rodosçuk Kazâsına bağlı idi. Yine defterde Müsellem köyünün de H. 1033 Receb Ayı (M. 1624) tarihinde Rodosçuk Kazâsına bağlı olduğunu görüyoruz. Görüldüğü üzere bölgedeki komĢu kazâlar arasında bulunan köyler zaman zaman yakınındaki kazâlara bağlandığına dair kayıtlara sıkça rastlanmaktadır. 148
142
R.ġ.S., No. 1531, vr. 6b/ II.
143 R.ġ.S., No. 1531, vr. 7a/ I, vr. 10a/ III, vr. 19a/ III, vr. 19a/ IV, vr. 20a/ I, vr. 23a/ IV, vr. 29a/I.
144 R.ġ.S., No. 1531, vr. 7a/ II, vr. 15a/ II, vr. 22b/ V, vr. 29b/ II, vr. 1b/III.
145 R.ġ.S., No. 1531, vr. 7b/ VI, vr. 9a/ V, vr. 10b/ II, vr. 10b/ V, vr. 11a/ I, vr. 28b/ II, vr. 31a/ III, vr. 31b/ V, vr. 32a/III, vr. 33b/III, vr. 35b/ VI.
146
R.ġ.S., No. 1531, vr. 6b/I, vr.6b/ II, 10a/III, vr. 10b/ V, vr.11b/III, vr. 19a/IV, vr. 21b/IV, 23a/ IV, vr.27b/ IV, vr. 28a/V, vr.31a/III, vr. 32a/ III, vr. 33a/ III, vr. 33b/ II.
147 Ayrıntılı bilgi için bkz. Hacer AteĢ, Kuzey Marmara Sahilleri ve Ard Alanında Şehirleşmenin
Tarihi Süreci: XVI.XVII. Yüzyıllarda Tekirdağ ve Yöresi, (Doktora Tezi), Ġstanbul 2009, s. 246-247. 148