• Sonuç bulunamadı

Rekabet gücü, bir ülkenin ürettiği malların, diğer ülke mallarıyla fiyat ve kalite açısından ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilir düzeyde olmasıdır (www.ikv.org.t,03.11.2009). Harrison ve Kennedy, rekabet gücünü, ürünlerini belirli pazarlarda diğer rakip satıcıların fiyatlarına eşit ya da düşük fiyatla satışa sunulması ve zamanında teslimi olarak tanımlamaktadırlar (Kennedy,1985).Güçlü ekonomi yaratılabilmesinin temel koşulu rekabet gücünü arttırmaktan geçer. Rekabet gücü (competitiveness), bir ülkenin üretim yeteneğinin ve kapasitesinin düzenli bir şekilde artışını ifade eder. Bir başka ifadeyle, ulusal düzeyde rekabet gücü, bir ülkenin ürettiği mal ve hizmetlerin (katma değerin) sürekli ve düzenli artışlar göstererek ekonomik refah düzeyini yükseltmesi ve bunun sonucu olarak ülke vatandaşlarının

yaşam standartlarının iyileştirmesi anlamına gelmektedir (www.tisk.org.tr,13.11.2009). Rekabet gücü aynı zamanda, yaşam kalitesini, iktisadi

büyümeyi ve sürdürülebilir kalkınmayı etkileyen bir etkendir (Aktan ve Vural,2004:82).

Şekil-19:Rekabt Gücü Piramidi Yaşam Kalitesi İktisadi Sürdürülebilir Büyüme Kalkınma REKABET GÜCÜ

Verimlilik Fiyatlar Ücretler

İş ve Çalışma Ekonomik ve Teknolojik altyapı Girişimcilik ve İşletmelerin Geliştirilmesi REKABET GÜCÜ GİRDİLERİ REKABT GÜCÜ ÇIKTILARI Eğitim ve Sağlık

Kaynak: Coşkun Can Aktan ve İstiklal Y.Vural, Rekabet gücü ve Türkiye, TİSK Yayınları, Ankara,2004,s.82.

2.6.1. Bilgi Teknolojilerinin KOBİ’lerin Rekabet Gücü Üzerindeki Etkileri

BT, elektronik şekilde depolama, aktarma, işleme ve depolama araçları ile kelime,sayı,imaj ve ses elde etme araçlarını içerir.BT, firmaların rekabet gücü üzerinde karmaşık etkiler meydana getirir.Yaygın kanı BT’nin firmaların rekabet gücünü arttıracağı yönünde olmasına rağmen bu teknolojilerden mahrum kalan ya da kendisini adapte edemeyen firmaların rekabet güçlerini azaltabilir ve hatta tamamen ortadan kaldırabilir.Bilişim teknolojileri bilgiyi ve bilgi akışını daha ucuz, kolay ve hızlı hale getirerek ürün yaşam döngüsünü kısaltarak yerel piyasa avantajlarını ortadan kaldırarak ve bilgi ile alakalı engelleri azaltarak firmaların rekabet güçleri üzerinde etkili olur.BT firmaların tüm organizasyon yapılarına etki etme potansiyeline sahiptir.Bu nedenle değer zincirlerinde başarılı bir şekilde uygulanması halinde emeğin ve sermayenin verimliliğini ve esnekliğini arttırır ve ürün kalitesini yükseltir.Kaynakların üretimin ve lojistiğin değer zincirinin her halkasında başarıyla koordine edilmesini sağlayarak tasarrufa yol açar (Saydan vd.,2005:57).

AB ülkelerindeki KOBİ’lerde e-ticaret kullanımı alanında yapılan araştırmalarda ürün tanıtım amaçlı kullanımda artış olduğu,internet karlı satış yöntemi olarak algılandığı,internetin pazarlama ve yeni müşterilere ulaşma aracı olarak benimsendiği,işletmelerin bünyelerinde bilişim teknolojilerini kullanma arzusu gün geçtikçe arttığı ancak işletme bütçesinden bu işe ayrılan oran sabit kaldığı belirtilmiştir (Saydan vd.,2005:57).

2.6.2. Rekabet Gücü Düzeyleri

Rekabet gücü (competitiveness) kavramı genel olarak bu konudaki literatürde; firma, endüstri , ulusal (uluslar arası) düzeyde olmak üzere üç farklı düzeyde ele alınmakta ve tanımlanmaya çalışılmaktadır (Ada vd.,2008:55). Dulupçu ise, rekabet gücünü iki boyutu ile ele almaktadır. Bunlar: Geleneksel Rekabet Gücü ve Küresel Rekabet Gücü’dür. Geleneksel rekabet gücünü de, firma, endüstri ve ulusal düzeyde olmak üzere üç düzeyde açıklamaktadır (Dulupçu,2001:72-95).

Eaker, rekabet üstünlüğünün elde edilmesinde işletme varlıkları ile yeteneklerinin geliştirilmesi ve kullanılabilmesi için uygun stratejilerin ,bu varlık ve yeteneklerin etkin şekilde kullanılacağı rekabetçi alanların bulunması,rakiplerin mevcut varlık ve yeteneklerin etkisiz hale getirilmesinin öneminden bahsetmiştir.Eaker, yaptığı araştırmada işletmelerin ülkenin dünyadaki konumunu belirleyen rekabet gücü kaynaklarını şöyle sıralamaktadır:Firma imajı,müşteri hizmetleri satış sonrası destek,tanınmış bir marka,yenilikleri takip düşük maliyetli üretim,güçlü finansal kaynaklara sahiplik,müşteri odaklılık,ürün hattının geniş olması,teknik açıdan rakiplerine göre ileride olması,sürekli yenilik yapabilme yeteneği,pazar payı,dağıtım ağının kalitesi ve genişliği,müşteri istekleri doğrultusunda hızla hareket edebilme gibi (Saydan vd.,2005:57).

2.6.2.1. Firma Düzeyinde Rekabet Gücü

Küreselleşme, rekabetin yeni boyutlar kazanmasına ve içeriğinin değişikliğe uğramasına yol açmaktadır. Rekabet gücünün firma düzeyinde operasyonel bir tanımını şöyle yapabiliriz: rekabet gücü, müşterilerin şirketin sunduğu mal ve hizmetleri alternatifleri karşısında tercih etmesini sürdürülebilir bazda sağlayabilme yeteneğidir (Taşkın ve Adalı,2004:84). Firma düzeyinde rekabet gücünü tanımlamaya yönelik farklı tanımlardan bazıları şunlardır: İşletme düzeyinde rekabet

gücü, işletmenin, müşterilerine sunduğu mal ve hizmetlerin alternatifleri karşısında tercih edilmelerinin sürekliliğini sağlayabilme yeteneğidir. Bir işletmenin ulusal ya da küresel pazarlarda rakiplerine kıyasla düşük maliyette üretimde bulunabilme (fiyat ve maliyet rekabet gücü), ürünün kalitesi, sunulan hizmet ve ürünün çekiciliği (kalite rekabet gücü), farklı müşterilere farklı çözümler sunma (esneklik), yenilikçilik gibi unsurlar açısından rakiplerine denk veya daha üstün bir durumda olma yeteneğidir (Tekin ve Zerenler,2007:17-18). Bir başka ifade ile firma düzeyinde rekabet gücü, herhangi bir firmanın ulusal ya da global piyasalarda rakiplerine kıyasla düşük maliyette üretimde bulunabilme (fiyat ve maliyet rekabet gücü), ürünün kalitesi, sunulan hizmet ve ürünün çekiciliği (kalite rekabet gücü) gibi unsurlar açısından rakiplerine denk veya daha üstün bir durumda olma, ayrıca yenilik ve icat yapabilme yeteneğidir (www.tisk.org.tr, 13.11.2009).

Firma düzeyinde rekabet gücünü belirleyen ana unsurlar; yüksek kalite, düşük maliyet, verimlilik, yenilik ve yaratıcılıktır. Aşağıdaki şekilden de anlaşılacağı üzere, bir firmanın kalite üzerine odaklanması neticesinde verimlilik düzeyinde artışlar elde edilmiş olur. Kaliteyi arttırmayı hedefleyen bir firma israf ve savurganlıklarını önemli ölçüde azaltılmış olur ve “sıfır hata” (zero defect) gibi bir ideal hedefe ulaşmaya çalışır. Bunun neticesinde firmanın üretim maliyetleri azalır. Düşük maliyet ve yüksek kalite esasen rekabetçi piyasaların gereğidir. Bu iki amacı bir arada gerçekleştirebilen firmalar, pazardaki paylarını arttırmış olurlar. Karlılık ve verimlilik düzeyindeki artış, firmanın üretim ve yatırım kapasitesini arttırır. Daha fazla üretim ve yatırım ise istihdam imkanlarının artması anlamına gelir. Sonuçta firmanın rekabet gücü artmış olur (www.tisk.org.tr ,13.11.2009).

Şekil-20: Kalite Rekabet Gücü ile Üretim ve İstihdamda Sağlanan Artış

Kaynak: http://www.tisk.org.tr/yayinlar.asp?sbj=ic&id=871-13.11.2009

Harun ve Adalı’ya göre, şirketler için rekabet büyük ölçüde müşteri etrafında şekillenir. Bu husus şirketleri müşteri odaklı yapılanmaya yöneltir ve müşteri ilişkilerini öne çıkartır. Şirketler açısından rekabetin iki temel unsuru; maliyetleri düşürmek ve teknolojik yeteneği geliştirmektir. Gerek maliyetlerin düşürülmesi gerekse teknoloji yeteneğinin geliştirilmesi hedefleri, şirketi yeni organizasyon yapılarına ve iş yapma biçimlerine yönlendirmiştir. Örneğin; şirketin ana yetenekleri üzerinde yoğunlaşılması; şirket bünyesinde, daha atak daha hızlı reaksiyon veren ve kendini yeni durumlara uyum sağlayacak şekilde örgütleme yeteneğine sahip bir yapı ve içeriğin geliştirilmesi; pazarların dünya pazarları olarak algılanması ve hedeflenmesi; diğer şirketlerle bir ağ oluşturması gibi (Taşkın ve Adalı,2004:84).

Firma açısından rekabeti üç alanda sınıflayabiliriz (Taşkın ve Adalı,2004:85) : 1. Ürün bazında rekabet

2. Yapısal bazlı rekabet 3. Süreç bazında rekabet

Ürün ve süreç bazında rekabet, firma tarafından alman karar ve uygulanan politikalara bağlı olarak yapılır. Yapısal bazlı rekabet ise, firma dışında alman karar

ve uygulamalar sonucu belirlenir. Firmalar, yapısal bazda rekabeti ancak ulusal ve yerel karar odaklarını etkileyebildikleri ölçüde etkileyebilirler. Rekabet gücü, firmaların, endüstrinin, bölgenin, ülkenin ya da birliklerin uluslararası rekabette nispi olarak daha yüksek gelir ve istihdam seviyesindeki üretim gücüdür. Diğer bir ifade ile bir ülkenin ürettiği mallarda diğer ülkelerin malları ile fiyat, kalite, tasarım, güvenirlilik ve zamanında teslim gibi unsurlarda yarışabilir düzeyde olması demektir (Taşkın ve Adalı,2004:85).

2.6.2.2. Endüstri Düzeyinde Rekabet Gücü

Markusen’e göre, endüstriyel rekabet gücü, bir sanayinin rakiplerine eşit ya da daha üst düzeyde bir verimlilik düzeyinde uluslar arası piyasanın gereklerine uygun mal ve hizmet üretebilme ve daha düşük maliyetlerle uluslar arası piyasaların standart ve taleplerine uygun mal ve hizmetleri üretebilmesini sağlayan icat ve yenilikleri gerçekleştirme yeteneğidir (Markusen,1992:8). Firmaların aynı endüstride rekabet gücünü yakalayabilmeleri ve aynı zamanda rekabet avantajı sağlayabilmeleri için, üretim ve pazarlama maliyetlerini minimum düzeyde tutmak ve ürün farklılaştırmasına gitmeleri gerekmektedir. Bununla birlikte, firmaların ürettikleri mamullerin, kalite, fiyat ve müşteri memnuniyeti bakımından rakip firmaların mamulleriyle rekabet edebilecek nitelikte olması rekabet avantajı sağlayacaktır. Porter, firmaların, rekabet avantajı elde edebilmeleri ve sürdürebilmeleri için, faaliyette bulundukları endüstrileri içinde uygun stratejiler meydana getirmeleri gerektiğini belirtmektedir (Porter, 1996:23).

Tablo-17:Geleneksel Rekabet Gücü Düzeylerinin Karşılaştırılması

Rekabet Gücü

Belirleyicileri Firma Endüstri Ulusal

Karlılık

En temel

değişkendir Göreceli önemi firma düzeyine göre azalır Ulusal refah ön planda olduğu için salt belirli bir karlılık anlayışı yoktur

Verimlilik Önemlidir Genel olmaktan çıkar emek verimliliği ile bütünleşir. Ancak önemini kaybetmez

Kişi başına verimliliğe dönüşür

Maliyet

İşgücü bazında

önemlidir İşgücü bazında ancak rakip endüstrilerle karşılaştırma yapılarak değerlendirilir

Göreceli olarak belirleyiciliğini yitirir

Kişi başına

verimlilik Önemlidir Önemlidir Önemlidir

Dış ticaret Dikkate alınmaz Dikkate alınır Dikkate alınmanın ötesinde öneme sahiptir

Üretim faktörü Önemli değildir Maliyet etkisinden dolayı

dikkate alınır Önemlidir

Toplam faktör verimliliği

Önemlidir Çok önemlidir Çok önemlidir

Dış ticaret haddi Dikkate alınmaz Dikkate merkez konumda değildir alınmakla beraber Önemlidir

Ürünün teknoloji

yoğunluğu Karlılık ön planda olduğu için dikkate alınmak zorunda değildir

Maliyetle karşılaştırılır Önemlidir

Rekabetin

sürdürülebilirliliği Firmanın yönetim felsefesine bağlıdır

Önemlidir Çok önemlidir

Kaynak: Murat Ali Dulupçu, Küresel Rekabet Gücü, Nobel Yayın Dağıtım,2001,Ankara, s.72-95.

2.6.2.3. Ulusal (Uluslar arası ) Düzeyde Rekabet Gücü (URG)

Firmalarımızın rekabet gücünün yükselmesi, makro düzeyde ülkenin rekabet gücünün artması anlamına gelir (www.tisk.org.tr ,13.11.2009). Ulusal (uluslararası) düzeyde rekabet gücü ise bir ülkenin, serbest ve adil piyasa koşulları altında, bir yandan uzun vadede halkının reel gelirini arttırırken; öte yandan, uluslararası piyasaların koşullarına ve standartlarına uygun mal ve hizmetleri üretebilme yeteneğidir (www.canaktan.org ,23.11.2009). Ada ve diğerlerinin belirttiği gibi, bilgi teknolojilerinin sürekli geliştiği günümüzde, işletmeler açısından rekabetin de önemi gitgide artmaktadır. KOBİ'ler uluslararası pazarlara açılırken, finansman eksikliği, yönetim kapasitesinin azlığı ve işlem tekniklerinin kısıtlı olması gibi sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Bu da onların dış pazarlardaki rekabet güçlerini azaltmaktadır.

İşletmelerin özellikle de KOBİ’lerin rekabet güçlerini arttırmalarında etkili olan en önemli faktörlerden biri e-ticarettir (Ada,2008:55).

URG, her ne kadar makroekonomik açıdan ülkelerin rekabet gücünü belirleyen bir gösterge olarak bilinse de aslında mikro ekonomik üretici birimlerin -firmaların- uluslararası piyasada rekabet yönünden üstünlüklerini karşılaştırmalı olarak ortaya koyan bir kavramdır (Aktan,1988:79). Mikro iktisadi açıdan rekabet edilebilirlik kriterleri göz önüne alındığında, firmaların ürün maliyetleri, fiyat ve kalitesi uluslararası düzeyde rekabet edilebilirliğini ortaya koymaktadır. Ülkeler açısından söz konusu olabilecek rekabet yalnızca bir tür kuruluş yeri rekabetidir (Porter,1996:3). Uluslararası rekabet gücünün arttırılması, üstün bir verimlilik performansına ve yüksek reel ücretlere sahip olan iktisadi faaliyetlere ülke kaynaklarının yönlendirilmesi yeteneğine bağlıdır. Rekabet gücü, sadece dışarıya mal satma ve dış ticaret dengesini sağlama yeteneği değil; bunun yanı sıra bir ülkenin üretim ve istihdam düzeyini artırabilme; yaşam kalitesinde kabul edebilir ve sürekli artışlar sağlayabilme ve uluslararası pazarlardaki payını artırabilme yeteneğidir (www.tisk.org.tr, 13.11.2009).

Ulusal düzeyde rekabet gücünü belirleyen etkenleri esasen iki ana kategoride toplamak mümkündür: Firma içi etkenler ve firma dışı etkenler. Firma içi etkenler arasında firmanın ürettiği malların kalitesi, maliyeti ve fiyatı önem taşımaktadır. Maliyet arasında da işgücü maliyeti, sermaye maliyeti, ithalat maliyeti, vergi maliyeti, sosyal güvenlik maliyeti ve benzeri maliyet faktörlerini göz önüne almak gerekir. Bunun dışında verimlilik, karlılık, firmada kullanılan bilgi teknolojisi, organizasyon ve yönetim yapısı, kaynakların etkin kullanımı, yenilikçilik ve yaratıcılık gibi faktörler rekabet gücünü belirleyen firma içi diğer etkenlerdir. Rekabet gücünü belirleyen başka etkenler de bulunmaktadır. Bu etkenler arasında, firmanın faaliyette bulunduğu sektördeki rekabet yoğunluğu, firmanın malın fiyatını tespit etmede ne ölçüde güçlü olduğu, sektördeki ölçek ekonomileri, işgücünün verimliliği, firmanın organizasyon ve yönetim biçimi, kapasite kullanım oranı, sermaye piyasalarındaki finansman koşulları ve benzeri faktörleri sayılabilir (www.tisk.org.tr, 13.11.209).

Şekil-21:Uluslararası Rekabet Gücünü Belirleyen Firma İçi Etkenler

Kaynak: Coşkun Can Aktan, “Uluslararası Rekabet Gücü”, İçinde: Türkiye Dünyanın Neresinde?

İzmir: EGİAD Yayını, 1998.s.80.

Rekabet gücünü belirleyen firma dışı etkenler ise; yine bir değil, pek çoktur (Bkz Şekil-22). Bunlar arasında en başta devletin ekonomideki yeri ve ekonomiye devlet tarafından yapılan müdahaleler önem taşımaktadır (www.tisk.org.tr, 13.11.2009).

Şekil-22: Uluslararası Rekabet Gücünü Belirleyen Firma Dışı Etkenler

Kaynak: C.C.Aktan, “Uluslararası Rekabet Gücü”, içinde: Türkiye Dünyanın Neresinde? EGİAD Yayını, İzmir, 1998.

Firmaları uluslar arası pazarlara yönelten çeşitli nedenler vardır. Bunların en önemlileri şunlardır(Aksu,1993:19);

• Çeşitli nedenlerden, işletmede atıl kapasite var ise, üretim arttırılarak, ihracat yoluyla satış ve kar arttırılabilmesi,

• İç pazardaki rekabetten kurtularak, riski azaltmak,

• İç pazarlarda ömrünü tamamlamak üzere olan mamullerin ömrünü uzatmak • Dış pazarlardaki vergi ve diğer teşvik avantajlarından yararlanmak

• Ülkemizde olduğu gibi, bazı ülkeler döviz girdisi sağlamak amacıyla, dış satımcılara vergi iadesi, ihracatı teşvik kredisi, vergi istisnası,gümrüksüz üretim faktörleri ithalatı ve benzeri teşvik imkanlarından yararlanmak.

• Dış pazarlarda, güçlü rakiplerin mamulleriyle rekabeti öğrenerek, iç pazarlarda da güçlü hale gelmek

• İşletmenin politik etkinliğini arttırmaktır.