• Sonuç bulunamadı

REHBERLİKTE TEMEL KAVRAMLAR

ÜÇÜNCÜ BASKI İÇİN NOT

4. REHBERLİKTE TEMEL KAVRAMLAR

Rehberlikteki temel kavramları, ve Psikolojik Danışmanın ilkeleri, işlevi ve dayandığı bilimsel temelleri incelemek suretiyle ele almak ve bu kavramları soyut olmaktan çok somut olarak belirlemeye olanak verecektir. Rehberlikteki temel kavramların bir çoğu Rehberliğin ne olduğu sorusuna cevap veren birinci ve ikinci bölümdeki tartışmalarda ele alınmıştır. Psikolojik Danışma ise ilerki bir bölümde ele alınacaktır. Rehberlik çalışmalarının okullarda yoğunlaşması yönündeki gelişmelerin yarattığı sorunlara ışık tutmak, ve ayrıca Rehberliğin anlamını, kapsamını daha somut bir biçimde bütünleştirmek için Rehberliğin dayandığı temel ilkeleri incelemenin yararlı olacağı açıktır.

4.1. Rehberliğin Temel İlkeleri

Rehberliğin temel ilkelerinden kasıt, bütün Rehberlik işlem ve süreçlerinde temel olan, yer alan esaslar, izlenmesi zorunlu "gerçekler"dir. Bu temel ilkeler, geliştirilerek benimsenecek farklı Rehberlik yaklaşım ve uygulamalarında ortak olma durumundadır. Temel ilkelerin yer almadığı Rehberlik yaklaşım ve uygu-lamalarından söz etmek olanağı yoktur. Temel ilkeler farklı Rehberlik yaklaşım-larında değişik yorum ve varsayımlarla ele alınabilmektedir. Bu bakımdan aşa-ğıda belirlenecek ilkelerin ayrıntılı tartışmalarına girişilmeyecektir.

Rehberliğin Temel İlkeleri Şunlardır:

i) Her birey yardıma gereksinme duyar, yardım almalıdır.

Bireyin biyolojik, psikolojik ve sosyolojik boyutta gelişmesini, büyümesini sürdürmesi, canlı varlık olarak yaşamını gerçekleştirmesi, yardım almasını ge-rekli kılar. Bireyi bir "enerji sistemi" olarak düşündüğümüzde, bu sistemin işle-mesi için gerekli olan enerji kaynağını sağlama zorunluluğu yardıma gereksin-me duymanın bir belirtisidir. Yardıma gereksingereksin-me duyma, organizma olarak, birey olarak canlı varlığın yaşantısını sürdürmesinin bir parçasıdır, bir unsurdur.

Bireyin yardıma gereksinme duyması, onun bağımsız olma girişimini engelle-mez.

ii) Her bireyin doyurulması gereken gereksinmeleri vardır.

Bu konu üzerindeki tartışmalara 1. bölümde ayrıntıları ile yer verilmiş ve bireyin gelişmesi, büyümesi ile ilişkisi kurulmuş olduğundan aynca açıklanma-sına gerek olmadığı kabul edilmektedir.

59

iii) Her bireyin büyüme, gelişme süreci içinde gereksinmelerini doyur-ma yollarını öğrenme zorunluluğu, ödevleri vardır.

Bireyin gelişmesindeki dönemlerde, bireyin gereksinmelerini ve bunlarla ilgili davramş biçimlerini, alışkanlık sistemlerini içeren farklı ama süreklilik ve aşamalı (hiyerarşik) bir özellik gösteren gelişim ödevleri vardır. Gelişim ödev-leri "developmental tasks" kavramı Havighurst'ün (1948), geliştirdiği bir kav-ramdır. Gelişim ödevleri kavramı bize, okullarda öğrencileri ele aldığımız zaman, birey davranışlarına ilişkin bilgilerimizi kullanmamızda yol gösterici olurlar. Gelişim ödevleri, gelişim gereksinmelerinden farklıdır. Gelişim ödevle-rini yerine getirmeyen veya getirmekte başarılı olamayan bireyler, genellikle, uyum sağlayamamış, sorunlarını çözememiş durumda olurlar.

Rehberlik uygulamalarında bireyin çeşitli gelişim dönemlerindeki gelişim ödevlerini bilmek ve bu ödevlerin birey tarafından yerine getirilmesine yardım-cı olmak gerekmektedir. Bu bakımdan Rehberlik uygulamaları için önemli geli-şim dönemlerindeki bireylerin geligeli-şim ödevlerine bazı örnekler vermek yararlı olur (Mc Daniel, 1956, Havighurst ve Hilda, 1963, Havighurst, 1955). Kuşku-suz, gelişim ödevleri toplumsal farklılıklar gösterilebilir ve bu farklılıkların top-lumsal değerler çerçevesinde dikkate alınması gerekir.

a. Çocukluk Döneminin Bazı Gelişim Ödevleri:

* Normal oyunlar için gerekli fiziksel beceriler öğrenme.

* Yaş akranları ile geçirmeyi öğrenme.

* Büyüyen organizma olarak kendisine karşı olumlu tutumlar geliştir-me.

* Cinsiyetine uygun bir rolü öğrenme.

* Okuma, yazma ve aritmetikte temel becerileri geliştirme.

* Sosyal gruplara ve kurumlara karşı uygun tutumlar geliştirme.

* Günlük yaşam için gerekli kavramları geliştirme.

b. Erginlik Döneminin Bazı Gelişim Ödevleri:

* Sevilme, sevme ve sevgisini başkaları ile paylaşmasını öğrenme.

* Değişen toplumsal gruplara dahil olmasım, bu gruplardaki rolleri ve kendi rolünü öğrenme.

* Kendi cinsinin psiko-sosyal, biyolojik rolünü öğrenerek buna uygun davranışlar, tutumlar geliştirme.

* Başkalarına ve topluma olan ödevlerini kavrayacak şekilde bir vic-dan ve ahlâk görüşü, anlayışı ve değerler sistemi geliştirme.

* Özellikle lise çağında büyüme süreci boyunca, uygun bir bağımsız-lık-bağımlılık tarzı geliştirme ve yürütme, (Bu ödevi, bireyin ben-lik-durum ilişkilerini uyum sağlayıcı bir düzeyde geliştirmesi gere-ği olarak da ele almak mümkündür. Gerçekte bireyin tam anlamı ile

"bağımsız" olmadığını, "bağımlılığın" canlı varlığın kaçınılmaz bir durumunu nitelediğini öğrenmeyi bu görev içinde ele almak gerek-mektedir.)

* Fiziksel yapısındaki değişiklikleri, değişmeleri kabul etmesini, ken-disini ve değişikliklere uydurmasını ve değişen fiziksel yapının ge-reklerine uygun yeni kassal kontrolü öğrenme.

* Dil, sayılar, şekiller ve benzeri simgelerle düşünmesini, bunları et-kili bir biçimde kullanmasını öğrenme ve soyut kavramları anlama, oluşturma yeteneği geliştirme.

* Fiziksel çevre ve dünyasını keşfedip kontrol etmesini öğrenme. .

* Ana baba ve diğer yetişkinlerden duygusal bakımdan bağımsızlık kazanmayı öğrenme.

* Evlenme, aile kurma konulan için hazırlanma.

Örneklerde de görüldüğü gibi bu gelişim ödevleri birey'e özgü olup, birey tarafından yerine getirilmesi gerekir. Bu ödevleri, kendi gelişimi içinde, ancak ve ancak birey yerine getirebilir ve getirmek zorundadır. Diğer bireylerin yar-dımlan gelişim ödevini birey için yerine getirme biçiminde olmama durumun-dadır. Bu gelişim ödevlerini bireyin yerine getirmesi, çevresindeki çeşitli ortam-larda ilişki kurması, öğrenmesi ve deneyim kazanması ile olur.

iv) Rehberlik, bireyin kendi kendisini tanıması, kabullenmesi süreçle-rini içerir.

Bu ilkenin anlamı, Rehberliğin işlevleri konusunda ele alınacaktır.

v) Rehberlik sistematik olarak ve birinci derecede bireyin bireysel gelişmesi ile ilgilidir.

Genel olarak eğitim uygulamalan odağına bireyin zihinsel gelişimini alır.

Rehberlik ise bireysel gelişme (bireyin tüm olarak, bir bütün olarak gelişmesi) ile ilgilidir. Bir diğer deyişle, bireyin benliğinin gelişmesi ile ilgilidir. Zihinsel gelişmenin dışındaki gelişme ile de ilgilenmektedir.

vi) Rehberliğin uyguladığı ana model bireye has davranışsal süreçler-de oluşur ve Rehberlik ve Psikolojik Danışma kurucu, yapıcı bir süreç olarak bireyi başarıya götürür.

Rehberlik bireyin kişisel dünyasına yönelik olup, kişisel dünyanın anlaşıl-masına, geliştirilmesine yardımı içerir.

vii) Rehberlik dışsal, dıştan zorlamaya değil, işbirliğine Rehberlik sü-recine katılmaya yönelik olup, bireyin kendi kendisini yönetmeye gittikçe daha yeterli olmasını sağlamayı içerir.

Rehberlik, ancak ve ancak bireyin Rehberlik sürecine katılması ve istemesi ile oluşur.

viii) Rehberlik, bireyin onur ve değerine ayrıca bireyin seçme, tercih, etme hakkına temellendirilmiş olup Rehberlik bireyin bütününe ve bütün bireylere yöneliktir.

ix) Rehberlik sürekli, dizi niteliğinde, "eğitsel" bir süreçtir.

Öğrenci tüm olarak kabul edilir ve öğrencinin gelişimi İçinde kendi kendi-ne gereksinmelerini doyurma hakkına ve yetekendi-neğikendi-ne sahip olduğu esas alınır.

x) Rehberlik, uygulamalarında akılcı bir yol izler.

Bilimsel yaklaşım Rehbeklikte temel yaklaşım olarak kabul edilir.

4.2. Rehberliğin İşlevleri

Rehberliğin eğitim uygulamalarındaki işlevi, (Psikolojik Danışmanın işlevi ilerde aynca ele alınacaktır.) Rehberlikten eğitimde beklenilenlere göre farklı-laşmaktadır. Rehberliği tarihi gelişimi içinde incelerken gördüğümüz gibi Reh-berliğin işlevi değişik biçimlerde ele alınmıştır. Geçmişte RehReh-berliğin işlevleri bir çok grupta toplanmış ve bu işlev gruplarına göre Rehberlik uygulamalan yü-rütülmüştür. Bu çerçevede Rehberliğin işlevi, eğitsel, kişisel ve toplumsal alan-larda hizmetler olarak ele alınmaktaydı (McDaniel 1956). Günümüzde ise, Reh-berliğin işlevleri, bireyin genel olarak gereksinme ve problem alanlanna göre gruplanmaktadır. Bu gruplar, Eğitsel Rehberlik, Mesleksel Rehberlik ve Kişisel (duygusal) Rehberlik olmaktadır. Ancak bu tip bir gruplama Rehberliğin işlev-lerini belirlemede açık, seçik ve kesin bir durum ortaya koymamaktadır.

Kuşkusuz, Rehberliğin işlevi, ele alındığı sistem ve uygulama amaçlarına göre belirlenme ve yürütülme durumundadır. Eğitim uygulamalarında, Rehber-lik işlevlerinin eğitim, öğretim işlevlerinden değişik olması gereği açıktır. Böyle olunca Rehberliğin işlevlerini belirlemede ve yürütmede, bu işlevlerin eğitimin, öğretimin işlevleri ile kanştınlmaması önem kazanmaktadır. Bu konuda Tiede-man ve Field (1963), öğretim ile Rehberliğin işlevlerinin farklı oluşunu şöyle belirtmektedirler: "...öğretim başkalannın deneyimlerinin -verilerinin,

bufgula-nnın- iletişimini içerir. Diğer yandan Rehberlik, öncelikle birey olarak öğrenci-nin kendi deneyimlerini, verilerini ve bunlar ile ilgili sonuçlan biçimlendirme süreçlerinin sınanmasını içerir." Bu yazarlar öğretimi bireyin benliği ile çevresi arasında yararlı bir kesinti "discontinuity" yaratma olarak, Rehberliği ise, birey-sel düzeyde bu kesintiyi azaltma ve dengeleme uğraşısı niteliğinde tanımlamak-tadırlar.

Eğitimde Rehberlik, bireyin benliğine ilişkin kavramlar, değerler, hedefler ve sınıfta kendisine olanların sonuçlan, etkileri üzerinde düşünmesinde bireye yardımı içermektedir. Bu çerçevede Rehberliğin iki temel işlevi vardır. (Hill,

1970). Bunlar:

a. Bireye, okulun öğrettiklerinden yararlanabilmesi için kendi yetenekleri içinde olgunlaşmasına yardım etmektir. Bir diğer deyişle, çocuğun öğ-renme problemlerine çözüm bulmasına yardım etmektir.

b. Bireyin, özellikle eğitsel ve mesleksel planlannda karar verme; seçim yapma süreç ve becerilerinde olgunlaşmasına yardım etmektir.

Shertzer ve Stone ise Rehberliğin eğitim uygulamalanndaki işlevine ilişkin olarak şu hususu vurgulamaktadır (1971, s.48): "Rehberlik hem bir kavram her bir servis olarak gence ve onun geleceğine odaklanmıştır. Eğitimin içinde Reh-berlik, bireyi ve sonuçta yalmz onun tarafından verilebilecek karan kapsamakta-dır. Her öğretmenin her öğrenciyi ayn, farklı bir birey olarak görmesini umut et-mede, Rehberlik elemanı, bireyin grup içinde kaybolmaması yönünden eğitimin sigortası, güvencesidir. Rehberlik elemanının amacı, öğrencinin, öğretmenin ve ana babanın, bireysel gelişmenin çeşitli durumlanm ve bunların bireyin büyü-mesine, uyumuna ve karar verme sürecine etkilerini anlamalanna yardımcı ol-maktır." Görüldüğü gibi bu çerçevede Rehberliğin işlevi, bireyin gelişmesinin ve gelişmeye bağlı durumlann anlaşılmasına yardım olmaktadır. Bu işlev çerçe-vesinde Rehberlik eğitimin içinde olup toplumun, bireye ilişkin düşüncelerini ifade etmektedir. Böyle bir anlayışta Rehberliğin katkılan şu noktalarda topla-nabilir:

a. Bireye saygı ve bireysel farkları teşvik eden bir görüş noktası geliştiril mesi. •

b. Her öğrencinin dikkatli bir şekilde incelenmesi.

c. Yardım edici ilişkilerin kurulması ve sürdürülmesi.

d. Okul, çevre, kaynak ve olanaklannın eşgüdümü ve yönetilmesi (Shert-zer ve Stone, 1971.)

Mc Daniel (1956), Rehberliğin işlevlerinin üç grupta toplanabileceğini ve bunlann, i) uyum sağlayıcı, ii) yöneltici ve iii) ayarlayıcı işlevler olduğunu be-lirtmektedir. Tan (1969), Rehberliği bu işlevlere göre üç çeşit olarak ele almak-ta ve açıklamakalmak-tadır. Rehberliğin bu yaklaşıma göre üç işlevini şöyle özetleye-biliriz:

i) Uyum sağlayıcı işlev:

Bireyin uyum sağlamada karşılaştığı sorunlarına ve problemlerine çözüm bulmasına yapılan yardımı içerir. Böylelikle bu işlev bütün öğrencilere değil, yalmzca uyum problemleri olan öğrencilere yönelmiş olmaktadır.

ii) Yöneltici işlev:

Bireyin kendi gereksinme, yetenek ve özelliklerine en uygun ve en üst dü-zeyde başarı sağlayabileceği alanlara, programlara ve işlere yönelmesine ve orada gelişmesine yardımı içerir. Bu çerçevede, bireyin gereksinmelerini keşfet-me ve bunların birey ve öğretkeşfet-menleri, yöneticileri tarafından bilinkeşfet-mesine ve kabul edilmesine yardım etme temeldir. Kuşkusuz bu işlev bütün bireylere yö-nelik olma durumundadır.

iii) Âyarlayıcı işlev:

Bu işlev, eğitim ortamında, eğitim program ve uygulamalarının birey veya bireylerin yetiklik, yetenek, ilgi ve gereksinmelerine göre planlanmasına yardı-mı içerir. Eğitim programlarını planlayan ve geliştirenlere birey veya bireyler hakkında bilgi vermek ve programlarda yapılacak geliştirme ve değiştirmelere kaynaklık etmek Rehberliğin ayarlayıcı işlevi olarak açıklanmaktadır.

Gelişimsel Rehberlik görüşü çerçevesinde okullarda Rehberliğin işlevlerini Mathewson (1962), beş temel grupta, toplamakta ve bu beş temel gruba ek ola-rak dört ayrı işlevi de ele almaktadır. Bu beş temel işlev ile dört ek işlev şunlar-dır:

i) Bireysel vak'a incelemesi işlevi:

Bu işlev çok yönlü olup kapsamına, pek çok probleme uygulanabilecek ni-telikte bireysel özellikleri çözümleme, değerlendirme, bütünleştirme ve yorum-lama işlemleri girmektedir. Bireysel vak'a incelemesi özellikle okulda, belli başlı gereksinme ve problemlerle ilişkili bir çalışma olmaktadır. Bireyin akade-mik uyum ve gelişmesine, kişisel, toplumsal uyum, eğitsel, mesleksel planlama ve oryantasyonuna ilişkin gereksinme ve problemler; ayrıca, öğrencileri sınıfla-ra ayırma, sınıflasınıfla-ra yerleştirme, öğrencilerin eğitsel uyum ve gelişmeleri; bütün öğrencilerin eğitim yönünden gelişimine ilişkin okulun gereksinme ve problem-leri vb.

ii) Psikolojik danışma ve buna ilişkin grup çalışması işlevi:

Burada Psikolojik Danışma, Rehberliğin bir hizmet grubu olarak ele alın-maktadır.

iii) Konsültasyon işlevi:

Öğretmen, yönetici, ana-baba ve yerel yöneticiler ve temsilciler arasında birey ve bireylerin Rehberlik gereksinmeleri çerçevesinde iletişimi ve konsül-tasyonu sağlamadır.

iv) Eşgüdüm işlevi:

Toplanan veriler, bireysel vak'a incelemeleri ve Rehberliğin diğer işlemle-rini eşgüdümle ele almayı içerir.

v) Programlama İşlevi:

Rehberlik amacı ve işlevleri için işlem ve çalışmaları programlamayı sağla-ma olsağla-maktadır.

Ek işlevleri ise; örgütsel planlama, hizmet-içi yetiştirme için Rehberlik ele-manlarını seçme Rehberlik işlemlerini ve çalışmalarını değerlendirme ve Reh-berlik alanında halkla ilişkileri sağlama olmaktadır.

Rehberliğin işlevlerine ilişkin tartışmayı, yukarda verilen genel görüntü çerçevesinde, şöyle bağlamak yararlı olur, Rehberliğin işlevleri, Rehberliğin amacı çerçevesinde bireye ve onun gelişmesine yöneliktir. Bu işlevler şöyle sı-ralanabilir:

a. Bireyi tanıma, anlama işlevi.

b. Bireyi, bireye tanıtma işlevi.

c. Bireyin tüm gelişmesine yardım işlevi.

d. Bireyin uyum geliştirmesine yardım işlevi.

e. Bireye bilgi sağlama işlevi.

f. Bireye sağlanan yardım etkinliklerinin değerlendirilmesi işlevi.

Bu sıralamadaki işlevleri eğitimin içinde, ancak öğretimden ayrı tutarak Rehberliğin gerçekleştirmeye çalıştığı işlevler olarak belirlemekteyiz. Bu işlev-ler, Rehberliğin ilkeleri ile de tutarlılık göstermektedir.

4.3. Rehberliğin Dayandığı Bilimsel Temeller

Rehberliğin belirlenen ilkeleri çerçevesinde işlevlerini yerine getirmek üzere yapacağı etkinliklerin, bireyin gelişmesine yönelmesi ve bu boyutta an-lamlı olabilmesi için bilimsel temellere dayandırılması gereği açıktır. Bilimsel temellerden yoksun olan Rehberlik ve Psikolojik Danışma Etkinliklerinin bire-yin gelişmesine yönelik olmayacağı gibi bireye her hangi bir anlamlı katkıda da bulunamayacaktır. Rehberliğin ilişkili olduğu bilim alanlarını incelerken dolaylı olarak Rehberliğin bilimsel dayanaklarına da kısmen değinmiş ve bu ilişkinin özelliğini belirlemiştik.

(1) Rehberliğe ilişkin Eleştiriler

Literatürde bir çok yazar Rehberliğin diğer bilimlerle ilişkilerini ve bu iliş-kiler çerçevesinde Rehberliğin dayandığı bilimsel temelleri tartışırken belirli

bazı yanlış anlamaların, farklı görüşlerin olduğuna ve eleştirilerin bulunduğuna dikkati çekmektedirler (Shetzer ve Stone, 1971, Humphreys, Traxler ve North, 1967, Hill, 1970) Rehberliğe ilişkin eleştiriler hem Rehberlik alanındakilerden hem de Rehberlik alanının dışındakilerden gelmekte ve Rehberliğin bilimsel da-yanaklarının açık ve seçik olarak belirlenmediğini, eğitim ve psikoterapi uygu-lamalarındaki bilimsel dayanaklardan farklılaştınlmadığını vurgulamaktadırlar (Shertzer ve Stone, 1971). Bu eleştirilerin belli başlılarını gruplar halinde topla-mışlardır. Belli başlı eleştiriler şunlar olmaktadır:

i) Rehberlik "guidance" sözcüğü anlamsızdır.

Eleştiricilere göre bu sözcük, yöneltmeyi, otoriterliği ve yetişkinlerin (ana-baba) tipik tutum ve davranışını içermektedir. Bir diğer deyişle "kılavuzluğu"

"akıl vermeyi" belirtmektedir. Rehberlik uygulamalarında ise buna tam ters olan davranış ve tutumlara yer verilmesi gerekmektedir. Öyle ise Rehberlik söz-cüğü uygulamaya ters düşmekte ve anlam karışıklığına yol açmaktadır. Bu eleş-tirilerin karşısında olanlar ise, böyle bir anlam karışıklığı (sözcükten gelen) söz konusu olsa bile, Rehberlik, tarihsel bir gelişim içinde eğitim uygulamaları ile beraber ele alınmış ve uygulamaları yürütülmüş olup, sözcük yeni anlamı ile (uygulamadaki anlamı ile) yaygın bir kabul görmüştür demektedirler.

ii) Rehberlik ve onun bir hizmeti olan Psikolojik Danışma (counse-ling) özünü, varlığını Psikolojiye kaptırmıştır ve özelliğini kaybet-miştir.

Bu eleştiriye göre Rehberlik; Gelişim, Kişilik, Psikolojik Danışma ve Kli-nik Psikoloji'den alınan kavramlar, yeni gelişmeler ve kullanılan tekKli-niklerden doğan varlığım psikolojiye kaptırma durumundadır. Özellikle eğitimdeki Reh-berlikte, Rehberliğin ve onu sağlama durumunda olan uzmanların, kendilerine özgü özellikleri belirgin olmamaktadır. Bu eleştiri, Rehberliğin, Psikoloji ile olan ilişkisini esas alması yönünden ilginçtir. Aslında, bireyin gelişmesine te-mellendirilmiş olan Rehberliğin bireyin davranışlarım inceleyen bilimden, Psi-kolojiden bağımsız olması, ondan etkilenmemesi söz konusu edilemez. Bireyin gelişmesine yapılacak yardımların bilimsel dayanağının Rehberlik ile Psikoloji arasında kurulan ilişki çerçevesinde anlam kazanacağı, aksi halde yapılan yar-dımların Rehberlik olmayacağı düşünülürse bu eleştiriyi benimsemek olanağı yoktur. Ancak Rehberlik ile Psikoloji arasındaki ilişkiyi, Rehberliğin özüne has özellikleri kaybetmeden sağlamak gereğini vurgulayan bu eleştirinin faydalı da olduğu açıktır.

iii) Eğitim uygulamalarındaki Rehberlik etkinliklerini yürüten ele-manlar daha çok, özellikle ortaöğretimde, yükseköğretime yönel-miş öğrencilerle uğraşmaktan, iş hayatına yönelenlerle daha az il-gilenmektedirler.

Aym şekilde Rehberlik uzmanları daha çok üstün yetenekli öğrencilerle il-gilenmeye eğilim göstermektedirler. Bu eleliştirilerde gerçek payı büyüktür. Or-taöğretim kuruluşlarının yapısı ve işlevleri, bu kuruluşlardaki Rehberlik

uygula-malarını ve Rehberlik uzmanlarını böyle yanlı ve zaman zaman sınırlı bir etkin-liğe yöneltmiş görünmektedir. Özellikle ülkemizde başlatılmaya çalışılan Reh-berlik uygulamalarında ön görülen işlemlerde bu eğilim, yani yükseköğretime gideceklere ağırlık vermek dikkati çekmektedir.

iv) Eğitim uygulamalarında Rehberlik etkinliklerini yürütme duru-munda olan uzmanların yetiştirilmeleri, formasyon kazanmaları yeterli olmadığından Rehberliğin işlevlerini yerine getirememekte-dirler.

Yine uygulamadaki durum dikkate alınırsa, Rehberlik uzmanlarının, büro işlerine, yedek öğretmenliğe, disiplin işlerine, kol faaliyetlerine ve buna benzer yan-yönetici özellikteki işlere gereğinden fazla zaman harcamaları veya bu işlev için görevlendirilmeleri Rehberlik etkinliklerinin uygulamalardaki özelliği olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durumu, Rehberlik uzmamnın eğitim ortamındaki (okuldaki) rolünün açık ve seçik olarak belirlenememesi diye nitelemek olası-dır. Uygulamaya ilişkin bu eleştiri önemli sorunları vurgulamaktaolası-dır.

v) Rehberlik herhangi bir kurama bina edilmemiştir.

Bireye, çocuğa yardım götürmek esas alınmış ama Rehberlik sürecine dahil edilmiş olan davranışlar, bu davranışların ve gelişmesinin, değişmesinin betim-lenmesi ve açıklanması bir kurama bağlanmamıştır. Psikoterapiden ödünç alın-mış kuramsal modeller yanlış kullanılmaktadır. Bu eleştiri, vurguladığı nokta açısından, önemlidir. Rehberliğin bilimsel dayanaklarının olması gereğini orta-ya koymaktadır. Bilimsel daorta-yanaklar ise kavramlar, kuramlar ve bilimsel teknik ve araçlardan oluşma durumundadır.

Yukarıda belirtilen eleştiriler, Rehberliğin bilimsel dayanakları olup olma-dığım incelemeyi gerekli kılmaktadır. Özellikle son gruptaki eleştiri, bilimsel dayanakları bulunmaksızın Rehberliğin sistematik ve profesyonel bir uğraşı ola-mayacağım belirtmektedir.

(2) Rehberliğin Psikolojik Temelleri

Rehberliğin bilimsel dayanaklarının, insanı konu alan bilimsel çalışmalar-dan kaynaklanacağı doğaldır. însam konu alan bilim alanlarının başında ise Psi-koloji ve Sosyoloji gelmektedir. Rehberlik hizmetlerinin oluşmasının ve geliş-mesinin temelinde modern toplumdaki toplumsal gelişmeler bulunmakta ise de Rehberliğin ilkeleri ve metodları Psikolojiden, davramş bilimlerinden oluşturul-muştur (Humphreys, Traxler ve Nörth, 1867). Psikoloji, insan davranışının te-mellerine ilişkin bilgilerimizin kaynağı olduğu gibi, aynı şekilde kalıtıma, çev-reye bireysel farklılıklara ve onların ölçülmesine, öğrenme algı ve gelişimin ilkelerine ilişkin bilgilerin de kaynağıdır.

Tan (1969), Rehberliğin psikolojik temelleri olarak, ferdi farkları, fertteki nitelik farklarını, cinsel farkları, fertteki nitelikler ile işler arasındaki ilişkiyi, davranımı ve şahsiyeti ele alarak işlemektedir. Baymur ise (1971), Rehberliğin

psikolojik temelleri olarak, bireysel ayrılıkları, duygusal yaşamın öneminin kav-ranmasını ve benlik tasarısını ele almaktadır. Humpreys ve arkadaşları da (1967), Rehberliğin psikolojik temelleri olarak, insan davranışının temel özel-liklerini, bireysel farklılıkların önemini, bireyde psikolojik özellik farklılıkları-nın önemini, yetenekler ile çevresel koşullar arasındaki ilişkiyi, gelişim hızında-ki farklılıkların önemini, öğrenme ilkelerini, hızında-kişiliğin doğasım, uyum kavramını, akılsal ve duygusal normaldışılıklan belirtmektedirler.

Görüldüğü gibi Rehberli'ğin psikolojik temelleri olarak ele alınan konular-da, birey ve onun psikolojik özellikleri esas olmaktadır. Rehberlik uzmamnın, Rehberlik çerçevesinde yapacaklarının bireyin psikolojik boyuttaki özelliklerine dayandırılması gerekmektedir. Psikolojideki bilgiler, bireyleri anlamada ve on-lara kişisel, toplumsal problemlerini çözmelerine yardımcı olmada, yardım sağ-lamakta temel olmaktadır. Rehberlik olarak yapılacak etkinliklerin psikolojik bilgilere dayandırılması söz konusudur. Psikolojinin sağladığı bireye ilişkin bil-giler, Rehberlik ve Psikolojik Damşma Etkinliklerinin dayanağı olmaktadır. Bu bakımdan psikolojinin Rehberlik için temel olan, dayanak olan bilgilerini ince-lemek gereği vardır.

Bireyin davranışlarının, doğa, kalıtım tarafından belirlenmiş bulunan ve de-ğiştirilemeyen özellikleriyle, çevre ve öğrenme ile değiştirilebilir özellikleri ara-sında fark olduğu, psikolojinin ortaya koyduğu bir bilgi olarak Rehberliğe temel teşkil etmektedir. İnsanın doğası ve kalıtımı, onun büyüme ve gelişiminin sınır-larım belirlemekle beraber, bu sınırlar içinde çevre, bakım ve eğitim insanın ge-lişmesinde yaygın ölçülerde farklılıklar, değişmeler ortaya koyabilmektedir.

Rehberlik uzmanı, bireyin davramşımn bir çok yönünün biyolojik olarak belir-lenmiş olmasıyla beraber, davranışın gerçekte belirgin kültürel, çevresel yönle-rinin, öğelerinin bulunduğunu da görme durumundadır. Psikoloji bu konuda bazı bilgiler vermektedir. Örneğin biklikte, beraber işbirliği içinde çalışmanın aksine tek başına, yarışma halinde çalışma özelliğini göstermede; aşın duygu-sallığın örüntüsünde ve şiddetinde; cinsel tavır ve eylemlerde ve hatta benliği koruma güdüsünün kuvvetinde bir kültürel düzeyden diğerine farklılaşmalar saptanmıştır (Klineberg, 1965).

Biyolojik güdü ve eğilimler kuvvetlidir, fakat bunlardan bir çoğu modern bireyin yaşamının bazı devrelerinde, toplumsal beğeni ve kabul görme isteği ya mnda ikinci derecede kalabilmektedir. Modern birey, aslında biyolojik organiz-ma olarak karorganiz-maşık toplumsal bir ortamda yaşaorganiz-maktadır ve diğer canlı varlıklar-dan farklı olarak kendi gelişiminde belli bir kontrole sahiptir. Bireye özgü bu özellikler bütün bireyler için aynı düzeyde ve etkinlikte ortaya çıkmamaktadır.

Öyle ise, Rehberlik uygulamalannda bireye özgü psikolojik özelliklerin birey-den bireye değişebildiğim ele almamız gerekmektedir. Bu bizi psikolojide bi-reysel farklılıklar kavramına getirmektedir.

i) Bireysel Farklılıklar

Rehberlik yaklaşımının psikolojik dayanaklarından en önemlisinin bireysel farklılıklar olduğu yaygın bir kabuldür. Bireyler arasında farklılıklar, bireyin

temel haklan ve onum yönünden farklılıklar anlamında değildir. Bireyler ara-sında yalnız fiziksel özelliklerde değil, kişilik özelliklerinde, zihinsel yetenek-lerde ve ilgiyetenek-lerde de farklılıklar olduğunu psikolojik çalışmalann sonuçlan ola-rak görmekteyiz. Kuşkusuz bireylerin duygusal davranış alanında da bireysel farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Psikoloji, bu bireysel farklılıklan incelemede salt gözlemi bir başka deyişle sağ duyu yerine bilimsel yaklaşımı esas almakta ve farklılıklan ölçerek sayısal olarak ortaya koymaktadır. Bireyin kendine has gelişimine yardımda bulunmayı amaçlayan Rehberlik etkinliklerinin ancak bi-reysel farklılıklara temellendirilmesi ile anlamı olacağı ve bireyin, özellikle eği-tim uygulamalannda, grup içinde kaybolmamasını sağlıyabileceği açıktır. Psi-kolojide, bireylerin psikolojik özelliklerinde, davranışlanndaki bireysel farklılıklann dağılımındaki eğilimin kuramsal olarak normal dağılım eğrisi ile açıklandığını görmekteyiz. Rehberlik uygulamalanndaki bireyi tanımada, nor-mal dağılım eğrisi, ölçülen bireysel farklılıklan istatistiksel olarak değerlendir-meye, yorumlamaya olanak sağlamaktadır.

ii) Bireyde Psikolojik Özelliklerin (Trait) Farklı Oluşu

Bireyin yaşamında, bütün işlerinde aym düzeyde başan göstermediğini, farklı işler için aym yeterliliğe ve yeteneğe sahip olmadığını görmek olasıdır.

Bu husus bireyin gelişimi için belirli durumlan, soranlan ortaya koymaktadır.

Özellikle eğitim uygulamalannın, orta düzeyde yetenekler dikkate alınarak orta düzeyde öğrenci için ayarlanmış olması öğrenciler açısından farklı sorunlar ya-ratmaktadır. Bu sorunlann çözümlenememesi bireyin gelişmesini etkilemekte-dir. Psikolojideki araştırmalann bulgulan, bireyin bütün psikolojik özelliklerin-de, davranışlannda aym düzeyde olmadığını ortaya koymuştur.

Bireylerin davranışlannın düzenli bir tanımı, betimlemesi için kategoriler olarak kabul edilen (Anastasi, 1958), Psikolojik özellik (trait) kavramı, çağı-mızda psikoloji çalışmalanna temel olmuştur. Bu kavram bireye özgü davranış-tan psikolojik özellik kategorisi çerçevesinde birey açısından incelemeyi sırala-mayı ve onun genel gelişimi içindeki yerini ve etkileşimini ele alsırala-mayı sağlamaktadır. Genellikle bireyler yetiklikler (istidat), yetenekler, ilgiler, başan-lar ve bunbaşan-lara benzer diğer psikolojik özelliklerde sıralama, dereceleme farklı-lıklan gösterirler. Bir psikolojik özellikle bireyler arası farklılıklar hakkındaki bilgi ile bireye özgü psikolojik özelliklerindeki dengeleme ve farklılıklar etkili bir Rehber etkinliğini yerine getirmede en önemli anahtar olmaktadır. Örneğin bireyin zihinsel yeteneği, ilgileri, özel yetenekleri, başan alanlan hakkındaki bilgiler, ona yapılacak Rehberlikte, götürülecek yardımda anlamlı bir durum or-taya koyacaktır. Rehberlik etkinliğini yürüten uzman, eğer bireydeki psikolojik özellikler açısından farklılıklann doğasım ve boyutlannı dikkate alırsa, bireyin veya bireylerin şimdiki ve gelecekteki uyumlanna katkıda bulunabilecektir. Bir diğer deyişle, bireyi diğer bireylerden ayıran benliğinin durumlarla, çevreyle et-kileşmesinde bireyin psikolojik özelliklerindeki farklılıklar bilinir, bireyin bun-lan görmesine, kabul etmesine yardımcı olunabilirse, bireyin benliği ile durum-lar arasında denge kurmasına ve gelişmesine yardım sağlanabilir.