• Sonuç bulunamadı

143 reaksiyonlar görülse de erkeği ve kadınıyla kendini dindar gören

kesimlerinde bozucu cinsellik değerlerinin etkisinden uzak kalamadığı görülmektedir.14

3. İSLAMİ DEĞERLER

İslam’ın getirdiği temel değerler, insanın kadın ve erkek olarak iki cinsiyetten ibaret olduğunu, sağlıklı nesiller için iki ayrı cins arasında nikâh akdiyle evlenmek gerektiğini, cinsel ilişkinin sadece nikâh ile helal hale geleceğini, ailenin toplumun temel taşı olduğunu ve insan vücudunun mahremiyetinin korunması gerektiğini savunmaktadır. Bir insan bedensel veya ruhsal olarak cinsel kimlik çelişkisi yaşıyorsa, harici veya dâhili cinsiyetinde bir bozukluk varsa veya harici ve dâhili cinsiyeti birbiri ile uyumlu değilse yapılacak olan modern tıbbın imkânlarından yararlanarak o kişinin cinsiyet tayinin yapılması ve gerekli tedavinin yapılarak sağlıklı cinsel kimliğine kavuşturulmasıdır. Bir insanın cinsel arzusunu helal yolla karşı cinse yöneltmesi yerine hemcinsine yöneltmesi, özenti ve sapkınlıkla karşı cinse özenerek karşı cins gibi davranması veya giyinmesi, cinsel kimlik tashihi amacı dışında cinsiyet değiştirme ameliyatı olması cinsel sapkınlığın çeşitli görünümleridir. Ancak dış organlarında asli cinsel kimliğine aykırı gelişmeler görülen kimselerin resmi heyet raporuyla ameliyat olmasına izin verilerek asli cinsel kimliğine kavuşmasına imkân sağlanması bu kapsamın dışındadır.15 Cinsel sapkınlıklar ahlaki çöküntünün önemli göstergelerindendir ve toplumun huzurunun, güveninin ve düzeninin sağlanmasında bunlardan uzak bulunmanın büyük önemi bulunmaktadır.

İslam kültürü kadın erkeğin fıtraten birbirinden farklı olduğunu ve bu fıtrat doğrultusunda toplumsal cinsiyet alanında kadın ve erkeğin farklı roller benimsemesinin tabii ve normal olduğunu değerlendirmektedir. Babalık rolü tabii ve gerekli olduğu gibi annelik rolü de gereklidir. Ancak bu rollerin kapsamı yani bu rol gereği yapılması gerekenler üzerinde fikir ayrılığı olabilir. Öte yandan toplumsal roller açısından kadın veya erkeğin mutlak olarak yapması gereken veya yapmaması gereken bir rol olup olmadığı tartışılmaktadır. Eşitlik adına kadının madende çalışması veya kadın ve erkek arasındaki mahremiyetin yok sayılarak her ortamda beraber olması sağlıklı sonuçlar doğurmayacaktır.

Bir kadının ev hanımlığı denilen evle ilgili işleri yürütmesi veya tercih ettiği bir meslek üzerinden gelir getirici bir işte çalışması mutlak olarak belirlenmiş ve sınırlandırılmış bir durum değildir. Bir aile, ev temizliği,

14

Vejdi Bı lgı n, “Popüler Kültür ve Din: Dindarlığın DeğiĢen Yüzü” 12/1 (2003): 205; Ayrıca bk. Fatma Barbarosoğlu, ġov ve mahrem, 2. bs (Ġstanbul: Profil, 2013).

144

yemek ihtiyacının karşılanması, çocuk bakımı, yaşlı bakımı gibi ev içinde yürütülebilecek işler için ev içinde veya dışında bu işleri yapan meslek erbabına ücret ödemektedir. Bir kadın evinin temizliğini kendisi yapmak, ailesine temiz ve güvenli yemekler yedirmek, çocukların eğitim ve terbiyesiyle bizzat ilgilenmek isteyebilir. Çoğu durumda kadının dışarıda harcadığı kadar bir emek harcamayı gerektiren bu işler karşılığında başkalarına ücret ödemek yerine bu işleri kendisi yürütebilir. Eğer hem dışarıda tam zamanlı çalışıyor ve ilaveten bu işleri de yürütüyorsa kadına fazladan yük almış olacaktır. Eğer ailenin zorunlu giderlerini karşılamak için karı koca çalışmak zorunda kalıyor ve olabildiğince artı bir ücret ödemeden ev işlerini de yürütüyorlarsa bu durumda karı ve koca kar işte birbirine destek olmalı ve yardımlaşmalıdır. Bir başka kadında eşinin geliri aile giderlerini karşılamaya yettiği halde kendi tercih ettiği bir mesleği icra edebilir. Bu durumda eve temizlikçi getirilmesi, yemeklerin dışarıdan veya dışarıda yenmesi, çocukların bakıcıya veya kreşe teslim edilmesi, okula giden çocukların gidiş gelişlerinin yeterince desteklenememesi gibi durumlar sineye çekilecektir. Aile birliği ve sıcaklığı yara alabilecektir. Aileyi ve evi merkeze alan İslam kültürü için bunlar iyi değerlendirilmelidir.16

İslam kadın ve erkek arasında nikâhsız cinsel yakınlaşmayı zina diye isimlendirerek büyük günah ve suç saydığı için toplum içinde kadın ve erkek ilişkilerinde ve ortamlarında bu konuda hassasiyet gösterilmelidir. Kadın vücudu ve erkek vücudu karşı cins üzerindeki etkisi bakımından birbirinden farklıdır. Bununla birlikte her ikisi de mahrem yerlerini örtmekle kalmamalı ayrıca giyim kuşamı, hareket ve konuşmalarıyla cinsiyetini teşhir eden, karşı tarafın dikkatini cinselliği üzerine cezbeden tutum ve davranışlardan uzak durmalıdır. Dolayısıyla kamusal alanlarda kadın ve erkekler bir arada bulunduğu durumlarda İslami değerler açısından mahremiyeti korumak esastır.

4. TEHDİT VE PROBLEMLER

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsel özgürlük eğilimleri İslam toplumlarına ve Müslüman aileye yönelik tehditler içermekte ve problem alanları doğurmaktadır. Klasik hukukumuzda neredeyse ittifakla kabul gören erkeğin aile reisliği, velayeti, çok eşliliği, tek taraflı boşaması, devlet başkanlığı, mirasta aynı düzeydeki kadının bir hissesine karşılık iki hisse alması, şahitliğinin çoğu durumda iki kadının şahitliğine denk olması gibi sayıları çoğaltılabilecek birçok hüküm toplumsal cinsiyet eşitliği iddiasıyla

16

Bk. Polat, “Hz. Peygamber‟i Sünneti IĢığında Toplumsal Cinsiyet Meselelerine ĠliĢkin Çözüm Önerileri”; Zekiye Demir, “Kadının Ücret KarĢılığı ÇalıĢması Konusunda Din ĠĢleri Yüksek Kurulu‟na Gelen Sorular”, Dini AraĢtırmalar 21/54 (15 Aralık 2018): 81-106.

145