• Sonuç bulunamadı

189 5 Fikri ve Sosyal Uzlaşının İmkânı Olarak “İrca”

Dini çatışmalar, tarihsel süreçte farklı şekillerde temayüz etmiştir. İnanan ile inanmayan insanlar arasındaki çatışma, bir Tanrı’nın varlığını kabul edip etmeme üzerinde odaklanırken, farklı dinlere inananların çatışmaları da kendi Tanrı tasavvurlarını kabul ettirme üzerinde yoğunlaşmıştır. Aynı dine mensup insanlar arasındaki çatışmanın temelinde de mezhep taassubu yer almaktadır. Mezhep taassubuyla ortaya çıkan çatışmaların, günümüz İslam toplumunda varlığını devam ettiren en önemli dinsel çatışma faktörü olduğunu söyleyebiliriz.

Dinsel bağlamda ortaya çıkan her üç çatışma durumuna bakıldığında aralarındaki ortak yönün insanın Tanrı’yla olan ilişkisi olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle günümüzde din kavramının sadece Tanrıyla olan ilişki bağlamında ele alınması, tarihsel süreçte yaşanan problemlerin devam etmesine neden olmuştur. Ancak dinin esası, her ne kadar insanın Tanrıyla ilişkisi üzerinde kurulmuş olsa da dinin sadece bu yön olmadığını da belirtmek gerekir. Çünkü Tanrı’nın merkeze alındığı dinde asıl gaye, insanın-insanla ilişkisinin düzenlenmesidir ki bu da dinin sosyo-ahlakî bağlamını ifade eder. Bu bakımdan dine inanan her insanın dikey boyutu ile Tanrı, yatay boyutu ile de insanla iki yönlü bir ilişki içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada dinsel bağlam açısından insanın sorumlu olduğu alan da yatay alan yani diğer insanlarla ilişkisidir.

Dolayısıyla herhangi bir insanın Tanrı ile ilişkisi diğeri adına hüküm vereceği bir alan olmamalıdır. İnsanla Allah arasındaki bu özel alan, bu yönüyle Allah’ın hükmüne bırakılmalıdır. Çünkü buraya müdahale, Allah’ın insandan hesap soracağı bir alandır ve insan, Allah adına bu konuda hüküm vermemelidir. Bu noktada irca teorisi de “Her kul tek başına Allah'ın huzurunda hesap verecektir” şeklinde bu anlayışı bir prensip haline getirerek benimsemiş ve Allah’a imanı ferdî sorumluluk kapsamında ele almıştır. Bu bağlamda irca teorisi insanın Tanrı ile olan ilişkisinin özelleştirilmiş adıdır diyebiliriz.

Sonuç

İrca teorisi, Haricîlerden bazı aşırı grupların kendileri gibi düşünmeyenleri ve bütün Müslümanları tekfir ve tedhiş (terör) etmesi ve Emeviler’in ırkçılık politikasına bağlı olarak sergilemiş oldukları adaletsizlik ve haksızlığa karşı ortaya çıkmıştır. Bu nazariye imanda eşitlik anlayışıyla, Allah'a iman ettiğini açıkça ikrar eden bir Müslümanın, İslâm'ın dışında kabul edilemeyeceği anlayışıyla Hâricîler’e, bütün Müslümanların eşit haklara sahip olması gerektiğine yönelik düşünceleri de Emeviler’in mevali

190

politikasına karşı ortaya çıkmıştır. Dinin temel amacının, insanların birlik ve beraberlik içinde yaşamalarını sağlamak olduğunu kabul eden irca, teorik olarak, birbirinden farklı Müslüman mezheplerin, Allah'a iman etmelerine rağmen, birbirini öldürmelerini, ötekileştirmelerini, ayrıştırmalarını ve tekfir etmelerini yasaklayarak, insanların bir arada yaşamak zorunda olduklarını savunmaktadır.

Öyle ki Ehl-i sünnet anlayışın temel teorik boyutunun farklılıkları bir arada bulundurma üzerine olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Ehl-i sünnet kavramı altında itikadî yönden selef, Eş’âri, Mâturidî, ameli yönden de Hanefi, Şafii, Hanbeli, Maliki gibi mezheplerin bulunması bunun göstergesidir. Günümüz İslam dünyasının Ehl-i sünnet anlayışının, ircanın bağlamıyla benzerliği irca teorisinin günümüz açısından etkin olabileceğini göstermektedir. Bu noktada özellikle inancın bireyselliğine vurgu yapılmalı ve inancın doğruluğu yanlışlığı yargısı ve karşılığı Allah’a bırakılmalıdır. Hiçbir inanç ve fikir, İslâmı kendi alanı gibi görmeye çalışmamalı keyfi yorulmalarla yeni çarpık meşruiyet biçimleri üretmemeli yorum ve yaklaşımlarını mutlaklaştırmamalıdır.

Kaynakça

Abdurrahman el-Havali, Zahiretu’l-İrca’ fi Fikr’il-İslamiyyi (Dâru’l- Kelimeti Li’n-Neşr ve’t-Tevzi’,1999.

Abdülkerîm, b. Muhammed eş-Şehristani, el-Milel ve’n-Nihal, nşr. Emir Ali Menha, (Daru’l-Marife, Byrut:1993).

Ahmed Emin, Fecrü’l-İslam ( Mısır: Kelimat Arabiyye Li’t-Tercümeti ve’n- Neşr, 2012.

Cağfer Karadaş, “Mürcie’nin Mezhepliği Problemi ve Ebû Mansûr El- Mâturîdî” Milel Ve Nihal inanç, kültür ve mitoloji araştırmaları dergisi cilt 7 sayı 2 Mayıs – Ağustos 2010.

İmam-ı Azâm Ebu Hanife, el-Âlim ve'l-Müteallim (İmamı Azamın Beş Eseri İçinde) trc. Mustafa Öz. İstanbul: İFAV Yayınları, 2016.

Ebu’l-Hasen el-Eş’arî, İlk Dönem İslam Mezhepleri,( İstanbul: Kabalcı Yayınları, 2005.

Fahreddîn er-Razî, Muhammed bin Ömer bin Hüseyin, Mefâtihu’l-Ğayb. Lübnan: Dâru’l-Fikr, 1981.

Galip Türcan, “İrca Ve Ebu Hanife'nin İrca İle İlişkilendirilmesi”, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 9/(2012).

İbn Manzûr, Cemaleddin b. Mukerrem, Lisanu'l-Arab, I-XV, Daru Sadır, Beyrut, 1583.

191

Malati, et-Tenbih ve’r-Reddu ala ehli’l-Ehva ve’l-Bida’,thk Muhammed Ğarb (Kahire: Mektebetü Medbuli, 1992.

Mütercim Asım Efendi, Kâmus’ul-Muhit Tercümesi, (İstanbul: TYEKB, 2013)1: 169.

Recep Ardoğan “Mürcie'de Farklı İman Tanımları” Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt 16, sayı 2, 2014.

Salim b. Zekvan, es-Sire, trc. Harun Yıldız (Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2017.

Sönmez Kutlu, “Mürcie Mezhebi: Doğuşu, Fikirleri, Edebiyatı Ve İslâm Düşüncesine Katkıları”, Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2002.

Sönmez Kutlu,, Türklerin İslamlaşma Sürecinde Mürcie ve Tesirleri, TDV Yay., Ankara 2010.

Ulrıch Rudolph, Maturidi, trc. Özcan Taşçı( İstanbul: Litera Yayıncılık, 2017.

Von Wilfred Madelung, “Horasan Ve Maveraünnehir‘de İlk Mürcie Ve Hanefiliğin Yayılışı”, trc. Sönmez Kutlu, Ankara İlahiyat Fakültesi Dergisi, 33(1992).

Watt, W. Montgomery. İslam’ın İlk Dönemlerinde Hür İrade ve Kader, trc. Arif Aytekin (İstanbul: Bereket Yayınları, 2011).

Yavuz Köktaş, “Kaderiyye ve Murcie İle İlgili Hadislerin Değerlendirilmesi”, Hadis Tetkikleri Dergisi, 1)2013.

Tunç, Cihad. “Kelam İlminde Büyük Günah Meselesi”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 23/1 (1979.

192

KÜRESEL BARIġA KATKISI AÇISINDAN FIKIH USULÜ ÖĞRETĠMĠ

Dr. Öğr. Üyesi Muammer ARANGÜL Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

muammerarangul@gmail.com

Teaching Usul al-Fiqh in terms of Contribution to Global Peace

The need for a global peace makes itself felt more and more every day. The experiences and suffering of humanity during the First and Second World War clearly show that the earth can no longer afford such great wars at all. Just as big fires begin with a tiny spark, great wars - even the loss of one innocent person's life can make a war great - for reasons that are worthless to man's worth. The most efficient means of arms traders and power centers that want to exploit or continue to exploit the underground and surface wealth of the countries are the people who do not have the ability to think and reason. It is really hard to bring someone into trouble who thinks and uses their intelligence to reach the right information or to confirm the accuracy of the data they reach. Considering the situation in which the Muslims, whom the global evil focal points have played the most and have seen as “pawns” in recent times, it will be seen that Muslims who act on the basis of thought, reason and knowledge are not sure of the tension and damages caused by emotional or ignorant Muslims. The biggest and most important reason why religious young people with high religious feelings can be exploited through internet and social media and channeled to terrorism is that they do not understand Islam correctly. Serving freezed, contextless, irrelevant, lacking of integrity, hollow or complexly detached particles from Islam as the whole of Islam under the name of “Quran and Sunnah” has a great role in this. At this point, the correct information about what the Qur'an is and what it is not, what the Sunnah is and what it is not is of great importance. By teaching the “Simplified Usul al-Fiqh” to Muslim individuals since their secondary school years; it must be stated that the Qur'an is not a single verse and that Sunnah is not a single hadith, that each word of Allah or the Prophet has a context and cannot be understood correctly, alone and disconnected from the context. For example, in the case of “proof”, it will be impossible for an individual who learns that the exact things are less than presumptive things, to engage

193