• Sonuç bulunamadı

4.1. Tüketicilerin Mizahı Tüketme Motivasyonları

4.1.2. Rahatlama Aracı Olarak Mizah

4.1.2.1. Rahatlama Teorisi

Rahatlama teorileri genel olarak mizahın fiziksel ve psikolojik olarak yarattığı olumlu durumlara yoğunlaşmıştır. Gerilim azaltma ve rahatlama teorileri (relief

theory) ile paralel olarak katılımcılar stresli durumların etkisini azaltmada mizahı psikoterapik bir başa çıkma mekanizması olarak kullanmaktadır (Eastman 1936, Rothbart 1973, Dixon 1980, Martin ve Dobbin, 1988, Morreall 1997, Spencer 1860). Tüketiciler günlük yoğun, stresli ve ciddi tempoları içerisinde pozitif enerji ihtiyaçlarını mizahı tüketerek karşılamaktadır:

Mizahı mümkün olduğunca çok kullandığımı düşünüyorum çünkü yapı gereği hani biraz daha pozitif, gülmeyi seven bir kişi olduğum için hani mizahı çok fazla kullanmaya çalışıyorum açıkçası ve kullanıyoruz da hani. Çünkü son derece stresli bir işimiz var şantiyede, devamlı stres stres stres, bir yerde mizahı kullanmak gerekiyor. Ve kullanıyoruz çünkü yönetmekte olduğumuz yüzlerce kişi var; hani bunlar hata yaptığında bazen tamam çok sert tepkiler veriyoruz ama bunun içine mizah sokarak ve mizahın da bir parçası olan argoyu sokarak kullandığımız zaman, hem karşı tarafta bir gülücük oluşuyor hem de yaptığı hatanın farkına varmasını sağlıyor (Mehmet, Mimar,33).

Sadece kadınlar değil ya erkekler de esprili insanlardan hoşlanır, yani ben Cem Yılmaz’ı severim diyebiliyorsam o zaman erkekler de esprili erkeklerden hoşlanır yani. Yani o açıdan bakmak lazım. İnsanlar kadınlardan ziyade her iki cins de kendini güldüren insanları sever. Sonuçta burada herkesin hayatında bir sıkıntısı şeyi var, günlük olaylardan dolayı çektiği sıkıntılar var. Ne bileyim moralinin bozulduğu zamanlar var. Kendi moralini toparlayacak insanları herkes sever (Onur, Araştırma Görevlisi, 25).

Ya günlük hayat içerisinde zaten çok ciddi şeylerle ilgileniyoruz yani hemen hemen herkesin birçok bir ton problemi var ve bunu hani dümdüz anlatıp hani evet hepimizin bildiği gibiyse bambaşka yerinden alıp acıya güldürebilecek bir şey haline getirmek benim için galiba daha kolaylaştırıcı oluyor hayatı (Bengü, Araştırma Görevlisi, 25).

Mizah… Bence mizah hayata eğlenceli bakan bir bakış açısı, bir pencere gibi olduğunu düşünüyorum. Çünkü hayatımızdaki her şeyi bir yerde komik bir şeye çevirebiliriz, bir şekilde ifade edebiliriz. Hani bardağın dolu tarafı vardır ya her zaman, mizah da öyle yani hayatımızdaki kötü şeyler kadar iyi şeylerin de hayatımızda olmasını sağlayan bir şey (Defne, Araştırma Görevlisi, 25).

Genel olarak ben, yapı olarak iç dünyamda kederi bol bol yaşayan biri olduğum için dış dünyaya çok bunu belli etmiyorum, bu yüzden insanlarla ilişkilerimde mizahı bol bol kullanmaya çalışıyorum. Hani genel olarak insanlara iç dünyamı yansıtmamaya çalışıyorum (Özdemir, Araştırma Görevlisi, 26).

108

Tüketicilerin gülerek rahatlama ve stresten arınma ihtiyaçları, onları mizah unsuru içeren ürünlere yönlendirmektedir. Spencer’ın (1860) öne sürdüğü gibi kahkaha, hoş olmayan duygularla baş etmeyi kuvvetlendiren fiziksel enerjinin bir sonucudur. Mizahi kupaların, karikatür dergilerinin, komedi dizilerinin bu kadar rağbet görmesinin arkasında mizahın bu işlevi yatmaktadır:

Devamlı takip ettiğim diziler var. Onlar beni çok rahatlatıyor. Yani gece yatmadan önce onları izlerim ben. Niye bilmiyorum. Onlara bakarak uyuduğum çok olur, yani rahatlatıyor falan olabilir, bir de çok böyle birkaç kez de izlerim aynı diziyi. Yani çok kafa yormadığı için yabancı sitcomlar, böyle sanki uykumu getiriyor gibi de oluyor (Zeynep, Akademisyen,39).

Ben bunu böyle boşa geçen bir zaman olarak görmüyordum mesela başka yaptığım birçok aktivite gibi, mesela boş boş televizyon izlemek yerine Uykusuz okumak… Yani böyle hayatı güzelleştiren, farklı bakış açıları sunan, işte bugün tarihte şu olmuştu gibi anlık şeylerle güzelleştiren bir yapısı vardı (Bengü, Araştırma Görevlisi, 25).

Yani iş yeri özellikle arkadaşlarıma ofis için hediye alırken böyle şeyleri düşünüyorum, ee zaten ciddiyet, haftanın işte sabahın köründe gitmiş mutsuz vesaire, çayını ona koyarken bir anda belki gülümsemesine sebep olur mu? Bu yani başka bir sebep değil (Bengü, Araştırma Görevlisi, 25).

Ben de Firat kitabını aldım ama bu tür promosyonel şeyler, yok kullanmıyorum. İnsanları eğlendiren ne varsa hayatlarının bazı daha erişilebilir köşelerine koyması da onları rahatlatıyorsa ki rahatlattığı için alıyorlar, eğlendirdiği için alıyorlar, olabilir yani (Erdem, Reklam Yazarı, 26).

Kendimi hayattaki ciddi şeylerden azıcık olsun uzaklaştırmak, kafamı dağıtmak, biraz free time harcamak için, boş zamanlarımda eğlenmek için karikatür dergisi alıyordum. Akşam yatmadan önce de iki sayfa okuyayım hani azıcık relaks olayım yatayım falan diyordum (Defne, Araştırma Görevlisi, 25).

Yukarıdaki alıntılar göstermektedir ki mizah insanların stresli durumlarla baş etmesini kolaylaştırarak onları rahatlatmaktadır. Dixon’un (1980) da belirttiği gibi mizah günlük hayatta karşılaşılan sosyal ve zihinsel stres etkenleri ile baş etme aracıdır.

109

Mizah ayrıca “Yalnız değilsin” algısı yaratarak da insanları rahatlatmaktadır. Sermat (1978) yalnızlığı bireyin sahip olduğu ilişki biçimi ile sahip olmak istediği ilişki biçimi arasında yaşanılan tutarsızlık olarak tanımlarken, Peplau ve Perlman

(1982) yalnızlığı, bireyin sosyal ilişki ağında niteliksel ve niceliksel eksiklikler sonucu ortaya çıkan hoş olmayan bir duygu olarak tanımlar. Ancak bizim araştırmamızda bahsedilen yalnızlık en iyi Leiderman’ın (1980: 378) ortaya koyduğu tanımla açıklanabilir ve bu tanıma göre yalnızlık bireyin diğerlerine duyulan belirsiz bir ihtiyaçla birlikte, diğerlerinden ayrı olduğu duygusunun farkında olduğu bir duygu durumudur. Tauber (1972) ise alışveriş yapmanın kişisel güdülerin yanı sıra bu tarz sosyal güdüleri de karşılayabileceğini dile getirmiştir. Bireyler de mizahı tüketerek yalnız olmadıklarını düşündükleri için rahatlamakta ve kendilerini iyi

hissetmektedirler:

Charlie Chaplin ve Kemal Sunal’ı tercih ederdim diğerlerinden önce. Bahsettiğim dinamiklerle ilgili, eminim yine yaptığı bir şey çok vurucu olacaktı eğer hayatta olsaydı, fark etmediğim hayata dair ince bir detayın farkındalığını yaşayacaktım güldüğümde ya da işte düşündüğüm ama yalnız olduğumu hissettiğim bir konuyla ilgili kendimi artık daha fazla yalnız hissetmeyecektim. Hani Charlie Chaplin ve Kemal Sunal biri global anlamda biri yerel anlamda beni bu anlamda çok tatmin eden, “vay be” dedirten, yalnız olmadığımı hissettiren insanlardı (Bengü, Araştırma Görevlisi, 25).

Zaytung’un dalga geçiyor olması beni rahatlatıyor, galiba o yüzden seviyorum yani relieved oluyorum yani bak Zeynep yalnız değilsin, uzaylı değilsin hani senin gibi bu durumu bak beğenmeyen birileri daha var, okuyanlar gülenler var buna (Zeynep, Akademisyen,39).

Ayrıca hizmet sunumlarında özellikle doktor gibi ciddi mesleklerle uğraşan bireylerin mizahı doğru ve orantılı şekilde kullanması da tüketicileri rahatlatmakta ve kendilerini daha iyi hissetmelerine sebep olmaktadır. Ventis vd.’nin (2001) ve Mukherjee ve Dube’nin (2012) savunduğu gibi mizah bu durumda korkunun

110

yumuşatıcısı durumundadır, mizahın şakacılık özelliği savunmacı tepkileri azaltarak güvenli bir bağlam sağlamaktadır ve doktor mizah ile birlikte daha az tehdit edici görülmektedir:

Ama onun dışında bir doktorla şey yaparken, konuşurken ederken biraz daha esprili olması, biraz daha seni, “icebreaker” derler ya hani; o buzu kırması, konuşurken seni rahatlatması hoş olur yani (Cemil, Araştırma Görevlisi, 25).

Doktorun esprili olması? Hoşuma gider. Neden hoşuma gider çünkü zaten bir insan hastaneye gittiği zaman gergin bir ortam ve doktor espri yaptığı zaman gerçi yaptığı espri şeyine de bağlı; kalkıp orada senin rahatsızlığınla ilgili dalga geçermiş gibi bir şey yapıyorsa bu seni daha çok rencide eder, biraz daha pozitif gelmek yerine negatif gelir. Ama karşında espri yapan biri varsa yani zaten gerginsin, hastasın, gitmişsin, bir teşhis bekliyorsun, seni rahatlatmaya çalışıyor. Bu açıdan düşündüğüm için… (Mehmet, Mimar,33).

Mesela doktorların çocuk hastalarla esprili konuşması o çocuğun o doktordan korkmamasına sebep olabilir, bu iyi bir şey bence. Yumuşatabilir, kimliğini doktor olarak değil de mesela “ben seni muayene etmeye geldim” hani normal bir şey olarak yaklaşıyor, bir velisi gibi yaklaşabilir o anda (Yasemin, Araştırma Görevlisi,25).