• Sonuç bulunamadı

PUTİN VE RUSYA’NIN ENERJİ ALANINDA ŞİRKETLEŞME HAREKETLERİ

Rusya, sahip olduğu zengin enerji kaynakları kadar enerji şirketleri ile de enerji piyasasında etkin rol oynamaktadır. Putin yönetiminde Rusya enerji politikaları, millileştirme çabası amacını gütmüş ve enerji şirketleri devletleştirilmiştir. Uygulanan devletleştirme politikaları sonucunda birçok enerji şirketi millileştirilirken kimi zaman da özel enerji şirketleri ile yakın ilişkiler kurulması yoluna gidilmiştir. Rusya, bu politikalarıyla enerji şirketlerini dış siyasette önemli bir aktör haline getirmeye çalışmıştır. Bu enerji şirketlerin başında ise Gazprom, Rosneft, Tnk-Bp ve Lukoil yer almaktadır.

3.3.1. GAZPROM

Gazprom, Rus enerji sektöründe en başta gelen ve Rus ekonomisinde en fazla yer tutan doğalgaz şirketi durumundadır. Gazprom’un iş kolları arasında jeolojik araştırma, üretim, taşıma, depolama, petrol, gaz işleme ve satış yer almaktadır. Dünyanın en büyük doğalgaz rezervlerine Gazprom sahiptir. Dünya doğalgaz rezervlerinin %18’ine sahip olan Gazprom, Rus doğalgaz rezervlerinin de %70’ine sahiptir. Dünya doğalgaz üretim miktarlarında da önemli paya sahip olan Gazprom, dünya gaz üretiminin %15’ini ve Rusya gaz üretiminin %78’ini oluşturmaktadır. Gazprom şirketi, doğalgazın boru hatlarıyla iletimi konusunda da öncü durumda olmakta ve 161.000 km’den uzun doğalgaz iletim ağına sahiptir. Gazprom sahip olduğu doğalgazı 30’dan fazla ülkeye ihraç etmekte ve Rusya’daki tek sıvılaştırılmış doğalgaz üreticisi ve ihracatçısı durumundadır. Gazprom sadece doğalgaz sektöründe değil petrol sektöründe de etkili konumdadır ve Rusya’nın en büyük 5 petrol üreticisi ve enerji üreticisi arasında yer almaktadır (Gazprom, 2013a). Gazprom, Rus ekonomisinin gelişiminde gaz ticaretinin yanı sıra ödediği vergi miktarlarıyla dikkat çekmektedir. Gazprom, tek başına Rus hükümet bütçesinin önemli bir miktarını, vergi gelirlerinin %25’ini oluşturmaktadır (Woehrel, 2009: 2).

Gazprom, Putin için Rusya’nın enerji politikalarının belirlenmesinde kilit rol oynamaktadır. Putin yönetiminde Rusya, 2005 yılında Gazprom hisselerinin %51’ini

kontrolü altına almıştır. 2006 yılından itibaren ise Gazprom’un hisseleri iç ve dış yatırımcılara açık hale gelmiştir (Tkachenko, 2008: 185). Putin’in bu girişimlerinin ardında Gazprom’u dünyanın en büyük şirketlerinden biri haline getirmek yer almaktadır.

Gazprom, gaz ticaretinin önemli bir kısmını yurt içine yapmakta ve bunu yaparken yurt dışı satış fiyatlarının çok altında gerçekleştirmektedir. Oluşan bu tabloya rağmen Rusya’da en çok kar eden şirketlerin başında gelen Gazprom’un bu başarısında yurtdışına gaz satışında elde ettiği yüksek gelirler etkili olmaktadır.

Gazprom, 2011 yılında 503.6 milyar m3 gaz satışı gerçekleştirmiş ve bunun en

büyük kısmı 265.3 milyar m3 ile ülke içine yapılmıştır. Gazprom’un en büyük ihracat

ortağı ise Avrupa olmuş ve 2011 yılında 156.6 milyar m3 gaz satışı gerçekleşmiştir.

Gazprom ayrıca BDT ve Baltık ülkelerine ise 81.7 milyar m3

, ABD ve Asya-Pasifik ülkelerine ise 3.06 milyar m3 gaz satışı gerçekleşmiştir (Gazprom, 2013b).

Gazprom, sahip olduğu doğalgaz rezervleriyle sadece Rusya için değil, dünya genelinde de önemli etkiye sahiptir. Yamal-Avrupa, Mavi Akım, Kuzey Akım ve Güney Akım gibi gaz boru hatları ile gaz taşıma sisteminin geliştirilmesine yönelik projeleri ile Avrupa ve Asya arasında önemli gaz geçiş noktaları oluşturmaktadır. Ayrıca Gazprom, Putin döneminde doğalgaz satışından yüksek karlar elde bir şirket görünümüne dönüşmüştür. 2000 yılında Gazprom’un yıllık kârı 11,5 milyar dolar iken, bu rakam 2012 yılında 61 milyar dolara ulaşmıştır (Rusya'nın Sesi Radyosu, 2013).

3.3.2. ROSNEFT

Rosneft 1993 yılında Sibirya’da Shalin adasında ve Güney Rusya bölgelerinde petrol ve doğalgaz arama ve bulunan kuyuları işletme haklarını elde ederek faaliyete geçmiştir (Dilbirliği, 2012). Hisselerinin yaklaşık %75’i devletin elinde olmakla birlikte %15’i halka açılmıştır. Şirketin çalışma alanları içerisinde Rusya’nın haricinde Kazakistan ve Cezayir’de arama projeleri yer almaktadır. Rosneft 12,5 milyar varil kanıtlanmış petrol rezervine sahip durumdadır (Rosneft, 2013). Rosneft, bu özellikleriyle Rusya’nın önde gelen petrol şirketleri arasında yer almaktadır.

Rosneft, Putin döneminde 2005 yılında Gazprom ile birleştirilmiştir. Bu birleşme ile birlikte gerçekleşen hisse devri nedeniyle, Rus hükümeti Gazprom’da hisse çoğunluğunu ele geçirmiş, bir anlamda Gazprom devletleştirilmiştir. Enerji politikaları bağlamında değerlendiğinde, Yeltsin döneminde Rusya’da enerji piyasası yabancı yatırımcılara açık tutulup özelleştirilirken, Putin döneminde bu politikalar düzenlenirken, dünya hakimiyeti için stratejik önem taşıyan enerji sektöründe Rusya’nın hakim olmasını, en azından Rusya’da devlet eliyle kontrol edilen bir enerji sektörü oluşturulmasına çaba gösterilmiştir (Dilbirliği, 2012).

Rosneft, 2013 yılında Tnk-Bp işletmesinin Bp’ye ait hisselerinin satışı konusunda Bp12 ile anlaşmış ve hisseleri karşılığında 16,6 milyar dolar ödemiştir. Rosneft, aynı zamanda Bp hisselerinin haricinde kalan hisseleri de 27,73 milyar dolara satın almış, sonuç olarak Tnk-Bp’nin %100’üne sahip hale gelmiştir. Rosneft Başkanı İgor Seçin’in ifadeleriyle 2013 yılında Rosneft’in petrol üretiminin 206 milyon ton, doğalgaz üretimin ise 47 milyar m3’ ün üzerine çıkması tahmin edilmektedir. Ayrıca

şirketin 2013 gelirinin 4,9 trilyon rubleye ulaşması beklenmektedir. Satış sonrasında Rosneft, dünyada petrol üretiminde lider konuma yükselmiştir (Enerji Günlüğü, 2013). Rusya’nın amacı, Gazprom dünya gaz piyasasında ne ise aynı durumu petrol piyasasında Rosneft için oluşturabilmektir. Gazprom’un gaz sektöründe yarattığı monopol yapıyı petrol sektöründe Rosneft ile kurmak, Rusya için önem teşkil etmektedir (Tkachenko, 2008: 184).

3.3.3. TNK-BP

Tnk-Bp, ham petrol üretiminde varlık gösteren bir şirket olarak 2003 yılında kurulmuştur. Tnk-Bp’nin aktif çalışma alanları arasında Batı Sibirya, Doğu Sibirya ve Volga-Ural bölgeleri bulunmaktadır (Tnk-Bp, 2013).

Tnk-Bp, Rusya’da yatırımlarını arttırmak amacıyla hareket ederken 2006 Mayıs ayından itibaren Rus devlet kurumlarının baskısına maruz kalmış ve 2007’de Tnk- Bp’nin lisansının iptal edilme durumu söz konusu olmuştur. 2013 yılında ise Tnk-Bp

12 BP, TNK-BP hisselerinin satışı karşılığında Rosneft’ten %19,75 oranında hisse almayı planlamaktadır

(Enerji Enstitüsü, 2013a). Bp, yaptığı açıklamada 8 milyar dolarlık geri alım yapmayı planladıklarını açıklamıştır (Bp Magazine, 2013: 4).

160

şirketinin hisselerinin Bp’ye ait olan kısmı Rosneft’e satılmış ve enerji sektöründe millileştirme hareketlerine bir yenisi eklenmiştir (Bp Magazine, 2013: 4). Putin, bu anlaşmayı sadece Rusya’daki enerji sektörü açısından değil, tüm Rus ekonomisi açısından önemli olduğunu belirtmiştir. Sonuç olarak Putin, Tnk-Bp’nin Rosneft’e satışı ile birlikte enerji sektörünü devletleştirme projesini gerçekleştirmeye yönelik büyük bir adım atmış ve uygulamalarına devam etmiştir (Dilbirliği, 2012).

3.3.4. LUKOİL

Lukoil, uluslararası arenada güçlü bir petrol ve doğalgaz şirketi olmakla birlikte dünya ham petrol üretiminin %2,2’sini gerçekleştirmektedir. 2011 sonu itibariyle 17,3 milyar varil kanıtlanmış petrol rezervine sahip Lukoil, Rus ham petrol üretiminin %16,6’sını gerçekleştirmektedir. Lukoil’in Rusya dışında 5 ülkede daha projeleri bulunmakla birlikte Rusya içinde Volga ve Ural federal bölgelerinde yoğunlaşmaktadır (Lukoil, 2013).

Putin döneminde Rusya enerji alanında devletleşme politikasını amaç güderken bu durum Lukoil örneğinde daha farklı gelişmiştir. 2003 yılında devlete ait olan %7,6’lık hissenin satışı gerçekleşmiş ve Lukoil %100 özel sermayeli bir şirket haline gelmiştir (Şahin, 2006: 11-30). Lukoil’in hissedarları arasında Rus bankaları, hükümet, şirket yönetimi ve ConocoPhilips şirketi bulunmaktadır (Tkachenko, 2008: 183). Azınlık hisselerinin özelleştirilmesine rağmen Putin ve Lukoil arasında iyi iş ilişkileri olduğu ve Putin’in Lukoil üzerinde etkili olduğu bilinmektedir (Helman, 2012). Rusya için bu ilişkinin kilit noktaları arasında Lukoil’in Batı ile iyi iş ilişkileri en başta gelmektedir. Lukoil’in Batı pazarına petrol satışı, Rusya’da üretilen petrol ile gerçekleşmekte ve Rusya’dan Batı’ya aktarılan petrol ile birlikte oluşan tablo, Rusya’nın enerji sektöründe cazibe merkezi olmasını kolaylaştırmaktadır (Tkachenko, 2008: 183).

3.4. AVRASYA JEOPOLİTİĞİNDE DİĞER ÜLKELER VE ENERJİ