• Sonuç bulunamadı

3.4. AVRASYA JEOPOLİTİĞİNDE DİĞER ÜLKELER VE ENERJİ KAYNAKLAR

3.5.1. PETROL BORU HATLARI

3.5.1.2. Projelendirilen Yatırımlar

Rusya, sahip olduğu boru hatları ile enerji piyasasında yakaladığı önemli konumu devam ettirmek amacıyla yeni projelere imza atmaktadır. Bu bağlamda kimi zaman mevcut boru hatlarını genişletme projeleri yapılırken kimi zaman da sahip olduğu boru hatlarındaki geçiş ülkelerini pasif bırakmak amacıyla projeler geliştirmektedir. Şuanda petrol sevkiyatına başlamamış ancak projelendirmiş boru hatlarından bazıları Doğu Sibirya-Pasifik Okyanusu Boru Hattı II ve Burgaz-Dedeağaç Boru Hattı’dır.

3.5.1.2.1. Doğu Sibirya-Pasifik Okyanusu Boru Hattı II-Eastern Siberia Pasific Ocean Pipeline II (ESPO II)

Doğu Sibirya-Pasifik Okyanusu Boru Hattı’nın İkinci aşaması olarak adlandırılan proje, Skovorodino’dan Kozmino Limanı’na kadar sürecek böylece boru hattı Pasifik Okyanusu’na ulaşacaktır. Boru hattının Pasifik bölgesine ulaşması ile birlikte Rusya, özellikle Japonya ve Güney Kore’ye petrol ihracında önemli gelirler elde edecektir. Bu hat ile birlikte toplam boru hattının petrol taşıma kapasitesi yıllık 30 milyon tondan 50 milyon ton’a çıkacaktır. Ayrıca Doğu Sibirya-Pasifik Okyanusu II projesi, 2,100 km uzunluğunda olacak ve toplam hat uzunluğu ile düşünüldüğünde en uzun petrol boru hattı konumuna gelecektir. Boru hattının 2013 yılı sonunda tamamlanması beklenmektedir (Velesstroy, 2012).

Hattın tamamlanması ile Pasifik bölgesinin enerji pazarına açılacak olan Rusya, hatta ulaşan petrolün %30’unun Japonya ve %28’inin Çin’e satılacağını açıklamıştır. Ayrıca Singapur ve Malezya’nın da bu hat üzerinde petrol satın almak istediği bilinmektedir. Rusya, projenin 2. kısmının hayata geçmesi ile Doğu istikametinde enerji pazarları bakımından enerji çeşitliliğini büyük oranda sağlamış olacaktır (1news, 2013). Bu bağlamda Rus petrolünün hem Batı hem de Doğu istikametinde hareket ederek iki petrol pazarınında ihtiyacını karşılayıp karşılayamacağı konusunda bazı görüşler ortaya atılmıştır. Rus enerji şirketi Transneft’in başkanı Nikolay Tokarev, boru hattının açılmasının Avrupa’ya yapılan sevkiyatları azaltmayacağını belirtmiştir. Bununla birlikte petrol sevkiyatının güvenliğinin sağlanmasını müzakere etmeye hazır olduklarını ancak hesap verme yükümlülüklerinin bulunmadığını belirterek, bir anlamda enerji kozuyla birlikte Rusya’nın hamle alanının genişlediğini göstermiştir. Pasifik’e sevkedilen Rus petrolünün tıpkı Brent ve Batı Teksas petrolü gibi yeni bir gösterge marka haline gelmesi de beklenen gelişmeler arasındadır (Enerji Günlüğü, 2012).

Şekil 45:Doğu Sibirya Pasifik Okyanusu Boru Hattı I-II ve Daging Kolu

(Dovlatov, 2010)

Rusya’nın stratejik enerji konseptinde Doğu’ya yönelmek önemli yer tutmaktadır. Rusya bu amaç dahilinde, Çin, Güney Kore ve diğer Asya Pasifik ülkelerine gerçekleştirdiği petrol ihracatını %3’ten %30’a, doğalgaz ihracatını ise %5’ten %25’e çıkarmayı planlamaktadır. Doğu Sibirya-Pasifik Okyanusu Boru Hattı I ve ikinci aşaması, bu amacı sağlamaya yönelik önemli bir adım olmaktadır. Çin’in artan enerji talebi ve bölgede gelişmekte olan ülkelerin gün geçtikçe artan enerji ihtiyacını karşılama açısından Rusya, boru hatları projeleriyle daha da aktif hale gelecektir (Lifan, 2012: 14-17).

3.5.1.2.2. Burgaz-Dedeağaç Boru Hattı

Rusya, kimi projelerde yeni hatlarla yeni bölgeleri enerji pazarı içine almaya çalışırken kimi projelerle mevcut hatlara alternatif görüşler geliştirmektedir. Bu bağlamda ortaya çıkan Burgaz-Dedeağaç projesi, 2007 yılında Rusya, Bulgaristan ve Yunanistan hükümetlerinin yaptıkları görüşmelerle sonucu ortaya konmuş bir projedir (Tbpipeline, 2013). Daha önce değindiğimiz Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu kapsamında Kazak petrolleri boru hattıyla Rusya’nın Novorossisk kentine ulaşmakta ve buradan tankerlerle boğazlardan geçip Avrupa pazarına ulaşmaktaydı. Rusya, bu projesiyle hem Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu’nun daha aktif bir hale gelmesini sağlamak hem de boğazları devre dışı bırakma düşüncesi içinde olmuştur.

Şekil 46:Burgaz-Dedeağaç Boru Hattı

(Berberakis, 2007)

Burgaz-Dedeağaç projesi, 320 km’lik boru hattıyla Karadeniz sahillerini Ege Denizi ile birleştirecektir. Burgaz’da petrol tankerlerden boru hattına, Dedeağaç’ta ise boru hattından tekrar tankerlere yüklenecektir. Rusya, bu projeyle Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın işlevsiz kalacağını belirtmekte ve Burgaz-Dedeağaç projesiyle daha ucuz petrol ulaşımı sağlanacağını ileri sürmektedir (Hekimoğlu, 2007: 123-124). Rusya’nın amacı, Bakü-Tiflis-Ceyhan üzerinden Avrupa pazarına açılan petrol boru hattı projesinin karşısında alternatif oluşturabilmektir. Rusya, Burgaz-Dedeağaç projesi ile Karadeniz’deki Rus limanına kadar boru hatlarıyla gelen petrolü, tankerlerle gene kendisinin yapacağı boru hattına taşıyacak, buradan ise Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden Avrupa pazarına ulaştıracaktır. Rusya böylece Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın önemini kırmayı amaçlamaktadır.

Burgaz-Dedeağaç Boru Hattı, oluşum sürecinde bazı sıkıntılar yaşanmıştır. Bunların başında ise Bulgaristan’ın projeye karşı tutumu önemli yer tutmaktadır. 2011 yılında Bulgaristan, 710 milyon Euro’ya mal olacağı hesaplanan projenin, Bulgaristan’a senelik kazancının 35 milyon Euro olması ve günün ekonomik şartları gibi sebeplerle hayata geçirmenin mümkün olmayacağını dile getirmiş ve projenin iptalini önermiştir. Bulgaristan’ın mali hükümlülüğünü yerine getiremeyeceğinin ortaya çıkması sonrasında Rusya’da bu kararın Batı tarafından Bulgaristan’a aldırıldığı düşüncesi hâkim olmuştur (Weiss, 2011). 2013 yılının Mart ayında Bulgaristan, finansal ve ekolojik kaygıları gerekçe gösterilerek projeden çekilme kararını meclise sunmuş ve karar meclis tarafından kabul edilmiştir (Enerji Enstitüsü, 2013b). Sonuç itibariyle Bulgaristan’ın

projeden ayrılması ile birlikte Burgaz-Dedeağaç projesi durma noktasına gelmiştir. Rusya’nın önümüzdeki dönemde Batı yönlü petrol boru hatları ile ilgili yeni projeler sunması ise olası gelişmeler arasında yer almaktadır.