• Sonuç bulunamadı

3.4. AVRASYA JEOPOLİTİĞİNDE DİĞER ÜLKELER VE ENERJİ KAYNAKLAR

3.4.2. AVRASYA JEOPOLİTİĞİNDE ENERJİ KAYNAKLARI AÇISINDAN ÖNE

AÇISINDAN ÖNE ÇIKAN ÜLKELER VE ENERJİ GÖRÜNÜMLERİ

Sovyetler Birliği’nin dağılması sonucu özerkleşen Avrasya bölgesi, 20.yüzyılın son döneminde hegemonik mücadelenin ana çelişkilerinin yaşandığı bölge olmuştur. Avrasya Jeopolitiğini stratejik olarak değerli kılan en önemli özelliklerin başında petrol ve doğalgaz kaynakları gelmektedir (Üşümezsoy ve Şen, 2003: 113). Bu çerçevede ülkeler ve enerji şirketleri arasında başlayan rekabet bazı yazarlarca II. Büyük Oyun olarak adlandırılmaktadır. Bu mücadelenin ödülü olarak ise petrol ve doğalgaz kontratları, boru hatları ve enerji güzargahları görülmektedir (Ayhan, 2009: 347). Bu bağlamda bölge devletlerinin sahip olduğu enerji kaynakları, bir anlamda kendilerininin diğer ülkelerden farklı değerlendirilmesine neden olmaktadır. Avrasya jeopolitiğinde,

sahip olduğu enerji kaynaklarıyla öne çıkan ülkeler başında ise Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan gelmektedir.

3.4.2.1. Azerbaycan

Azerbaycan, 30 Eylül 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan etmiş, Güney Kafkasya’nın doğusunda, Hazar Denizi’nin batısında yer almaktadır. Azerbaycan, doğal kaynaklar bakımından çok zengin bir bölgede yer almaktadır. Ülkenin en büyük yer altı zenginlikleri petrol ve doğalgazdır. Petrolün %77’si Hazar denizinden sağlanmaktadır. Doğalgazın ise Bahar, Kumadası ve Sangaçal’dan çıkarılmaktadır (Metin, 2004: 78-80). Azerbaycan 2010 yılında 42,5 milyon ton petrol ihraç etmiştir (T. C. Dışişleri Bakanlığı, 2013a). Bu bakımdan değerlendirildiğinde Azerbaycan, sahip olduğu doğal kaynaklar açısından bölgede önem arz eden ülkeler arasında yer almaktadır. Azerbaycan, bağımsızlığını kazandığı günden itibaren, kendi stratejik çıkarlarını gözetme yükümlülüğü ile bölgesel güçler tarafından uygulanan kuvvetli etki arasında denge kurmaya çalışmaktadır (Goulıev, 1997: 111).

Azerbaycan, 2011 yılında yaklaşık olarak 7 milyar varil kanıtlanmış petrol rezervine sahip olmakla birlikte bu rakam dünya kanıtlanmış petrol rezervinin %0,4’ünü oluşturmaktadır. Rusya’nın ardından Avrasya coğrafyasında en fazla petrol rezervine sahip ülke durumunda Azerbaycan, petrol üretiminde de önemli paya sahiptir. 2011 yılında 45,6 milyon ton petrol üretimi gerçekleştiren ülke, dünya toplam petrol üretiminin %1,1’ini oluşturmaktadır. Azerbaycan, Avrasya coğrafyasında Rusya ve Kazakistan’ın ardından en fazla petrol üretimi gerçekleştiren ülke durumundadır (BP, 2012: 6-10). Doğalgaz rezervi bakımından 2011 yılında 1,3 trilyon m3 doğalgaz rezervine sahip olan ülke, dünya toplam doğalgaz rezervinin %0,6’sına sahiptir. Dünya doğalgaz üretiminin %0,5’ini gerçekleştiren Azerbaycan, 14,8 milyar m3 doğalgaz

üretimi gerçekleştirmiştir (BP, 2012: 20-22). Azerbaycan’ın doğalgaz ve petrol üretimi, ülke ekonomisi için de önem arz etmektedir. Azerbaycan, 2010 yılında 21,3 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken, ihracatın %86,53’ü ham petrol ve %6,02’si petrol ürünlerinin satışından gerçekleşmiştir (T. C. Dışişleri Bakanlığı, 2013a).

3.4.2.2. Kazakistan

Avrasya’da Hazar Denizi’ne olan 2320 km’lik sahil uzantısıyla dikkat çeken Kazakistan, Doğal kaynaklar bakımından en zengin ülkeler arasında yer almaktadır. Kazakistan bu zenginlikleri ile Avrasya içerisinde de Rusya’nın ardından ekonomik bakımdan en güçlü ülkeler arasındadır (Metin, 2004: 105-113). Kazakistan, bağımsızlığını kazandıktan sonra potansiyel enerji kaynakları ile ülkelerin ve petrol şirketlerinin dikkatini çekmiştir. Kazakistan’daki sahalara büyük yatırımlar yapılmakta, mevcut petrol sahalarının geliştirilmesi ve petrolün dünya pazarına taşınması için projeler üretilmektedir (Ayhan, 2009: 349).

Rusya’nın ardından en fazla petrol rezervine sahip Avrasya ülkesi olan Kazakistan, 2011 yılında 30 milyar varil petrol rezervine sahip olmakla birlikte dünya petrol rezervinin %1,8’ini oluşturmuştur. Aynı yıl petrol üretiminde dünya genelinde %2,1’lik paya sahip olan Kazakistan, 82,4 milyon ton petrol üretimi gerçekleştirmiş ve bu rakamlarla Rusya’nın ardından en fazla petrol üreten eski Sovyet ülkesi durumundadır (BP, 2012: 6-10). 1991’ den bu yana Kazakistan devlet başkanı olan Nursultan Nazarbayev’in devlet politikası, Kazakistan’ı dünyanın en büyük petrol ihracatçıları arasına sokmak olmuştur. Bu kapsamda gerek bölgesel gerekse küresel bazda artan enerji tüketimi ile Kazakistan’ın petrol üretiminin önümüzde yıllarda daha da artması olasıdır (Laçiner, 2006: 36-66).

Kazakistan’ın doğal zenginlikleri arasında doğalgaz da önemli yer tutmaktadır. 2011 yılında Kazakistan, dünya toplam doğalgaz rezervinin %0,9’unu oluştururken 1,9 trilyon m3 doğalgaz rezervine sahiptir. Doğalgaz üretiminde ise 19,3 milyar m3 ile dünya toplam gaz üretiminin %0,6’sını oluşturmuştur (BP, 2012: 20-22). Kazakistan, doğalgaz ve petrolün yanı sıra zengin kömür rezervlerine sahip durumdadır. Dünya kömür rezervinin %3,9’u Kazakistan’da bulunmakla birlikte en fazla kömür rezervine sahip ülkeler sıralamasında dünya genelinde 7. sırada Avrasya coğrafyasında ise Rusya’nın ardından 2. sırada yer almaktadır (BP, 2012: 30).

3.4.2.3. Türkmenistan

Türkmenistan, Hazar Denizi, İran ve Kazakistan’ı çevreleyen alanda yer almakta ve zengin kaynaklara sahip Hazar Denizi’ne 1780 km sahil uzunluğuna sahiptir. Türkmenistan, diğer eski Sovyet ülkelerine göre Sovyetler Birliği’nin dağılmasından daha az etkilenmiş, 1992-1993 yıllarında doğalgaz ihraç edilmesine başlayarak ülke ekonomisinde ve dış ticaret dengesinde önemli iyileşmeler yakalamıştır. 1994 yılında ise Ukrayna ve diğer BDT ülkelerinin doğalgaz borçlarını ödeyememesi üzerine ekonomisinde sıkıntılar yaşamış, 1993-1995 yılları arasında milli gelir %30 oranında azalmıştır. 1997-1998 yıllarında Rusya tarafından Türkmen doğalgaz ihracatının engellenmesi, ülke için sorun arz eden gelişmeler arasında yer almıştır (Metin, 2004: 122-125). Türkmenistan’ın zengin doğalgaz kaynakları, kurulduğu günden bugüne kadar sanayinin doğalgaz üzerine yoğunlaşmasına neden olmuştur. Türkmenistan doğalgaz ihracatının önemli bir kısmının Rusya üzerinden yapılması ise ülkenin Rusya’ya olan bağımlılığını arttırmaktadır. Türkmenistan, sattığı gazda fiyat belirlemesine gitmekte dahi zorlanmaktadır (Laçiner, 2006: 36-66).

2011 yılı itibariyle Türkmenistan, 600 milyon varil petrol rezervine sahiptir. Petrol üretiminde dünya toplam üretimindeki payı %0,3 olmakla birlikte 2011 yılında 10,9 milyon ton petrol üretimi gerçekleştirmiştir (BP, 2012: 6-10). Türkmenistan, dünyada en fazla doğalgaz rezervine sahip ülkelerin başında gelmektedir. 2011 yılı verilerine göre Türkmenistan, 24,3 trilyon m3 doğalgaz rezerviyle dünya toplam rezervinin %11,7’sini oluşturmaktadır. Türkmenistan dünya genelinde doğalgaz rezervi sıralamasında 4. sırada yer alırken, Avrasya bölgesinde Rusya’nın ardından 2. sırada yer almaktadır. 2011 yılında Türkmenistan, doğalgaz üretiminde 59,5 milyar m3

üretim gerçekleştirmiştir. Dünya doğalgaz üretiminde %1,8’lik paya sahip olan Türkmenistan, Avrasya’da Rusya’nın ardından en fazla üretim gerçekleştiren ülke konumundadır (BP, 2012: 20-22). Türkmenistan için doğalgaz ihracından elde edilen gelir, devlet bütçesine önemli kaynak sağlamaktadır (T. C. Dışişleri Bakanlığı, 2013b). Yakın bir tarihe kadar sadece Rusya’ya doğalgaz satma hakkı elinde bulunan Türkmenistan, son yıllarda Çin ve İran’a da doğalgaz ihracatı gerçekleştirmeye başlamıştır. Bu durum Türkmen gazının dünya pazarına açılmada Rusya’ya dolayısıyla Gazprom’a olan bağımlılığını azaltmıştır. Rusya cephesinden bakacak olursak Türkmen gazı, Rusya’nın doğalgaz

tekelini kırmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirilebilir. Özellikle Rusya’nın Çin’e yönelik doğalgaz ticareti için Türkmen gazı bir rakip olarak gözükürken, Çin açısından ise Rus doğalgazına bir alternatif olarak değerlendirilebilir. Son yıllarda Nabucco doğalgaz projesi ile AB’ nin Rusya’ya olan gaz bağımlılığını kırabilecek projeler içinde yer alan Türkmenistan’a karşı Rusya’nın alternatif projeler üretmesi ve yüklü miktarlarda Türkmen gazı satın alarak olası projeyi engelleme girişimleri, enerji piyasasında oynanan oyunların iç yüzünü göstermektedir.

3.4.3. AVRASYA JEOPOLİTİĞİNDEKİ ÜLKELER VE PUTİN DÖNEMİ