• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2. OSMANLI DÖNEMİNDE ARNAVUT KİMLİĞİ

2.4. Osmanlının Son Yüzyılında Arnavut Elitinin Yaptığı Kimlik Tartışmaları

2.4.3. Prizren Birliği

30 Mayıs 1878’de Arnavut aydınları, Berlin Kongresi kararları bile daha belli olmadan üç gün önce, Kuzey Arnavutluk’un merkezi sayılan Prizren’de, 300 delegenin katıldığı Prizren Arnavut Birliği Kurultayını toplamışlardı524.

Bu durum, Prizren Arnavut Birliğinin Avrupalı Devletlerin, Berlin Kongresinde Arnavutların yaşadığı toprakların parçalanmasına itirazen doğduğu kanaatini şüpheli hale getirmektedir. Çünkü Prizren Birliği toplandığı gün, iddia edildiği gibi

519 Bozbora, Osmanlı Yönetiminde Arnavutluk, s.194.

520 Charles & Barbara Jelavich, s.207.

521 Kuzucu, s.309-332.

522 Alpan, s.72.

523 Alpan, s.15.

Arnavutların yaşadığı toprakların 3 gün sonra toplanacak olan Berlin Kongresiyle parçalanıp parçalanmayacağı henüz belli değildir. Ya da alınacak kararlar önceden belli ise, Arnavut aydınlar hangi Avrupalı devletle, ne tür bir ilişkiye girip daha kongre toplanmadan, kongrede kararlaştırılacak maddeleri öğrenmiştir de Berlin Kongresinde alınacak kararlara itirazen 3 gün önceden Prizren Birliğini toplamışlardır. Bu noktalar açıklanması gereken konular olarak ortada durmaktadır.

Az önce de belirtildiği gibi, Berlin Kongresinden 3 gün önce, 1 Haziran 1878’de Prizren şehrinde Abdullah Hüsnü Fraşheri’nin konuşması ile başlayan Prizren Birliği Kongresinde hazırlanan 18 maddelik kararname ile hedefler ve faaliyetler belirtilmişti. Prizren Birliği Kongresinde üzerinde durulan konular: Arnavutluk’un bir vilayet altında toplanması, diplomatik mücadeleye geçilmesi, bağımsızlık çalışmalarının hazırlanması şeklinde özetleniyordu525. Bu amaçla kurultayda, idari teşkilât, dış politika, içişleri, askerlik, maliye, vs gibi komisyonlar kurulmuştu526.

İlk etapta siyasi düşünce Osmanlı Devleti’ne bağlı kalarak Arnavutluk’un muhafazasının sağlanmasıydı. Abdullah Hüsnü Fraşheri’nin temsil ettiği Arnavut ulusçular Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasından en fazla zarar görecek kesimlerin Arnavutlar olacağını anlamışlardı. Bu nedenle Arnavutların birliğini ve bütünlüğünü sağlamanın tek yolu Osmanlı İmparatorluğu sınırları dâhilinde kalmak, ancak bölgenin özerkliği için mücadele vermekti527. Gerek Rumeli’nin gerekse Arnavutluk’un geleceğini güvence altına almak üzere alınan kararlar, Arnavutluk’un bir vilayet olarak tek merkezden idare edilecek şekilde idari yapıya kavuşturulması, Başkentin Ohri olarak belirlenmesi hedeflenmişti528.

Bu amaçlarla 10 Haziran 1878 tarihinde Yanya, Manastır, İşkodra ve Kosova ilerinden 300 aşkın Müslüman, Ortodoks, Katolik delegelerin katılımıyla, Arnavut Haklarını Savunma Komitesi Prizren’de toplanmıştı. Kurultay, ilk toplantısını Sinan Paşa Camiinde yapmış ve daha sonra İki hafta süren genel kurul ve komisyon çalışmaları Medrese salonunda devam etmişti529.

525 Bozbora, Osmanlı Yönetiminde Arnavutluk, s.191–194.

526 Alpan, s.50.

527 Bozbora, Osmanlı Yönetiminde Arnavutluk, s.191–194.

528 Alpan, s.56.

Sonuç olarak Arnavut Haklarını Savunma Komitesi 30 Mayıs 1878 de yayımladığı bir demeçte: “Arnavut Haklarını, Avrupa diplomasisi ve dünya kamuoyu önünde savunmak üzere tüm güçlerini seferber edecektir. Biz samimi olarak bütün komşularımızla, Karadağ’la, Sırbistan’la, Yunanistan’la ve Bulgaristan’la dost ve barış içinde yaşamak istiyoruz. Biz komşularımızdan hiçbir şey beklemiyor ve talep etmiyoruz. Biz, ancak bize ait olan hakların korunması konusunda kararlıyız”530. Bu nedenle, Arnavutlara ait topraklar Arnavutlara verilmelidir531 şeklinde bir bildiri yayınlanmıştı.

Bu şekilde bildiri yayınlayan kurultayın amacını Abdül Fraşıri şöyle anlatıyordu: “kongremizin amacı, merhametsiz düşmanlarımızın topraklarımıza karşı beslediği iştah hızını kesmek ve Arnavut Besası üzerine yemin ederek, atalarımızdan ve dedelerimizden bize emanet edilen bu aziz yurdumuzu öz kanımızla savunmaktır. Prizren Birliği kurultayının kararlarından biri, bizi İslav, Avusturyalı ve Yunanlı yapmak isteyenlere karşı mücadelemizi sürdürmektir. Bizim Arnavut olmaktan başka bir arzumuz yoktur. Biz de, İslavlar ve Yunanlılar gibi kendi öz topraklarımızda özgür bağımsız ve güçlü bir devlet istiyoruz, bizden alınmak istenen ulusal varlığımızı ve topraklarımızı muhafaza etmek istiyoruz”. Bu süreçten sonra da Prizren Birliğine bağlı 33 merkezde şubeler açmıştır. Bu şubeler de Prizren, İpek, Yakova, Plava, Gusiya, Podgorica, Ülgin, Mitroviçe, Priştine, Firzovik, Gilan, Kaçanik, Kumanova, Üsküp, Kalkandelen, Gostivar, Debre, Luma, Mirdita, İşkodra, Elbasan, Ohri, Manastır, Starova, Korça, Berati, Fraşari, Konica, Ergiri, Filat, Yanya, Piramithya ve Preveze adlı yerlerdeydi532.

7 Mayıs 1879 da Prizren’de 47 delegenin katıldığı toplantıda otonomi ve 19 Mayıs 1879 da toplantıda da siyasi-idari otonomi arzuları yenilenmiştir533. Bu hedeflerle toplanan Prizren birliğinin talepleri, İlyas Paşa’nın yönetiminde 1 Kasım 1878’de Debre’de yapmış olduğu toplantıda madde madde belirlenmişti. Buna göre:

- Dört Arnavut vilayetini (Yanya, Manastır, Kosova, İşkodra)534 oluşturan bölgeleri içine alacak şekilde bir vilayetin kurulması isteniyordu535. Merkezi bir Arnavut

530 Alpan, s.46. 531 Фејзула, s.13. 532 Alpan, s.50-2. 533 Alpan, s.57. 534 Alpan, s.46.

Vilayetinin kurulmasını isteyen Abdül Fraşıri öte yandan, tüm Arnavutluk’un Osmanlı Devleti idaresinde kalması hususunda diğer delegelerden söz almış buna karşılık bütün Arnavut topraklarının da Sultanın korumasında kalmasını istemişti536. Hatta Prizren İttihad Cemiyeti bu adımıyla, Babiali’den destek de görmüştü537. Çünkü bu zamana kadar Arnavutlar, Osmanlı Devletine büyük hizmetlerde bulunuyorlardı538.

-Resmi dil olarak539 Arnavutluk’ta bulunacak tüm memurlardan yerel dili bilmeleri isteniyordu540.

-Okullarda Arnavutçanın öğrenilmesi ve eğitimin geliştirilerek541 yaygınlaştırılması Arnavutçanın eğitim dili olarak kullanılması isteniyordu542. Vilayette elde edilen gelirlerin önemli bir kısmı eğitim543 ve bayındırlık işlerine harcanmak üzere vilayet merkezinde kalacaktı544.

-Arnavutların Ulusal özgürlük ve bağımsızlığını tehdit eden komşu uluslardan Karadağlılara, Sırplara, Bulgarlara, Yunanlara sessiz kalınmayacak bunlarla uygun yollarla mücadele edilecekti 545 . Prizren Birliğinin amacı Arnavut topraklarının korunması olduğu için her şehirde bir Arnavut ocağı kurulmuştu546. Bu kesimin görüşlerine göre Prizren Birliği yalnızca ülkeyi parçalanmaktan korumakla kalmayarak aynı zamanda Arnavutluk’un özerkliği için de mücadele edecekti. Özetle söylemek gerekirse, Fraşheri’nin temsil ettiği radikal ulusçu kesim Arnavutluk’un özerkliğinin bir an önce sağlanması gerektiği düşüncesini savunurken, Sultan yanlısı muhafazakâr kesimden üyeler de, daha ılımlı bir yaklaşımı tercih ederek, Osmanlı otoritereleri ile işbirliği içinde hareket etme eğilimine girmişlerdi547. Fakat Fraşheri’nin temsil ettiği ulusçu kesim, başlangıçta, muhafazakâr nitelikli olan cemiyete kendilerini kabul ettirmişler ve 27 Kasım 1878’de Arnavutluk’un özerklik taleplerini Bab-ı Aliye iletmişlerse de Babıâli buna pek de sıcak bakmamıştı. Bunda üç neden belirleyici rol

536 Фејзула, s.15.

537 Kuzucu, s.309-332.

538 Charles & Barbara Jelavich, s.207.

539 Alpan, s.46.

540 Bozbora, Osmanlı Yönetiminde Arnavutluk, s.196.

541 Alpan, s.46.

542 Bozbora, Osmanlı Yönetiminde Arnavutluk, s.196.

543 Alpan, s.46.

544 Çelik, s.65. Noel Malcolm, Kosova, Balkanları Anlamak İçin, İstanbul: 1999, s.275.

545 Alpan, s.72. Kuzucu, s.309-332.

546 Charles & Barbara Jelavich, s.207-8.

oynamıştı. Arnavutluk’a verilecek özerklik, Suriye, Irak gibi diğer Müslüman unsurlara kötü örnek olabilirdi548.

-Arnavutluk’ta reform yapacak bir meclis kurulacak549 bu meclis askerlik hizmetini Arnavut vilayet topraklarıyla sınırlandıracaktı550 Bab-ı Aliye bu tür isteklerde bulunan Arnavut aydınları XIX. Yüzyılın sonuna doğru artık sadece kültürel faaliyetlerle yetinmek niyetinde olmadıklarını göstermeye başlamışlar, kurdukları gizli-açık komiteler ve cemiyetler aracılığı ile Arnavutluk için özerklik, hatta bağımsızlık elde etme çabasına girmişler, yurt dışında da Arnavut ulusal varlığını tanıtmaya başlamışlardı. Bu haliyle kültürel amaçlı görülen birçok faaliyetin içeriği aynı zamanda siyasi nitelikler de taşımaktaydı551. Görüldüğü gibi bu aşamalarla, her ne kadar kültürel temelli talepler ileri sürülse de Arnavut bölgeleri, bağımsızlığa doğru gidiyordu.

Yukarıdaki istekler, Birlik Başkanı Debreli İlyas Paşa başkanlığında, dokuz kişilik bir heyetle Ocak 1879’da Padişah’a iletildiğinde Sultan Abdülhamid bu isteklere, olumlu cevap vermemiş, ama karşı da çıkmamıştı552. Ancak Sultanın sessiz kalması, bütün Arnavutların ayaklanmasına yetmişti. Arnavutlar, bu yeni durum karşısında, Abdül Fraşıri, Mehmet Ali Vrioni gibi aydınların önderliğinde Nisan-Haziran 1879 aylarında, Berlin, Londra, Paris, Viyana ve Roma’ya giderek Arnavutların ulusal ve demokratik davaları için destek arayışına çıkmışlardı553.

Bu şekilde muhatap buldukları devlet ve hükümet liderleri ile konuşmalar yapmışlar, Arnavut davasını kısmen anlatmaya muvaffak olmuşlardı ancak öte yandan Rus ve Fener Patrikhaneleri ile anlaşma sağlayamamışlardı. Osmanlı idaresini bu şekilde Avrupa başkentlerine şikayet eden Arnavut heyeti, aynı başkentlerden yardım için kapılarına gittikleri de Avrupalı devletlerin baskılarına direnemeyen Osmanlı’yı suçlu görüyorlardı. Halbuki, Plava ve Gusinye’yi vermeye mecburen razı olarak diğer Arnavut topraklarını kurtarmaya çalışan Osmanlı yine, bu kez, diğer Arnavut topraklarını muhafaza etmeye çalışıyordu.

548 Çelik, s.71.

549 Alpan, s.46.

550 Çelik, s.65. Malcolm, Kosova, Balkanları Anlamak İçin, s.275.

551 Çelik, s.203.

552 Alpan, s.56–57.

Bununla ilgili Arnavutlar, 12 Ekim 1879’da İstanbul’da toplanan Büyükelçiler Konferansında, Babıali’yi sıkıştırarak Plava ve Gusinye’nin Karadağ’a verilmesini sağlayan Avrupalılar büyük bir haksızlık yaparak yerine Osmanlı’yı suçluyorlardı. Halbuki Plava ve Gusinye’yi savaş tehdidiyle, zorla Osmanlı’dan alıp Karadağ’a veren, Osmanlı İdaresini şikayet ettikleri Avrupalı devletler idi554. Prizren Birliğinin faal üyelerinden Gusiyalı Mehmet Ali Paşa daha da ileri giderek: “Kimin toprağını kime hediye ediyorlar bu efendiler, sıkıysa Karadağlılar gelsinler alsınlar! Madem ki, Osmanlı Devleti boyun eğdi ben de Babıali elbiselerini çıkarıp Arnavut elbiselerini giyiyorum. Artık öz vatanımı kurtaracağım” diyerek buraları Osmanlı’dan zorla alan Avrupalı Devletleri değil, Avrupalı Devletlerin baskılarına direnemeyen Osmanlıyı suçlu görüyorlardı555.

XIX. Yüzyılın sonlarına doğru Karadağlılara verilen yerlerin, işgaline Karadağlılar girişince 12 bin kişiden müteşekkil bir ordu oluşturulmuş ve bu ordu Karadağ üzerine yürümüştü. Avrupa basın-yayın organlarının yakından izleyip dile getirdiği ve Arnavutların Karadağlılara karşı elde ettiği bu zaferler Balkan Slavları ve Helenlerini telaşa düşürmüştü. Bu zaferler üzerine de böylece büyük devletler marifetiyle Babıali üzerinde baskılar yoğunlaşmaya başlamıştı556. Babıali üzerine yoğunlaşan baskılar da Arnavutlar arasında yeni bir tepkinin doğmasına yol açmış, bütün Katolik, Ortodoks ve Müslüman Arnavutların birleşerek ortak bir savunmaya geçmelerine sebebiyet vermişti. Bu gelişmeler üzerine Arnavutlar, İşkodra’da olağanüstü bir kongre toplayarak Arnavutluk’un özerk bir vilayet haline getirilmesini bir memorandum ile Sultan’a iletmiş, hemen peşinden de 17 Nisan 1880’de İşkodra’da bir gösteri yaparak, Sultan’la olan ilişkilerini kestiklerini duyurmaya karar vermişlerdi557.

Bu arada silaha sarılan Arnavutlar, altı bin gönüllü askeri, onlardan almak istedikleri, Ulçin’i korumak üzere mevzilenmişler558, Ulçin ve Bar’ı korumaya karar vermişlerdi. Zamanında Arnavut heyetlerin Osmanlı’yı şikayet ettikleri, kendilerinden medet

554 BOA. Y. EE, 79/8

555 Alpan, s.61-2.

556 Alpan, s.64.

557 Bozbora, Osmanlı Yönetiminde Arnavutluk, s.200. Alpan, s.63–64.

umdukları Büyük devletler de Bar ve Ulçin’in teslimi için 30 Ekim 1880’e kadar Osmanlı idaresine yeni bir süre vermişlerdi559.