• Sonuç bulunamadı

Ahmet Zogu Döneminde Arnavutların Durumu

BÖLÜM 3. OSMANLI SONRASI DÖNEMDE ARNAVUT KİMLİĞİ

3.2. Komünist Dönem Öncesi Kimlik Tartışmaları

3.2.1. Ahmet Zogu Döneminde Arnavutların Durumu

Ahmet Zogu 1926-1939 yılları arasında iktidarda kaldı. Onun uzun süreli yönetimi Yugoslavya’nın desteği ile olmuş, Kosova’da kendisine muhalefet edenleri öldürtmüştü859. Ahmet Zogu’ya 23 Şubat 1924’te Mat ovasında Bekir Valter tarafından bir suikast düzenlenmiş fakat Zogu, bundan yaralı olarak kurtulmuştu860. Ahmet Zogu, iktidarı ele geçirebilmek için Yugoslavya’dan destek alıyordu861. Zogu’ya muhalif olanlar Zogu’nun faaliyetlerini siyasi alanla sınırlı olarak değerlendirmiyorlardı. Onlara

855 Historia e Popullit Shqiptar, Vëllimi III, s.185-6.

856 Historia e Popullit Shqiptar, Vëllimi III, s.190.

857 Historia e Popullit Shqiptar, Vëllimi III, s.193.

858 Charles & Barbara Jelavich, s.206.

859 Schmitt, KOSOVA Histori e Shkurtër e Një Treve Qendrore Ballkanike, s.150.

860 Fatmira Rama, “Probleme të Pavarësisë dhe të Konolidimit të Shtetit Shqiptar në Debatin Politik në Emigracionin

Shqiptar (1925-1939)”, (Ed. Maringlen Verli) Pavarësia e Shqipërisë dhe Sfidat e Shtetit Shqiptar Gjatë Shek.

XX, Tiran: Instituti i Historisë Universiteti i Tiranës, 2008, s.305.

göre Zogu Yugoslavya’dan destek alıyordu ve yaptığı bir istila idi. Onun bu tutumu Arnavutluk’un bağımsızlığına büyük bir zarar veriyordu862.

Yugoslavya’nın desteği ile Zogu seçimleri kazanmıştı ve iktidara gelince Kosovalı Arnavut önderlerinden Hasan Priştina ve Bayram Curi’nin muhalefeti ile karşı karşıya kalmıştı. Bunlar Zogu’ya karşı bir direniş başlattılar. Fakat başarı sağlayamadılar863. 1924’te yapılan genel isyan daha başarılıydı. Bu isyanda Ortodoks başpiskoposu Fan Noli iktidara getirilmek istenmişti864. Nihayetinde de 17 Ocak 1924 yılı seçimlerinde Fan Noli’nin reformcu partisi kazanmıştı865. İktidarda tam güçlenemeden evvel,20 Nisan 1924’te Tirana’nın tam ortasında Avni Rustemi’nin öldürülmesi üzerine Ahmet Zogu, Arnavutluk’tan kaçmış, muhalifettekiler iktidarı ele geçirmiş ve yönetime Fan Noli getirilmişti. Kısa bir süre sonra Eylül 1924 yılında Noli’ye karşı protesto düzenlenmişti 866 . Öncesinden kalan problemlerle karşılaşan Noli’nin, Karadağ, Yunanistan ve Yugoslavya ile sorunları çözülmüş değildi. Özellikle Yugoslavya ile münasebetlerde, Ohri’deki Aziz Naum Manastırı ve Velipoy’daki Vermoş yaylalarının kaderi belli değildi. Aynı zamanda, Yunanistan tarafından Biliş’te 14 Arnavut köyüne el konulmuştu867. Fan Noli’nin hükümeti, Sırbistan ve Yunanistana karşı sınır konusunda sıfır toleranslıydı868.

İkilem içerisinde olan Ahmet Zogu ve ekibi 1924’te Haziran ayında Yugoslavya’ya göç etmişti. 14 Ağustos 1924’te Belgrad’ta Ahmet Zogu ve Nikola Paşiç bir anlaşma imzaladılar. Anlaşma 16 madde içermekteydi. Bu maddelerden çoğu Yugoslavya lehine idi. 10.Maddesi’ne göre Ahmet Zogu, Aziz Naum Manastırı’ndan ve Vermoş yaylalarından vazgeçip Yugoslavya’ya teslim edecek, bunun karşılığında Yugoslavya Başbakanı Nikolla Paşiç de maddi ve siyasi konularda destek sağlayacaktı, yani Fan Noli’nin reformcu hükümetinin devrilmesine yardım edecekti. Fakat anlaşma, Zogu’nun zaferine dek gizli kalması şartıyla imzalanmıştı. Bu anlaşmanın gizli olması, Zogu’nun bu kara lekeden temizlenmesi anlamına gelmemekteydi. Anlaşmanın 12. Maddesi’ne

862 Rama, s.305.

863 Schmitt, KOSOVA Histori e Shkurtër e Një Treve Qendrore Ballkanike, s.151. Schmitt, Shqiptarët, Një

histori midis Lindjes dhe Perëndimit, s.172.

864 Schmitt, KOSOVA Histori e Shkurtër e Një Treve Qendrore Ballkanike, s.151.

865 Kristo, Si e Shiti Zogu Shën Naumin, s.9.

866 Rama, s.305.

867 Kristo, Si e Shiti Zogu Shën Naumin, s.9.

göre ise, Arnavutluk hükümeti Arnavutluk’un dışındaki Arnavutlarla ilgilenmeyecekti869.

Fan Noli’nin iktidarı uzun sürmemişti. Noli istifasını verir vermez yurt dışına kaçmış, Aralık 1924’te yapılan seçimlerde ise seçimi tekrar Ahmet Zogu kazanmıştı. Zogu iktidara gelir gelmez Kosova bölgesindeki muhaliflerini takip etmeye başlamıştı870. Fan Noli iktidarının düşmesi ve Ahmet Zogu iktidarının başa geçmesi milli derneklerinin yaşayıp yaşamayacağını da tartışmaya açmıştı871. Ahmet Zogu ülkeye döner dönmez İlyas Vrion’in grup arkadaşlarını göreve getirmişti. Fakat bütün askeri güçlerinin başında Ahmet Zogu duracaktı872. Esasında Zogu’nun temel düşüncesi, muhalefeti sistematik bir şekilde yok etmek idi. Onun düşüncesinden haberdar olan Bayram Curi873 29 Mart 1925’te Dragobi boğazında polislerin eline düşmektense intihar etmeyi tercih etmişti ki bu isim onun muhalifleri arasında yer alıyordu874. Hasan Priştina ise uzun zaman İtalya ile işbirliği yapmıştı. Fakat 1933’te Selanik’te suikast düzenlenerek 875 14 Austos’ta genç İbrahim Kelo (25 yaşlarında) tarafından öldürülmüştü876.

Bundan sonra Noli’nin yandaşları tutuklanıp birçoğu öldürülmüştü. Mesela 2 Mart 1925’te İtalya’nın Bari şehrinde Luigj Gurakuqi öldürülecekti. Bunun yanı sıra ABD’deki “Vatra” derneğin mensuplarının birçoğu dernekten atılmışlardı. Atılanlar, Fan Noli’nin sempatizanlarıydı. Bu süreçte yurtdışındaki dernekler sessiz kalmış, Zogu’ya karşı olmalarına rağmen buna herhangi bir tepki gösterememişler, sadece Diasporadaki milli faliyetleri gizli ve düzenli bir şekilde yürütmüşlerdi877.

Bu dernekler, Arnavut halkı üzerindeki baskı ve sürgünleri haber yaptıkları için Zogu, derneklerin faaliyetlerini yakından takip etmişti878. Bu süreçte Faik Konica’nın tespitleri önemliydi. O, Arnavutluk’un büyük devletler tarafından tanınmadığını belirtiyordu.

869 Kristo, Si e Shiti Zogu Shën Naumin, s.14-15.

870 Schmitt, KOSOVA Histori e Shkurtër e Një Treve Qendrore Ballkanike, s.152.

871 Rama, s.300.

872 Rama, s.301.

873 Schmitt, Shqiptarët, Një histori midis Lindjes dhe Perëndimit, s.172.

874 Schmitt, KOSOVA Histori e Shkurtër e Një Treve Qendrore Ballkanike, s.152. Rama, s.302.

875 Schmitt, Shqiptarët, Një histori midis Lindjes dhe Perëndimit, s.172. Schmitt, KOSOVA Histori e Shkurtër e

Një Treve Qendrore Ballkanike, s.152

876 Emini, s.93-4.

877 Rama, s.302-3.

Bunu, büyük devletlerin Arnavutluk’un sınırlarının büyük devletlerce garanti altına alınmaması sebebiyle olduğunu iddia ediyordu. Üstelik Arnavutluk’la ilgili mevzularda Arnavutluk’un komşularının çıkarları ön planda tutulmaktaydı. Onun bu düşüncelerini Fan Noli de paylaşmıştı. Kısacası bağımsız bir ülkenin dokunulmazlığı bulunurken, ancak Arnavutluk bu kaidenin dışında bırakılmıştı. Büyük güçlerin isteği Arnavutluk’un Fas ya da Afganistan gibi bir konumda bulunmasıydı ve bunlara göre Arnavut milliyetçiliği Arnavutluk’un gelişmesinin önünde en büyük engeldi879.

27 Kasım 1926’da Tiran’da Birinci Pakt’ın imzalanması, yurtdışındaki dernekleri endişelendirmişti. Çünkü bu pakta göre ülke siyasi buhrana girerse İtalya’nın ülkeye müdahalesi kabul ediliyordu. Gelişmeler yurtdışındaki dernekleri iki gruba ayırmıştı880. Birinci grup İtalya-Almanya bloğunu desteklerken ikinci grup antifaşist bloğun tarafında yer almıştı881. İkinci grup, İtalya-Almanya koalisyonunu bir tehlike olarak değerlendirmişti ve onlara göre bu İtalya-Almanya Arnavutluk’u bir mezarlığa dönüştüreceklerdi882.

Birinci Pakt’ta yer alan bazı maddeler Arnavutluk’un Luşnya Kongresinde kazanmış olduğu bazı hakları ortadan kaldırmıştı. Arnavutluk’ta komşu ülkelerin etkisi giderek artmış ve Arnavutlar Birleşmiş Milletlere ve Paris Elçi Konferansına bu etkiyi bildirmişlerdi. Bu konuda etkin olanlar Arnavutluk’ta iktidarı ele geçirmeyi ve idarecilerinin Avrupa tarafından tayin edilmesini istiyorlardı883. Ahmet Zogu’nun takip ettiği siyaset büyük güçlerin politikalarına uygun olduğundan bu devletler Zogu’yu “Arnavutluk’un parlayan yıldızı” olarak ilan etmişlerdi884.

Ahmet Zogu, komşu ülkelerdeki otoriter yapılara bakarak kendi otoritesini kutsallaştıracak bir söylev belirledi. Buna göre vatanı kurtaran Zogu idi. O İskender’in yeğeni idi ve çok yaşamalıydı885. 1928’de kendisini Arnavutların Kralı olarak ilan etti. Bir süre sonra Zogu Yugoslavya’ya karşı sert bir politika benimseyip İtalya yanlısı bir eğilim içerisine girdi886. Fakat bu siyasi dönüşümü pahalıya ödedi. İtalya Adriyatik ve

879 Rama, s.305. 880 Rama, s.306. 881 Rama, s.310. 882 Rama, s.306. 883 Rama, s.311-312. 884 Rama, s.307.

885 Schmitt, Shqiptarët, Një histori midis Lindjes dhe Perëndimit, s.178.

Akdeniz üzerinde hakimiyet sağlamak istiyordu. Bu açıdan Arnavutluk, İtalya’nın stratejik planının bir parçası idi. Zogu da bu planın bir parçası olmaya hazır görünüyordu. 27 Kasım 1926’da iki taraf arasında “Savunma ve Dostluk Ahitnamesi” imzalandı. 22 Kasım 1927’de bu anlaşma “Savunma İttifak Ahitnamesi” adı altında yenilendi. Bu iki anlaşma Arnavutluk’u, İtalya’nın içinde özerk bir ülke haline getirmişti.

1928 ve 1929 yılları arasında Ahmet Zogu, dini toplulukları kontrol altında tutmak için yeni bir politika benimsedi887. Kral Zogu, Arnavutların eski geleneklerinde erkeğin eğilmesinin yasak olduğu tezinden yola çıkarak namazların sadece ayakta kılınmasını ileri sürmüş ve bu konuda Diyanet üzerinde baskı kurmuş888 hatta onu destekleyen aydınlar da çıkmıştı. Bunlardan Mithat Fraşıri, namaz ibadetini ve secdeyi Osmanlı adeti gibi tanımlayarak Arnavutların Osmanlı kültüründen uzak durmasını öne sürmüştü ki namaz ve secde Osmanlı adeti değil, İslâm dininin 5 şartından biriydi889.

Zogu’nun bir başka uygulaması din adamlarının siyasetle uğraşmalarına yasak getirmesiydi. Daha sonra da 1933’te özel eğitim veren okullar kapatılmıştı ki bu adım Ortodoks ve Katolik okullarına büyük bir darbe indirmişti. Katolikler, milli duyguları yüksek olduğundan bu kısıtlamadan en fazla etkilenen kesim olmuştu. Bunun üzerine de “Arnavutluk’un Kuzeyde Katolikler, ortada Sünniler ve Güneyde Ortodokslar olacak şekilde üç kantona ayrılması” şeklinde teklifler öne çıkmaya başlamıştı890.

1930-1943 yılları arasında Arnavutların kimlik tartışmaları devam etmişti. 1934-1935 yıllar arasında Arnavutluk’taki Türkiye elçisi olan Yakup Kadri bu durumu şöyle anlatmaktaydı: “Avrupa’nın burnunun dibinde yeni bir Arnavutluk var, bunun iç siyaseti baskıya dayalı”. Bu dönemde halkın Türkiye’ye bakışı ılımlıdır: Buna göre Arnavut halkı, Türkiye’nin kısa sürede büyük yol kat etmesine imrenerek kendilerinin de aynı yolu almalarını ve Türkiye ile sınır komşusu olmayı istemekteydiler. Bunlar Arnavutların Yakup Kadri’ye söyledikleri idi. Türk elçisi, Arnavutların kendi kimliklerini unutacak kadar İtalya’yı sevdiklerini ifade ediyordu891.

887 Schmitt, Shqiptarët, Një histori midis Lindjes dhe Perëndimit, s.175.

888 Kadare, İdentiteti Evropian i Shqiptarëve, s.35.

889 Schmitt, Shqiptarët, Një histori midis Lindjes dhe Perëndimit, s.175.

890 Schmitt, Shqiptarët, Një histori midis Lindjes dhe Perëndimit, s.176.

Tüm bunlara karşın, Ahmet Zogu’nun dış siyasetini başarılı bulanlar da vardı. Bunlara göre Zogu İtalyan işgaline karşı başarılı bir siyasi mücadele vermişti892. İtalyanlar 30’lu yılların sonlarında Arnavutluk’taki siyasi buhranı iyi değerlendirdiler. İtalyanlar, özellikle Kosova’daki propaganda için büyük bir yatırım yapmışlardı. Kosova yolların kesişme noktasında idi ve İtalya, Yugoslavya’ya yürümek için burasını elde tutmak zorundaydı. İtalyan Ordusu da bu amaçla, idare ve ekonominin stratejik noktalarını ele geçirmiş ve 7 Nisan 1939’da askeri saldırı başlatmış, Arnavutluk’un İtalya tarafından işgal edilmesiyle birlikte Zogu yurt dışına kaçmıştı893. Arnavutluk’un diğer kısımları olan Kosova, Çameria894 ve Batı Makedonya ise çok önceden Sırpların ve Yunanlıların eline geçmişti895. Genelde bakıldığnda Kral Zogu’nun iktidara gelmesi bir sürü probleme sebebiyet vermişti. O, iktidarı ele geçirmek için çok kan dökmüş, bu baskıcı rejimin uzun süre hüküm sürmesi Arnavut kimliğinin gelişimine engel olmuştu. Öte yandan Zogu’nun iktidarı bazı değerlerin yükselmesine de engel teşkil etmişti. Nihayetinde Ahmet Zogu, Yugoslavya baskısından Arnavutluk sınırlarını koruyabilmiş ancak Arnavut ulusunun birleşmesi ideali gerçekleşememişti896. Ahmet Zogu’nun herşeye rağmen Arnavutluk’a yaptığı ve takdir edilmesi gereken bir husus, 25 Ocak 1925’te Arnavutluk Cumhuriyeti’ni ilân etmiş olmasıydı897.