• Sonuç bulunamadı

Karadağlılar, Bulgarlar, Sırplar ve Yunanlar Tarafından İlhak Edilen

BÖLÜM 3. OSMANLI SONRASI DÖNEMDE ARNAVUT KİMLİĞİ

3.1. Osmanlı Devleti’nin Balkanlardan Çekilmesi

3.1.2. Karadağlılar, Bulgarlar, Sırplar ve Yunanlar Tarafından İlhak Edilen

Berlin Kongresi yaklaştığı sıralarda Karadağ, bazı bölgeleri ele geçirmek istiyordu. Fakat Karadağ’ın bu hazırlıkları karşısında Arnavutlar da boş durmuyorlar, kendi topraklarını savunma hazırlıkları yapıyorlardı663. Berlin Kongresine katılan Rusya ise, Arnavutluğu adeta bir yedek ülke gibi sayıyor, Balkanlardaki ülkelerin taleplerinin karşılanabilmesi için sürekli bu toprakları kullanıyordu. Sonuç olarak da Berlin Kongresinde alınan kararlara göre Osmanlı Devletinin Arnavutları barındıran bölgelerinin alınması ve bu bölgelerin Karadağ’a, Sırbistan’a ve Yunanistan’a verilmesi hedefleniyordu. Büyük Devletlerin bu hazırlıkları karşısında ise Arnavutlar da savunma hazırlıklarına devam ediyordu. Bu amaçla da 1879 yılında Gusinye bölgesinde 9 bin kişi toplanarak silaha sarılmıştı664.

Bu şekilde silaha sarılan Arnavutlar, topraklarını Karadağlılara vermeyeceklerini göstermiş oluyorlardı. Arnavut askerlerinin başında Ali Paşa vardı. Hatta 1880’lerde Arnavutlar, Osmanlı ordusuna bile karşı savaşacak derecede kadar ciddiydiler. Büyük Devletler ise Sırp Prensi Nikola’nın ve Karadağın şikayetleri üzerine, 16 Haziran 1880 de, Berlinde toplanmışlar, İstanbul Hükümetini sıkıştırmaya başlamışlardı. Bu sefer Plava ve Gusinye ve diğer yöreler yerine Ülçin ve Bar körfezinin verilmesini istiyorlardı. Bir müdet sonra İstanbul’da toplanan konferans dağıldıktan sonra, büyük devletler, özellikle Avusturya-Macaristan ve İngiltere, Babıali’yi sıkıştırarak ya Hoti ile Gruda’nın ya da Ülçin limanın teslim edilmesini, 23 Ağustos 1880 tarihine kadar cevap verilmesini istemişlerdi. Babıali ise bu baskılar karşısında Ülçini teslim etmeye mecbur kalmıştı665.

Büyük devletleri arkasına alarak büyüyen Karadağ, Arnavutlarla meskün ve Osmanlının Kosova vilayetine ait666 olan Plava, Gusiya, Vermoş, Tuzi, Kelmend, Triepş, Gruda, Hoti, Adriyatik kıyı Bar ve Ülçine kadar bölgeleri eline geçirmiş, sınırını İşkodra gölü ile Boyana ırmağına kadar uzatmıştı667. Karadağ’a verilen bu bölgeler sebebiyle Arnavutlar, Osmanlı Devletinden çok, Osmanlı’ya baskı yaptıracak olan büyük

663 Фејзула, s.13.

664 Фејзула, s.19-21.

665 Alpan, s.64-5.

666 Rizaj, Kosova, Arnavutların ve Türklerin Dünü, Bugünü ve Yarını, s.163.

devletlerin desteklediği komşu ülkelerden korkuyorlardı668. Çünkü kendileri bu Arnavut topraklarını tek başına alacak güçte değillerdi. Onlar, ancak büyük devletleri kışkırttıkları takdirde bu toprakları ellerine geçirebilirlerdi, Arnavutlar da bu durumdan çekiniyorlardı.

Bulgarlar; 3 Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayastefanos Barış Antlaşmasına göre Bulgaristan’a birçok bölge bırakılmıştı. Bu durumda Bulgaristan, Babıaliye bağlı bir Prenslik olacak, sınırları ise, Tuna’dan Ege’ye ve Karadeniz’den Drin ırmağına kadar uzanacaktı. Bu bölgeler içinde, Arnavutlarla meskun Kumanova, Preşeva, Üsküp, Kalkandelen, Debre, Reka, Voskopoya, Pogradec, Opari, Bilişt ve Korça’ya ait topraklar Bulgarlara verilmiş olacaktı669. 1878 yılında oluşturulan Büyük Bulgaristan, doğu Arnavutluk bölgesini kapsıyordu ancak bu anlaşma iptal edilerek yerini Berlin Antlaşmasına bırakmıştı670.

Sırplar; 1878 yılında Osmanlı topraklarından koparılan Kosova Vilayetinin Niş ve Pirot (Şehir Köy) sancakları, İvranya Kazası yeni kurulan Sırbistan Devletine bırakıldı671. Bağımsızlığına kavuşan Sırbistan da Kosova’nın kuzey kesimlerinden Niş, Vranya, Kurşunlu, Leskovaç ve Prekuplye gibi yerleri almıştı672. Fakat Ayastafanos ve Berlin Antlaşmasından sonra, Arnavutlardan kopardığı topraklarla yetinmeyen Sırbistan, 1879’da Kosova’yı tehdit ediyor ve “Stara Sırbiya’yı” (eski Sırbistan) diriltmeye çalışıyordu. Sırbistan prensi Milan, yayımladığı bir emirnamede “Ne kadar fazla Arnavutu, yurdunu terke yani göçe zorlayabilirseniz o kadar büyük hizmet edersiniz” diyordu673.

Yunanlar; 1844’te Yunanistan Başbakanı Koleti, ilan ettiği “Megali İdea” ile Büyük Yunanistanı kurmayı amaçlıyordu. Eğer bu ideal gerçekleşirse, Arnavutluk’un güneyinde bulunan bütün topraklar Yunanistan’ın içinde kalacaktı674. 1844’teki bir diğer hedef ise, Sırp dış işleri bakanı İliya Garaşanine ait Megali İdea benzeri “Naçertaniya Projesi” idi. Bununla, onlara göre küçük olan Sırp Knezliği,

668 Charles & Barbara Jelavich, s.207.

669 Alpan, s.40.

670 Charles & Barbara Jelavich, s.207.

671 Rizaj, Kosova, Arnavutların ve Türklerin Dünü, Bugünü ve Yarını, s.163.

672 Alpan, s.40.

673 Alpan, s.61.

Arnavutluk’un kuzey bölgesinin de dahil edilmesi suretiyle, daha da büyütülmek isteniyordu. 18 Haziran 1878 yılında Berlin Kongresine başvuran Yunanistan ise Epir denilen Güney Arnavutlukta, Arnavutlarla meskün Yanya ilinin kendilerine verilmesini istemişti675. Yunanların bu talepleri üzerine Padişaha sunulan 1879 tarihli bir layihada, yeni durumun Arnavutluk için bir felaket olacağı ileri sürülmüştü. Zira bu düzenlemeyle bir kısım Müslüman Arnavutlar Yunanistan ve Bulgaristan sınırları içerisinde kalacak ve oralarda azınlık durumuna düşeceklerdi676.

Avrupa’nın XIX. yüzyılının ortalarına kadar Arnavut kimliğini tanımaması Arnavutlarda, Berlin Kongresinde başlayıp, 1919’da Versay Kongresi’nde Arnavut topraklarının tamamen parçalanmasına uzanacak derin bir yaranın açılmasına sebep olmuştu677. Sıkıntılar içinde bulunan Osmanlı Devletinin bu zaafının Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan ve Karadağ tarafından Balkan savaşında kullanılmasıyla, Osmanlıya ait, Arnavut toprakları işgal edilmiş oldu. Bu savaşın sonunda Sırp ordusu, Kosova’yı alıp orta Arnavutluğa yöneldi, Karadağ ordusu, kuzey kısımları alıp İşkodra’yı, Yunan ordusu Yanya’yı kuşattı ve Çameriya’yı aldı.Bütün bunlar olurken Londra Büyükelçiler Konferansı (1912-1913) Arnavut ve Türk Varlığına daha büyük bir haksızlık yapmış, Arnavut halkının yarıdan fazlası Arnavutluk Devletinin hudutları dışında, Sırbistan, Karadağ ve Yunanistan Devletinin idaresi altında yaşamaya mecbur bırakılmıştı678.

Arnavutluk’un parçalanması sürecine Berlin Kongresinde başlanmıştı. Fransa, İngiltere ve İtalya, Arnavutluk’u komşuları arasında paylaştırmışlardı. Yani Arnavut topraklarını Fransa Karadağ’a, İngiltere Sırbistan’a ve İtalya ise Yunanistan’a olacak şekilde dağıtmıştı. Bu bağlamda Arnavutluk, tarih boyunca olduğu gibi Avrupa’dan sürekli tehlike ve zarar görmüştü. Öbür taraftan Türkiye, Arnavutluk’un gördüğü zararları ve acıları en azından hafifletiyordu. Balkanlardan Arnavutların sürgün edildiği zaman kapıları açan yine Türkiye olmuştu679. Bununla alakalı, Preng Bib Doda, Osmanlı Döneminde Asya bölgesinde görev yapmış, çok yetenekli çok dil bilen ve Türklüğü

675 Alpan, s.43.

676 Kuzucu, s.309-332.

677 Qosja, İdeologjia e Shpërbërjes, s.60.

678 Rizaj, Kosova, Arnavutların ve Türklerin Dünü, Bugünü ve Yarını, s.164.

seven bir insandı680. Osmanlı sonrasında bile kafasında kırmızı sarık ve general üniformasını giymişti. Bunu neden giydiği sorulduğunda “bunu giymezsem Mirdita bölgesinde bize kimse kulak asmaz” diye cevap vererek önemine dikkat çekmeye çalışmıştı681.