• Sonuç bulunamadı

3. Devlete Yeni Bir Bakış ve İdarenin Modernizasyonu Tartışmaları

3.1. Devlete Yeni Bir BakıĢ

3.2.2. Popüler Bir Kavram: Ġyi YönetiĢim (Good Governance)

Devlet, piyasa ve toplum arasındaki etkileşim ve ortaklaşa hareket etme biçimlerinin genel ismi Yönetişim olarak tanımlanırken; İyi Yönetişim (Good Governance) Üçüncü Dünya ülkelerinin siyasi, idari ve ekonomik sistemlerini küresel kapitalizmin, piyasa ekonomisini ve liberal demokrasinin gereklerine uyarlamak için Dünya Bankası‟nın geliştirdiği bir dizi kurumsal önleme karşılık gelmektedir. 1990‟lı yıllardan itibaren artık kendi kendini düzenleyen piyasanın mümkün olmadığı ve devletin sahip olduğu kapasitenin hem piyasa hem de toplum için önemli olduğu varsayımı üzerine, Dünya Bankası, 1992 yılında yayınladığı raporda iyi yönetişim reformlarının belirleyici unsurlarını ortaya koymuştur. Böylelikle, siyasi liberalleşme, idari yerelleşme, bürokratik kontrollerin azaltılması, hesap verebilir, demokratik, katılımcı, açık ve birbiriyle etkileşim içinde olan idari bir yapılanmanın oluşturulmasının temelleri atılmıştır. Neoliberal reformların uygulanması süreçlerinde ortaya çıkan sorunların aşılması için bir araç olarak görülen İyi Yönetişim modeli, daha fazla ekonomik büyüme ve kalkınma gerçekleştirebilmek için yolsuz siyasi ve idari yapıları reforme etmenin bir

256 Yeni Kamu İşletmeciliği‟nin seyrini ve gelecek programı hakkında görüşleri için bkz. Kate McLughlin, Stephen P. Osborne, Ewan, Ferlie, New Public Management (Current Trends and Future Prospects), Routledge Taylor&Francis Group, London, New York, 2002.

147

çözümü olarak sunulmuştur. Buradaki temel varsayım demokratik ve daha kapasiteli devlet oluşturulması şeklinde sunulsa da, İyi Yönetişim yaklaşımının özü neoliberal felsefe, işletmecilik ve piyasalaştırma unsurlarını ve vizyonunu içermektedir257.

Demokratikleşme ve iyi idarenin altını çizen İyi Yönetişim yaklaşımının gerçekte geleneksel siyasi aktörlere ve geleneksel bürokrasiye güvenip güvenmediği kanaatimizce tartışılması gereken konulardan biridir. Nitekim Dünya Bankası‟nın bir raporunda yerel siyasi ve bürokratik yapılar neoliberal politikaların uygulanmasının ardından yaşanan gerilimler nedeniyle eleştirilmektedir258. Bu ve benzeri raporlardan görüleceği üzere, İyi Yönetişim yaklaşımı, piyasa ekonomisinin ve işletmeci reformların uygulanması için küçük ama maliyetsiz bir devletin yaratılmasını zaruri görmekte, kamu hizmetinin mümkün olabildiğince piyasalaştırılması hedefinin altını çizmektedir. Söz konusu tartışmaların piyasa dostu, seçilmiş siyasetçilerin

257 İyi Yönetişim, demokratikleşme, liberal demokrasi ve neoliberal politikaların birbiriyle ilişkisi hakkında görüşleri için bkz. A. Leftwich, “Governance, the State and the Politics of Development”, Development and Change, 1994, s. 363–386.

Leftwich‟e göre; “İyi Yönetişim, Üçüncü Dünya ülkelerini iyi yönetişim ve demokratikleşme adları altında liberal demokrasinin ve neoliberal politikaların ilkelerine uyarlamayı amaçlamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerdeki yapısal uyum programları temelde iyi yönetişimin neoliberal amaçlarına hizmet etmektedir. İyi yönetişim, neoliberal ekonomi ve yönetim bağlamında sivil toplumun reformlar için desteğini kazanmak adına, katılım, hesap verebilirlik, açıklık ve insan hakları vurgusuyla gelişmiş ülkelerde de popüler olmuştur.”

258Güven konusunda değerlendirmeleri için bkz. World Bank, Sub-Saharan Africa from Crisis to Sustainable Growth: A Long Term Perspective Study, Washington D.C., The World Bank Publication, 1989.

148

kontrolünden uzak, şeffaflık ve etkinlik ilkeleri amaç edinmiş yeni bir idari örgütlenmeye işaret ettiği düşünülmektedir259.

Aşağıda öncelikle yalın/küçülen devlet kavramı üzerinde durulacak, ardından piyasa dostu devlet yaklaşımları incelenecektir. Söz konusu oluşumların idarenin modernizasyonu ekseninde tartışılması, Kamu Özel İşbirliği gibi kavramlarla geleneksel devlet örgütlenmesinin buluştuğu noktalarda, geleneksel yapılara biçilen yeni rollerin ve bunun idari mekanizmalarda yarattığı dönüşüm etkisinin piyasa reformları ve küresel dinamikler açısından değerlendirmeleri kolaylaştıracağı düşünülmektedir.

Böylece, kamu ile sektör arasındaki geleneksel çizginin reddedilerek devlet örgütlenmesinin özel sektöre işletmecilik temelinde dönüştürülmesinde Kamu Özel İşbirliği yönteminin önemi daha iyi anlaşılabilecektir.

3.2.3. “Minimum Devlet” ile Piyasa Dostu Devlet (Market Friendly State)

Dünya Bankası 1997 yılında hazırladığı ve “Değişen Dünyada Devlet”

başlığını taşıyan raporda, son üç yüz yılda dünya sahnesinde yer alan devletin başarısızlıklarının nedenini, bir değişim zorunluluğu ile birlikte açıklamaktadır260. Rapora göre; etkinliğini her alana yayarak gücünü

259 Türkiye‟deki Bağımsız Düzenleyici Kurumların Anatomisi hakkında incelemeleri için bkz. Ümit Sönmez, Piyasanın Ġdaresi, İletişim Yayınları, İstanbul, 2011, s. 130 vd.

260Bank Mondial, l‟Etat dans une Monde en Mutation: Rapport, s. 21. Akt. Rukiye Akkaya Kia, Moderniteden Postmoderniteye Egemenlik ve Hukuk, Beta Yayınları, İstanbul, Nisan 2011, s.160.

149

pekiştirmek isteyen devlet, tam tersine güçten düşmüştür. Öte yandan, içinde yaşadığı koşullara itaatle yaklaşan, ama merkezi iktidarın gücünden emin ve güvenliği sağlayacağına ikna olmuş insanların yerini; sorgulayan ve hesap isteyen, demokrasi bilinci açık bireyler almıştır. Bu nedenle devlet hukuki düzen ve güvenilirlik ilkelerinden taviz vermeksizin iyi idareyi gerçekleştirmeli ve etkinlik alanını yeni koşullara revize etmelidir261.

Dünya Bankası raporunda geçen minimum devlet ifadesinin yeni olmadığı belirtilmelidir. Devletin 20‟nci yüzyılda yaşadığı başarısızlıkları tartışan yaklaşımlar, devletin toplumsal olan yerine tamamen ekonomik olana odaklanması gerektiğini savunmuştur262. Özgürlük, mülkiyet hakkı ve adalet ilkesine dayanan minimum devlet, egemenin varlığını ve meşruiyetini ekonomik yönden ele alır. Minimum Devlet, bireylerin zarar görmeme ve yaşamlarına müdahale edilmeme haklarının korunması görevi ile sınırlıdır.

Bahsedilen yaklaşımın uluslararası örgütlerin raporlarına yansımış biçimi, minimum devletin küreselleşme ve neoliberal politikaların kendisinden beklediği vizyonla sınırlı devlet anlayışıdır. İyi yönetişim modelinde olduğu gibi, minimum devlet modeli tartışmalarının da, özel sektör odaklı yapılanmalar dikkati çekmekte, piyasa dostu devlet anlayışı devlet aygıtının tüm unsurlarına yansıtılmak istenmektedir. Bu anlamda, piyasa dostu devlet

261Sönmez, a.g.e, s. 123 vd.

262 Yapılan tartışmaların bir örneği için bkz. Robert Nozick, AnarĢi, Devlet ve Ütopya, Çeviren: Alişan Oktay, Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2000.

150

yaklaşımının Kamu Özel İşbirliği modelinin beklentileri ile örtüştüğü düşünülmektedir263.

3.2.4. “Hükümeti Yeniden İcat Etme” YaklaĢımı

Yeni Kamu İşletmeciliğinin savunduğu bu ilkeler akademik literatürde yaygınlık kazanmış ve geleneksel hükümetlerin sorgulanmasına ve devletin yeniden yapılandırılması için kuramsal çalışmalar yapılmasına neden olmuştur264. Bu çalışmalar arasında en dikkat çekici olanlardan birinde, hükümetin tamamen ortadan kaldırılması değil ve fakat “yeniden icat edilmesi” gerektiği savunulmuştur265. Daha etkin bir devlet tasarlamak için çeşitli ilkelerin sıralandığı yaklaşım var olan hükümet yapılarını ortadan kaldırmayı ve müşterilerin seçimlerine göre mal ve hizmet üreten piyasa yönelimli hükümet kurmayı amaçlamaktadır266.

263 Kamu Özel İşbirliği ve devlet aygıtı ile etkileşimi hakkında görüşleri için bkz.

Dietrich Budӓus; Gernod Grüning; Andreas Steenbock, Public Private Partnership-I (State of the Art), Arbeitsbereich Public Management Hochschule für Wirtschaft und Politik, Hamburg, 1996..

264Kamu sektöründeki reformların devlet yapılanmasına etkisi ve devletin dönüşümü hakkında görüşleri için bkz. Martin Minogue, “Changing the State: Concepts and Practice in the Reform of Public Sector”, in Martin Minogue, Charles Polidano and David Hulme (eds.), Beyond the New Public, Cheltenham, Edward Elgar, UK, 1998.

265 Ayrıntılar için bkz. Osborne Gaebler, Reinventing Government: How the Entrepreneurial Spirit is Transforming the Public Sector, Massachusettes, Addison-Wesley, 1992.

266Gaebler‟e göre; “Hükümeti Yeniden İcat Etme” Yaklaşımının temel aldığı ilkeler;

katalizör hükümet, toplumun sahip olduğu hükümet, rekabetçi hükümet, misyon odaklı hükümet, sonuç odaklı hükümet, müşteri odaklı hükümet, işletmeci hükümeti öngörülü hükümet, ademi merkezi hükümet ve piyasa yönelimli hükümet olarak sayılabilir. Bunların anlamları ve hükümeti yeniden icat etme yaklaşımı hakkında

151

“Hükümeti Yeniden İcat Etme” yaklaşımının hem uygulama açısından hem de kamu yönetimi disiplini açısından tartışılması gereken sorunlu tarafları mevcuttur. Bir defa, pek çok karmaşık unsuru içinde barındıran hükümet mekanizmasını sadece işletmecilik mantığıyla hareket eden bir şirket gibi algılamak rasyonel değildir. Kamu Özel İşbirliği gibi yöntemler ile kamu örgütlenmesi ve özel sektör yapılanması arasında mutlak bir benzerlik ve eşleştirme kurmaya çalışmak yanıltıcı sonuçlar doğurabilir. Neoliberal politikaların rasyonalize edilmesinde bir araç olarak görülen “Hükümeti Yeniden İcat Etme” yaklaşımının uygulamada yarattığı sıkıntıların kamu hukuku perspektifinden ve kamu hukukunun ilkelerine uyarak analiz edilmesi gerekmektedir. Bu noktada, “verimlilik”, “etkinlik” gibi ilkelerin geleneksel kamu yönetiminin “yasallık”, “eşitlik” gibi ilkelerini işlevsizleştirecek şekilde öne çıkarılmamasına dikkat edilmelidir. Devlet-hükümet-toplum ilişkisinin dinamikleri ile şirket-müşteri-tüketici ilişkisinin yapısal olarak özdeşleştirilmesi, nedenleri ve sonuçları itibari ile doğru bir yöntem olmayacaktır267.

detaylı bilgi için bkz. Osborne, Gaebler, Reinventing Government: How the Entrepreneurial Spirit is Transforming the Public Sector, Massachusettes, Addison-Wesley, 1992.

267Sönmez, s. 96 vd.

152

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KAMU HUKUKUNUN TEMEL ĠLKELERĠ ÇERÇEVESĠNDE KAMU ÖZEL ĠġBĠRLĠĞĠ

Kamu hukukunun temel ilgi alanlarından dikkat çekenler devlet ile toplum arasındaki ilişki, bireylerin/grupların devlet karşısında sahip olduğu haklar ve özgürlükler ile devletin faaliyet alanının sınırlanması sayılabilir. Bu başlıkta demokrasi, katılım ve sorumluluk gibi kamu hukukunun temellerini oluşturan prensipler Kamu Özel İşbirliği modeli ile ilişkilendirilerek ele alınacaktır. Ortak özelliği küreselleşmenin sorgulanması olan bu kavramların Kamu Özel İşbirliği uygulamalarına etkisinin incelenmesi, modelin kamu hukukunun sistematiği içindeki yerini yorumlayabilmek açısından anlamı vardır.