• Sonuç bulunamadı

II. 1861’E KADAR TOPHANE-İ AMİRE FABRİKALARI

1.2. SULTAN II ABDÜLHAMİD DÖNEMİ

1.2.4. Patent Kanunu ve Silah Üretimiyle İlişkisi

Üretimden ve üründen doğan sınai mülkiyet haklarının korunmasında, geçmişten günümüze iki sistem uygulanmıştır. Bu sistemler imtiyazlı üretime konu olan ürünün sınai mülkiyetler hakları sistemi ile ürüne dayalı sınai mülkiyetler hakları sistemidir. İkinci sistem Sanayi Devrimi ile birincisinin yerini alarak yaygınlaşmıştır. Her iki sistem de bölgesel haklar içermekteydi.

1871 yılında Alamet-i Farika Nizamnamesi157

yayınlanana kadar bölgesel üretim imtiyazına dayalı sınai mülkiyet sistemini uygulayan Osmanlı Devleti bu tarihten itibaren ürüne dayalı sınai mülkiyet hakları sistemine geçmeye başlamıştır. 1879 tarihli İhtira Beratı (patent) kanunuyla birlikte ürüne dayalı sınai mülkiyet hakları sistemi tam olarak uygulanmaya başlamıştır.158

1868 yılında Ahmet Süreyya Emin Bey’in (1848-1923) vermiş olduğu plan ve tarif üzerine Zeytinburnu Fabrikasında seri ateşli sahra topu imal edilmiştir. Bu top Türk icadı ilk seri ateşli top olarak kabul edilmiştir. Sultan II. Abdülhamid döneminde topun

156

BOA, BEO, 3526/264444, 19 Mart 1325 (1 Nisan 1909).

157 Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü’ne göre (World Intellectual Property Organization, WIPO) fikir ürünleri iki ana başlık altında değerlendirilmektedir. Edebiyat ve Sanat Eserlerine ilişkin “Eser Sahibinin Hakları ve Bağlantılı Haklar”, sanayiye ilişkin fikir ürünlerinde “Sınai Haklar” olarak belirlenmiştir. Evrensel nitelikte olan bu sistem Osmanlı Devleti’nde eserler için 1857 Telif Nizamnamesi ve 1910 Hakk-ı Telif

Kanunu, Markalar için 1871 Alamet-i Farika Nizamnamesi, patentler için 1879 İhtira Beratı Kanunu

olarak belirlenmiştir. Türkiye’nin ilk patent kanunu 23 Mart 1879 İhtira Beratı Kanunu’dur. Bu kanun 1844 Fransız kanununun bir çevirisidir. 27 Haziran 1995 tarihli ve 551 sayılı Patent Haklarının

Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kabul edilinceye kadar 116 yıl değişmeden

yürürlükte kalmıştır. Bkz. https://www.ankarapatent.com/uploads/ebulten/Ocak2011.pdf (E.T: 07.03.2015). Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname için Bakınız. http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/4.5.551.pdf (E.T. 07.03.2015).

158

Ahmet Kala, İhtira Beratı’ndan Patent’e Alamet-i Farika’dan Marka’ya Türk Sınaî Mülkiyet Tarihi, Türk Patent Enstitüsü, Ankara 2008, 15. 1832 tarihli bir haberden anlaşıldığına göre tüfenghane’de zımpara çarhını buharla çalıştıran Ermeni ustası Bağdsar’a buharlı çarh yapma imtiyazı verilmiştir. Bkz.

mucidi Ahmet Süreyya Emin Bey’in izni dışında topun imalat resimleri Krupp firması mühendislerine verilmiş, böylece Krupp Fabrikası da seri ateşli topları üretmeye başlamıştır.159

1879 tarihinde Tophane-i Amire Sanayi Alayı zabitanından Halil Bey bir tüfek icat etmiştir. Bir kaç yıl evvel dakikada 32 defa ateş eden bir tüfek icat etmiş ve buna karşılık olarak Tophane-i Amire yönetimi tarafından rütbesi kolağalığa yükseltilmiştir. Halil Bey Tophane-i Amire yönetimi tarafından silah siparişleri için Londra ve Amerika’ya gönderilmiş, buralardaki fabrikalarda incelemelerde bulunmuştur. Halil Bey 1879 yılında, dakikada 30 defa atış yapan ve Martini-Henry tüfeğinden daha hafif ve kullanışlı bir silah icat etmiştir. Bu silahın diğer silahlardan daha az masrafla imal edileceğini savunan Halil Bey devlet hazinesinin bu icat sayesinde büyük kazanç sağlayacağını ileri sürmekteydi. Halil Bey, silah almak için Amerika ve Avrupalılara verilmekte olan milyonlarca tutarın hazinede kalacağını, Osmanlı sanatkârının gayrete geleceğine inanmaktaydı. İcat ettiği silah sayesinde Tophane Fabrikalarının Avrupa silah fabrikalarıyla rekabet edebileceğini bildirmekteydi. Halil Bey yapmış olduğu bu icat için rütbesinin binbaşılığa terfi edilmesi isteğini şöyle dile getirmekteydi:

“hıdemat-ı kemteranemi takdiren kullarına bir imtiyaz-ı mahsus itasıyla rütbeyi haliye-i

kemterenamin dahi binbaşılığa terfi buyurulduğu halde ömrüm oldukça devlet ve millete bundan daha alâ nice nice asar-ı nefise ve sanayi-i nariyyede arz ve takdiminde zerre-itema kusur etmeyeceğimi ve bakiyye-i hayatımı dahi uğur-i şehriyarilerine feda

edeceğimi…160

159 Bugün Askeri Müzede bulunan bu topun üzerine Osmanlıca olarak “Zeytinburnu Fabrikası Mamülatı, Muhterii, Ahmet Süreyya Emin” yazmaktadır. Bkz. Muzaffer Erendil, Topçuluk Tarihi Genel Kurmay Basımevi, Ankara 1988, 119-120. Ahmet Süreyya Emin Bey, toplarda kuyruktan gaz kaçaklarını engelleyerek mermilerin daha süratli hareket etmesini sağlayan bir buluşa imza atmıştır. Barut haznesi kapağı ile falyayı kapatarak kuruktan çıkan gaz kaçaklarını engelleyen biri çelik diğeri tunç toplar için iki çeşit gaz halkası yaparak soruna çözüm bulmuştur. Tansel Zeynep Akalın-Nadir Bıyıkoğlu, Türk

Savunma Sanayii Tarihi, (The History of Turkısh Defence Industry), İmge Tanıtım Danışmanlık

Yayınları, Ankara 2007, 32. 1895 yılında Ahmet Muhtar Paşa tarafından yayımlanmış olan Osmanlı

Topçuları isimli kitapta Ahmet Süreyya Emin Beyle ilgili bilgi verilmemiştir. Bundan dolayı Ahmet

Süreyya Emin Bey tarafından ilk seri ateşli topun icat edildiği bilgisine ihtiyatla yaklaşılması gerekmektedir. Ahmet Süreyya Bey’in seri ateşli topu icadından ziyade kendi tasarladığı top kundak tezgâhının mucidi olarak kabul etmek daha doğru olabilir.

İhtira Beratı Kanununun 12. Maddesine göre kara ve deniz harp sanayisine hizmet edecek icatlar Tophane ve Bahriye dairelerine gönderilerek incelenmekteydi.161 Bunlardan devletçe bir fayda görülenlere ihtira beratı verilecek ve faydası görülmeyenler ise reddedilecekti. Fabrika çalışanları, imalatı arttırıcı veya maliyeti düşürücü bir uygulamayı keşfederek hazineye katkıda bulunursa veya faydalı bir şey icatta ederse sanayi madalyası ve nakdi mükâfat verilecekti, icadın imtiyaz hakkı fabrikaya ait olacaktı.162

20 Ekim 1896 tarihinde Müderris Mehmet Şakir Efendi, Tersane-i Amire’de bulunan torpidoların seyyar torpidolardan ibaret olduğunu icat ettiği korumalı torpil için ihtira beratı istemekteydi. Tersane-i Amire’de oluşturulan komisyon bu girişimin faydasız bir şey olduğunu bildirerek Mehmet Şakir Efendi’nin dilekçesini Tophane-i Amire’ye göndermiştir, burada Torpido Komisyonuna sunulan taslak proje incelenmiştir. Komisyon incelemeleri sonucunda bahsedilen derin sulara torpido koymak usulünün ilmi bir açıklamasının olmadığı, tatbikinin mümkün olamayacağı faydasız bir külfetten başka bir şey olmadığı bildirilerek Müderris Şakir Efendi’nin buluşunu reddetmiştir.163