• Sonuç bulunamadı

Parti Ağırlıklı Seçim Kampanya Çalışmaları 74 

1.2. Seçmen Tercihi Bakımından Siyasal Toplumsallaşma ve Etkenleri 32

1.3.2. İmaj Oluşumu Açısından Seçim Kampanyaları 71 

1.3.2.2. Parti Ağırlıklı Seçim Kampanya Çalışmaları 74 

Yerel seçimler bir çok adayın kendi bölgesinde bireysel veya bir parti kimliği altında mücadele ettiği bir yarıştır. Ancak genel bir değerlendirme yapıldığında; özellikle Türkiye gerçeğinde kendisini daha ön plana çıkaran bir adayın şansının ne kadar az olduğu görülebilir. Bağımsız adayların seçim yarışında başarılı olma şansları oldukça düşük oranlarda gerçekleşmektedir. Buna karşın herhangi bir parti kimliği altında seçime giren adayların başarı şansları daha fazla olmaktadır. Bazı durumlarda herhangi bir parti kimliği altında seçime girmenin ötesinde başarılı ve karizmatik bir genel başkana sahip partilerden aday olanların kazanma şansları daha yüksek olabilmektedir. Bu nedenle yerel seçimlerde parti ve parti lideri odaklı bir kampanyanın daha iyi sonuç verebileceği düşünülebilir. Örneğin 2009 yerel seçimlerinde Ak Parti adayları açık hava reklamlarında kendi fotoğraflarından daha öncelikli olarak parti genel başkanlarının fotoğraflarını ve söylemlerini kullanmışlardır. Diğer partiler için de benzer durumların sözkonusu olduğu söylenebilir.

Seçmen özellikleri bakımından daha bireysel nitelikler gösteren toplumlarda parti ağırlığının düşük olduğu söylenebilir. Çünkü bireyselleşmenin daha rasyonel

kararları doğurabileceği düşünülebilir. Ancak parti ağırlığının bireyselleşmeye rağmen de hissedilebileceği durumlarla karşılaşılabilmektedir. Örneğin, Amerikan toplumunun büyük bir bölümü ülkelerinin güçlü bir parti disiplini altında yönetilemeyeceğine inanmaktadır. Bu bakımdan genel olarak aday merkezli kampanyalar yürütülmektedir. Fakat, partiler adayları üzerinde bazı kontrollere sahiptirler. Adaylar oy verme sistemi içerisinde esaslı bir parti rolü olmaksızın başkan olmayı ummazlar. Başkanlık için aday olma onuru geçmişe ya da gelecek beklentilere dayalı olabilir. Hatta bu partiler, kendi kesin kurallarına bağlı olan bireyleri aday gösterilebilecekleri kararına varabilmektedirler. Bu bakımdan her hangi bir aday, aday gösterildiği partinin marka değerini ve onun hedef kitlesini koruma zorunluluğu hissetmektedir (Hess, 1988: 95).

Siyasal ürünün en önemli parçalarından biri de partinin kendisidir. Lideri, milletvekili adayları, çalışanları ve fiziki yapısı gibi unsurlardan farklı olarak her partinin kendisine özgü tüzel bir kişiliği ve kendisiyle bütünleşmiş bir imajı vardır. Zaman içinde değişime uğrasa bile, herhangi bir partiden bahsedildiğinde seçmenin kafasında oluşmuş bir imaj sözkonusudur. Bu imajı partinin genel başkanından ayırmak genel olarak zordur. Lider parti imajının temsilcisi durumundadır. Çoğu zaman seçmenlerin kafalarında oluşan parti ile ilgili çağrışımlar, parti başkanı aracılığıyla oluşmaktadır. Bu bakımdan parti lideri ve parti genel olarak iç-içe geçmiş, bütünleşik bir durumu ortaya koymaktadır (Polat vd., 2004: 113).

Yerel seçimlerde parti başkanı ve parti imajının yoğun olarak işlenmesi yerel aday açısından önemli bir avantaj sağlayabilir. Her ne kadar seçmenlerin parti bağımlılıklarının giderek azaldığı söylense de; ilk imaj oluşumu açısından adayın partisi ile ilgili seçmen algısının önemli etkisi olduğu söylenebilir. Özellikle politik özgürlüğün veya politik değerlerin merkezden yerele doğru aktığı toplumlarda bu durum daha açık olarak görülebilir. Bu bakımdan yerel seçim kampanyalarında partinin veya parti kimliğiyle bütünleşmiş parti genel başkanının kullanılması adayın eksikliklerini kapatabilir. Bu durum, politik geçmişinde ya da sosyal yaşamında başarılı verilere sahip olmayan, toplumsal sistemde politik üretimleri çok fazla bulunmayan adaylar için daha geçerli olabilir.

Teorik olarak bakıldığında, bir parti kimliği altında aday olmak güçlü bir şekilde önerilebilir. Ancak pratikte bu durum daha bir zorunluluk olarak ortaya

çıkmaktadır. Bir partinin adayı olmak ve kazanmak daha kolaydır. Bu bakımdan bir partinin adayı olmak istendiğinde partinin yerel yönetiminin önerileri ve yardımları istenmelidir. Çünkü, partiler yerel bölgelerinde adayın kampanyasında gönüllü olarak yer alabilecek deneyimli insanlara sahiptir. Kampanyada deneyimli insanların önerilerinin büyük önemi vardır. Partilerde böyle deneyimli insanları bulmak daha kolaydır (Grey, 1999: 69-70)

Seçmen kararlarında kısa dönemli ve uzun dönemli etkenler belirleyici bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Uzun dönemli etkenler güçlü bir parti bağımlılığını gerekli kılarken; kısa dönemli etkenler, adayların ya da partilerin o anda dikkat çektikleri bir seçim konusunu veya adayların çekiciliğini gerekli kılmaktadır. Örneğin herhangi bir parti adayının bir konuyu ele alış şekli seçmenler tarafından daha olumlu görülürse, kısa dönemli etkenler seçmen kararlarında etkili olabilir. Ancak bu kısa dönemli etkenlerin dışında bazı denge unsurları sözkonusudur. Çünkü çoğu seçmenin partiyle özdeşleşme hissi, kısa dönemli etkenlerden daha önce oluşmaktadır. Dolayısıyla partiyle özdeşleşme seçmen kararları açısından her yeni seçimde bir dayanak noktası oluşturmaktadır (Miller ve Levitin, 1976: 33-34). Diğer bir ifadeyle uzun dönem etkiler, seçmenin önceki inançları, partiye veya adaya yönelik sadakati, tutumları ve değerleri olarak ifade edilmektedir. Kısa dönem etkiler ise, seçmenlerin haber programlarını, talk showları ve aday tartışmalarını izlemesi, gazete ve dergileri okuması ve kişilerarası iletişimde bulunması sonucunda aday ile ilgili bilgi ve mesajlarla karşılaşması ve bunlardan etkilenmesi olarak ifade edilebilir (Devran, 2004: 2). Bu bakımdan seçmenlerin geçmişinde bir partiye veya adaya duydukları bağımlılık veya sempatinin, kampanya döneminde iletilen mesajların ve seçim kampanyalarında aday hakkında oluşturulan yeni algıların seçmen kararlarını etkileyeceği söylenebilir.

Parti veya lideri ile ilgili sloganların üretilmesi parti ve aday arasında bir özdeşim kurulması açısından önemli olabilir. Parti başkanının dile getirdiği parti sloganının aday tarafından dile getirilmesi parti liderinin karizmasından adayın yararlanması gibi bir durumu ortaya çıkarabilir. Örneğin 2009 yerel seçimlerinde Ak Parti adayları tanıtım materyallerinde “işimiz hizmet gücümüz millet” sloganını kullanmışlardır. Adayların çeşitli toplantılarda veya çeşitli tanıtım süreçlerinde bu sloganı kullanması, seçmenlerde parti genel başkanı çağrışımını oluşturduğu

söylenebilir. Çünkü sloganlar seçmenlere kampanyanın vurguladığı hususları hatırlatan, dikkatleri içeriğe yönelten, kısa özlü ve kolay hatırlanabilen ifadelerdir (Özkan, 2004: 155).